Sahih

İbn Hibban

 

SAHABE’NİN MENKIBELERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Ebu Hureyre,  Ebu'd-Dahdah,  Abdullah b. Uneys

 

Ebu Hureyre ed-Devsi

 

7150- Mudarib b. Hazn anlatıyor: Bir gece vakti ben yürüyordum da derken tekbir getiren bir adamın sesini işittim. Devemle ona yetişip: "Bu tekbir getiren kimdir?" diye sordum. Ses sahibi: "Ebu Hureyre" dedi. "Bu tekbir niye?'' dediğimde: "Şükür için" cevabını verdi. "Ne şükrü?" dediğimde de: ''Ben ayağıma giyeceğim ve yiyeceğim karşılığı Gazvan'ın kızı Busra'nın işçisiydim. Kavim yola çıkınca onların bineklerini sürer, konakladıkları zaman da hizmetlerini görürdüm. Yüce Allah bana (daha sonra) onunla evlenmeyi nasib etti ve o bugün karımdır. Şimdi kavim bindiği zaman ben de biniyor, konakladığı zaman da bana hizmet ediliyor" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. İbn Mace 2445.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin Müslümanlığının ilk Dönemlerinde Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Açlığa Maruz Kalması

 

7151- Ebu Hureyre anlatıyor: Şiddetli bir açlığa maruz kaldım. Yolda Ömer b. el-Hattab'a rastladım. Ondan Allah'ın Kitabı'ndan bir ayeti bana okumasını istedim. Ömer evine girdi ve o ayeti bana okudu. Evden ayrılıp fazla uzaklaşmadan zorluk ve açlıktan dolayı yüzükoyun yere düştüm. Bu baygınlık sırasında bir de ne göreyim, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başucumda dikilmiş: "Ey Ebu Hureyre!" diyor. Ben de: "Buyur, Ey Allah'ın Resulü! Emrine amadeyim!" dedim.

 

Daha sonra elimi tutup beni kaldırınca aç olduğumu anladı. Beni evine götürdü. Hemen benim için büyük bir bardak süt getirilmesini emretti. Ben ondan içtim. Sonra: "Tekrar iç, ey Ebu Hureyre!" buyurdu. Tekrar bir bardak daha içtim. Sonra yine: "Bir daha!" buyurdu. Ben de bir kez daha içtim. Artık karnımın durumu düzeldi, hatta bir ok gibi dümdüz oldu.

 

Bir müddet sonra Ömer'e rastlayınca başımdan geçenleri ona anlatıp: "Ey Ömer! Allah benim karnımı doyurmağa senden daha layık bir zatı memur etti. Vallahi, o ayeti senden daha düzgün okumakta olduğum halde ben senden bana bir ayet okuyup öğretmeni istemiştim" dedim.

 

Bunun üzerine Ömer: "Vallahi (ey Ebu Hureyre), evime sokup seni doyurmak benim için kırmızı develerim olmasından daha sevimlidir" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/515; Buhari 5375; Tirmizi 2477.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Çok Hadis Rivayet Etmesi

 

7152- Ebu Hureyre der ki: "Abdullah b. Amr dışında benden daha fazla

Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadis rivayet eden yoktur. Zira o hadisleri yazardı, ben ise yazmazdım.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/248; Buhari 113; Tirmizi 2668.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Çok Hadis Rivayet Etmesinin Nedeni

 

7153- Urve b. ez-Zübeyr bildiriyor: Hz. Aişe bana şöyle dedi: "Ebu Hureyre'nin yaptığını beğendin mi? Gelip odamın yanında oturdu ve bana da duyurarak Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadis nakletmeye başladı. Bense nafile namaz kılıyordum, namazımı bitirmeden kalkıp gitti. Şayet yetişseydim ona engel olurdum. Zira Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizler gibi böyle hızlı hızlı konuşmazdı."

 

İbnü'I-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: "insanlar: ''Ebu Hureyre çok hadis rivayet ediyor’‘ diyorlar. Allah hesaba çekecektir. Yine insanlar: ‘‘Ne oluyor da Muhacirler ve Ensar, Ebu Hureyre'nin hadisleri kadar Hadis rivayet etmiyor?’‘ diyorlar. Bunun sebebini sizlere bildireceğim. Ensar kardeşlerimi arazilerindeki çalışmaları meşgul ederdi. Muhacir kardeşlerimi de çarşılardaki alışverişleri meşgul ederdi. Ancak ben karın tokluğuna Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmetinde bulunurdum. Onlar hazır bulunamadıkları zaman ben hazır bulunur, onlar unuttukları zaman ben aklımda tutardım. Bir gün Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Sizden biri giysisini ben diyeceklerimi bitirinceye kadar yayar da sonra onu toplayıp göğsüne basarsa, asla dedikterimden işittiği bir şeyi unutmaz’‘ buyurmuştu. Ben de giysimi yere serdim ve Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diyeceklerini bitirinceye kadar öyle durdum. Sonra o giysiyi toplayıp göğsüme bastım. Onun bu konuşmasından, bu güne kadar hiçbir şeyi unutmuş değilim. Allah'ın Kitabı'ndaki iki ayet olmasaydı, size asla rivayette bulunmazdım: "İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan ayetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler. Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lanetlenmekten) kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenimı çok merhamet edenim'' (Bakara 159).

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Mişkat 5828); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 6/118, 6/157; Buhari3568; Müslim 2493,2492/16; EbU Davud 3655; Tirmizi3639, 3835,

 

 

Ebu Hatim der ki: Hz. Aişe'nin, "Şayet yetişseydim ona engel olurdum'' sözüyle kast!, hadis nakletmesine değil, hızlı hızlı konuşmasına engel olmaktır. Bunun delili de bu cümlenin hemen ardından "Zira Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizler gibi böyle hızlı hızlı konuşmazdı" demesidir.

 

 

 

Ebu Hureyre'yi Sevmenin İmandan Sayıldığına Delalet Eden Haber

 

7154- Ebu Kesır bildiriyor: Ebu Hureyre bize: ''Vallahi Allah'ın yarattığı her bir mümin beni işittiği veya beni gördüğü zaman mutlaka sever" dedi. Ona: ''Ey Ebu Hureyre! Bunu nereden biliyorsun?" diye sorduğumda şöyle dedi: Benim annem müşrikti. Onu islam'a davet ederdim, ama kabul etmezdi. Yine bir gün onu islam'a davet ettiğimde Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında hoş olmayan sözler söyledi. Ağlayarak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına varıp: ''Ey Allah'ın Resulü! Annemi islam'a davet ederdim, ama kabul etmezdi. Bugün onu islam'a davet ettiğimde senin hakkında hoş olmayan sözler söyledi. Allah'a dua et de Ebu Hureyre'nin annesine hidayet versin" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Ona hidayet ver" diye dua etti.

 

Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bu duasının müjdesini) anneme vermek için koşarak eve gittim. Eve vardığımda kapı kapalıydı, ama içerden su şırıltısı ve ayak sesleri geliyordu. içerden: "Ey Ebu Hureyre! Yerinde dur!" deyince bekledim. (Yıkanmasını bitirince) aceleyle gömleğini giyip örtüsünü taktı ve kapıyı açıp: "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de kulu ve Resulü olduğuna şahadet ederim" dedi.

 

Daha önce üzüntüden ağladığım gibi bu kez sevinçten ağlayarak Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına varıp: "Ey Allah'ın Resulü! Müjde! Allah duanı kabul etti ve Ebu Hureyre'nin annesine hidayet verdi" dedim. Sonra: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'a dua et de beni ve annemi mümin kullarına, mümin kullarını da bize sevdirsin" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Bu kulcuğunu ve annesini mümin kullarına, mümin kullarını da bunlara sevdir" diye dua etti."

 

Ebu Kesir es-Suhaymi'nin adı, Yezid b. Abdirrahman'dır.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/319; Müslim 2491.

 

 

 

Ubey b. Ka'b'm, Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Çok Hadis işittiğine Tanıklık Etmesi

 

7155- Ubey b. Ka'b der ki: Ebu Hureyre, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı bizden daha cesurdu. O Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim soramadıklarımızı sorardı.

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf; Şuayb: İsnadı zayıftır. Ahmed 5/139.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Sohbetinin Bir Sene Sürdüğünü iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

7156- Ebu Hureyre bildiriyor: Ben, Medine'ye geldim. O sırada Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'de idi. Gıfar oğullarından bir adam, halka imamlık yapıyordu. Birinci rekatta Meryem Suresini ve ikinci rekatta ise Mutaffifin Suresini okudu. Yanımızda bir adam vardı. Onun, biri büyük ve diğeri de küçük olmak üzere iki ölçeği vardı. (Ölçeğin) birisiyle (küçüğüyle) veriyor ve diğeriyle (büyüğüyle) de alıyordu. Bunun üzerine: "Filan kimseye yazıklar olsun" dedim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2965); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/475.

 

 

 

Ebu'd-Dahdah el-Ensari

 

7157- Cabir b. Semure der ki: Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber İbnu'd-Dahdah'ın cenazesindeydik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenaze namazını kıldırdıktan sonra ona bir at getirildi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bindi. At hızlı gidiyordu; biz de hızlı bir şekilde onun peşinden gidiyorduk. Bunun üzerinde şöyle buyurdu: "Ebu'd-Dahdah'ın cennette asılmış veya sarkıtılmış nice hurma salkımı vardır."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 97); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/90, 5/95, 5/98; Müslim 965; Tirmizi 1013; Nesai 4/85.

