musannef

Abdurrezzak

Namaz

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Ezam Duyanların Yapması Gerekenler

 

1912- İbn Cüreyc bildiriyor: Ata: "Namaz için okunan ezan vazgeçilmez bir gerçekliktir ve okunması gerekir. Namaza çağrı konusunda ezandan başkası helal değildir ve bunu duyan herkesin namaza katılması gerekir" dedi. Sonra şöyle devam etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bazı kişilere ne oluyor ki ezanı duydukları halde namaza katılmıyorlar? Kametin getirilmesini söyleyip namaza gelmeyenlerin evini yakmayı veya onları evleriyle beraber yakmayı isterdim!" buyurdu. ı Adamın biri Peygamberimize (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ya Resulallah! Ben sakat birisiyim, ancak cemaatle namaza katılmayı da çok isterim" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Cemaatle namaza katlı" buyurdu. Adam: "Ya Resulallah! Ama sakat birisiyim?" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "[zanı duymuyor musun?" diye sordu. Adam: "Evet, duyuyorum" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman cemaatle namaza katıl" buyurdu." Ata'ya: "Adamın sakatlığı neydi?" diye sorduğumda: "Sanırım kör veya iyi görmeyen birisiydi. Aynı adam bundan dolayı yatsı namazına katılmama konusunda ruhsat da istemişti" dedi. Doğruluğundan emin olduğum birisinin de bana bildirdiğine göre bu kişi İbn Ümmü Mektum'dur.

 

Tahric: Ebü Hureyre hadisinden Müslim (651) rivayet etti.

 

 

 

1913- Salih bildiriyor: İbn Ümmü Mektam gözlerindeki bir rahatsızlığından dolayı Peygamberimize (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "namazları evimde kılma konusunda bana ruhsat var mı?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ezanı duyuyor musun?" diye sorunca, İbn Ümmü Mektam: "Evet, duyuyorum" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman namazları evinde kılma na ruhsat görmüyorum" buyurdu.

Ma'mer (b. Raşid) der ki: Ceztre ahalisinden bir adamın bunu rivayet ederken şöyle dediğini işitim: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Felah'a yapılan çağırıyı (Hayya ale'l-felah) işitiyor musun?" diye sorunca, İbn Ümmü Mektam:

"Evet!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman bu çağrıya icabet et" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud (1/81), "Hammad b. Zeyd-İbn Ümmü MektUm" kanalıyla ve İbn Ebi Şeybe (s. 231), Ebu Rezin kanalıyla Ebu Hureyre' den rivayet ettiler.

 

 

 

1914- İbn Cüreyc ile ibrahim b. Yezid'in bildirdiğine göre Hz. Ali ile İbn Abbas: "Ezanı duyup da namaza gelmeyen kişinin (başka yerde kıldığı) namazı geçerli olmaz" demişlerdir. İbn Abbas: "Ancak bir özrü veya mazereti varsa başka" ilavesini yapmıştır. 

 

2

Tahric: Ebu Davud (1/81), farklı bir lafızla İbn Abbas'tan ve İbn Ebi Şeybe (231), İbn Abbas'tan mevkuf olarak rivayet ettiler.

 

 

 

1915- Ebu Hayyan'ın babasından naklen bildirdiğine göre Hz. Ali: "Mescide komşu olan kişinin mescit dışında kıldığı namaz geçerli değildir" demiştir. Sevri'nin başka bir kanalla zikrettiği rivayette şu ilave de vardır: Hz. Ali'ye: "Mescide komşu olmak ne demektir?" diye sorulunca: "Ezanı duyabilmektir" dedi. 

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (231), farklı bir kanal ve lafızla ve yine farklı kanal ile lafızlarla Beyhaki (3/57) rivayet ettiler.

 

 

 

1916- Hz. Ali der ki: "Mescide komşu olan kişi ezanı duyduğu zaman sağlıklı olduğu ve herhangi bir özrü bulunmadığı halde bu davete icabet edip mescide gelmiyorsa kılacağı namaz geçerli değildir."

 

 

 

1917- Hz. Aişe der ki: "Ezanı duyup da icabet edip cemaat namazına gelmeyen kişi, hayır istemiyor ve kendisine hayır istenmiyor demektir.''

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe (s. 231) aynı isnadla ve Beyhaki (3/57), Mis'ar kanalıyla Adiy b. Sabit'ten rivayet ettiler.

 

 

 

1918- Hz. Aişe der ki: "Hayya ale's-salatu! Hayya ale'l-felah, çağrısını duyup da icabet edip cemaat namazına gelmeyen kişinin hayırları artış göstermez. "

 

 

 

1919- İbn Cüreyc bildiriyor: Ata: "Şehirde olsun köyde olsun ezanı duyan hiçbir Allah kulunun cemaate katılmama ruhsatı yoktur" dedi. Ona:

"Kişi o esnada ipekten bir kumaş parçasını satıyorsa ve namaza kalkması durumunda onun heba olmasından korkuyorsa?" diye sorduğumda: "Böyle olsa da namaza katılmama ruhsatı yoktur" dedi. Ona: "Gözlerinden rahatsız veya cemaate katılmasına engel olacak kadar olmasa da hasta veya ellerinden rahatsız olsa?" diye sorduğumda: "Bana göre zahmetine katlanıp gitmesi daha iyidir" dedi.

 

 

 

1920- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rabah)'a: "Köyahalisinden ezanı duymayan kişi hakkında ne dersin?" diye sorduğumda: "Dilerse cemaate gelir, dilerse de gelmez" dedi. Ona: "Ama mescide yakın bir yerdeyse?" diye sorduğumda: "isterse gelir, isterse de yerinde kılar" dedi. Ona: "Ezanı bazen duyup bazen de duyamayacağım bir evdeysem bu duymadığım zamanlarda namazı evimde kılma ruhsatım var mı?" diye sorduğumda:

"Evet, var" dedi. Ona: "Ezanı duymasam da namaz vaktinin geldiğini tahmin ediyorsam?" diye sorduğumda: "Şayet ezanı duymazsan evet, istersen evinde kılarsın" dedi.

 

 

 

1921- Yahya b. Said bildiriyor: Ömer b. el-Hattab bir adamın günler boyunca Mescid'e gelmediğini fark etti. Adamla karşılaşınca veya adamın evine gidince: "Neden namazlara gelmiyorsun?" diye sordu. Adam: "Rahatsız olduğum için Mescid'e gelemedim" karşılığını verince, Ömer: "Şayet bir şeye icabet edeceksen felah (Hayya ale'l-felah) çağrısına icabet et!" dedi.

 

Tahric: Farklı bir lafızla İbn Ebi Şeybe (s. 230) rivayet etti.

 

 

 

1922- İbn Cüreyc der ki: Ata (b. Ebi Rabah)'a: "Şehirde kameti işiten, ancak ezanı işitmeyen kişi hakkında ne dersin?" diye sorduğumda: "Şayet namaza yetişebileceğini düşünüyorsa cemaate katılmalıdır" dedi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ezanı Duyup da Mescide Gelmeme Ruhsatı