musannef Abdurrezzak |
Talak |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Boşanmış Hamile Kadının
Nafakası
13151- Katade der ki:
"Kölenin boşadığı hamile hür kadının nafakası kölenin üzerinedir. Ancak emzirme
ücretini ödemek zorunda değildir. Hür erkekten boşanan hamile cariye için de
aynı durum söz konusudur."
13152- Sevri der ki:
"Boşanmış hamile kadın doğum yapana kadar nafakası kocası tarafından
karşılanır."
13153- İbn Cüreyc der
ki: Köleden boşanan hamile hür kadın doğum yaptığı zaman, köle kadına mirasçı
olamayacağı için çocuğun nafakasını karşılamaz. Hamileliği sırasında da
efendisinin izni olmadan ona harcama yapamaz. Cariye için de aynı durum söz
konusudur."
Cariye Olduğunu Saklayan
Kadının Hür Erkekle Evlenmesi
13154- İbn Cüreyc, Ata
(b. Ebi Rebah) ile başkasından bildirir: "Cariyenin bir kabileye gelip hür
olduğunu söylemesi, hür bir erkekle evlenip çocuk da doğurması halinde
çocukların bedelini cariyenin efendisine babaları verir."
13155- İbn Cüreyc
bildiriyor: Süleyman b. Musa'nın: "Ömer b. el-Hattab böylesi bir davada
çocukların bedelinin babalar tarafından verilmesine hükmetti. Buna göre her
çocuk için aynı boy ve değerde bir köle verir" dediğini işittim, Ona:
"Şayet çocuklar çok güzelse?" diye sorduğumda, Süleyman: "O
zaman aynı değerde köle vermesi istenmez" dedi.
13156- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: "Ömer bana şöyle dedi: "Üç şeyi
benden iyice öğren! Bilmelisin ki yöneticilik şura iledir. Araplardan birinin
fidyesi verileceği zaman her bir köleye karşı bir köle, cariyenin oğluna
karşılık bir köle verilir, .. " Ma'mer der ki: "ibn Tavus üçüncüsünü
söylemedi."
13157- Ma'mer
bildiriyor: Erkeğin hür sanarak bir cariyeyle evlenmesi ve ondan çocukları
olması konusunda Katade: "Hz. Osman böylesi bir durumda (cariyenin
efendisine) çocuklardan her bir erkek çocuk için bir köle, her bir kız için ise
iki cariye verilmesine hükmetti" dedi.
13158- Zühri der ki:
"Ömer b. el-Hattab fidye olarak Arap esirlerden her bir kişi için altı
deveye hükmetti. Ömer b. Abdilazız ise fidye olarak Arap esirlerden her bir
kişi için dörtyüz dirheme hükmetti."
Ma'mer der ki: Ancak bu
uygulama Uman ahalisinden olanlar konusunda bırakıldı ve Ömer b. Abdilazız:
"Onları nerude bulursanız bulun hürdürler" dedi.
13159- Gadira el-Anberı
der ki: "Ömer b. el-Hattab'a gelip Cahiliye döneminde satın alınan bazı
kadınların durumunu sorduk. Hz. Ömer çocuklarının bedelinin babalarına
verilmesini ve köle edinilmemelerini söyledi."
13160- Şa’bi der ki: Hz.
Ömer halife olunca şöyle dedi: "Araplardan hiç kimse köle olarak alınamaz.
Kişinin Müslüman olurken sahip olduğu şeyleri elinden çekip alacak da değiliz.
Ancak dinlerinde kalmalarına karşılık onları korumak adına bir şeyler
alıyoruz."
13161- Yahya el-Aşşavı
der ki: Ömer b. Abdilazız şöyle bir yazı yazdı:
"Ömer b. el-Hattab
Arap esirlerden her bir kişi için fidye olarak dörtyüz dirheme hükmetti."
13162- Şa’bi der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cahiliye döneminden kalma Arap
esirleri konusunda fıdye olarak adam başı sekiz deveye, iki adam için de on
deveye hükmetti."
ibn Uyeyne der ki:
"Mücalid'in Şa’bi'den bana bildirdiğine göre fıdye olarak deve verilmesinden
yana Ömer b. el-Hattab'a şikayette bulunulunca deve yerine adam başı dörtyüz
dirhem verilmesine hükmetti."
13163- Hasan(-ı BasrI):
"Araplardan olanlar konusunda fidye olarak köle için bir köle, cariye için
de bir cariye verilir" demiştir.
13164- İbn Abbas'ın
azatlısı ikrime der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Arapların kendilerinden olan ve Cahiliyeden kalan esirleri konusunda fıdye
olarak her bir kişi için sekiz deveye hükmetti. Sadece anne tarafından Arap
olan çocuklar için de fıdye olarak erkek veya kadın ikişer köleye hükmetti.
Cahiliyeden kalma esir kadının fıdyesi için on deveye hükmetti. Böylesi bir
kadının köleden olma çocukları için fıdye olarak erkek veya kadın iki köleye ve
bu fıdyenin de kadının ailesi tarafından verilmesine hükmetti. Çünkü kadının
asabesi ve varisleri onlardır. Babaları azat edilmemişse kadının ondan olan
çocuklarının da varisleri onlardır. Müslümanlardan esir düşenler konusunda ise
erkek olsun, kadın olsun çocuk için fıdye olarak altı deveye hükmetti. Araplar
için fidye bu şekildedir."
13165- Sevri' der ki:
"Cariye kendini hür gösterip biriyle evlendiği zaman ondan olan çocukların
bedelini kadının efendisine babaları verir. Bu konuda onu kandıran kadının
kendisi değil de, başkaları olsa dahi yine çocukların bedelini kadının
efendisine vermek babanın üzerinedir. ibrahım(-i Nehai) böylesi bir durumda
çocukların bedelinin babadan zorla alınacağını söylemiştir. İbn Ebi Leyla
böylesi çocukların hür olduğunu, ancak doğdukları andaki değerleri üzerinden
bedellerinin kadının efendilerine ödeneceğini söylemiştir. Bize göre ise
yetkili kişi bu yönde hükmünü verdiği an itibariyle çocukların değeri
hesaplanıp ödeme o değer üzerinden yapılır."
13166- Muğıre
bildiriyor: ibrahım(-i Nehai)'ye, kişinin hür diye bir cariyeyle evlenmesi
konusunu sorduğumda: "Böylesi bir kadına verdiği mehri onu kandıran
kişilerden alır" dedi. Hammad (b. Ebi Süleyman) da aynı şeyi söylemiştir.
Hakem (b. Uteybe) ise: "Şayet ondan çocukları olursa onların fidyelerini
(cariyenin efendisine) vermek babalarına düşer" dedi.
13167- ibrahim b.
Meysere der ki: "Adamın biri (hür bildiği) cariye bir kadınla evlendi ve
ondan çocukları oldu. Ömer b. Abdilaziz'e bir mektup yazıp çocukların durumunu
sorduğunda, Ömer cevaben, cariyenin efendileri buna razı olsalar da olmasalar
da çocukların fidyelerinin onlara verilmesini söyledi."
Kocası Bulunan Cariyenin
Satılması
13168- Katade der ki:
Kocası bulunan cariyenin satılması konusunda Ubey b. Ka'b: "Satılması
boşanması demektir" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1939), Hasan kanalıyla Ubey b. Ka'b'dan rivayet etti.
13169- ibrahim(-i
Nehai): "Kocası bulunan cariyenin satılması konusunda İbn Mes'ud:
"Satılması boşanması demektir" dedi.
Tahric: Said, farklı
kanallardan rivayet etti.
13170: Cabir b. Abdillah
der ki: "Kocası bulunan cariyenin satılması boşanması demektir."
13171- ibnu'I-Müseyyeb
der ki: "Kocası bulunan cariyenin satılması boşanması demektir. Ancak
kocası olan kölenin satılması durumunda kadın boşanmış sayılmaz. ''
Tahric: Said b. Mansur
(3/1941), "Huşeym-İbnu'I-Müseyyeb" kanalıyla rivayet etti.
13172- Hasan(-ı BasrI)
der ki: "Kocası bulunan cariyenin satılması boşanması demektir. Karı koca
olan köleden herhangi birinin satılması durumunda kadın boş olur. Satıldıktan
sonra ona yeni bir nikah yaparsa bu durumda ayrılmazlar."
Tahric: Said b. Mansur
(3/1942), "Huşeym-Hasan" kanalıyla kısa bir metinle rivayet etti.
13173- Hasan(-ı BasrI)
der ki: "Kocası bulunan cariyenin satılması boşanması demektir."
13174- Hz. Ali der ki:
"Cariye satılsa dahi kocası onu boşayana veya ölene kadar karısı olarak
kalır."
13175- Şa’bi der ki:
Şurahbıl b. es-Simt bir cariye satın alıp Ali b. Ebi Talib'e hediye etti. Hz.
Ali cariyeyi yanına çağırınca: "Meşgulüm" dedi. Hz. Ali: "Ne ile
meşgulsün?" diye sorunca, cariye: "Benim kocam var" karşılığını
verdi. Bunun üzerine Hz. Ali: "Başkasıyla meşgul olan biriyle işimiz
olmaz" dedi ve onu Şurahbil'e iade etti.
13176- Şa’bi der ki:
Şerahıl b. Murre, Hz. Ali'ye hediye olarak bir cariye gönderdi. Hz. Ali,
cariyeye: "Boş musun, meşgul müsün?" diye sorunca, cariye:
"Meşgulüm" dedi ki bir kocası vardı. Bunun üzerine Hz. Ali onu
Şerahıl'e iade etti. Şerahıl cariyenin bir kısmını bin beşyüz dirheme satın alıp
Hz. Ali'ye gönderince onu kabul etti.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1946), "Huşeym-Şa'bi" kanalıyla rivayet etti.
13177 - Ebu Seleme b.
Abdirrahman bildiriyor: Abdurrahman b. Avf (satılan bir) cariyenin kocasına:
"Sana şu kadar vereyim onu boşa!" deyince, köle: "Hayır!"
karşılığını verdi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1948,1949), farklı kanallar ve farklı lafızlada rivayet etti.
13178- Zühri der ki:
"Abdullah b. Amir b. Kerız, Basra'dan aldığı bir cariyeyi Osman b. Affan'a
hediye etti. Hz. Osman cariyenin bir kocası olduğunu öğrenince onu Abdullah'a
geri verdi."
13179- Ma'mer
bildiriyor: "Zühri ile Katade satılmış olsa dahi kocası olan bir cariyeyi
almayı mekruh görürlerdi."
13180- Ma'mer
bildiriyor: işiten birinin bildirdiğine göre Hasan'a:
"Kocası olan bir kadın
esir edilmesi durumunda efendisine helal olur mu?" diye sorulunca şu
karşılığı verdi: "Ferezdak'ın böylesi kadınlar için: "Onunla
aramızdaki nikahı mızraklarımız kıymıştır" dediğini görmüyor
musunuz?"
Kölenin Cariye Olan
Karısına Zıhar Yapması
13181- Katade
bildiriyor: Kölenin cariye olan karısına zıhar yapması konusunda ibrahım(-i
Nehai): "(Kefaret olarak) bir ay oruç tutması onun için yeterli olur"
dedi. Hasan( -I Basri) ise: "iki ay oruç tutar" dedi.
13182- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Zıhar yapan köle iki ay oruç tutar. Ancak efendisi izin verirse
bir köle azat eder."
Tahric: Said b. Mansur
(3/1855), "Huşeym-İbrahim" kanalıyla rivayet etti.
13183- Abdürrezzak başka
bir kanalla aynısını bildirir.
13184- Hasan(-ı BasrI)
der ki: "Zıhar yapan köle iki ay oruç tutar. Efendilerinin izin vermesi
halinde bir köle azat etmesi veya altmış yoksulu doyurması da geçerli olur.''
Süfyan ise şöyle der:
"Vela hakkı başkasının olduğu için köle azat etmesi geçerli olmaz."
Tahric: Sald b. Mansur (3/1856),
"Huşeym-Hasan" kanalıyla rivayet etti.
13185- Mücahid der ki:
"Kölenin kefareti ancak oruç ve namazla olur."
13186- Zühri der ki:
"zıhar yapan köle iki ay oruç tutar."
13187- Sevri der ki:
"Köle zıhar veya ila yaptığı zaman kefaretini ödemesi gerekir."
Kölenin Cariye Olan
Karısma İla 1 Yapması
13188- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Efendisinin izni olmadan köle ila yapamaz. Köle için Ila
süresi iki aydır.''
Tahric: TaMvi:
"Kölenin cariye olan karısına ila süresi iki aydır" demiştir.
13188- İbn Cüreyc'in
bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab: "Köle için ila süresi iki aydır"
demiştir.
13189- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Köle için ila süresi iki aydır."
13190- Zühri der ki:
"Kölenin cariye olan karısına Ila süresi dört aydır."
Hür Erkeğin Cariye Olan
Karısına Zıhar Yapması
13191- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah), hür erkeğin cariye olan karısına zıhar
yapması(nın kefareti) konusunda: "Bir ay oruç tutar. Köle de efendisinin
izni olmadan zıhar yapamaz" demiştir.
13192- Sevri der ki:
"Köle zıhar veya ila yaptığı zaman kefaretini ödemesi gerekir."
13193- Katade der ki:
"Kölenin hür karısına ila süresi dört aydır."
Kölenin Hür Kalan
Karısına Zina iddiasında Bulunması
13194- Ata (b. Ebi
Rebah) der ki: "Köle hür olan karısına zina iddiasında bulunduğu zaman
aralarında lanetleşme olmaz. Hür bir erkek cariye olan karısına zina iddiasında
bulunduğu zaman kocaya herhangi bir ceza verilmez. Köle cariye olan karısına
zina iddiasında bulunduğu zaman da aralarında lanetleşme olmaz, zira cariyeye
zina iddiasında bulunmanın bir değeri yoktur."
13195- Sevri der ki:
"Köle cariye olan karısına zina iddiasında bulunduğu zaman aralarında lanetleşme
olmaz. Köle hür olan karısına zina iddiasında bulunduğu zaman bundan dolayı
köle cezalandırılmaz. Aralarında lanetleşme olmaz ve kadın karısı olarak
kalır."
13196- Zühri der ki:
"Kölenin hür olan karısına zina suçlamasında bulunması durumunda
aralarında lanetleşme yapılmaz. Kocaya kırbaç cezası verilir ve doğacak çocuk
kendisine nisbet edilir."
13197- Amr b. Şuayb
bildiriyor: Kölenin hür olan karısına zina suçlamasında bulunması konusunda
Abdullah b. Amr: "Aralarında lanetleşme olmaz" dedi.
Kişinin Satın Alacağı
Cariyenin Giysilerinin Altma Bakması
13198- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kişi hayız gören bir cariyeyi satın
alacağı zaman bacaklarına veya karnına bakabilir mi?" diye sorduğumda
şöyle dedi: "Evet, bakabilir. İbn Ömer de cariye satın alacağı zaman
ellerini göğüslerinin arasına koyardı, karnına ve bacaklarına bakardı. Böyle
yapılabileceğini de söylerdi."
13199- İbn Cüreyc
bildiriyor: "Amr (b. Dinar) veya Ebu'z-Zübeyr'in bana bildirdiğine göre
İbn Ömer, bir cariyenin etrafında toplanmış birkaç tüccar gördü. Kendisi de
yaklaşıp bacaklarının bir bölümünü açtı ve elini cariyenin karnına koyup
kontrol etti."
13200- Nafi' bildiriyor:
"ibn Ömer cariye satın alacağı zaman fıyatta anlaştıktan sonra ellerinin
cariyenin kalçasına koyar, bacaklarına ve karnına bakıp kontrol ederdi.''
Tahric: Beyhaki (5/329),
Ubeydullah b. Ömer kanalıyla Nafi'den aynısını rivayet etti.
13201- Abdürrezzak başka
bir kanalla aynısını bildirir.
13202- Mücahid der ki: İbn
Ömer cariye satın alan bir toplulukla karşılaştı. Onun arasına burasına
bakarken İbn Ömer'in geldiğini gördüklerinde bakmaktan vazgeçtiler. İbn Ömer
yanlarına gelince cariyenin giysisini kaldırıp bacaklarına baktı. Gücünü ölçmek
için elini göğsüne koyup itti. Sonra oradakilere: "Satın
alabilirsiniz!" dedi.
Ma'mer der ki: "ibn
Ebi Necih'in Mücahid'den bildirdiğine göre İbn Ömer elini cariyenin memelerine
koydu ve onu salladı."
13203- Mücahid der ki:
Ben İbn Ömer'le birlikte çarşıdayken satılan bir cariye gördü. Açıp cariyenin
bacaklarına baktı, göğsünden onu iteledi ve bunu yapmakta bir sakınca
olmadığını gösterir gibi oradakilere: "Bunu satın alabilirsiniz"
dedi.
13204- Mücahid der ki:
"ibn Ömer elini satılan bir cariyenin memelerine koyup onu sarstı."
13205- Nafi' der ki:
"ibn Ömer satın alacağı cariyenin giysi altından sırtına, karnına ve
bacaklarına bakar, elini kalçasına koyup kontrol ederdi."
13206- Said b.
el-Müseyyeb: "Kişi satın alacağı cariyenin cinselorganı hariç diğer tüm
yerlerine bakabilir" demiştir.
13207- Şa'bi der ki:
"Kişi satın alacağı cariyenin cinselorganı hariç diğer tüm yerlerine
bakabilir."
13208- İbn Cüreyc
bildiriyor: Sözüne güvendiğim birinin bana bildirdiğine göre Hz. Ali'ye satın alınacak
cariyenin bacaklarına, kalçasına ve karnına bakılıp bakılamayacağı konusu
sorulunca: "Bunun bir sakıncası olmaz. Pazarlanmak üzere orada dikildiği
için böylesi bir kadına bakmanın haramlığı olmaz" demiştir.
13209- Abdullah (b.
Mes'ud): "Benim için satılacak olan cariyeye dokunmak ile duvara dokunmak
arasında fark yoktur" demiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: