musannef

Abdurrezzak

Meğazi

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Uhud Savaşı

 

9735- Urve anlatıyor: uhud savaşı Nadır oğulları savaşında sonra altıncı ayın başında Şevval ayında idi. Zühri der ki: Urve, "Ama Allah size arzuladığınız zaferi gösterdikten sonra gevşeyip bu hususta çekiştiniz ve isyan ettiniz"[Al-i İmran, 152] ayetini açıklarken şöyle dedi: Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud günü, Ebu Süfyan ve Kureyşlilerle savaşacağı zaman şöyle dedi: "Rüyamda kendimi gayet dayanıklı bir zırh içinde gördüm ve bu zırhı Medine olarak yorumladım. Şehrinizde kalıp onlarla şehrin içinde (savunma yaparak) savaşınız" buyurdu. Medine durvarlarla çevrilmiş kale gibiydi. Bedir savaşına katılamayan bir adam: "Ey Allah'ın Resülü! Bizi onların karşısına çıkar ve onlarla bu şekilde savaşalım" dedi.

 

Abdullah b. Ubey b. Selül: "Evet Vallahi ey Allah'ın Resülü! Ben de seninle aynı görüşteyim. Çünkü, Vallahi, biz ne zaman Medine'den düşmanımıza karşı çıkmışsak, muhakkak musibete ve yenilgiye uğramışızdır. Bilakis, ne zaman da düşmanımız Medine'ye girip bizimle çarpışmışsa, musibete ve yenilgiye uğramıştır" dedi. Müslümanlardan bazıları da: "Bilakis ey Allah'ın Resülü! Bizi onların karşısına çıkar" deyince, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zırhını getirtip giydi, sonra: "Gördüğüm kadarıyla sizden de, onlardan da çok sayıda ölü olacak. Ben rüyamda (bir ineğin) boğazlandığini gördüm. Bu da hayra alamettir" buyurdu. Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Annem babam sana feda olsun. O zaman şehir içinde kalalım" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiç bir Peygambere ümmeti için harb aletini kuşandıktan sonra düşmanla karşılaşmadan bu aletleri geri çıkarması uygun olmaz. Müşriklere kestirme yoldan yetişmemiz için bize yol gösterecek var mı?" buyurdu.

 

Yol gösterenler önünde yürüdüler ve Şavt denilen yere gelince Abdullah b. Ubey b. Selul orduyu veya ordunun üçte birine yakınını alıp geri döndü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud'a gittiğinde müşriklerin orada olduğunu gördü ve karşılarında orduyu savaş düzenine soktu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına, düşmanı hezimete uğrattıkları takdirde aralarına karışmamalarını ve peşlerinden gitmemelerini söyledi. Müşriklerle karşılaştıklarında, düşmanı hezimete uğrattılar ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emrine karşı gelerek (düşmanın peşinden gittiler) birbirleriyle tartışıp ihtilaf ettiler. Sonra Allah onları imtihan etmek için geri çevirdi ve düşman, süvarilerin başındaki Halid b. el-Velid b. el-Muğıre ile beraber geri dönüp müslümanlardan yetmiş kişiyi şehid ettiler, bir çok kişiyi de ağır bir şekilde yaraladılar. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ön dişileri ile azı dişi arasındaki dişi kırıldı, yüzü de kanadı. Hatta şeytan yüksek sesle: "Muhammed öldürüldü!" diye bağırdı.

Ka'b b. Malikk der ki: "Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk tanıyan ben oldum.

Onu miğferinin altında gözlerinden tanıdım ve yüksek sesle: "Resulullah işte burada!" diye bağırdım. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana susmamı işaret etti ve Alah müşrikleri başımızdan savdı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve sahabe (Uhud dağında) dururken, müşrikler, sahabeden şehit olan bazı kişilere müsle yapıp kulak ve burunlarını keserek bazılarının da karınıarını yardıktan sonra Ebu Süfyan: "Ölülerinizin bazılarına müsle yapıldığını göreceksiniz. Bu bizim görüşümüz ve efendilerimizin emriyle olmamıştır" dedi. Sonra da:

 

"Yüce Hubel!" dedi. Ömer b. el-Hattab: "Allah daha Yüce ve büyüktür" karşılığını verdi. Ebu Süfyan: "Gözü aydın. Bu ölüler, Bedir'de öldürülenlere karşılıktır" deyince, Ömer: "Bizim ölülerimizle sizin ölüleriniz bir değildir. Bizim ölülerimiz Cennette, sizin ölülerinizse Cehennemdedir" karşılığını verdi. Ebu Süfyan: "O zaman hüsrana uğradık demektir" dedi ve müşrikler geri döndüler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabınıanların peşinden gönderdi ve müşrikler Hamrau'I-Esed'e yetişinceye kadar müslümanlar peşlerinden gittiler. Onları takib edenler arasında Abdullah b. Mes'ud da vardı. "İnsanlar onlara: ''Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun'' dediler. Bu, onların imanını artırdı da: ''Allah bize yeter. O ne güzel Vekil'dir''[Al-i İmran, 179] dediler" ayeti bunu anlatmaktadır.

 

Tahric: Metnin parçalan farklı kaynaklarda geçmiştir. Hasen senedle Ahmed (5/271) ve Hakim (2/128-9) rivayet etti.

 

 

 

9736- Zühri bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'e girdiği zaman müslümanların, kafirleri takib etmelerini istedi. Onlar da kabul edip gün boyunca onların peşinden gittiler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Onlar yaralandıktan sonra Allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat vardır"[Al-i İmran, 172] ayetini indirdi. Abdurrezzak'ın bize bildirdiğine göre o gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzüne yetmiş kılıç darbesi almış ve Allah onu bütün bu darbelerden korumuştur.

 

Tahric: Metnin şahitleri vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ahzab (Hendek) ile Beni Kureyza Savaşları