musannef

Abdurrezzak

Talak

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İla

 

11602- Hammad der ki: İbrahim'a ila'yı sorunca şöyle cevap verdi: "Kişinin, hanımıyla ilişkiye girmeyeceğine veya dargın kalacağına ya da kötü davranacağına veya onu mahrum edeceğine veya başbaşa kalmayacağına dair yemin etmesidir."

 

Sevri der ki: "Kişi: ''Sana yaklaşmayacağım ve dokunmayacağım'' derse, yemin etmedikçe bu sözü hükümsüzdür."

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1864) aynı mana ile rivayet etti.

 

 

 

11603- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "İla, kişinin hanımıyla dört aydan daha fazla ilişkiye girmeyeceğine dair Allah adına yemin etmesidir. Kişi süre belirtsin veya belirtmesin yemin ettiği şey dört aydan fazla olduktan sonra ila olur. Ancak kişinin, karısına: "Sana dokunmayacağım!" demesi veya karısına ağır bir laf ettikten sonra ondan uzak durması Ila sayılmaz."

 

 

 

11604- Yezid b. el-Esam bildiriyor: İbn Abbas bana: "Karınla ne yaptın? Hala dili uzun mu?" diye sorunca, ben: "Evet! Vallahi onunla bir daha konuşmamak üzere yanından çıktım" karşılığını verdim. Bunun üzerine İbn Abbas bana şöyle dedi: "Dört ay geçmeden önce acele edip yanına git. Eğer dört ay geçerse senden bain bir şekilde boş olur ve ona baştan talip olmak zorunda kalırsın."

 

 

 

11605- Yezid b. el-Esam bildiriyor: İbn Abbas bana: "Karınla ne yaptın?

Hala dili uzun mu?" diye sorunca, ben: "Evet! Vallahi onunla bir daha konuşmamak üzere yanından çıktım" karşılığını verdim. Bunun üzerine İbn Abbas bana: "Dört ay geçmeden önce acele edip yanına git. Eğer dört ay geçerse bir talak gerçekleşmiş olur" dedi.

 

 

 

11606- Tavus der ki: "Ila, kişinin hanımıyla asla veya dört aydan daha fazla cinsel ilişkiye girmeyeceğine dair yemin etmesidir."

 

 

 

11607 - Katade der ki: "Kişi, hanımına yaklaşmayacağına dair Allah adına yemin ettikten sonra onu dört ay bırakırsa bu ila'dır. ister süre versin ister vermesin aynıdır. Eğer: ''Sana yaklaşmayacağım ve dokunmayacağım'' deyip ondan uzaklaşırsa bu Ila sayılmaz."

 

 

 

11608- İbn Abbas: "Ila; kişinin hanımına hiçbir zaman yaklaşmayacağına dair yemin etmesidir" demiştir.

 

 

 

11609- Başka bir kanalla Muaz'ın azatlısından bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir. 

 

Tahric: Said, İbn Uyeyne kanalıyla Amr'dan ve Beyhaki (7/380), Şafii kanalıyla İbn Uyeyne' den rivayet ettiler.

 

 

 

11610- İbn (üreye der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Yakub'un bana bildirdiğine İbn Abbas'ın: ''Kişi eğer karısına yaklaşmayacağına dair yemin ederken bir süre vermişse bu, ila sayılmaz. Eğer süre vermemişse (dört ayı geçmesi halinde) ila sayılır'' dediğini işitmişsin" dediğimde, Ata: "ibn Abbas'tan ila hakkında bir şey duymadım" karşılığını verdi. Ben: "Bu konuda sen ne diyorsun?" diye sorduğumda ise: "Süre berlirlese de belirlemese de, dört ay geçince yüce Allah'ın buyurduğu gibi ila olur bir talak gerçekleşir."

 

Tahric: Beyhaki (7/378, 379) aynısını rivayet etti.

 

 

 

Hangi Durumlarda Kişiyle Hanımı Arasında İla Olur?

 

11611- Şa'bi der ki: "Kişiyle hanımını birbirinden ayıran her yemin İla'dır." Kişi: "Vallahi sana dargın duracağım, Vallahi sana kötü davranacağım. Vallahi sana yaklaşmayacağım" ve benzeri şeyleri söylemesi İla'dır.

 

 

 

11612- Şa'bi der ki: "Cinsel ilişkiye engel olan her yemin İla'dır.''

 

Tahric: Beyhaki (7/388), İbn Abbas kanalıyla ve farklı kanallarla Said b. Mansur (3/1864, 1865) rivayet etti.

 

 

 

11613- Mansur bidiriyor: ibrahim(-i Nehai)'ye, hanımını

konuşturmayacağına dair yemin eden kişinin durumunu sorduğumda: "İla, cinsel ilişki konusunda olur. Ben bunun ila olmasından korkarım" cevabını verdi.

 

 

 

11614- ibrahim( -i Nehai) der ki: "Kişinin Allah adına yemin ederek onunla dargın duracağına veya kötü davranacağına ya da onu mahrum edeceğine veya başbaşa kalmayacağına yemin etmesi, iladır."

 

 

 

11615- Katade: "Ona yaklaşmadığı zaman darılması ila değildir" demiştir.

 

 

 

11616- A'meş der ki: ibrahim(-i Nehai)'ye, hanımıyla konuşmamaya yemin edenin durumunu sorduğumda: "Ila, cinsel ilişki konusunda olur. Ben bunun ila olmasından korkarım" cevabını verdi.

 

 

 

11617- Ebu'ş-Şa'sa der ki: Kişinin: "Sen bana haramsın, sen bana annem gibisin" veya "Eğer sana yaklaşırsam boşsun" demesi iladır. Hanımına yaklaşmayacağına dair ettiği her yemin dört ay sürerse iladır. Eğer daha önce ona yaklaşacak olursa dediği gibi (zıhar veya talak) olur.

 

 

 

11618- Ata (b. Ebi Rebah): "Kişinin hanımına dört aydan daha az bir süre vererek yaklaşmayacağına dair yemin etmesi ila değildir" demiştir.

 

 

 

11619- Başka bir kanalla Tavus'tan bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

11620- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a, hanımına bir ay yaklaşmayacağına dair yemin eden bir kişinin, ona beş ay yaklaşmaması sorulunca: "Bu, ila değildir" cevabını verdi.

 

 

 

11621- Tavus, hanımına üç gün yaklaşmamaya yemin edip sonra ondan üç ay uzak duran kişiyle ilgili olarak: "Bu, ila değildir" dedi.

 

 

 

11622- Başka bir kanalla Said b. Cübeyr'den bu fetvanın aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

11623- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

11624- İbn Abbas: "Bu, ila değildir" dedi. (Ravi) Bunu Amir el-Ahvel'den nakletmiştir.

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (311778, 1779) rivayet etti.

 

 

 

11625- Haccac b. Ertaa'ya, hanımına on gün yaklaşmamaya yemin edip ondan dört ay uzak duran kişinin durumu sorulunca: "Hakem, ibrahim ve başkalarından: "Bu, ila'ya girer" demiştir.

 

 

 

11626- Katade aynı konuda: "Bu, Iladır" demiştir.

 

 

 

11627- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a, hanımına bir ay yaklaşmamaya yemin edip beş ay ondan uzak duran kişinin durumu sorulunca: "Zaman verse de, vermese de bu ila'dır. Dört ay geçince, Yüce Allah'ın da buyurduğu gibi zaman verse de vermese de ila'dır" cevabını verdi.

 

 

 

11628- Vebere, kendi kabilesinden bir kişiden bildiriyor: Bu kişi hanımına on gün ila yaptı ve bu konuyu İbn Mes'üd'a sordu. İbn Mes'üd:

"Dört ay geçerse ila olur" cevabını verdi.

 

 

 

11629- Sevri: "Kişinin, hanımına yaklaşmayacağına yemin ederek: "inşallah" demesi ila değildir" demiştir.

 

 

 

11630- Sevri der ki: Kişi karısıyla içinde bulunduğu yılda sadece bir defa ilişkiye gireceğine dair yemin edip yemininden birkaç ay sonra onunla ilişkiye girdiği zaman, yemin etmesinden sonra ilişkiye girmesi ile yılın tamamlanması arasında dört ay veya daha fazla bir zaman varsa ilişkiye girmesiyle ila gerçekleşmiş olur. ilişkiye girmesi ile yılın tamamlanması arasında dört aydan daha az bir zaman varsa ila gerçekleşmiş olmaz. Ila ancak onunla ilişkiye girmesiyle gerçekleşir ü(ve kefaret ödemesi gerekir)."

 

 

 

Süt Emziren Hanımma Yaklaşmamaya Yemin Etmek

 

11631- Said b. Cübeyr der ki: Bir adam Ali b. Ebi Talib'e: "Hanımıma iki yıl dokunmamaya yemin ettim" deyince, Hz. Ali, hanımından ayrılmasını emretti. Adam: "Hanımın süt emzirdiği için yemin etmiştim" deyince ise Ali, hanımına dönebileceğini söyledi.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1773), İbn Uyeyne kanalıyla Amr' dan rivayet etti.

 

 

 

11632- Simak b. Harb, Ebu Atiyye el-Huceymi'den bildiriyor: Ebu Atiyye, hanımı, oğlu Ka'neb'i sütten kesmeden ona yaklaşmamaya yemin etti ve bir topluluğun yanından geçerken o topluluk: "Ka'neb'i ne güzel besliyorlar" dediler. Ebu Atiyye onlara, çocuk sütten kesilinceye kadar hanımına yaklaşmamaya yemin ettiğini söyleyince, onlar: "Bizce hanımın senden bain talakla boş oldu" dediler. Ebu Atiyye gidip durumu Hz. Ali'ye sorunca, Ali: "Eğer kızgın olduğun bir anda Ila yaptıysan hanımın senden bain talakla boş oldu. Eğer böyle değilse o hanımındır" dedi.

 

Tahric: Farklı kanallarla Beyhaki (7/382); Said b. Mansur (3/1868, 1872) aynısını ve Tahavi, Ahkamu'l-Kur'an'da (7/79), "Şu'be-Atiyye b. Cubeyr" kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

11633- Muğire bildiriyor: ibrahim(-i Nehai)'ye, kişinin, süt emziren hanımına, çocuk sütten kesilinceye kadar yaklaşmayacağına dair talak üzerine yemin etmesini sorunca, ibrahim şöyle cevap verdi: "Dört ay geçmeden ona yaklaşırsa talak düşer, dört ay geçmesine rağmen ona yaklaşmazsa ila olur."

 

 

 

11634- Katade, hanımı süt emzirdiği sürece ona yaklaşmamaya yemin eden kişiyle ilgili olarak: "Bu, Ila değildir. Kişi bununla uygun olan şeyi yapmak istemiştir" dedi. Ma'mer, Hz. Ali'nin de aynı şeyi söylediğini bildirir.

 

 

 

Hanımma Yaklaşmamaya Üç Talak Üzerine Yemin Etmek ila Sayılır mı?

 

11635- Katade, hanımına bir yıl yaklaşmamaya üç talak üzerine yemin eden kişiyle ilgili olarak: "Hasan(-ı Basri): "Aylar (dört ay) geçince hanımı bain talakla boş olur. Eğer sonra onunla evlenecek olursa artık ila kefareti ödemesine gerek yoktur. Hanımının boş olması ve onunla yeniden evlenmesi ila'yı hükümsüz kılar" demiştir. Beni ise: "Kefaret öder" derim. Ebu'ş-Şa'sa da şöyle demiştir: "Aylar geçince hanımı ondan bain talakla boş olur. Daha sonra onunla evlenecek olursa artık ila kefareti ödemesine gerek yoktur, ancak bir yıl geçmeden ona yaklaşamaz. Bir yıl geçmeden ona dokunacak olursa yeminini bozmuş olur." Ma'mer der ki: bana bildirilene göre ibrahim(-i Nehai) de: "Daha sonra onunla evlenecek olursa ila geçerliliğini korur olur" demiştir.

 

 

 

11636- ibrahim(-i Nehai) der ki: "Aylar geçince ondan bain talakla boş olur. Daha sonra onunla evlenecek olursa, Ila geçerliliğini korur. Süre bitinceye kadar ona dokunmayacak olursa hanımı ondan bain talakla boş olur. Daha sonra onunla yine evlenirse, ila yine geçerlidir. Aylar bitinceye kadar ona yine dokunmayacak olursa hanımı yine bain talakla boş olur."

 

 

 

11637- Ata (b. Ebi Rebah), hanımına: "Sana beş ay dokunursam sen boşsun" diyen kişiyle ilgili olarak: "Bu, ila değildir. Talak yemin değildir ki, ila olsun" demiştir.

 

 

 

Dört Ayın Geçmesi

 

11638- Ata el-Horasanı der ki: Ebü Seleme b. Abdirrahman, ibnu'lMüseyyeb'e ila'yı sorduğumu duydu ve kendisine rastlayınca bana: "Sana ne dedi?" diye sordu. Ben, ibnu'l-Müseyyeb'in söylediklerini ona anlatınca:

"Osman b. Affan ve Zeyd b. Sabit'in bu konuda ne dediklerini sana söyleyeyim mi?" diye sordu. Ben: "Evet anlat" deyince, Ebü Seleme şöyle dedi: "O ikisi, ''Dört ay geçince bir talak olur ve kadın kendi hakkında kararını kendisi verip boşanan kadının beklediği gibi iddet bekler'' dediler."

 

Tahric: Beyhaki (7/378), Abdürrezzak kanalıyla rivayet etti ve: "Evzai de, Ata el-Horasani kanalıyla hadisi bu şekilde rivayet etti. Ata el-Horasani zayıftır" dedi.

 

 

 

11639- Ebü Kılabe der ki: İbn Mes'üd'un yanında oturan Nu'man hanımıyla ila yapınca, İbn Mes'üd onun baldırına vurup: "Dört ay geçince bir defa boşamış kabul et" dedi. 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1884) "Huşeym-Ebu Kılabe" kanalıyla; el-Cevher'de (7/379) geçtiği üzere İbn Ebi Şeybe, "İbn Uleyye- Ebu Kılabe" kanalıyla ve İbn Mes'ud başka bir yolla rivayet ettiler.

 

 

 

11640- İbn Abbas der ki: "Boşanmada dört ayın geçmesi (Bakara Sur. 227) ila sonrası dört ayın geçmesidir. "Fey" ise (Bakara Sur. 26) ila sonrası vazgeçip ilişkiye girmektir."

 

 

 

11641- Hz. Ali ve İbn Mes'ud: "Dört ay geçince bir talak olur ve bu durumda kadın istediğini yapma hakkına sahiptir" dediler. Yine Ali ve İbn Mes'ud: "Bu durumdaki kadın boşanan kadının iddetini bekler" dediler.

 

 

 

11642- İbn Cüreyc, "Sevri- İbn Abbas" kanalıyla, Abdullah b. Muharrer'in rivayeti gibi bir rivayette bulunmuştur (bir önceki hadisi kasdediyor). 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1887), Huşeym kanalıyla İbn Ebi Leyla' dan bu İsnadla rivayet etti.

 

 

 

11643- İbn Abbas, "Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler .... Şayet boşanmaya kararlı iseler"[Bakara, 226-227] ayetini "Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler, şayet onları bırakmaya kararlı iseler" şeklinde okumuştur.

 

 

 

11644- İbn Abbas: "Dört ay geçince hanımı bir talakla boş olur ve bu durumda kadın istediğini yapma hakkına sahiptir" demiştir.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1885), Said b. Cübeyr kanalıyla İbn Abbas'tan başka bir lafızla rivayet etti.

 

 

 

11645- Hz. Ali ve İbn Mes'ud: "Dört ay geçince hanımı bir talakla boş olur ve kadın istediğini yapma hakkına sahiptir. Bu durumda kadın, boşanan kadının iddetini bekler" dediler.

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/1882) aynı mana ile rivayet etti.

 

 

 

11646- Hz. Ali ve İbn Mes'ud: "Bu durumdaki kadın, dört aydan sonra boşanan kadının iddetini bekler" dediler. Katade, İbn Abbas'ın: "Kadını uzun süre bu durumda bekletmeyin. Dört ay geçince kadının evlenmeye hakkı vardır" dediğini bildirir.

 

 

 

11647- Ebu'ş-Şa'sa: "Dört ay geçtikten sonra kadın istediğini yapmakta serbesttir ve artık dört aydan sonra iddet beklemesine gerek kalmaz" derdi. 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1931), "İbn Uyeyne-Ebuş-Şa'sa" kanalıyla son kısmını rivayet etti.

 

 

 

11648- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Dört ay geçtiği halde koca yaptığı iladan dönmezse, kadın istediğini yapmakta serbesttir. Bu durumda boşanan kadının iddetini bekler ve aralarında veraset olmaz. Hamile değilse ondan nafaka da alamaz. Dört ay geçince, kocanın ila'dan dönmesi veya onu boşaması istenir. Eğer yapmazsa kadın bir talakla boş olur."

 

 

 

11649- İbn Abbas'ın azatlısı ikrime: "Dört ay geçince kadın bir talakla boş olur ve artık istediğini yapmakta serbesttir" demiştir.

 

 

 

11650- Davud b. Ebi Asım bildiriyor: Muhammed b. Yusuf, kendisine, Sakıf kabilesinden bir kadına kocasının ila yapmasının hükmünü sormasını istedi. Davud bir çok kişiye bu rsoruyu sordu. Bunların arasında İbn Abbas'ın azatlısı ikrime de vardı. Sorduklarının hepsi de: "Dört ay geçince bir bain talak olur" dediler.

 

 

 

11651- Kabısa b. Zueyb der ki: "Dört ay geçince bir bain talak olur." Ebu Bekr b. Abdirrahman b. el-Haris b. Hişam: "Bir talak olur, ama kocası onu döndürmeye hak sahibidir" demiştir. Zühri, bu konuda Ebu Bekr'in sözünü alırdı.

 

 

 

11652- ibnu'I-Müseyyeb ve Ebu Bekr b. Abdirrahman: "Dört ay geçince bir talak olur, ama kocası onu geri döndürmeye hak sahibidir" dediler. 

 

Tahric: Malik, İbn Şihab kanalıyla ve Beyhaki (7/378), Malik kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

11653- Mekhul: "Dört ay geçince bir talak olur; ama kadın üç hayız görünceye kadar kocası onu geri döndürmeye hak sahibidir" demiştir.

 

 

11654- Başka bir kanalla ismail b. Umeyye'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

11655- ibnu'I-Müseyyeb: "Dört ay geçince, ila yapan yeminini devam ettirmekten alıkonur veya ila'dan dönmesi veya boşaması istenir" demiştir. 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1877), Davud b. Ebi Hind kanalıyla İbnu'l-Müseyyeb'den rivayet etmiştir.

 

 

 

11656- Hz. Ali: "Dört ay geçince ila yapan, iladan dönmeye veya boşamaya zorlanır" demiştir.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1901), İbn Uyeyne kanalıyla Leys'den ve Beyhaki (7/377) bu lafızla rivayet ettiler.

 

 

 

11657- Hz. Ali: "Dört ay geçince, ila yapan yeminini devam ettirmekten alıkonur veya iladan dönmesi veya boşaması istenir" demiştir.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1900), İbn Uyeyne kanalıyla Şeybani'den rivayet etti.

 

 

 

11658- Ebu'd-Derda ve Hz. Aişe: "Dört ay geçince, ila yapan yeminini devam ettirmekten alıkonur veya ila'dan dönmesi veya boşaması istenir" dediler. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/1908,1911) rivayet etti. 

 

 

 

11659- Kasım b. Muhammed bildiriyor: "Bir adam hanımıyla ila yapınca Hz. Aişe yirmi ay sonra adama: "Iladan dönme vaktin gelmedi mi!" dedi.

 

 

 

11660- Kasım b. Muhammed bildiriyor: "Bir adam hanımına bir yıl ila yapıp Hz. Aişe'ye gelir, Aişe de ona: "Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler"[Bakara, 226] ayetini okuyup, Allah'tan korkmasını ve ila'dan geri dönmesini emrederdi." 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1907) bu isnad ve aynı mana ile rivayet etti.

 

 

 

11661- İbn Ömer: "Dört ay geçince, ila yapan yeminini devam ettirmekten alıkonur veya ila'dan dönmesi veya boşaması istenir" demiştir.

 

Tahric: Malik; Malik'in kanalıyla Beyhaki (7/377); Said b. Mansur (3/1905), Abdulhamid kanalıyla Nafi'den ve Sünen Said'de (3/1886) geçtiği üzere Said b. Cübeyr, İbn Ömer kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

11662- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

11663- İbn Tavus: "Dört ay geçince, İla yapan yeminini devam ettirmekten alıkonur veya iladan dönmesi veya boşaması istenir" demiştir. 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1933), İbn Uyeyne kanalıyla İbn Tavus'tan, o da babasından (Tavus'tan) rivayet etti.

 

 

 

11664- Osman b. Affan: "Dört ay geçince ila yapan, yeminini devam ettirmekten alıkonur veya ila'dan dönmesi veya boşaması istenir" demiştir.

 

Tahric: Beyhaki (7/377), şam kanalıyla İbn Uyeyne' den rivayet etti.

 

 

 

11665- Süleyman b. Yesar, Mervan (b. el-Hakem)'in hanımıyla ila yapan bir adamın altı ay sonra yeminini durdurdu veya ila'dan dönmesini veya hanımını boşamasını istedi. 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1910), İbn Uyeyne kanalıyla Eyyub'dan rivayet etti.

 

 

 

Ila Konusunda Bilgisiz Olup, Hammıyla ilişkiye Girip Giremeyeceğini Bilmeyen Kişinin Durumu

 

11666- Hişam b. Yahya, Ata'ya: "Kişi, ilanın süresi konusunda bilgisiz olur, dört ay geçerse durum ne olur?" diye sorunca, Ata: "Bilmese bile, süre Yüce Allah'ın buyurduğu gibidir" cevabını verdi.

 

 

 

11667- ibrahim(-i Nehai) bildiriyor: Abdullah b. Uneys adında bir adam hanımıyla ila yaptı ve onunla ilişkiye girmeden dört ay geçti. Adam dört ay sonra yeminini unutup hanımıyla ilişkiye girince, Alkame b. Kays'a gidip durumunu anlattı. İbn Mes'ud'a gidip sorduklarında: "Hanımın senden bain talakla boş oldu. Onu kendisinden iste" dedi. Adam gidip kadını kendisinden istedi ve ona mehir olarak bir rıtl gümüş verdi. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/1927) rivayet etti.

 

 

 

11668- Abdurrezzak der ki: Amr b. Mücalid'e mektup yazdım, bana yazdığı cevapta, babasının Amir'den şöyle naklettiğini söyledi: "Neha'dan, daha önce orada bulunmayan birisi geldi ve arkadaşlarına: "Hanımıma öfkeli bir şekilde çıktım, döndüğümde ise onunla barışıp daha önce ona yaklaşmamaya yemin etmeme rağmen kendisiyle ilişkiye girdim. Bu, aylarca böyle sürdü" dedi. Arkadaşları bu adama: "Bu yaptığın Iladır. Abdullah b. Mes'ud'a gidip sor" dediler. Adam Abdullah'a gidip sorunca, Abdullah:

"Onunla ilişkiye girdin mi?" diye sordu. Adam: "Evet ama bilmiyordum" cevabını verince, Abdulah: "Kadın senden bain bir talakla boş oldu. O istemedikçe onu geri döndüremezsin. Git ve ona bu durumu bildir. Sonra o da razı olursa kendisini iste" dedi. Adam gidip durumu hanımına anlatınca, kadın: "Ben kocama dönerim" dedi. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/1882) ve Beyhaki (7/379) rivayet ettiler.

 

 

 

Gerdeğe Girmeden Hanımıyla Ila Yapmak

 

11669- Ata (b. Ebi Rebah), henüz ilişkiye girmediği hanımıyla ila yapan kişiyle ilgili olarak: "Dört aydan fazla kalsa ve onunla ilişkiye girme imkanı olsa bile bu, ila değildir" dedi.

 

 

11670- Zühri, bir kadınla evlenen ve kadının ailesi kendisine zorluk çıkarınca, hanımıyla bir yıl boyunca gerdeğe girmeyeceğine yemin eden kişiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Allah en iyisini bilir, ama biz bunu ila olarak görmeyiz. Ha, gerdekten sonra olur. Siyasi otorite, bu durumdaki bir kişiye hanımına dönmesini ve yemin kefareti verip bir an önce hanımıyla gerdeğe girmesini emreder."

 

 

11671- Amr b. Dinar der ki: ibnu'I-Müseyyeb'e, "Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler"[Bakara, 226] ayetindeki ilayı sorduğumda: "Bunun (yani gerdeğe girmeden önce yapılan Ilanın) bir değeri yoktur" cevabını verdi. 

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1875), İbn Uyeyne kanalıyla Amr'dan rivayet etti.

 

 

 

11672- Hasan(-ı BasrI) ve Mekhul gerdeğe girmeden önce ila yapanı yemininden vazgeçiriderdi.

 

 

11673- Başka bir kanalla ibrahim(-i Nehai)' den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

 

 

Fey, Cinsel ilişki ile Olur

 

11674- İbn Abbas: "Fey, iladan vazgeçip ilişkiye girmektir" demiştir.

 

 

11675- ibrahim( -i NehaI) bildiriyor: Bir adam hanımıyla ila yaptı ve dört ay geçmeden kadın doğum yaptı. Adam iladan vazgeçmek istedi, ama lohusa kanından dolayı bu mümkün olmadı ve dört ay böyle geçti. Bu durumu Alkame b. Kays ve Esved b. Yezid'e sorunca; "içinden onu geri döndürmedin mi?" dediler. Adam: "Evet" cevabını verince: "O, hanımındır" dediler. 

 

Tahric: Farklı kanallarla Said b. Mansur (3/1896) aynısını "kısa bir metinle" rivayet etti.

 

 

 

11676- Alkame ve Mesruk, hamile olan hanımına ila yapan ve doğum yapınca yemininden vazgeçmek isteyen, ama kadın temizlenmeden dört ayın geçmesinden korkan kişinin, yemininden vazgeçtiğini söylemesinin yeterli olduğu şeklinde fetva verdiler.

 

Tahric: Bu, daha önce bu konuda Hasan'ın sözünün geçtiğine işaret delalet eder, ama elimizdeki nüshada Hasan'ın sözü mevcut değildir. Said b. Cübeyr başka bir yolla Hasan'ın: "Fey, hastalıktan dolayı özrü bulunanın, yemininden vazgeçtiğine dair şahit tutmasıdır" dediğini bildirir.

 

 

 

11677- ibrahim(-i Nehai) der ki: "Ila yapanın, hastalık, yaşlılık veya hapis gibi özrü varsa, diliyle yemininden vazgeçtiğini söylemesi yeterlidir."

Ma'mer: "Zühri, bu konuda Hasan'ın dediği gibi söylemiştir.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1891), 3/1898) başka bir vecihle ve başka bir lafızla Hasan'dan rivayet etti.

 

 

 

11678- Said b. Cübeyr: "Fey, Iladan vazgeçip ilişkiye girmektir. Hapiste de olsa seferde de olsa cinsel ilişki dışında hiçbir şey ila'yı hükümsüz kılmaz" demiştir.

 

 

 

11679- Said b. Cübeyr: "Fey, Iladan vazgeçip ilişkiye girmektir" demiştir.

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1899), Attab b. Husayf kanalıyla Said b. Cübeyr'den rivayet etti.

 

 

 

11680- Ata (b. Ebi Rebah): "Fey, ila'dan vazgeçip ilişkiye girmektir. Bir özür veya bilgisizlik dışında, cinsel ilişkiden başka hiçbir şey ila'yı hükümsüz kılmaz" dedi. Sonra ekledi: "Şahit tutup yanına girmesi, ila'dan vazgeçmiş olması için yeterlidir." (Abdürrezzak) der ki: "Ben ilk sözünü tercih ediyorum."

 

 

 

11681- Ebu Kılabe: "içinden yeminini bozduğunu geçirmesi yeterlidir ve o artık onun hanımıdır" demiştir.

 

 

 

11682- Ebu'ş-Şa'sa: "içinden geçirmesi yeterli değildir. Diliyle iladan vazgeçtiğini söylemedikçe yemininden dönmüş olmaz" demiştir.

 

 

 

Hamile Olan Hanımıyla Ila Yapmak

 

11683- Katade, kişinin hamile olan hanımıyla ila yapması, dört ay geçmeden hanımının doğum yapması ve adamın bu sırada ila'dan vazgeçmemesiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Dört ayın tamamlanması beklenir, eğer bu sırada Iladan vazgeçerse o, hanımıdır." Ma'mer: "Aikame b. Kays ta aynı görüştedir" demiştir.

 

 

 

11684- İbn Cüreyc der ki: "Eğer hanımıyla ila yapar, hanımı dört ay geçmeden doğum yaparsa ve adam ila'dan vazgeçmezse dört ayın dolması beklenir. Eğer dört ay dolduktan bir gece sonra doğum yapacak olursa, doğum yapmakla kadının iddeti biter."

 

 

 

11685- Sevr!: "Kişi hanımıyla ila yapar, kadın hamileyken kadın veya koca ölürse, dört ay geçmemişse birbirlerine varis olurlar" demiştir.

 

 

 

11686- Zühri ve Katade, hamile hanımıyla ila yapıp dört ay geçmeden ve hanımı hamileyken ölen kişiyle ilgili olarak: "Kadın ona varis olur ve iddeti de doğum yapana kadardır" dediler.

 

 

 

Boşadıktan Sonra Vazgeçmek

 

11687- Katade: "Kişi hanımını boşayınca, hanımı bir veya iki hayız gördükten sonra onu geri döndürür, sonra Ila yaparsa kadın, ila'nın müddeti olan dört ay ila'nın yapıldığı günden sonra başlar" demiştir.

 

 

 

11688- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Kişi hanımıyla ila yapar ve iki ay geçtikten sonra bir daha ila yaparsa, daha önceki ila'dan vazgeçmemişse, sonuncu ila'dan sonra dört ay bekler. Ama birinci ila'dan vazgeçtikten sonra ikinci defa ila yaparsa, kadın ikinci ila'dan sonra iddet beklemeye başlar."

 

 

 

11689- Sevri, hanımına ila yapıp iki ay geçmesine rağmen ona yaklaşmayan ve sonra ikinci defa boşayan, sonra onu geri döndüren hakkında: "Bu kişinin ila müddeti olan dört ay yeniden başlar" demiştir.

 

 

 

ila Yaptıktan Sonra Boşamak

 

11690- İbn Cüreyc der ki: "Kişi hanımıyla ila yapar ve dört ay dolmadan ve ila'dan vazgeçmeden onu boşarsa, kadın boşandığı günden itibaren boşanan kadının iddetini bekler. Adam boşamaya karar verince Ilanın bir geçerliliği kalmaz ve iddet bitmedikçe kadın onun hanımıdır." Abdürrezzak der ki: "Kadını boşadıktan sonra bir hayız müddeti geçer ve adam onu geri döndürürse, sonra onunla ilişkiye girmeden Ila yaparsa, Ila yapıldığı günden itibaren tıpkı talak iddeti bekler gibi dört ay iddet bekler. Eğer hanımını döndürmeden önce ila yapacak olursa, ilk talakın iddetini beklediği gibi sadece normal talak iddetini bekler. Çünkü ila'nın iddeti, talakın iddetinden önce bitmiş olur."

 

 

11691- Katade: "Talak ila'yı, ne de Ila talakı hükümsüz kılmaz" demiştir. "

 

 

11692- Hasan(-ı BasrI): "Ila ve talak birbirini hükümsüz kılmaz" demiştir.

 

 

 

11693- Şa’bi der ki: "Ila yaptıktan sonra boşayacak olursa, talakın iddeti bitmeden dört ay geçerse iki talak sayılır. Talakın iddeti, dört ay dolmadan önce biterse bir talak sayılır."

 

Tahric: Said b. Mansur (3/1919), "Huşeym-Şa'bi" kanalıyla aynı mana ile rivayet etti.

 

 

 

11694- Said b. Cübeyr: "İla yaptıktan sonra boşayacak olursa, talak İla'yı hükümsüz kılar. Boşadıktan sonra Ila yaparsa ila geçerliliğini korur" demiştir.

 

 

 

11695- Zühri: "Boşadıktan sonra ila yaparsa veya Ila yaptıktan sonra boşarsa, ikisi de geçerliliğini korur" demiştir.

 

 

 

11696- ibrahim(-i NehaI): "Kişi boşadıktan sonra ila yaparsa veya ila yaptıktan sonra boşarsa, ila geçersiz olur. Ancak daha sonra hanımıyla ilişkiye girerse kefaret öder" demiştir.

 

Hammad bildiriyor: Şa’bi şöyle derdi: "Bu ikisi yarışan at gibidir. Ilanın müddeti olan dört ay geçmeden talak iddeti olan üç hayız dönemi geçerse ila geçersiz olur. Çünkü Ila gerçekleşirken o artık hanımı değildir. Talakın iddet süresi dolmadan ilanın süresi dolarsa ikisi de gerçekleşmiş olur. Ancak adam kadınla yeniden evlenecek olursa ila devam eder."

 

 

 

11697- İbn Cüreyc der ki: Bana bildirilene göre İbn Mes'ud: "Kişi hem ila, hem de talak verirse bu ikisi hangisinin önce gerçekleşeceği konusunda yarışan iki at gibi olurlar" demiştir. Ben ise bu konuda şöyle diyorum: "Talakın müddeti bitmeden Ilanın müddeti biterse, Ilanın müddeti bittiği için sadece bir talak gerçekleşmiş olur. Kadın karısı olarak kalır, ancak normal bir şekilde boşanmış gibi iddetini tamamlar. Aynı şekilde kişi karısını başar da iddeti içinde onu döndürmezse kadın sadece bir talak için iddet bekler. ilanın süresi bitmeden verilen talakın iddeti biterse bu durumda yapılan ila düşer ve talak olarak sayılmaz. Ancak kadın boşandığı için artık karısı değildir,"

 

 

 

Nikahtan veya Gerdekten Önce Ila Yapmak

 

11698- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a, hanımıyla gerdeğe girmeden önce ila yapan kişinin durumunu sorunca: "Dört aydan fazla süre geçse de bu, Ila değildir" cevabını verdi. Ben: "Onunla ilişkiye girme imkanına sahipse?" diye sorunca ise: "Öyle olsa bile durum değişmez. Ona dokunacak imkana sahip olsa bile durum değişmez" cevabını verdi.

 

 

11699- Katade: "Gerdeğe girmemiş olsa bile kefaret öder" demiştir.

 

 

11700- Zühri: "İla gerdeğe girdikten sonra olur, ama yine de kefaret öder" demiştir.

 

 

 

11701- Sevri, kişinin yanından geçen bir kadına yaklaşmayacağına yemin eden ve sonra onunla evlenen, sonra onu dört ay geçinceye kadar bırakan kişiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Bu, ila değildir; ama on yoksulu doyurarak kefaret öder. Çünkü ila gerçekleşmiştir ve o, hanımı değildir. Eğer: ''Onunla evlenirsem Vallahi ona yaklaşmayacağım'' derse, onunla evlenince ila gerçekleşir."

 

 

 

11702- Hasan(-ı BasrI) ve Mekhül: "Onunla ilişkiye girmemiş olsa bile ila gerçekleşir. Yüce Allah: "Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler"[Bakara, 226] buyurmuştur.

 

 

 

Kişinin, Hanımlarından Bazılarıyla Ila Yapması

 

11703- Sevri der ki: "Dört hanımıyla ila yapıp bazısıyla ilişkiye giren, ilişkiye girdiği hanımından dolayı yeminini bozmuş olmaz ve diğer hanımlarıyla olan ila'sı devam eder. Hepsiyle ilişkiye girecek olursa, sonuncusuyla ilişkiye girmekle yeminini bozmuş lur. Hepsini birden bırakacak olursa ila geçerliliğini korur."

 

 

 

11704" Sevri, iki hanımı olup, olarak yaklaşmamaya yemin eden ve biriyle ilişkiye giren kişiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Kefaret ödemesi gerekmez ve ikisi için de ila'sı devam eder. Bunlardan biriyle ilişkiye girmemeye yemin ederse ve biriyle ilişkiye girerse, yeminini bozmuş olur ve diğeri için ila gerçekleşmez ve kefaret te gerekmez. Müddet doluncaya kadar onlardan uzak durursa, ilişkiye girdiği hanımı için Ila gerçekleşmez ve kefaret te gerekmez. Diğeri için ise Ila gerçekleşir. ikisiyle de ilişkiye girmezse ikisi için de Ila gerçekleşir."

 

 

 

Hastayken ila Yaptıktan Sonra iyileşince ilişkiye Girmemek

 

11705- Sevr!, hastayken İla yapan, sonra iyileşen ve iyileştikten sonra dört ay bekleyen ve dört ay sonra vefat eden kişiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Birbirlerine varis olurlar. Çünkü koca, bu durumda hastayken boşayan gibidir. Kişinin sıhhatliyken Ila yapması ve hastalanıp dört ayı hasta geçirmesi ve ölmesi durumunda birbirlerine varis olamazlar."

 

 

 

Ila Yapanın, Hanımıyla ilişkiye Girdiğini iddia Etmesi

 

11706- Sevri, hanımıyla ila yaptıktan dört ay sonra sorulunca onunla ilişkiye girdiğini söyleyen kişiyle ilgili olarak: "Dört ay geçince, koca bu müddet zarfında hanımıyla ilişkiye girdiğini iddia ederse, kendisine inanılmaz. Geçerli olan onun sözüdür'' demiştir.

 

(Metnin aslı bu şekildedir, ama burada bir cümle veya kelimenin düşmüş olması muhtemeldir)

 

 

 

İla'dan Vazgeçenin Kefaret Ödemesi Gerekmez

 

11707- ibrahim(-i NehaI) der ki: "Onlar (Sahabe ve Tabiun) ila'dan vazgeçenin kefaret ödemesine gerek olmadığı görüşündeydiler." ibrahim kefaretin ödenmesini müstehab bulurdu.

 

 

 

11708- Hasan( -I BasrI): "Iladan vazgeçenin kefaret ödemesine gerek yoktur" deyip: "Eğer yeminlerinden dönerlerse, bilsinler ki Allah bağışlar ve merhamet eder"[Bakara, 226] ayetini okumuştur.

 

 

 

iddet Beklerken Kocası veya Kendisi Ölen Kadın

 

11709- Zühri ve Katade: "Kişi hanımını bir veya iki talakla boşadıktan sonra iddet bitmeden ölürse, kadın kocasının vefat ettiği günden başlayarak, kocası vefat edenin iddetini bekler ve kocasına varis olur" dediler.

 

 

 

11710- Ata (b. Ebi Rebah): "Koca, hamile olmayan hanımını boşadıktan sonra vefat ederse, kadın kocasının vefat ettiği günden başlayarak, kocası vefat edenin iddetini bekler" demiştir.

 

 

 

11711- Sevri, hanımını boşadıktan sonra, kadın iddet beklerken vefat eden kişiyle ilgili olarak: "Kadın ric'i talakla boşanmışsa dört ayan gün iddet bekler ve ona varis olur" demiştir.

 

 

 

11712- İbn Abbas şöyle derdi: "Onu hamileyken boşadıktan sonra vefat ederse, iddetten hangisi daha uzunsa onu iddet olarak bekler. Koca vefat edince de iddetten hangisi daha uzunsa onu iddet olarak bekler. İbn Abbas'a: "Gebe olanların iddeti, doğurmaları ile tamamlanır"[Talak, 4] ayeti okununca ise: "Bu, talakta geçerlidir" karşılığını verdi.

 

 

 

11713- Ata (b. Ebi Rebah) der ki: "Hanımını hamileyken boşarsa, kadın doğum yapınca, kadın lağusa kanı kesilmeden dilediğiyle evlenebilir."

 

 

 

11714- İbn Mes'ud der ki: "Talak Suresinde geçen "Gebe olanların iddeti, doğurmaları ile tamamlanır" [Talak, 4] ayetinin, Bakara Suresindeki "İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler kendi kendilerine dört ay on gün beklerler"[Bakara, 224] ayetinden sonra indiğine dair dileyen kişiyle lanetleşirim." Hz. Ali: "iddetten hangisi daha uzunsa onu iddet olarak bekler" demiştir.

 

Tahric: Beyhaki (7/430), Ebu Muaviye kanalıyla A'meş'ten aynısını ve Said b. Mansur (3/1506), Ebu Muaviye kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

11715 .. İbn Mes'üd der ki: "Talak Süresinde geçen "Gebe olanların iddeti, doğurmaları ile tamamlanır"[Talak, 4] ayeti, Bakara Süresindeki "İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler kendi kendilerine dört ay on gÜn beklerler"[Bakara, 224] ayetinden sonra inmiştir."

 

Tahric: Buhari, Eyyub kanalıyla İbn Sirin'den aynısını daha uzun bir şekilde rivayet etti.

 

 

11716- İbn Mes'üd: "Talak Süresi, Bakara Süresindeki iddetle ilgili ayetlerden sonra indi" demiştir.

 

 

 

11717- Abdulkerım b. Ebi'l-Muharik bildiriyor: Ömer b. el-Hattab'a bir kadın gelerek: "Kocam vefat ettikten ve iddetim bitmeden önce doğum yaptım" deyince, Ömer: "iddetinden hangisi daha uzunsa onu iddet olarak bekle" karşılığını verdi. Kadın, Ubey b. Ka'b'a gidince, o: "Nereden geldin?" diye sordu. Kadın ona olanları anlatıp Ömer'in yanına gittiğini, Ömer'in de kendisine verdiği cevabı söyleyince, Ka'b kadına şöyle dedi: "Ömer'e git ve ona Ubey b. Ka'b: ''Benim iddetim bitti'' diyor de. Eğer beni ararsan buradayım." Kadın Hz. Ömer'e gidip bunu anlatınca, Ömer: "Onu çağır" dedi. Kadın gelince Ubey'in namaz kıldığını gördü. Ubey acele etmeden namazını bitirdikten sonra kadınla beraber Ömer'in yanına gitti. Hz. Ömer: "Bu kadın ne diyor?" diye sorunca, Ka'b; "Ben, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Gebe olanların iddeti, doğurmaları ile tamamlanır"[Talak, 4] ayetini okuyup; "Kocası ölen hamile kadın, doğumunu yapıncaya kadar bekler" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer, kadına: "işittiğini uygula" dedi. 

 

Tahric: Ümmü Seleme hadisinden Buhari (5012) ve Müslim (1484) rivayet etti. Ayrıca Ubey hadisinden şahidi vardır. Said b. Mansur (3/1514), Dahhak kanalıyla Ubey b. Ka'b' dan başka bir lafızla rivayet etti .

 

 

 

11718- Salim, babasının (ibn Ömer'in) şöyle dediğini bildirir; "Kadın doğum yapınca iddeti biter." Salim der ki: Ensar'dan bir adam: "Babanın (ibn Ömer'in): ''Kadın, kocası henüz yatağındayken ve defnedilmemişken doğum yapsa bile iddeti biter'' dediğini duydum" dedi.

 

 

 

11719- İbn Ömer: "Kadın doğum yapınca iddeti biter" dedi. Ensar'dan bir adam (ibn Ömer'e) şöyle dedi: "Hz. Ömer: ''Kadın, kocası henüz yatağındayken ve defnedilmemişken doğum yapsa bile başka erkekle evlenmesi helal olur'' dedi."

 

Tahric: Malik, NiHi' kanalıyla ve Malik kanalıyla; Beyhaki (7/430) ve Said b. Mansur (3/1516), Yahya b. Said kanalıyla Nafi' den rivayet ettiler.

 

 

 

11720- Katade: "Doğum yapan kadın, eğer isterse loğusa kanı kesilmeden evlenebilir" demiştir. Başkası ise: "Doğum yaptığı saatte evlenebilir" demiştir.

 

 

 

11721- Meymun b. Mihran, Zübeyr'den bildiriyor: Ümmü Gülsüm binti Ukbe, Zübeyr'in hanımıydı. Ümmü Gülsüm: "Beni hoş tut" deyince, Zübeyr onu bir talakla boşadı. Kadın çocuğunu doğurunca Zübeyr gelip: "Kadın beni aldattı! Allah da onu aldatsın" dedi ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu anlattı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadın hakkında Allah'ın Kitab'ındaki hüküm artık vaki oldu. Ancak onu bir daha iste" buyurdu.

 

Tahric: İbn Mace (2026) ve farklı kanallarla Beyhaki (7/421) rivayet ettiler.

 

 

 

11722- Ubeydullah b. Abdillah anlatıyor: Mervan, Abdullah b. Utbe'yi Subey'a binti'I-Haris'e, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi hakkında ne fetva verdiğini sorması için gönderdi. Subey'a şöyle anlattı: Kendisi, Sa'd b. Havle'nin nikahı altındayken, Sa'd Veda haccında vefat etti. Sa'd Bedir savaşına katılmıştı. Vefatından dört ay on gün geçmeden Subey'a çocuğunu doğurdu. Lohusası bitip sürme çekince Ebu's-Senabil b. Ba'kek kendisiyle karşılaştı ve: "Evlenmek istiyor olmayasın. Kocanın vefatından sonra dört ay on gün geçmesi gerekir" dedi. Subey'a Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip Ebu's-Senabil'in söylediklerini anlatınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğum yaptığın anda evlenmen helal oldu" buyurdu. 

 

Tahric: Buhari (7/73); Müslim (1484), Zühri kanalıyla ve Ahmed, Müsned'inde (6/432), Abdürrezzak kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

11723- Ebu Seleme b. Abdirrahman anlatıyor: İbn Abbas ve Ebu Hureyre'ye, kocası ölen kadının, dört ay geçmeden doğum yapmasıyla ilgili olarak sorulunca, İbn Abbas: "iddetten hangisi daha uzunsa onu iddet olarak bekler" dedi.

 

Ebu Seleme der ki: Ben: "Doğum yapınca iddeti biter mi?" diye sorunca, Ebu Hureyre: "Ben yeğenimle (Ebu Seleme'yle) aynı görüşteyim" dedi. Mescidde olan İbn Abbas ve Ebu Hureyre odasında olan Ümmü Seleme'ye haber gönderip durumu sordular. Ümmü Seleme onlara şöyle dedi: Subey'a binti'I-Haris, kocasının vefatından birkaç gece sonra doğum yaptı. Lohusası bitince Ebu's-Senabil b. Ba'kek onu sürme çekmiş ve yeni elbiseler giymiş bir şekilde görünce: "Sakın, iddetinin bittiğini sanmayasın, kocanın vefatının üzerinden dört ay on gün geçmeden evlenmen helal olmaz" dedi. Subey'a akşam olunca Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip durumunu ve Ebu's-Senabil'in kendisine söylediklerini anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Doğum yapınca iddetin bitmiştir" buyurdu. Zannedersem Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ebu's-Senabil yalan söylemiş" te dedi.

 

Tahric: Buhari (6/193), Yahya b. Ebi Kesir kanalıyla aynı mana ile rivayet etti.

 

 

 

11724- Süleyman b. Yesar, İbn Abbas ve Ebu Hureyre'nin, Ümmü Seleme'ye İbn Abbas'ın azatlısı Kureyb'i gönderdiklerini bildirir.

 

Tahric: Nesai (6/193)/ Malik kanalıyla tam metin olarak ve Müslim (1485), Yahya b. Said kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

11725- Ebu Seleme b. Abdirrahman der ki; Ben ve Ebu Hureyre, İbn Abbas'ın yanında otururken bir kadın gelip: "Ben hamileyken kocam vefat etti" deyip kocasının vefatından dört ay geçmeden doğum yaptığını söyledi. İbn Abbas: "iddetten hangisi daha uzunsa onu iddet olarak bekler" dedi. Ben: "Benim bu konuda bilgim var" deyince, İbn Abbas: "Kadını geri getirin" dedi. Ben şöyle dedim: Sahabeden bir adamın bana bildirdiğine göre Subey'a el-Eslemiyye Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip, kocasının vefat ettiğini ve kendisinin de dört ay geçmeden doğum yaptığını söyledi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Subey'a! Artık yas tutma" buyurdu.1 Ebu Hureyre de: "Ben de buna şahitlik ederim" deyince, İbn Abbas kadına:

"Duyduğun gibi uygula" dedi.

 

Tahric: Nesai (2/98), İbn Rahuye kanalıyla Abdürrezzak'tan "kısa bir metinle" rivayet etti.

 

 

 

11726- Ümmü Seleme'nin bildirdiğine göre Subey'a, kocasının vefatından yarım ay sonra doğum yapmıştır.

 

 

 

11727- Urve b. ez-Zübeyr: "Subey'a, kocası vefat ettikten yedi gece sonra doğum yaptı" demiştir.

 

 

 

11728- İbn Cüreyc: "Subey'a, kocası vefat ettikten yedi gece sonra doğum yaptı" demiştir.

 

 

 

11729- İbn Abbas'ın azatlısı ikrime'nin bildirdiğine göre Subey'a, kocasının vefatından kırk beş gün sonra doğum yaptı. Subey'a el-Eslemiyye Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip durumunu anlatınca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlenmesini emretti.

 

 

 

11730- İbn Cüreyc der ki: Dürüstlüğüne inandığım birisinin bildirdiğine göre Subey'a, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) durumunu doğum yaptıktan on beş gün sonra sordu.

 

 

 

11731- ibrahim(-i NehaI) der ki: "Kocası vefat ederken hamile olan kadının iddeti doğum yapınca biter. Subey'a kocasının vefatından yirmi gün -veya on yedi- sonra doğum yaptı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona evlenmesini emretti."

 

 

 

11732- Ma'mer: "Bazıları on yedi gün iddet beklediğini söylerken bazıları kırk gün beklediğini söylemiştir" dedi.

 

 

 

11733- Ümmü Seleme: "Subey'a kocası vefat ettikten yarım ay sonra vefat etti" demiştir.

 

 

 

11734- Misver b. Mahreme der ki: Subey'a el-Eslemiyye hamileyken kocası vefat etti ve birkaç gece sonra da Sübey'a doğum yaptı. Lohusası bitince de kendisini istediler. Sübey'a doğum yapıp Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlenmek için izin isteyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona izin verdi ve Subey'a evlendi.

 

Tahric: Buhari (7/73), Malik kanalıyla Hişam' dan rivayet etti.

 

 

 

11735- ibnu'I-Müseyyeb: "Kadın, kocası vefat ettikten sonra henüz yatağındayken ve defnedilmemişken doğum yapsa bile iddeti biter" demiştir.

 

 

 

11736- Ma'mer bildiriyor: Zühri'ye: "Kadın bir çiğnem et parçası veya pıhtılaşmış kan şeklinde düşük yapsa bile durum aynı mı olur?" diye sorunca,

 

Zühri: "Evet" cevabını verdi. Ma'mer der ki: Katade de aynı şeyi söylemiştir. Zühri: "Kadın, açıkça belli olacak şekilde düşük yapsa iddeti biter. Cariye düşük yapınca ise kocasının onu satması helal değildir" dedi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Evlenen ve Vefat Edinceye Kadar Mehir Belirlemeyenin Durumu