musannef Abdurrezzak |
Nikah |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Reddedilen Nikah
10673- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah) şöyle dedi: "Bize bildirildiğine göre, cüzzamlının,
delinin, alacalı hastalığına ve afel (Rahimde, cinsel ilişkiye engel olacak yumru)
hastalığına yakalanın nikahlanması ve satılması caiz değildir." Ben:
"Bu dört özürden biri kadında olduğu halde (evlenip onunla) gerdeğe
girerse ve veli bunu bildiği halde gizlemişse durum ne olur?" diye
sorunca, Ata: "Bence, onunla gerdeğe girdiği için mehrin küçük bir
bölümünü kadına verir" cevabını verdi. Ben: "Eğer veli olmadan onunla
nikahlandıysa?" diye sorunca ise: "Kadına mehri misil verilir"
cevabını verdi.
10674- Ebu'ş-Şa'sa der
ki: "Şu dört şey, belirtilmedikçe ne nikah ne de alış veriş geçerli olmaz.
Eğer belirtilmişse, artık alan kişi sorumludur. Bunlar da delilik, cüzzam,
alaca hastalığı ve rahim hastalığıdır. Kişi böylesi hastalığı olan bir adını
alıp onunla ilişkiye girdiği zaman kandırılmış olsa dahi (nikah veya satış)
geçerli olur. ''
Tahric: Farklı
kanallarla Said b. Mansur (3/822, 825), "kandırılmış olsa dahi" lafzı
akmaksızın rivayet etti.
10675- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
10676- Başka bir kanalla
Eyyub'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Said b. Mansur
(3/817), Huşeym kanalıyla İsmail' den "kısa bir metinle" rivayet
etti.
10677- Hz. Ali der ki:
"Karn, cüzzam, delilik ve alacalık hastalığı sebebiyle nikahı feshetmek
caizdir. Eğer onunla gerdeğe girmişse mehri öder ve ister boşar ister boşamaz.
isterse onu yanında da tutabilir. Eğer gerdeğe girmemişse birbirlerinden
ayrılırlar."
10678- Başka bir kanalla
Şa'bi'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Said b. Mansur (3/818)
bu isnadla rivayet etti. Ancak Süfyan kanalıyla Mutarrif'ten şeklinde
geçmektedir ve İsmail zikredilmemiştir.
10679- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Deli, cüzzamlı veya alacalı olduğu halde evlenen kadın - İbn
Cüreyc der ki: "Hangisini önce söylediğini bilmiyorum- evlenirse ve erkek
onunla gerdeğe girerse, sonra da bu hastalıklardan birini görürse, kadın
mehrini alır." İbn Cüreyc der ki: "Kadınla gerdeğe girmesi sebebiyle
mehri öder. Veli de, (evlenen erkeği) aldattığı için mehri (kendisine) öder. ''
Tahric: Farklı
kanallarla Said b. Mansur (3/815) rivayet etti.
10680- İbn Şihab
(ez-Zühri) der ki: "Bir kişi, kadını evlendirirken hastalığını gizleyip
evlenecek erkeği aldatırsa, o erkeğin gerdeğe girmesi sebebiyle kadına mehri
öder ve ödediği mehri kendisini aldatan adamdan alır. Eğer gerdeğe girmeden
önce hastalığı öğrenirse nikahı geçerlidir."
10681- Zühri der ki:
"Eğer veli hastalıktan haberdarsa tazminat öder.
Değilse, bilmedine dair
Allah adına yemin etmesi istenir. Sonra artık sorumluk kocaya aittir. Ma'mer
der ki: "Katade de aynı şeyi söylemiştir. Bana bildirildiğine göre onunla
gerdeğe girmemişse muhayyerdir. isterse ondan ayrılır, isterse yanında
tutar." Ma'mer: "Bu hastalıklardan birine benzeyen başka şeylre de
aynı hükümdedir" demiştir.
10682- Zühri der ki:
"Retkd olan kadınla yapılan evlilik sonradan feshedilebilir. "
Ma'mer der ki:
"Retkd, cinselorganı cinsel ilişkiyi imkansız kılacak kadar dar ve küçük
olan kadındır."
10683- Ömer b. Abdilaziz'in
memuru Adiy b. Adiy der ki: "Evlenen bir kadın ve erkek yanımıza geldiler.
Adam kadınla gerdeğe girince retkd olduğunu, cinselorganının ancak idrar
yapabilecek kadar dar olduğunu gördü. Bu durumu yazıp Ömer b. Abdilazız'e
bildirince, Ömer şöyle cevap yazdı: "Veliye, bu hastalığını bilmediğine
dair yemin ettir. Eğer yemin ederse nikahı geçerli say. Bir toplulukla hısım
olmaya razı olan kişinin onların emanetinden de razı olacağını düşünüyorum.
Eğer yemin etmeyecek olursa, kadına verilen mehri ondan tahsil et."
Tahric: İbn Hazm
(10/111), Amr b. Kays kanalıyla Adiy b. Adiy'den "kısa bir metinle"
ve Said b. Mansur (3/823), Adiy b. Ertat kanalıyla Amr b. Abdilaziz' den başka
bir lafızla rivayet ettiler.
10684- Amr b. Meymün b.
Mihran der ki: Ömer b. Abdilazız'e, hastalığı olan bir kadının davası
götürülünce: "Gördüğüm kadarıyla adam, onlarla akrabalık kurduğundan
dolayı güven duymuş" dedi.
10685- İbn Sırın der ki:
Bir adam Şureyh'e şikayette bulunup: "Bunlar bana: "Seni insanların
en güzeliyle evlendireceğiz" dediler ve bana gözleri az gören bir kadın
getirdiler" dedi. (Kadı) Şureyh: "Eğer kadının bir kusurunu senden
gizlemişlerse nikah geçerli değildir" dedi.
10686- Tavus:
"(Nikahta) Aldatmak caiz değildir" demiştir.
10687- ibrahim(-i
NehaI): "Hür olan kadın, cariyede olduğu gibi bir kusurdan dolayı iade
edilemez. Bu duruma düşen kişi iptila olmuş biridir" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/820), "Huşeym-İbrahim" kanalıyla ve farklı kanallarla İbn Hazm
(10/113) aynısını rivayet ettiler.
10688- Ömer b. Abdilaziz
ve Hasan: "Kadınlarda garanti yoktur. Eğer onunla gerdeğe girmişse mehrini
vermek zorundadır" dediler. Zannedersem Hz. Ali'nin de aynı şeyi
söylediğini duydum.
10689- Kays b. Müslim bildiriyor:
Bir adam gelip Tarık b. Şihab'dan kızını istedi. Kız da daha önce zina etmişti.
Tarık, gelip Hz. Ömer'e durumu bildirince, Ömer: "(Zinadan sonra) kızdan
kötü bir şey gördün mü?" diye sordu. Tarık: "Hayırdan başka bir şey
görmedim" cevabını verince, Ömer: "Onu evlendir ve bir şey
söyleme" dedi.
10690- ismail ile Ebu
Ferve, Şa'bi'den bildirir: Bir adam Ömer b. elHattab'a gelerek şöyle dedi:
"fy müminleri emiri! Cahiliye döneminde bir kızımı toprağa gömdüm ve
ölmeden önce yetişip onu çıkardım. Sonra bizimle beraber güzel bir müslüman
oldu ve şimdi islam'ın hadlerinden birini gerektirecek bir suç işledi. Bu
sebeple aniden bıçağı alıp kendini kesmek istedi. Ölmek üzereyken onu kurtarıp
tedavi ettim ve yarası iyileşip eski halinden bir şey kalmadı. Şimdi ise onunla
evlenmek isteyen biri var. Bu olanları ona anlatayım mı?"
İbn Ferve'nin, Şa'biden
olan rivayetinde Hz. Ömer'in cevaben ona: "Ne diyorsun! fğer böyle bir şey
yapacak olursan sana öyle bir ceza veririm ki çölde ve şehirde bulunan herkesin
haberi olur. Onu normal iffetli bir Müslüman kız gibi evlendir" dediği
zikredilir.
ismail'in, Şa’biden olan
rivayetinde ise Hz. Ömer'in cevaben ona: "Ne diyorsun! Eğer böyle bir şey
yapacak olursan sana öyle bir ceza veririm ki bütün şehirlerdeki insanların
diline düşer. Onu normal iffetli bir Müslüman kız gibi evlendir" dediği
zikredilir.
Tahric: Haris
Musned'inde rivayet etti.
10691- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Bir adam, evlendiği kadının, evlenene kadar
zina ettiğini veya hırsızlık yaptığını bilmese ve gerdeğe girmeden önce
kendisine söylense durum ne olur?" diye sorunca: "(Kadını boşadığı
takdirde) kadın hiçbir hak taleb edemez" cevabını verdi.
10692- Zühri: "Her
halukarda kadın onun hanımıdır ve ne o kadından ne de kadın ondan
ayrılmazlar" dedi.
10693- Şa'bi, kocasıyla
gerdeğe girmeden önce fuhuş yapan kadınla ilgili olarak: "Nikah geçerli
olur" demiştir. ibrahim ise: "Mehir iade edilir ve birbirlerinden
ayrılırlar" demiştir.
10694- Katade: "Eğer
gerdeğe girmeden önce fuhuş yapmışsa ondan ayrılır ve kadın hiçbir hak taleb
edemez" demiştir.
10695- Ala' b. Cabir der
ki: Hz. Ali zamanında evlendirilen ve gerdeğe girmeden önce zina yapan bir
kadın Hz. Ali'ye getirilince, ona yüz kamçı vurdu ve bir yıllığına Kerbela
ırmağı taraflarına sürgüne yolladı. Sonra geri dönünce de eski nikahını geçerli
sayıp onu kocasına iade etti."
10696- Hameş der ki: Hz.
Ali'ye, bir kadınla zina eden bir adam getirildi.
Adam bir kadınla
evlenmiş ama henüz gerdeğe girmemişti. Hz. Ali: "Zina yaptın mı?"
diye sorunca, adam: "Evet, evli değildim" cevabını verdi. Hz. Ali
adama yüz kamçı vurulmasını emredip evlendiği kadınla onu ayırdı, kadına da
mehrin yarısını verdi.
10697- Katade, zina
ettiği için kırbaçlanıp bir kadınla evlenen ve kadına had cezası aldığını
bildirmeyen erkek için şöyle dedi: "Eğer kadınla gerdeğe girmişse, kadın
mehrini alır ve isterse adamdan ayrılır. Eğer gerdeğe girmemşse mehrin yarısını
alır ve isterse adamdan ayrılır. Eğer had uygulanan kadınsa ve adam, ona had
uygulandığını bilmeden kendisiyle gerdeğe girmişse, kadın mehrini alır, kadının
bu ayıbını gizleyen de adamın zararını öder. Eğer kadının velisi de bu durumu
bilmiyorsa, tazminat ödemesine gerek yoktur. Eğer adam kadınla gerdeğe girmemişse
muhayyerdir ve (boşayacak olursa) kadına mehir vermez."
10698- Zühri (bu
durumda) Nikah olduğu gibi durur (bozulmaz)" demiştir.
10699- ibnu'I-Müseyyeb
ve Tavus şöyle dediler: "(Evlenip henüz gerdeğe girmeyen) Erkeğe zina
sebebiyle had cezası uygulandıktan sonra evlenirse, eğer tövbe ettiğine
inanılırsa nikahları geçerlidir." Ma'mer der ki: "Kölelerin iade
edilmesine sebep olan şeyler, nikahın da reddedilmesne sebeptir" diyeni
duydum.
10700- Sevri der ki:
"Erkek evlendikten sonra bir hastalığa maruz kalırsa bundan dolayı karı
koca ayrılmaz. Böylesi durumlarda erkeğin durumu kadının durumu gibidir.
Evlendikten sonra kadın hastalığa maruz kaldığında kocasından ayrılması
istenmeyeceği gibi erkeğin bir hastalığa maruz kalması da durumunda da
karısından ayrılması istenmez."
Abdurrezzak der ki:
"Aynısını Hammad da ibrahim'in rivayet etmiştir."
10701- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Eğer erkekte, cüzzam veya delilik ya da alaca
veya afel (cinsel ilişkiye engel olacak yumru)hastalığı varsa durum ne
olur?" diye sorunca: "Kadının bir şeye(ondan ayrılmaya) hakkı yoktur.
Bu erkek onun üzerinde başkalarından daha çok hak sahibidir" cevabını
verdi.
10702- Katade, alaca
veya cüzzam, ya da delilik veya benzeri hastalığı olan erkeğin, bir kadınla
evlenmesi ve onunla gerdeğe girinceye kadar kadının bundan habersiz olmasıyla
ilgili olarak şöyle dedi: "Kadın muhayyer bırakılır ve mehri alır. Eğer
gerdeğe girmeden önce öğrenecek olursa, mehrin yarısını alır." Ma'mer:
"lührl, bu durumda kadının bir şey alamayacağızı söyledi" demiştir.
Ma'mer bu görüşü tercih etmiştir.
10703- İbn Ebi Muleyke
bildiriyor: İbn Alkame'nin valiliği döneminde bir adam evlendi ve, kadını
aldıktan sonra, onu nikahlamadan önce zina ettiği söylendi. İbn Alkame
Abdulmelik'e bu durumu yazarak ne yapılması gerektiğini sorunca, Abdulmelik:
"Allah'ın laneti o kadının üzerine olsun. Adamın kadındaki malını al ve
kadına Allah'ın haddini uygula" şeklinde cevap yazdi.
10704- Ensar'dan biri
olan Bursa der ki: "Bakire bir kızla evlenip onunla gerdeğe girince hamile
olduğunu gördüm. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda:
"Onunla ilişkiye girdiğin için kadın mehri alır. çocuk ta senin kölendir.
Kadın doğum yapınca da onu kırbaçla" buyurdu.
10705- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: Ebu Davud (2131)
rivayet etti.
10706- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Kadında sayılan dört kusurdan biri bulunursa ve
kişi farkına varmadan onunla gerdeğe girerse, kadının velisi de bu kusurları
bildiği halde gizlemişse durum ne olur?" diye sorunca: "Bence,
velinin mehri ödemesi gerekir, sadece onunla gerdeğe girdiği için mehrin bir
kısmını kendisi verir. Bu sadece benim görüşümdür. Kadın bu durumda mehrini tam
alır" cevabını verdi. Ben: "Onunla velisit evlendirye durum ne
olur?" diye sorunca ise, Ata: "Onunla gerdeğe girdiği için mehrin
tamamını verir" cevabını verdi.
10707- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a: "Erkekte bu dört kusurdan biri olursa, konumu
kadınla aynı mı?" diye sorunca: "Kadının bir hakkı yoktur. Erkek bu
durumda kadın üzerinde başkalarından daha çok hak sahibidir" cevabını
verdi.
10708- Said b.
el-Müseyyeb der ki: "Erkekte evlendikten sonra hatalığa maruz kalması
dışında bir kusuru ortaya çıktığı zaman kadın bunu öğrendikten sonra ister
adamın yanında kalır isterse de ondan boşanır. Ancak bu kusur kişinin sonradan
ortaya çıkan hastalığıyla alakalı bir şeyse evlilikleri devam eder."
10709- İbn Cüreyc der
ki: "Bir adam San'a'dan bir kadınla evlendi ve onunla gerdeğe girmeden
cüzzam hastalığına yakalandı. Ben adama:
"Ondan ayrıl ve
verdiğin mehri geri al" diye haber gönderdim ama adam kabul etmedi.
Muhammed b. Yusuf mektup yazıp durumu Abdulmelik'e sorunca, Abdulmelik:
"Onları birbiriden ayır" diye cevap yazdı. Adamın adı Avsece b. Enes
b. Davud idi. Kadının adı ise Ümmü Amr binti Beresa b. Sa'd idi."
10710- İbn Ebi Necih
bidiriyor: "Abdulmelik b. Mervan, bir kadınla evlenip onunla gerdeğe
girmeden cüzzam hastalığına yakalanan kişinin kadından ayrılmasına, mehrin de
kendisine iade edilmesine hükmetti." Mücahid: "Adamın kadına en fazla
ihtiyacı olduğu bir zamanda birbirlerinden ayrılmalarına hükmetmek doğru
değildir" demiştir.
10711- Hasan ve Katade
der ki: "Kadınla evlendikten sonra onda böyle bir hastalık oluşursa,
gerdeğe girmiş olmasalar bile nikahları geçerlidir."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kişiye Evlendiği
Kadından Başkasının Gönderilmesi