musannef Abdurrezzak |
Meğazi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Ashab-ı Kehf Hadisesi
9752- Vehb b. Münebbih
anlatıyor: Hz. isa'nın havarilerinden biri Ashabi Kehf'in şehrine gelip içeri
girmek istedi. Ona: "Kapısında bir put bulunmaktadır. Ona secde etmeden
içeriye girilmez" denildi. Havari içeri girmek istemedi ve şehre yakın bir
hamama gitti. Haveri hamamda ücretle çalışıyordu. Hamam sahibi hamamında
bereket ve rızkın bol olduğunu görmüştü. Hamam sahibi bu havariyi sevmeye,
şehirden birkaç genç te yanına gelmeye başlamıştı. Havari onlara gökyüzü,
yeryüzü ve ahiretten haber veriyordu. Hatta ona inandılar ve kendisini tasdik
ettiler. Onlar da kendisi gibi güzel bir hal üzereydiler. Havari hamam sahibine
şart koşuyor ve: "Gece benimdir. Namaz vakti olduğu zaman benimle namazım
arasına girme" diyordu. Bir gün kralın oğlu bir kadınla hamama geldi ve
içeri girmek istedi. Havari: "Sen kralın oğlusun, şu fılan fılanla beraber
içeri giremezsin" diyerek onu ayıpladı. Kralın oğlu utanarak geriye döndü.
Ancak bir daha gelince havari ilk gelişinde söylemiş olduğu şeyleri tekrar
söyledi. Bunun üzerine kralın oğlu havariye sövüp onu azarladı ve ardına
bakmadan kadınla beraber hamama girdi. Kadınla beraber hamamda geceledi ve
orada öldüler.
Krala gidilip:
"Hamam sahibi oğlunu öldürdü" denildi. Kralonu aratmış fakat
bulamamıştı. Havarinin arkadaşları da kaçmıştı. Onlar gençler diye
adlandırıldılar ve aranmaya başlandılar. Onlar şehrin dışına çıkarak çiftçi bir
arkadaşlarının yanına uğradılar. O da onlar gibi aynı durumdaydı. Ona
arandıklarını söylediler. Onu da yanlarına alarak beraberlerinde bir köpekle
yollarına devam ettiler. Bir mağaranın yanında gece olunca mağaraya girdiler.
"inşallah bu geceyi sabahlayana kadar burada geçireceğiz. Sabahlayınca da
görüşlerinize bakarız" dediler. Sonra kulakları tıkandı (ve uyuya
kaldılar). Kral adamlarıyla onları aramaya çıkmıştı. Onları buldular ve
mağaraya girmek istediler. Onlardan biri mağaraya girmek istediğinde korkuyor
ve hiç kimse içeri girmeye güç yetiremiyordu. Aralarından bir kişi krala:
"Sen: ''Eğer onları bulursam öldüreceğim demedin mi?''" dedi. Kral:
"Evet, dedim" karşılığını verince: "O zaman mağaranın kapısına
duvar ör ve mağarayı üzerlerine kapat, açlıktan ve susuzluktan ölürler"
dedi. Kral da öyle yaptı.
Bir müddet geçtikten
sonra bir çoban bu mağaranın yanında yağmura yakalanmış ve (kendi kendine):
"Şu mağaranın kapısını açsam ve koyunlarımı yağmur altından içeri
alsam" dedi. Yağmur durmaksızın devam edince mağaranın kapısını açtı ve
koyunlarını içeri soktu. O gün sabahladıkları zaman Allah bu cesetlere
ruhlarını geri verdi. Gençler aralarından birini yiyecek satın alması için
gümüş parayla çarşıya gönderdiler. Bu kişi şehirlerinin kapısına geldiğinde
parasını kabul eden birini bulamadı. Sonunda bir kişiye gelip: "Bana şu
parayla yiyecek bir şeyler sat" dedi. Adam: "Bu dirhemi nereden
buldun?" deyince: "Dün, ben ve arkadaşlarım bir yere gitmiştik.
Sabahladığımızda beni yiyecek almam için gönderdiler" cevabını verdi. Adam:
"Bu dirhem filan kralın zamanındandır. Sen bu dirhemi nereden
buldun?" dedi ve onu krala götürdü.
Kral salih bir kişiydi.
Gence: "Bu dirhemi nerede buldun?" diye sorunca:
"Dün, ben ve
arkadaşlarım bir yere gitmiştik. Filan fılan mağaranın yanındayken gece
bastırdı ve o mağarada geceledik. Sonra beni kendilerine yiyecek almam için
gönderdiler" dedi. Kral: "Arkadaşların nerededir?" deyince:
"Arkadaşlarım mağaradadır" karşılığını verdi. Hep beraber mağaraya
gittiler. Mağara kapısının yanına geldiklerinde, genç: "Bırakın
arkadaşlarımın yanına sizden önce gireyim" dedi. Onlara yaklaştığında
kendisinin de onlarında kulakları tıkandı (uyutuldular). Kral ve adamları
arkasından girmek istediler, ama içeri giren her kişi korkarak geri çıktı.
içeri girmeye güç yetiremiyorlardı. Sonra mağaranın yanında bir kilise ve namaz
kılacakları bir mescit inşa ettiler.
Tahric: İbn Cer!r,
Tefsır'ınde (15/133), Hasan b. Yahya kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Beytu'I-Makdis'in
inşa Edilmesi