 

 

 

Simak b. Harb'ın Bu Hadisi Cabir b. Semure'den işitmediğini iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

7158- Cabir b. Semure der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem). Ebu'd-Dahdah'ın cenaze namazını kıldırdıktan sonra ona bir at getirildi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bindi, At hızlı gidiyordu; biz de hızlı bir şekilde onun etrafında gidiyorduk. Bunun üzerinde şöyle buyurdu: "Ebu'd-Dahdah'ın cennette asılmış nice hurma salkımı vardır.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ebu Davud 3178.

 

 

 

7159- Enes b. Malik der ki: Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Filan kişinin bir ağacı var. O hurma ağacına evimin duvarını destek yapmışım. Adama söyle de o ağacı bana versin" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu ağacı Cennette bir hurma ağacı karşılığı ona ver" buyurdu; ancak adam bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine adamın yanına Ebu'd-Dahdah geldi ve: "Benim bahçeye karşılık bana bu hurma ağacını sat" dedi ve alışverişi yaptılar. Ebu'd-Dahdah, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! O hurma ağacını bahçem karşılığında satın aldım. Ağacı adama verebilirsin" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu'd-Dahdah'a Cennette kaç tane dolu dolu hurma salkım hazırlandı (bir bilseniz)" buyurdu. Ebu'd-Dahdah bahçedeki hanımının yanına geldi ve: "Ey Ümmü'd-Dahdah! Bahçeden çık, onu Cennette bir hurma ağacı karşılığı sattım" dedi. Bunun üzerine hanımı: "Güzel bir kazanç" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2963); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/146.

 

 

 

Abdullah b. Uneys

 

7160- Abdullah b. Uneys anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah b. Uneys'i (bir gün) yanına çağırıp: "Bana ulaştığına göre, Halid b. Süfyan b. Nubeyh el-Huzeli benimle savaşmak için bana karşı Nahle veya Urane'de insanları toplamaktadır. Ona git ve onu öldür" buyurdu. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Bana onu(n özelliklerini) belirt (ki onugördüğümde tanıyayım)" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu sana tanıtacak olan delil, onu gördüğünde sana Şeytanı hatırlatması ve gördüğünde onu titrerken bulmandır" buyurdu.

 

Kılıcımı kuşanarak yola çıktım. ikindi vakti onun yanına ulaştım. Yanında hanımları vardı. Onları eve götürüyordu. Onu gördüğümde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bana tarif ettiği ürke korkudan titreyen bir adam fark ettim. Yanına yaklaştım. Onunla benim aramda bir konuşma geçerse ikindi namazını kaçıracağımdan korktum. Ona doğru yürürken namazı kıldım. (Rüku ve secdelerimi) başımla işaret ediyordum. Yanına vardığımda: "Kimlerdensin?" diye sordu. Ben de: "Araplardan bir adamım. Seni duydum. Şu (Muhammed denilen) adamla (savaşmak için) adam topladığını işittim. Bu sebeple de yanına geldim" dedim. O da: "Evet, ben bu işle uğraşıyorum" dedi. Derken onunla biraz yürüdüm. Bir fırsatını bulduğumda kılıçla ona saldırdım ve onu öldürdüm. Sonra yanından ayrılıp çıktım. Hanımlarını, onun üzerine kapanmış vaziyette bıraktım.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldiğimde beni gördü ve: "Yüz kurtuldu" buyurdu. Ben de: "Onu öldürdüm, ey Allah'ın Resulü!" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru söyledin" buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benimle birlikte kalktı ve beni evine götürdü. Orada bana bir baston verdi ve: "Şu bastonu tut, ey Abdullah b. Uneys!" buyurdu. O bastonla halkın yanına çıktım. Onlar: "Bu baston da neyin nesi?" dediler. Ben de: "Onu bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdi ve onu yanımda tutmamı bana emretti" dedim Onlar: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına bir daha dönecek olursan bunun sebebini O'na sor" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geri döndüm. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bu sopayı bana niçin verdin?'' diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu baston, benim ile senin aranda kıyamet günü bir alamettir. Çünkü o günde insanların az bir kısmı (baston ve benzeri şeylere) dayanacaklardır". buyurdu.

 

Bunun üzerine Abdullah b. Uneys o sopayı kılıcına bağladı. Ölünceye kadar o sopa kendisiyle birlikte kaldı. Ailesine, öldükten sonra o sopanın kendisiyle birlikte kefenine konulmasını emretti. Sonra ikisi birlikte mezara defnedildi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (es-Silsiletu's-sahıha 2981). Ahmed 3/496; Ebu Davud 1249.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Abdullah b. Selam,  Sabit b. Kays b. eş-Şemmas,  Ebu Zeyd Amr b. Ahtab