musannef Abdurrezzak |
Talak |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Kişi, Mahremi Olan
Birinin (Evli olmadığı Akrabanın) Neresini Görebilir?
12829- Zühri der ki:
"Kişinin, mahremi olan bir kadının örtüsünün altından perçemini görmesinde
bir sakınca olmaz. Ancak mahremi de olsa kadın onun önünde başörtüsünü tamamen
çıkaramaz."
12830- Ma'mer
bildiriyor: Mahremi olan birinin yanında başörtüsünü çıkaran kadın konusunda
Zühri: "Erkeğin, mahremi olan kadının saçını örtüsünün üzerinden görmesinde
bir sakınca olmaz. Ancak mahremi de olsa kadın onun önünde başörtüsünü tamamen
çıkaramaz" dedi.
12831- İbn Tavus
bildiriyor: Babam (Tavus) için kişinin, mahremi olan bir kadının avret yerini
görmesinden daha mekruh bir şey yoktu. Aynı şekilde kadının, mahremi olan bir
erkeğin yanında başörtüsünü çıkarmasını da mekruh görürdü.
12832- Leys bildiriyor:
"Tavus, kızının saçını görmeyi mekruh bulurdu.
Şa’bi de mahremi olan
herkesin saçını görmeyi mekruh bulurdu.''
12833- Ebu Ya'la der ki:
"Muhammed b. el-Hanefıyye, annesinin saçlarını tarardı."
12834- Mansur
bildiriyor: ibrahım( -i NehaI), "Zinetlerini ... oğullarından yahut
üveyoğullarından ... başkalarına göstermesinler"[Nur, 31] buyruğunu
açıklarken: "Bunlar da kadının ancak dirsekten aşağısını, başını ve
kulaklarını görebilirler" dedi.
Kölenin Kendine Odalık
Cariye Edinmesi
12835- İbn Cüreyc der
ki: "Ata (b. Ebi Rebah)'ın kendi malından olduktan sonra veya efendisinin
izni olduktan sonra kölenin odalık cariye edinmesinde bir sakınca görmediğini
biliyordum."
12836- Nafi' der ki:
"ibn Ömer, kölesine de odalık cariye alma hakkını görür ve bunu yaptığı
için onları kınamazdı."
Tahric: Beyhaki (7/152),
Süfyan b. Eyyub kanalıyla farklı bir lafızla ve Said b. Mansur (3/2088), mana olarak
aynısını Ebu Bişr kanalıyla Nafi' den rivayet ettiler.
12837- Ma'mer der ki:
"Kişi cariyesi de olan bir köleyi azat ettiği zaman ikisini bir azat eder.
Bu durumda azat edilen köle, azat edilen odalık cariyesine ancak nikah
sonrasında yaklaşabilir."
12838- Şa’bi der ki:
"Köle (kendi malından) odalık olarak dilediği kadar cariye
edinebilir." Sevri der ki: "Yunus da Hasan'dan aynısını
bildirmiştir."
12839- Hişam'ın
bildirdiğine göre İbn Sirin, kölenin odalık cariye edinmesini mekruh görmüştür.
12840- Sevri der ki:
"ibn Sırın ile Hakem b. Uteybe böyle bir şeyi mekruh gördüler. Biz de bu
görüşteyiz. Zira bu cariyenin cinselorganı iki adama (köleye ve kölenin
efendisine) helal olmaz."
12841- Sevri der ki:
"Köle efendisinin malından kendine odalık cariye aldığı zaman doğacak
kızını yanında tutma hakkı da olur."
12842- İbn Cüreyc der
ki: "ibn Şihab böyle bir şeyi mekruh görmüştür."
12843- İbn Abbas'ın
azatlısı Ebu Ma'bed anlatıyor: İbn Abbas'ın bir kölesi vardı. Bu kölenin de İbn
Abbas'ın cariyesi olan bir karısı vardı. Köle bu cariyeyi dönüşsüz bir şekilde
boşayınca, İbn Abbas ona: "Sen onu boşayamazsın! Onu geri döndür"
dedi. Ancak köle karısını döndürmeyi kabul etmedi. Bunun üzerine İbn Abbas:
"O zaman kadını mülkiyetine al; o şekilde onunla yaşa" dedi, ama köle
bunu da kabul etmedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/803), İbn Uyeyne' den ve Beyhaki (7/152), farklı kanal ve farklı lafızlarla
rivayet ettiler.
12844- İbn Abbas der ki:
"Kölenin odalık cariye edinmesinde bir sakınca yoktur."
12845- Nafi' bildiriyor:
İbn Ömer böylesi bir hususta sakınca görmezdi. iki odalığı olan bir kölesini de
odalık olan cariyeleriyle birlikte azat etti ve köleye: "Nikah kıymadan
onlara yaklaşma" dedi.
Abdürrezzak der ki:
"ibn Cüreyc de bunu bana Nafi'den bildirdi."
Kişinin Cariyesini Başka
Birine Helal Kılması
12846- Hasan(-, BasrI)
der ki: "Kişi cariyesini başka birine helal kılıp onu azat ettiği zaman bu
cariyesinin hamile kalıp doğurması halinde çocuk onu helal kılanın olur."
12847- İbn Ömer:
"Karın ile istediğinde satabileceğin, istediğinde hibe edebileceğin,
istediğinde de azat edebileceğin kadın (cariye) dışında hiçbir kadınla cinsel
ilişkiye girmen helal değildir" dedi.
Tahric: Beyhaki (7/152),
"Malik-Abdullah b. Ömer" kanalıyla rivayet etti.
12848- Said b. Vehb
anlatıyor: Adamın biri İbn Ömer'e geldi ve:
"Annem kendine ait
olan bir cariyeyi bana helal kıldı. Bundan dolayı bu cariyeyle ilişkiye
giriyorum" dedi. İbn Ömer adama: "Üç durum dışında cariye bu şekilde
sana helal olmaz. Bu üç durum da o cariyeyle evlenmen ya da onu satın alman ya
da annenin sana onu hibe etmesidir" karşılığını verdi.
Tahric: Beyhaki (7/151),
Şu'be kanalıyla Ebu İshak'tan rivayet etti.
12849- Ma'mer
bildiriyor: Kişinin, cariyesini başka bir adama helal kılması konusunda Zühri
şöyle dedi: "Kendisine helal edilen kişi bu cariyeyle ilişkiye girdiği
zaman evli olsun veya olmasın yüz kırbaçla cezalandırılır. Bu ilişkiden cariye
hamile kalıp doğurduğu zaman çocuk onun olmaz. çocuğa mirasçı olamaz, ancak
diyetini ödeyebilir. çocuğu görmeden de mahrum edilemez."
12850- Ata (b. Ebi
Rebah): "Önceleri kişi evli olduğu cariyesini kölesine, oğluna, erkek
kardeşine, babasına helal kılardı. Kadın da cariyesini kocasına helal kılardı.
Ben ise böyle bir şeyin yapılmasını hoş görmüyorum. Bana bildirilene göre
cariyesini misafirine gönderenler de varmış" dedi.
12851- Tavus:
"Böylesi bir durumda cariye yemekten daha helal olur.
Ancak bu helal kılma
sonucunda çocuğu olursa helal edilen kişinin olur. Cariye de asıl efendisinin
kalır" dedi.
12852- İbn Abbas der ki:
"Bir adama karısı veya kızı veya kızkardeşi kendi cariyelerini helal kıldıkları
zaman adam cariyeyle ilişkiye girebilir, ancak cariyenin sahibi de onlar
kalırlar. Kişi böylesi bir cariyeyle dilediği gibi ilişkiye girebilir. "
12853- Ma'mer
bildiriyor: Amr b. Dinar'a: "Tavus böylesi bir şeyde sakınca
görmezdi" denilince, Amr: "Kadının cinselorganı hiç kimseye ödünç
verilemez" karşılığını verdi.
12854- İbn Tavus
bildiriyor: Babam (Tavus), bunda bir sakınca görmez ve: "Bunu yapmak
helaldir. Ancak cariyenin bundan doğan çocuğu özgür olur. Cariye onu helal
kılan kadının kalır ve erkeğin de özgür kalan çocuk için herhangi bir bedel
ödemesi gerekmez" derdi.
12855- Velid b. Hişam
bildiriyor: Ömer b. Abdilazız'e: "Karım cariyesini oğluna helal
kıldı" dediğimde, Ömer: "Cariye çocuğun olur" karşılığını verdi.
12856- Hasan(-ı BasrI)
ile Mücahid der ki: "Kadın cariyesini kocasına helal ettiği zaman kocaya
cariyeyi azat etmek düşer. Ondan doğacak çocuk da kocanın olur."
Kişinin, Kölesiyle Evli
Olan Cariyesiyle ilişkiye Girmesi
12857- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kölesiyle evli olan cariyesiyle
ilişkiye giren kişi hakkında ne dersin?" diye sorduğumda:
"Başkalarına ibret
olsun diye cezalandırılır, ancak had (şeri ceza) uygulanmaz" dedi.
12858- İbn Cüreyc bildiriyor:
Ata (b. Ebi Rebah) ile başkasının şöyle dediğini işittim: " ... Bunun
üzerine: "Vallahi şayet bunu doğrulasaydın seni recmederdim"
dedi." Ata ile başkası: "Onu recmedecek değildi, fakat bu şekilde
korkutmak istedi" dediler.
12859- Nafi’ bildiriyor:
Hz. Ömer, Sakıf kabilesinden bir adamı (Eyyub'ten başkası bu kişinin Muğıre b.
Şu'be olduğunu söylemiştir) yanına çağırdı ve: "Köle ne yaptı?" diye
sordu. Adam: "Ey müminlerin emiri! Durumu iyidir, onu evlendirdim"
karşılığını verdi. Hz. Ömer: "Köle olmadığı zamanlarda karısının yanına
girmiyorsun değil mi?" diye sorunca, adam: "Ey müminlerin emiri!
Hayır, girmiyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerime Hz. Ömer: "Şayet
girdiğini söyleseydin seni cezalandırır diğerlerine ibret kılardım" dedi.
Bana bildirilene göre Hz. Ali adama itiraf etmemesi konusunda işaret
etmişti.
Tahric: Daha açık
ifadelerle Musa b. Ukbe kanalıyla Nafi'den naklen zikredilecektir.
12860- Kabısa b. Zueyb
bildiriyor: "Kabilemizden bir adam kölesiyle evli olan cariyesiyle ilişkiye
girince Ömer b. el-Hattab adama yüz sopa attı."
12861- Ma'mer
bildiriyor: Zühri, kölesiyle evli olan cariyesiyle ilişkiye giren kişi
hakkında: "Adama yüz kırbaç atılır" dedi.
12862- İbn Cüreyc
bildiriyor: Abdullah b. Ubeyd'in, Ata (b. Ebi Rebah)'a, kişinin cariyesini
kölesiyle evlendirdikten sonra ondan doğan bazı çocukları sahiplenmesi konusunu
sorduğunu işittim. Ata (b. Ebi Rebah): "Öyle bir iddiada bulunamaz! Çocuk
doğduğu yatağın sahibine aittir. Zina edene de taş (recm) vardır" dedi.
12863- Nafi', Sakif
kabilesinden bir adamdan bildiriyor: Bizim kabileden bir adamın güzel bir
cariyesi vardı. Hz. Ömer de bu cariyeyi tanıyordu. Adam bu cariyesini bir
kölesiyle evlendirdi, ancak yine de cariyeyle ilişkiye girmeye devam etti.
Köle, Hz. Ömer'e gelip durumu bildirince Hz. Ömer köleyi sakladı ve efendisine
haber gönderip yanına çağırdı. Gelince adama:
"Filan cariyeye ne
oldu?" diye sordu. Adam: "Ey müminlerin emiri! Yanımda duruyor, onu
bir kölemle evlendirdim" dedi. Hz. Ömer adama: "Onunla ilişkiye
giriyor musun?" diye sorunca, orada bulunanlardan biri adama işaret ederek
"Hayır" demesini istedi. Adam da: "Hayır!" dedi. Bunun
üzerine Hz. Ömer: "Şayet bunu yaptığını söyleseydin seni cezalandırır
insanlara ibret kılardım" dedi.
Tahric: Daha önce Eyyub
kanalıyla Nafi' den naklen geçti.
12864- Ma'mer
bildiriyor: Köle ile evli olan cariyeyle efendisi olan erkeğin ilişkiye girmesi
konusunda Zühri şöyle dedi: "Şayet köle onu boşamazsa veya söz konusu ilişkiden
doğan çocuğu sahiplenirse çocuk kendisinin olur. çünkü çocuk doğduğu yatağın
sahibine aittir. Zina edene de taş (recm) vardır. Bu konuda Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde hüküm verdi. Ancak köle onu boşamışsa
ve cariye iddeti içindeyken efendisi onunla ilişkiye girmişse coçuğun kime ait
olduğu konusunda bilirkişi biri çağırılır. Zira Urve b. ez-Zübeyr'in bana
bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab aynı kadınla bir temizlik döneminde
ilişkiye giren ve bu ilişkiden doğan çocuğu sahiplenen iki adamın davasında
bilirkişi birini çağırmıştı. Ancak cariyenin efendisi iddet bittikten sonra
onunla ilişkiye girmişse doğacak çocuk efendinin olur." Sonrasında Zühri
bu konuda had (şeri ceza) yerine ibret için verilecek cezadan bahsetti.
Kişinin Kölesiyle
Evlendirdiği cariyesini Sonradan Azat Etmesi
12865- Abdürrezzak
bildiriyor: Cariyesini on dirhem mehirle kölesiyle evlendiren efendinin
sonrasında her ikisini de azat etmesi konusunda İbn Cüreyc şöyle dedi:
"Kendi malı olduğu için azat sonrası efendi cariyenin mehrinden bir
şeyalmaz. Cariyenin kocası olan kölenin efendisine borcu, efendinin de bu
köleden alacağı olmaz. Efendinin mehirsiz bir şekilde şahitlerin huzurunda
kölesini cariyesiyle evlendirmesinde bir sakınca yoktur. Ancak cariyesi bakire
iken kölesiyle evlendirmesi, sonra da onu azat etmesi durumunda efendi mehri
kadından alır."
12866- Abdürrezzak
bildiriyor: Cariye biriyle evlenen, ancak onunla gerdeğe girmeden önce onu
satın alan kişi hakkında Sevri şöyle dedi:
"Cariyenin mehrini
efendilerine vermez. Çünkü cariyeyi satan onlardır. Ancak onunla gerdeğe
girdikten sonra satın alırsa mehri onu satın aldığı kişiye verir."
12867- Sevri der ki:
"Kişi sonradan verilmek üzere belirli bir mehir üzerinden bir cariyeyle
evlenip de sonradan efendisi onu azat ettiğinde mehir onu azat edenindir. çünkü
kocası onunla birlikte olduğunda cariyenin mülkiyeti efendisinindi."
12868- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Adam onunla ilişkiye girmeden önce efendisi onu azat ettiği zaman
İbn Şübrüme mehrin onu azat edenin hakkı olduğunu söyledi."
Kölenin Cariye Satın
Alması ve Cariyenin iddeti
12869- Abdürrezzak
bildiriyor: Ticaret yapmasına izin verilen kölenin cariye olan karısını satın
alması konusunda Sevri: "Mülkiyeti başkasının olduğu için onu satın alması
nikahlarını bozmaz. Dilerse de onu satabilir" dedi.
12870- İbn Ömer der ki:
"Cariyenin iddeti bir hayızlık dönemidir."
12871- Ömer b.
el-Hattab: "Cariyenin boşanması iki talakla olur. iddeti de iki hayızlık
süredir" dedi.
12872- Ömer b.
el-Hattab: "Köle en fazla iki kadınla evlenebilir. Karısı da iki talakla
dönüşsüz bir şekilde boş olur. Cariye iki hayız süresi iddet bekler. Şayet
hayız görmüyorsa iki ay" veya: "Bir buçuk ay iddet bekler" dedi.
Tahric: Beyhaki (7/425),
Şafii kanalıyla İbn Uyeyne'den farklı bir lafızla ve Said b. Mansur (3/1273),
İbn Uyeyne' den rivayet ettiler,
12873- Abdullah b. Utbe
der ki: "Köle en fazla iki kadınla evlenebilir.
Cariyenin iddeti de iki
hayız süresidir."
12874- Amr b. Evs'in Sakıf
kabilesinden bir adamdan bildirdiğine göre Hz. Ömer: "Şayet elimden
gelseydi cariyenin iddetini bir buçuk hayız süresi yapardım" demiştir.
Katade der ki: Adamın biri kalkıp: "Ey müminlerin emiri! O zaman bir buçuk
ay yap" deyince, Hz. Ömer susup bir karşılık vermedi.
Tahric: Beyhaki (7/226),
İbn Uyeyne kanalıyla Amr b. Dinar'dan ve Said b. Mansur (3/1266, 1267, 1268),
farklı kanallardan rivayet ettiler.
12875- Cabir b.
Abdillah: "Hz. Ömer, cariyenin iddetini iki hayız süresi kıldı"
demiştir.
12876- Ma'mer
bildiriyor: Zühri ile Katade: "Boşanan cariyenin iddeti iki hayız
süresidir" dediler. Katade aynısını ibnu'I-Müseyyeb'den de zikretmiştir.
12877- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Cariyenin iddeti ne kadardır?"
diye sorduğumda: "iki hayızlık süresidir" dedi. Ancak Ömer b.
elHattab'ın: "Şayet elimden gelseydi cariyenin iddetini bir buçuk hayız
süresi yapardım" dediği zikredilmiştir.
12878- Davud b. Kays
bildiriyor: Salim b. Abdillah'a cariyenin iddetini sorduğumda: "iki hayızlık
süresidir. Ancak hayız görmüyorsa bir buçuk ay iddet bekler" dedi.
12879- İbn Mes'üd der
ki: "Cariyenin suç işlemesi halinde hür kişiye verilen cezanın yarısı
verilir, ancak ruhsatlar konusunda yarım ruhsat verilmez."
Tahric: Said b. Mansur
(3/1270), Huşeym kanalıyla Muğire' den rivayet etti.
12880- İbn Sirin der ki:
"Cariyenin iddetini hür kadının iddeti gibi görüyorum. Ancak bu konuda
önceden uygulanan bir sünnet varsa sünnete tabi olmak daha uygun olur."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: