musannef Abdurrezzak |
Meğazi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Ahzab (Hendek) ile Beni
Kureyza Savaşları
9737- Abdurrezzak
bildirir: Ahzab (Hendek) savaşı uhud savaşından iki yıl sonra olmuştur. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'nin kenarındaydı ve o gün müşriklerin başı
olan Ebu Süfyan, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabını on
küsur gece muhasara etti. Sahabenin hepsi de şidetli bir üzüntüye düştü.
Sonunda ibnu'l-Müseyyeb'in de bildirdiği gibi Allah'ın Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Allahım! Ben senden, bana olan ahdini ve vaadini
yerine getirmeni diliyorum. Eğer müslümanların helakını dilersen artık sana hiç
kulluk edilmez" buyurdu. Saha be bu durumdayken, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Gatafan müşriklerinin reisi olan Uyeyne b. Hısn b. Bedr
el-FezMı'ye Ebu Musa ile haber gönderip: "Sana Ensar'ın hurmalarının üçte
birini versem, yanındaki Gatatanlıları alıp dönerek hiziplerin dağılmasını sağlayabilir
misin?" diye sorunca, Uyeyne: "Eğer mahsulün yarısını verirseniz
yaparım" cevabını verdi.
Evs kabilesinin reisi
Sa'd b. Muaz'ı ve Hazrec kabilesinin reisi Sa'd b. Ubade'yi çağırıp:
"Uyeyne b. Hısn, yanındaki Gatafanliları alıp geri dönmek ve hiziplerin
dağılmasına sebep olmak için benden sizlerin hurmalarınızın yarısını istedi.
Ben ona üçte birini verdim, ama o yarıdan azını kabul etmedi.
Siz bu konuda ne
dersiniz?" diye sordu. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Bu konuda sana bir
şey emredildiyse, Allah'ın emrettiğini yap" karşılığını verince, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer bana bir şey emredilseydi
size danışmazdım! Bu, benim size sunduğum görüşümdür" buyurdu. Onlar:
"Biz, ona kılıçtan başka bir şey vermememiz görüşündeyiz" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tamam o zaman" buyurdu.
Ma'mer der ki: İbn Ebi
Necih'in bildirdiğine göre Sa'd b. Muaz ve Sa'd b. ubade Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediler: "Vallahi, ey Allah'ın Resulü!
Eskiden bile onlara bunu vermezken, şimdi Allah bize islam'ı göndermişken
onlara bunu mu vereceğiz?" Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Tamam o zaman" buyurdu.
Zühri,
ibnu'I-Müseyyeb'den bildiriyor: Onlar bu durumdayken Nuaym b. Mes'ud el-Eşcai
geldi. iki taraf da ona güveniyordu ve iki tarafla da görüşüyordu. Nuaym şöyle
dedi: "Kurayza oğullarının elçisi yanlarına gelince ben de Uyeyne ve Ebu
süfyan'ın yanındaydım. Elçi onlara: "Sebat ediniz. Biz Müslümanların
geride kalan ailelerine saldıracağız" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Sakın biz onlara böyle demesini emretmiş
olmayailm" buyurdu. Nuaym, sözü saklayamayan biriydi. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözü üzerine kalkıp gidince Ömer gelip:
"Ey Allah'ın Resulü! Eğer bu Allah'ın emriyse, emredileni yap. Ama eğer
senin görüşünse, Kureyş ve Kurayza oğulları arasında olan birisinin senin
aleyhinde konuşmasına gerek olmayacak kadar basittir" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Nuaym için: "Onu geri getirin"
dedi ve adamı geri döndürdüler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sana söylediğimiz şeyden sakın kimseye bahsetme" buyurdu.
Bu sözleri duyan Nuaym
dayanamayıp Uyeyne ve Ebu Süfyan'ın yanına giderek: "Muhammed'in dediğini
duydunuz mu?" dedi. Onlar: "Hayır" cevabını verince, Nuaym:
"Kendisine Kurayza oğullarının durumunu anlattığımda, bana: "Sakın
onlara böyle yapmalarını biz söylemiş olmayalım" dedi. Ebu süfyan:
"Bunun tuzak olup olmadığını anlarız" deyip Kurayza oğullarına:
"Bize sebat etmemizi istediniz ve müslümanları arkalarından vuracağınızı
söylediniz. Bu konuda bize bir garanti verin" dedi. Kurayza oğulları:
"Cumartesi gecesi oldu. Biz Cumartesi günü hiçbir şey yapamayız"
karşılığını verince, Ebu Süfyan yanındakilere: "Kurayza oğulları size
tuzak kuruyor. Buradan ayrılın" dedi. Allah onlara bir rüzgar gönderdi ve
kalplerine bir korku saldı. Rüzgar ateşlerini söndürdü, atlarının dizginlerini
kopardı ve savaşmadan kaçarak geri göndüler. "Allah(ın yardımı) savaşta
müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir"[Ahzab, 25] ayeti bu
olayı anlatmaktadır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ashabın! onların peşinden gönderdi ve sahabe Hamrau'I-Esed'e
kadar onları takib edip geri döndüler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) savaş giysilerini çıkararak yıkanıp koku sürdü. Bu sırada
Cibril Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seslenerek: "Savaşmamak
için bir mazeretin var mı?! Silahını çıkardığını görüyorum. Halbuki biz daha
çıkarmadık" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
korkarak kalktı
ve sahabeye: "Beni
Kurayza'ya varmadan önce ikindi namazını kılmamanızı istiyorum" buyurdu.
sahabe Beni Kurayza kabilesine varmadan önce güneş batınca müslümanlardan bir
grup: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bırakmanızı
istememişti. Namazınızı kılın" derken, başka bir grup: "Biz
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözünü yerine getiriyoruz. Bu
sebeple namazı bırakmamızda sakınca yoktur" dedi. Sahabenin bir kısmı
inanarak ve sevabını umarak namazı kılarken, diğer grup inanarak ve sevabını
umarak kılmadı. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki grubu da
kınamadı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Kurayza oğullarının bölgesinde bulunan ashabından bazı
kişilere rastlayınca: "Yanmızdan geçen oldu mu?" diye sordu. Onlar:
"Evet! Dıhyetu'I-Kelbl, benekli bir katırın üzerinde geçti. Altında da bir
atlas kumaş vardı" cevabını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "O Dıhye değil, Cibril'di. Kalelerini sallamak ve
kalplerine korku salmak üzere Beni Kurayza'ya gönderildi" buyurdu.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı Beni Kurayza kabilesini muhasara altına
aldılar ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına varınca, Beni
Kurayza'nın konuşmalarını duymak için, sahabeye kılıçlarla kendisine gelecek
taşlardan korumalarını emretti. Sahabe denileni yapınca Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ey maymunların ve domuzların kardeşleri" diye
seslendi. Onlar: "Ey Ebu'lKasım! Sen kötü söz söyleyen biri değildin"
karşılığını verince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) savaşmadan
önce onları islam'a davet etti, ama onlar islam'ı kabul etmediler. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberindekilerle onlarla
savaştı ve sonunda Beni Kurayza, Sa'd b. Muaz'ın vereceği hükme razı olup
teslim oldular, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haklarında vereceği
hükmü ise kabul etmediler. Sa'd b. Muaz'la, dişi bir merkep üzerinde Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelince, Beni Kurayza Sa'd'a anlaşmalı
olduklarını hatırlatmaya başlayınca Sa'd b. Muaz, Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hürmeten onun tarafına bakmayarak: "Peki şu aralarında
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bulunduğu taraftakilere soruyorum:
"Benim hükmümü
kabul edecek misiniz?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Evet" buyurdu. Bunun üzerine Sa'd: "Ben, savaşçılarının
öldürülmesine, mallarının taksim edilmesine ve zürriyetlerinin esir edilmesine
hükmettim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru
hüküm verildi" buyurdu.
Huyey b. Ahtab
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı müşriklere yardım etmiş, gece
vakti Beni Kurayza'ya gelip kapıyı açmalarını istemişti. Beni Kurayza'nın
reisi: "Bu, uğursuz biridir. Huyey size uğursuzluk getirmesin"
deyince, Huyey: "Ey Kurayza oğulları! Cevap vermeyecek misiniz? Bana
yetişmeyecek misiniz, beni misafir etmeyecek misiniz? Ben, kendisiyle anlaşma
yapılan, ama aldatılan biriyim" dedi. Beni Kurayza: "Vallahi ona
kapıyı açacağız" deyip ısrar ettiler ve sonunda ona kapıyı açtılar.
Yanlarına kaleye girince: "Ey Kurayza oğulları! Size zamanın bütün
şerefini, önünde hiç birşeyin duramayacağı bir soğuk (ordu) getirdim"
dedi. Beni Kurayza'nın reisi: "Bize büyük bir soğukun geleceğini vaat
ediyorsun, ama bizi bizden ayrılmayacak bir denizin (müslümanların) yanında
bırakıyorsun. Sen bize aldanmayı vaad ediyorsun" karşılığını verdi. Huyey
onlara, Medine'yi kuşatan hizipler dağılınca gelip kalelerine gireceğini
vaadetti. O zaman, Beni Kurayza, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve
müslümanlarla yaptıkları anlaşmayı çiğneyerek Huyey'in dediğini kabul ettiler.
Hizipler Medine'den ayrılınca, Huyey yola çıkıp Ravha'ya gelince, Kurayzalılara
verdiği sözü hatırlayıp yanlarına geri döndü. Beni Kurayza kalelerinden inip
teslim olunca, Huyey de bağlanmış olarak getirildi. Huyey, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vallahi, sana düşmanlığımdan dolayı
kendimi kınamıyorum, ama Allah dilediğini mağlup eder" deyince,
Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emriyle boynu vuruldu.
Tahric:
İbnu'l-Müseyyeb'den İbn Sa'd (2/73) rivayet etti. Ebu Hureyre hadisinden şahidi
Bezzar'da yer almıştır. Bak: Keşfu'l-Estar (1803)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: