musannef Abdurrezzak |
Meğazi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Ashab-ı Uhdud Hadisesi
9751- Suheyb anlatıyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi namazını kıldığı zaman konuşur
gibi dudaklarını oynatırdı. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! ikindi namazını
kıldıktan sonra dudaklarını bir şey söyler gibi oynatıyorsun" deyince,
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir peygamber
ümmeti ile övünüp: ''Kim bunlara karşı gelebilir ki?'' dedi. Bunun üzerine Yüce
Allah ona: ''Ümmetini. kendilerinden intikam almam ve düşmanlarını kendilerine
musallat etmem arasında muhayyer kıl'' diye vahyetti. Ümmeti intikamı tercih
edince Allah onlara ölümü gönderdi ve bir günde yetmiş bin kişi öldü."
Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bu olayı anlattığı zaman şu olayı da anlatırdı:
"Krallardan bir
kral vardı ki. onun kendisine kehanette bulunan bir de kahini vardı. Kahin,
krala: "Bana bir çocuk getirin ki. anlayışlı ve zeki olsun. Ben ona
kehaneti öğreteyim. Çünkü ben öldükten sonra bu ilmin yok olmasından
korkuyorum. (Öğretmediğim takdirde) bu ilmi bilen hiç kimse kalmayacaktır"
dedi. Bunun üzerine ona istediği vasıllarda bir çocuk buldular ve bu kahinden
ders almasını söylediler. Çocuk ders almak için kahinin yanına gidip geliyordu.
Çocuğun yolu üzerinde, manastırında bulunan bir rahib vardı. - Ma'mer der ki:
"Sanırım o zamanlarda manastırlarda bulunan rahipler müslüman idi." -
Çocuk rahibin yanından her geçmesinde ona (kime ibadet ettiğini) sormaya başladı.
Çocuk sormaya o kadar devam etti ki, sonunda rahib: "Ben ancak Allah'a
ibadet ederim" dedi. Bunun üzerine çocuk kahinin yanına giderken rahibin
yanında durmaya ve kahinin yanına gitmekte gecikmeye başladı.
Kahin çocuğun derse
gelmediğini ailesine bildirdi. Çocuk da bu durumu rahibe bildirince, rahib:
"Kahin sana: ''Neredeydin?'' derse: ''Ailemin yanındaydım'' de. Ailen,
sana: ''Neredeydin?'' derse: ''Kahinin yanındaydım'' de" dedi. Çocuk bu
şekilde devam ederken büyük bir insan topluluğuna rastladı. Bu topluluğun önünü
yırtıcı bir hayvan kesmişti. içlerinden bir kişi:
"Bu yırtıcı hayvan
bir arslandır" dedi. Çocuk bir taş alarak: "Allahım! Eğer rahibin
dediği hak ise senden bu hayvanın öldürülmesini istiyorum. Eğer kahinin dediği
hak ise onun öldürülmemesini istiyorum" dedi. Sonra taşı attı ve hayvanı
öldürdü. Bunun üzerine halk: "Onu kim öldürdü?" diye sorunca:
"Onu şu çocuk
öldürdü" dediler. Halk çocuğun bu durumundan korktu ve: "Bu çocuk,
bizden hiç kimsenin bilmediği bir ilim öğrenmiştir" dedi. Ama bir kişi bu
hadiseyi işitince çocuğa gelip: "Eğer gözlerimi açarsan sana şunu ve şunu
vereceğim" dedi. Çocuk: "Ben senden herhangi bir şey istemiyorum.
Fakat gözlerin açılırsa, gözlerini açana iman edecek misin?" dedi. Ama:
"Evet"
karşılığını verince, çocuk, Allah'a dua etti ve adamın gözleri açıldı. O da
iman etti.
Bu haber krala ulaşınca
adamlarını gönderdi ve hepsini yanına getirtti.
Onlara: "Sizi öyle
bir öldüreceğim ki, hiç birinizin ölümü diğerine benzemeyecektir" dedi. Kralın
emri üzerine rahib ve ama adam getirildi. Biri başının ortasından testere ile
kesilerek öldürüldü. Diğeri de başka bir şekilde öldürüldü. Sonra çocuk için:
"Bu çocuğu filan filan dağa götürün ve onu dağın başından aşağı atın"
diye emretti. Onlar çocuğu istedikleri yere getirdiklerinde hepsi de dağdan
aşağı düşmeye başladı ve dağın başında çocuktan başka kimse kalmadı. Bunun
üzerine çocuk kralın yanına geri döndü. Kral: "Onu götürüp denize
atın" dedi. Onu denize götürdüklerinde Allah çocuğun yanında bulunanları
boğdu ve kendisini kurtardı. Bunun üzerine çocuk krala: "Sen beni
bağlayıp: ''Bu çocuğun Rabbinin adiyla -veya şöyle dedi- Bu çocuğun Rabbi olan
Allah'm adıyla'' deyip vurmadıkça öldüremezsin" dedi.
Çocuk kralm emri üzerine
bağlandı ve: ''Bu çocuğun Rabbinin adıyla'' diyerek ona vurdu. Çocuk elini
şakağma koyarak öldü. Halk: "Bu çocuk, hiç kimsenin bilmediği bir ilim
öğrenmiştir. Biz bu gencin Rabbine iman ediyoruz" dedi. Krala: "Üç
kişinin sana muhalefet etmesinden mi korktun? Şimdi ise herkes sana muhalefet
etmektedir" denilince, kral: "Yerde büyük hendekler açarak içini odun
ve ateşle doldurun" dedi. Sonra insanları toplayıp: "Dinine geri
döneni bırakacağız, dönmeyeni de ateşe atacağız" dedi. Sonra onları açılan
hendeklere atmaya başladı. Allah'm:
"Hazırladıkları
hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış
kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler
kahrolmuştur! Onlar; ancak Aziz, Hamid Allah'a inandıkları için mü'minlerden öç
almışlardı"[Buruc, 4-8] ayetleri de bunu ifade etmektedir. Çocuk (ateşe
atılmamış) defnedilmişti." Anlatıldığına göre çocuk, Ömer b. el-Hattab
zamanında öldüğü zamanki gibi parmağı şakağında olmak üzere mezarından
çıkarılmıştır. ''
Abdurrezzak der ki:
uhdad, Necran'dadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: