musannef

Abdurrezzak

Talak

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Evlenen ve Vefat Edinceye Kadar Mehir Belirlemeyenin Durumu

 

11737- Ali b. Ebi Talib, bir kadınla nikahlanıp ona mehir belirlemeden ve gerdeğe girmeden ölen kişiyle ilgili olarak, kadını ona mirasçı kılar, iddet beklemesini söyler, ama mehir vermezdi.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/920), "Halid-Hakem" kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

11738- Abduhayr bildiriyor: "Hz. Ali bu durumdaki kadına mirastan pay verip iddet bekletir, ama mehir vermezdi. ''

 

Tahric: Said b. Mansur (3/919), Halid kanalıyla Ata b. es-Silib' den rivayet etti.

 

 

 

11739- Nafı bildiriyor: İbn Ömer oğlu vakıd'ı evlendirdi ve vakıd gerdeğe girmeden ve hanımına mehir belirlemeden önce vefat etti. İbn Ömer kadına hiçbir şey vermeyince, kızın annesi onunla muhakeme olmaktan başka bir şeyi kabul etmedi. Bunun üzerine Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab gelip: "Kızın annesi seninle mutlaka muhakeme olmak istiyor, ama senin dediğin olur" deyince, İbn Ömer: "Hakları varsa bu haktan vazgeçmenizi istemem" deyip Zeyd b. Sabit'in yanında muhakeme oldular. Zeyd kadına mehir vermezken onu mirasçı yaptı. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/923) rivayet etti.

 

 

 

11740- İbn Abbas bir kadınla evlenip vefat edene kadar ona dokunmayan ve mehir belirlemeyen kişiyle ilgili olarak: "Kadının miras alması yeterlidir. Eğer kocası ona bir mehir belirlemişse kadın, hem bu mehri, hem de mirası alır" dedi.

 

Tahric: Beyhaki (7/247), Sevri kanalıyla İbn Gireye' den rivayet etti.

 

 

 

11741- Zühri: "Bu durumdaki kadının mehir hakkı yoktur, mirastan alması yeterlidir" demiştir.

 

 

 

11742- Tavus, İbn Mes'ud'un hadisini duyuncaya kadar: "Koca hanımına mehir belirlemeden ve onunla gerdeğe girmeden ölürse kadının mehir hakkı yoktur" derdi. İbn Mes'ud'un bu konudaki hadisini duyduktan sonra eski görüşünü bırakmış ve bu konuda bir şey söylemez olmuştur.

 

 

 

11743- Şa’bi ve Katade der ki: Bir adam Abdu"ah b. Mes'ud'a gelip, kocası kendisiyle gerdeğe girmeden ve mehir belirlemeden ölen kadının durumunu sordu. İbn Mes'ud: "insanlara sor. insanlar çoktur" veya buna benzer bir şey söyledi. Adam: "Vallahi bir yıl beklesem senden başkasını bulamam. (Bu sebeple) seni bırakmam" dedi. İbn Mes'ud adamın sorusuna bir ay boyunca cevap vermedi ve (bir ay sonra) kalkıp abdest alarak iki rekat namaz kıldıktan sonra: "A"ahım! Doğru olan şey Sendendir. Yanlış olan ise bendendir" deyip şöyle devam etti: "Bu kadının, dengi olan kadınların aldığı mehri alması, mirastan da alması ve iddet beklemesi görüşündeyim."

 

Eşca kabilesinden bir adam kalkıp: "Şahitlik ederim ki, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hilal b. Umeyye ile Birva' binti Vaşık hakkında verdiği hükmü verdin" dedi. İbn Mes'ud, Eşca kabilesinden olan adama: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği bu hükmü senden başka duyan var mı?" diye sorunca, adam: "Evet" deyip kavminden bir grubu getirdi ve onlar da bunu duyduklarını söylediler. İbn Mes'ud'un, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdiği bu hükme uygun bir hüküm vermesi sebebiyle başka hiçbir şey için bu kadar sevindiği görülmedi."

 

Tahric: Ebu Davud (2114); Nesai: (6/122) ve İbn Mace (1891) rivayet ettiler.

 

 

 

11744- Hakem der ki: Hz. Ali, (ibn Mes'ud'un sözünü duyunca): "Bedevilerin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözünün hilafına söyledikleri söze itibar edilmez" dedi.

 

 

 

11745- Alkame der ki: Abdullah b. Mes'ud'a gidilip, bir kadınla evlenen ve ona mehir belirleyen ama kadına dokunmadan vefat eden kişinin durumu sorulunca, kadına mehir vermeleri gerektiğini söyleyip şöyle dedi: "Ben bu konuda görüşümü söylüyorum. Eğer doğru söylemişsem Allah'tandır. Yanlış söylemişsem bendendir. Kadın, ne eksik ne fazla, sadece dengi olan kadınların aldığı kadar mehir alır, iddet beklemesi gerekir ve kendisine miras ta düşer." Ma'kil b. Yesar el-Eşcai kalkıp: "Şahitlik ederim ki, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amir b. Ruas b. Sa'saa oğullarından olan Beni Ruas'tan, Rev'a binti Vaşik hakkında verdiği hükmü verdin" dedi. Süfyan da bu görüşle amel etmektedir.

 

Tahric: Farklı kanallarla Tirmizi: (2/196) rivayet etti. 10897. hadise bakınız.

 

 

 

11746- Ma'mer der ki: "Hasan(-ı BasrI) ile Katade bu konuda İbn Mes'ud'un görüşündeydi."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Fidye