Sahih İbn Hibban |
SAHABE’NİN MENKIBELERİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hz. Hamza
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Amcası Hamza b. Abdilmuttalib
7016- Cafer b. Amr b. Umeyye
ed-Damrı der ki: Muaviye döneminde Ubeydullah b. Adiy b. Nevfel b. Abdi Menaf
ile birlikte yolculuğa çıktık. İnsanlarla birlikte yolculuk yaptık. Dönüşte
Humus'a geldiğimizde Ubeydullah b. Adiy bana: "Vahşı'nin yanına gidip
Hamza'yı nasıl öldürdüğünü sormaya ne dersin?" dedi. Zira Cübeyr b.
Mut'im'in azatlısı Vahşı, Humus'a gelmiş ve oraya yerleşmişti.
Ubeydullah'ın bu teklifi
üzerine yola düşüp Vahşı'nin yanına geldik. Geldiğimizde evinin avlusunda bir
postun üzerinde oturduğunu ve yaşlanmış olduğunu gördük. Yanına varıp selam
verdiğimizde başını kaldırıp Ubeydullah b. Adiy'e baktı ve: "Adiy b.
el-Hiyar'ın oğullarından mısın?" diye sordu. Ubeydullah: "Evet"
karşılığını verince Vahşı şöyle dedi: "Vallahi Zü Tuva'da seni Sa'diyyeli
sütannene verdiğimden beri görmüş değilim. Seni sütannene verdiğimde devenin
üzerindeydi. Seni kaldırıp annene verdim. Annen seni benden alırken ayaklarını
gördüm. Vallahi sen yanımda durunca bu ayakları tanıdım."
Yanında oturduk ve:
"Hamza'yı nasıl öldürdüğünü bize anlatman için yanına geldik" dedik.
Vahşı: "Bana sorduğunda Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl
anlattıysam size de aynı şekilde anlatacağım" dedi ve şöyle devam etti:
"Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel'in kölesiydim. Cübeyr'in amcası Tuayme
b. Adiyy Bedir savaşında öldürülmüştü. Kureyşliler Uhud'a doğru yola çıkınca
Cübeyr b. Mut'im bana: ‘‘Amcam Tuayme'ye karşılık Muhammed'in amcası Hamza'yı
öldürürsen özgürsün’‘ dedi. Bunun üzerine ben de onlarla birlikte savaşa
çıktım. Habeşliydim ve Habeşliler gibi iyi mızrak kullanırdım. Hedefi
tutturamadığım çok nadirdir. iki taraf karşı karşıya gelince Hamza'yı aramaya
koyuldum. Nihayet onu insanların ortasında buldum. Kül renginde bir deve
gibiydi. Kılıcıyla insanları sarsıyor, önünde hiçbir şey duramıyordu. Onu
vurmak için hazırlandım ve zayıf bir anını yakalamayı bekledim. O sırada Siba'
b. Abdiluzza benden önce davranıp ona saldırdı. Hamza onu görünce: ‘‘Yaklaş ey
bızırları kesen kadının oğlu!’‘ dedi. Ardından kılıcıyla ona vurdu. Ancak
valIahi başını tutturamadı. O sırada mızrağımı salladım. Hazır olduğunu görünce
de ona doğru fırlattım. Mızrak göbeğinin altından girip bacaklarının arasından
çıktı. Bana doğru gelmek istediyse de gücü yetmedi. Onu o şekilde ölene kadar
bıraktım. Sonra yanına gelip mızrağımı aldım ve ordu karargahında bulunan
insanların yanına gidip orada oturdum. Zira artık bana ihtiyaç kalmamıştı. Azat
edilmek için onu öldürmüştüm. Mekke'ye döndüğümde de azat edildim."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı kavidir.
Hamza'yı Hatırlattığı
için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Müslüman Olan Vahşi'ye Yüzünü
Göstermemesini Emretmesi
7017- Cafer b. Amr
ed-Damrı anlatıyor: Ubeydullah b. Adiy b. el-Hiyar ile Şam diyarına seyahat etmiştim.
Humus şehrine vardığımız zaman Ubeydullah bana; "Hamza'nın şehid
edilmesini Vahşi'ye sormaya var mısın?" deyince, ben: ''Olur"
cevabını verdim. Vahşı o zaman Humus'ta ikamet ediyordu. Onu sorduğumuzda:
"işte orada sarayının gölgesinde, sanki yağ tulumu gibi duran adam"
denildi. Biz de yanına varıp başucunda durup selam verdik. Bizim selamımızı
aldı. Ubeydullah o zaman, başının her tarafı sarık sarılı olduğu için Vahşı
onun sadece gözleri ile ayaklarını görebiliyordu. Ubeydullah, Vahş'ye: "Ey
Vahşı! Beni tanıyor musun?" diye sorunca, Vahşi ona bakıp: "Hayır
vallahi tanıyamadım. Ancak ben biliyordum ki, Adiy b. el-Hiyar, Ebu'l-İys kızı
Ümmü'l-Kıtal denen bir kadınla evlenmiş ve Mekke'de bir oğlan doğurmuştu. Bu
kadın çocuğa bir sütanne bulunmasını istemişti. işte ben bu çocuğu anasıyla
beraber alıp sütanasına götürmüştüm. Ben seni tanımadım ama, sanki senin
ayaklarına bakınca o çocuğun ayakları gibi geliyor" dedi.
Bunun üzerine Ubeydullah
yüzünü açtı, sonra Vahşı'ye: "Bize Hamza'nın öldürülüşünü anlatsan olmaz
mı?" diye sorunca, Vahşı şöyle dedi: Olur anlatayım. Hamza, Bedir harbinde
Tuayme b. Adiy b. el-Hiyar'ı öldürmüştü. Benim o sıra sahibim olan Cübeyr b.
Mut'im bana: "Amcamın intikamı olarak Hamza'yı öldürürsen, sen hür
olacaksın" dedi. insanlar Ayneyn'den çıkınca ben de onlarla birlikte harbe
katıldım. -Ayneyn, Uhud'dan önce küçük bir dağ olup, Uhud ile arasında bir vadi
bulunmaktadır.- iki ordu savaş için saf düzeni aldığında Siba' Ebu Niyar ortaya
çıkıp; "Karşıma çıkmak isteyen var mı?'' deyince Hamza b. Abdilmuttalib
karşısına çıktı ve: "Ey Siba'! Ey kadın sünnetçisi olan Ümmü Enmar'ın
oğlu! Allah'a ve Resulü'ne muhalefet etmek mi istersin?!" diye bağırıp
sonra Siba'nın üzerine öyle bir saldırdı ki, sanki Siba' giden dünkü gün gibi
yok oldu (öldü). Bu sırada ben Hamza'yı vurmak için bir kayanın arkasına
saklanmıştım. Nihayet Hamza yanımdan geçerken mızrağımı fırlatıp kasığına
sapladım, mızrak uyluğunun üstündeki aynak kemiğini delip çıktı. işte bu onun
son anı oldu.
Mekkeliler savaştan
dönerlerken ben de onlarla beraber geri döndüm ve Mekke'de islam dini
yayılıncaya kadar orada ikamet ettim. Sonra Taif'e gittim. (Taif halkı
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile görüşmek üzere, ona elçiler
göndermişlerdi. Bana: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elçileri
asla huzursuz etmez" denildi. Bende o elçilere katılıp birlikte yola
çıktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni görünce: "Sen Vahşi
misin?" diye sorunca "Evet" dedim. "Hamza'yı sen mi öldürdün?"
dedi. Ben: "Evet, bu iş sana bildirildiği gibi olmuştu, ey Allah'ın
Resulü!" dedim. Bana: "Yüzünü benden kaçırmaya gücün yeter mi?''
buyurunca geri döndüm. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edip
Müseylimetü'I-Kezzab ortaya çıkınca kendi kendime: "Müseylime'ye karşı
savaşa gideyim; belki onu öldürürüm de böylece Hamza'ya -karşı işlediğim
cinayete- karşılık olur" deyip, mücahidlerle birlikte çıktım. O ordunun
başına gelecekler geldi. O arada, bir duvar yıkığının karaltısında boz bir deve
gibi, saçları dağınık bir adam gördüm. Hemen mızrağı göğüsleri arasına
fırlattım. Mızrak adamın kürek kemiklerini delip çıktı. Ensar'dan bir adam
hemen onun üzerine sıçrayıp başını kılıçla kesti.
Abdullah b. el-Fadl
derki: Süleyman b. Yesar'ın bildirdiğine göre Abdullah b. Ömer şöyle dedi:
"Müseylime öldürülünce damda olan bir cariye "Vah! Müminlerin emirini
siyah bir köle öldürdü" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed
3/501; Buhari 4072.
O Gün Hamza b.
Abdilmuttalib'in Kefenlenmesi
7018- ibrahım anlatıyor:
Oruçlu olan babam Abdurrahman b. Avf'ın önüne bir gün yemeği getirilince dedi
ki: "Hamza şehid edildi. Ona da bir giysiden başka içinde
kefenlenebileceği şey bulunamamıştı. Mus'ab b. Umeyr (Uhud'da) şehid
edildiğinde ona bir tek giysiden başka içinde kefenleneceği bir şey
bulunmamıştı. Andolsun ki ben, ahiret için kazandığımız iyiliklerimizin bize bu
dünyada peşin verilmiş olmasından endişe etmişimdir." Abdurrahman sonra
ağlamaya başladı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Buhari 1274, 1275,4045.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan:
Mus'ab b. Umeyr,
Abdullah b. Amr, Enes b. en-Nadr, Amr b. el-Cemuh, Hanzala b. Ebi Amir