Sahih İbn Hibban |
SAHABE’NİN MENKIBELERİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bera b. Ma'rur, Es'ad
b. Zurare, Harise b. Nu'man
Bera b. Ma'rur b. Sahr
b. Hansa
7011- Abdullah b. Ka'b b.
Malik, babası ve başkasından bildiriyor: Kavmimizden bize tabi olanlarla diğer
yıl Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Mekke'de buluşmak üzere
sözleşmiştik. Diğer yıl kavmimizden, müşriklerin bölgesinden ayrılan yetmiş
kişi ile birlikte yola çıktık."
Ka'b b. Malik devamını
şöyle anlatır: Beyda sırtlarına ulaştığımızda büyüğümüz ve efendimiz olan Bera
b. Ma'rur b. Sahr b. Hansa: "Ben bir görüşe vardım, ancak bunda bana uyar
mısınız uymaz mısınız bilmiyorum. Namaz kılarken sırtımı bu binaya -Kabe'ye-
vermemem ve ona doğru namaz kılmam gerektiğini gördüm" deyince, ona:
"Bunu yapma!" karşılığını verdik. Bildiğimiz kadarıyla Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Şam'a doğru namaz kılıyordu ve başka bir kıbleye
doğru namaz kılmak istemiyorduk. Bundan dolayı Bera'ya karşı çıktık. Ancak o da
bizi dinlemedi.
Bu şekilde yolumuza
devam ettik. Namaz vakti geldiği zaman Bera namazı Ka'be'ye doğru kılıyordu.
Biz ise Şam'a doğru kılıyorduk. Mekke'ye ulaştığımızda Bera b. Ma'rOr bana:
"Ey yeğenim! Vallahi yolculuk esnasında yaptığımdan dolayı içime bir kuşku
düştü" dedi. Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tanımıyorduk,
ancak Abbas b. Abdilmuttalib'i tanıyorduk. Zira ticaret amacıyla yanımıza gelip
gittiği için onu görmüştük. Bunun üzerine Mekke'de Resulullah'ı (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sormaya başladık. Batha'da iken bir adamla karşılaştık ve ona
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorduk. Bize: "Onu tanıyor
musunuz?" deyince, biz: "Vallahi hayırı" karşılığını verdik.
Adam: "(Mescid'e) girdiğinizde Abbas'ın yanında oturan kişiye bakın.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odur. Zira demin yanlarından
ayrıldığımda birlikte oturuyorlardı" dedi.
Bunun üzerine oradan
ayrılıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bulunduğu yere geldik. Onu
Abbas'la birlikte otururken bulduk. Onlara selam verip yanlarında oturduk.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abbas! Şu iki adamı tanıyor
musun?" diye sorunca, Abbas: "Evet! Bu iki adam Hazreclidir. Şu adam
kavminin ileri gelenlerinden Bera b. Ma'rOr'dur. Şu da Kab b. Malik'tir"
dedi. O zamanlarda da Ensar, Evsliler ya da Hazrecliler olarak biliniyordu.
Vallahi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim için: "Şair olan
mı?" diye sormasını hiç unutmam. Abbas: ''Evet, o" karşılığını verdi.
Bera b. Ma'rOr: "Ey
Allah'ın Resulü! Bu yolculuğumda bir şey yaptım ve hükmünü bana bildirmeni
istiyorum. Zira bundan dolayı içime bir kuşku düştü. Namazda sırtımı Kabe'ye
vermemeyi düşündüm ve namazı ona doğru kıldım. Arkadaşlarım bu konuda bana itiraz
edip muhalefet ettikleri için de içime bir kuşku düştü" deyince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zaten bir kıbleye doğru namaz
kılıyordun. Sabredip ona devam etseydin ya!" karşılığını verdi ve başka da
bir şey demedi.
Daha sonra Mina'ya
gittik ve haccımızı ifa ettik. Teşrık günlerinin ortalarında, Akabe'de
Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buluşmak üzere sözleştik.
Sözleştiğimiz günün gecesinde,
Ardından Abbas b.
Abdilmuttalib bir konuşma yaptı. Konuşmasında: "Ey Hazrecliler! Bildiğiniz
gibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim kavmimizdendir.
Biz onu kendimizi koruduğumuz
gibi koruyup savunuyoruz. O kendi aşireti ve kavmi içinde korunan biridir"
dedi. Sonrasında Bera b. Ma'rOr da bir konuşma yaptı ve Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinden tutup: "Biatımızı kabul et"
dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendinizi, kadınlarınızı
ve çocuklarınızı koruduğunuz gibi beni de korumanız şartıyla biatınızı kabul
ederim'' buyurunca, Bera: "Kabul ediyoruz! Seni hakla gönderene yemin
olsun ki biz savaş ve mücadele halkıyız ki bunu nesilden nesile atalarımızdan
miras almışız'' dedi.
[Tahric:] Elbani: Hasen; Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed
3/460.
Ebu Hatim der ki:
"Bera b. Ma'rur, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretinden
bir ay önce Medine'de vefat etmiştir. Defnedilirken mezarında Kabe tarafına
çevrilmeyi vasiyet etmiş, bu vasiyeti yerine getirilmiştir. O zamanlarda
namazda Beytu'l-Makdis'e doğru dönmek farz iken onun Kabe'ye doğru kıldığı
namazı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iade etmesini söylememesine
gelince, Bera, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördükten sonra
Müslüman olmuştur. Bundan dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun
Kabe'ye doğru kıldığı namazı iade etmesini söylememiştir."
Es'ad b. Zurare b. Udus
7012- Cabir b. Abdillah
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'de on yıl kaldı ve
bu süre zarfında Mecenne, Ukaz ve Mina'da hacıların peşinden gidip: "Kim
beni barındırır? Kim, Rabbimin risaletini tebliğ etmem için bana yardım eder de
buna karşılık cenneti hak eder?" derdi, ama kendisini barındıracak ve
yardım edecek kimseyi bulamazdı. Hatta Mudar'dan veya Yemen'den bir kişi
akrabasını ziyaret için Mekke'ye geleceği zaman kavmi yanına gidip: ‘‘Kureyşli
olan falan kişinin seni yoldan çıkarmasından sakın" derlerdi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise kervanların arasında gezerken, onlar
parmaklarıyla Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gösterirlerdi. Allah
bizi Tesrib'den gönderdi. Bizden bir kişi çıkıp ona iman eder, ondan Kur'an
dinler ve ailesine döner, ailesi de Müslüman olurdu. Bu şekilde Yesrib'in
evlerinde içinde Müslüman olup bunu açıklamayan hiçbir ev kalmadı.
Bir gün müzakere edip
bir araya gelerek: "Ne zamana kadar Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Mekke'nin dağlarında korku içinde bırakacağız?" dedik ve hac
mevsiminde yola çıkıp yanına gitti. Onunla Akabe tepesinin patika yollarında
buluşmak üzere sözleştik. Amcası Abbas şöyle dedi: "Yeğenim! Yanına gelen
şu topluluğun ne olduğunu bilmiyorum. Ben, Yesrib halkını iyi tanırım'' Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında birer ikişer orada toplandık. Abbas
yüzümüze bakınca: "Ben bunları tanımıyorum. Bunlar genç insanlar"
dedi.
Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Sana ne üzerine biat
edeceğiz?" diye sorduğumuzda şöyle cevap verdi: "Hoşunuza gitse de
gitmese de emirleri dinleyip itaat etmek, bolluk ve darlıkta infakta bulunmak,
iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, Allah yolunda kınayanın kınamasından
korkmadan hakkı söylemek, yanınıza geldiğim zaman bana yardım etmek, kendinizi,
hanımlarınızı ve çocuklarınızı koruduğunuz gibi beni korumak üzere biat
edeceksiniz. Buna karşılık size cennet vardır."
Bunun üzerine ona biat
etmek için kalktık. Yetmiş kişinin en küçüğü olan Es'ad b. Zürare Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini tutup şöyle dedi: "Yavaş olun ey
Yesrib halkı! Biz develerimizin ciğerine vura vura buraya kadar onun Allah'ın
elçisi olduğunu bildiğimiz için koşup geldik. Bu gün onun yurdundan çıkarılması
(ona yardım etmek) bütün Araplarla ayrılığa düşmek, en hayırlılarınızın
öldürülmesi ve kılıçların sizi ısırması anlamına gelmektedir. Eğer, size
değecek kılıçlara, hayırlılarınızın öldürülmesine ve Araplardan ayrı düşmeye
sabredebilecekseniz, biat ediniz. Mükafatınız da Allah'a aittir. Eğer başınıza
bir şey gelmesinden korkuyorsanız bunu şimdiden açıklayın. ÇünkD bu, Allah
katında sizi mazur yapar." Onlar da: "Bırak bizi ey Es'ad! Vallahi
biz bu biattan asla vazgeçmeyiz" dediler ve teker teker kalkıp ona biat
ettik. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizden Abbas'ın koştuğu
şart üzere biat aldı ve buna karşılık da Cenneti vaad etti.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 63);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/339; Bak hadis no: 6274.
Es'ad b. Zudre'nin
Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye Gelmeden Önce Orada İlk Cuma
Namazını Kıldıran Kimse Olması
7013- Abdullah b. Ka'b
b. Malik der ki: Babamın gözleri göremez hale geldiğinde ona ben rehberlik
yapardım. Cuma günü ezanı duyunca "Es'ad b. Zürare'yi Allah
bağışlasın!" derdi. Ona: "Babacığım! Cuma ezanını duyduğun zaman
Es'ad b. Zürare'ye bağışlanma dilemen beni şaşırtıyor" diye sorduğumda:
"Evladım! Çünkü Es'ad, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelmeden
önce Medine'de Beyada oğullarının taşlığındaki Nakiu'l-Hadamat denilen yerde
ilk cuma namazını kıldıran kişidir" dedi. Ona: "O gün kaç
kişiydiniz?" diye sorduğumda: "Kırk kişiydik" dedi.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (Sahih Ebu Davud 980); Şuayb:
İsnadı kavI'dir. Ebu Davud 1069; İbn Mace 1082.
Harise b. en-Nu'man
7014- Hz. Aişe der ki:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "(Rüyamda)
cennete girdiğimde içeride bir okuma sesi işittim. ‘‘Bu kim?’‘ diye sorduğumda,
bana: ‘‘Harise b. en-Nu'man’‘ dediler. işte iyilerinizin konumu budur. İşte
iyilerinizin sonu budur."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 913);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/36.
iyilikle Anılan Harise
b. en-Nu'man'ın Övülmesinin Nedeni
7015- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Rüyamda kendimi
cennette gördüm. içeride bir okuma sesi işittim. ‘‘Bu kim?’‘ diye sorduğumda,
bana: ‘‘Harise b. en-Nu'man’‘ dediler. işte iyilerinizin konumu budur.
iyilerinizin sonu budur." Harise de insanlar içinde annesine en fazla
iyilikte bulunan kişiydi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 913);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/151, 6/166.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: