Sahih İbn Hibban |
TARİH |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Sahabe ve Tabiin
Fetihleri İle Ebu Zer'in Başına Gelecekler
Yüce Allah'ın,
Aralarında Sahabe ve Tabiunun Olduğu Müslümanlara Fethi Müyesser Kılması
6666- Ebu Said el-Hudri
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"insanlara öyle bir zaman gelecek ki bir topluluk savaşa çıktığı zaman
onlara: ‘‘içinizde Resulullah'ın ashabından kimse var mı?’‘ diye sorulur.
Onlar: ‘‘Evet var!’‘ deyince Yüce Allah bundan dolayı onlara fethi nasip eder.
Sonra insanlara öyle bir zaman gelir ki bir topluluk savaşa çıktığı zaman
onlara: ‘‘içinizde, Resulullah'ın ashabından birinin arkadaşı olan var mı?''
diye sorulur. Onlar: ‘‘Evet var!’‘ deyince Yüce Allah bundan dolayı onlara
fethi ihsan eder. Sonra insanlara öyle bir zaman gelir ki bir topluluk savaşa
çıktığı zaman onlara: ‘‘içinizde Resulullah'ın ashabından birinin arkadaşıyla
arkadaşlık eden var mı?’‘ diye sorulur. Onlar: ‘‘Evet var!’‘ deyince Yüce Allah
bundan dolayı onlara fethi ihsan eder."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 4768.
Ümmü Haram Binti
Milhan'ın Nasıl Öleceğinin Haber Verilmesi
6667- Enes b. Malik der
ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ümmü Haram binti Milhan'ın
yanına girerdi ve o da Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemek
yedirirdi. Ümmü Haram binti Milhan, Ubade b. es-Samit'in nikahı altında idi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün yanına girince, Ümmü Haram ona
yemek yedirdi ve başı ucunda oturdu. Bu sırada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyudu ve gülerek uyandı. Ümmü Haram: "Ey Allah'ın Resulü! Neden
gülüyorsun?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Rüyamda ümmetimden bazı kimseler gazi olarak bana gösterildi. Şu deniz
üzerindeki gemilere tahtlar üzerinde kral olmuşlar -veya: "krallar
gibi" ravi hangisini dediği konusunda şüphe etmiştir- Allah yolunda savaşa
gidiyorlardı" buyurdu. Ümmü Haram: ''Ey Allah'ın Resulü! Beni de onlardan
kılması için Allah'a dua etH deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onun için dua etti ve tekrar uyudu. Sonra yine gülerek uyanınca: ''Ey Allah'ın
Resulü! Neden gülüyorsunı" diye sordu. Bunun üzerine Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rüyamda ümmetimden bazı kimseler gazi
olarak bana gösterildi. Allah yolunda savaşa çıkmışlardı" buyurdu ve
birinci uyanmasında anlattığı gibi anlattı. Ümmü Haram: ''Ey Allah'ın Resulü!
Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Sen öncekilerdensin" buyurdu. Ümmü Haram binti
Milhan, Muaviye zamanında deniz yolculuğuna çıktı ve karaya çıkarken bineğinden
düşüp öldü.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 2/464, 2/465; Bak hadis no: 4608.
insanların Ebu Zer
el-Gıfari'yi Medine'den Çıkaracak Olmalarının Haber Verilmesi
6668- Ebu Harb b.
Ebi'I-Esved el-Dueli der ki: Amcam, Ebu Zer'den şöyle naklediyor: Ben Medine Mescid'inde
yatarken Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve beni ayağı ile
dürtüp: "Senin burada yattığını mı görüyorum?" buyurdu. Bunun üzerine
ben: ''Ey Allah'ın Resulü! Uykuya yenik düştüm" cevabını verdim. HBuradan
çıkarılmak istendiğinde ne yapacaksını" diye sorunca: ''Ey Allah'ın
Resulü! Ne yapayım? Kılıcımı mı çekeyim?" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Hayır! Ondan daha hayırlı ve en isabetli olan bir şeyi
söyleyeyim. Verilen emirleri dinleyip itaat eder ve seni gönderdikleri yere
gidersin" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sonraki ile hasendir (Zilalu'l-cenne
1074); Şuayb: İsnadı zayıfur. Ahmed 5/144,5/156; Darimi 1/325.
Zikredilen Hususun
Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber
5669- (6669) Ebu Zer der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana: "Allah, kendisine
karşı gelmekten sakınan kimseye kurtuluş yolu sağlar, ona beklemediği yerden
rızık verir ... '' (Talak 3) ayetini uykum gelene kadar okudu ve: "Ey Ebu
Zer! Eğer insanların tümü bu ayete uyacak olsalardı bu onlara yeterdi"
buyurdu. Daha sonra: "Ey Ebu Zer! Eğer seni Medine'den çıkaracak olsalar
ne yapardın?" diye sorunca: "Yeryüzü geniştir. Mekke güvercinlerinden
bir güvercin olurum" karşılığını verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Eğer seni Mekke'den çıkaracak olsalar ne yapardın?" diye
sorduğunda ise: "Yeryüzü geniştir. Şam topraklarına ve mukaddes topraklara
giderdim" cevabını verdim, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Buradan da çıkarılacak olsan ne yapardın?" deyince: "Seni hak
olarak gönderene yemin olsun ki! Kılıcımı alıp omzuma koyarım (giderim)"
dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Uzuvları
kesik olan Habeşi bir idareciye itaat etmen bundan daha hayırlıdır"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Kopukluk nedeniyle zayıflır (Mişkat
5306); Şuayb: İsnadı zayıflır. Ahmed 5/178, 5/179; İbn Mace 4220.
Ebu Zer el-Gıfari'nin
Nasıl Öleceğinin Haber Verilmesi 92
6670- Ümmü Zer
anlatıyor: Ebu Zer'in ölüm anı yaklaşınca ağlamaya başladım. Ebu Zer: ''Neden
ağlıyorsun?'' diye sorunca: ''Nasıl ağlamayayım? Çölün ortasında ölüyorsun!
Bana giyecek sana da kefen olmaya yetecek giysim bile yok'' karşılığını verdim.
Ebu Zer şöyle dedi: ''Sevin ve ağlama! Bir gün bir gurupla Resulullah'la
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikteyken: ''İçinizden birisi çölde vefat
edecek ve cenazesinde birkaç mümin hazır bulunacaktır’‘ buyurduğunu işittim.
Orada bulunanların her biri de bir kasabada veya kalabalığın bulunduğu bir
mekanda öldü ve içlerinde benden başka da kimse kalmadı. Çölde ölecek olan kişi
de benim. Vallahi ne yalan söyledim, ne de bana yalan söylendi. Sen yolu
gözle!"
Ona: "Peki nasıl
olacak, zira hac zamanı da geçti ve yolcu kalmadı" dediğimde, Ebu Zer:
"Sen gidip yolu gözle!" karşılığını verdi. Sonrasında kum tepelerinin
üzerine çıkıp yolu gözlemeye ve arada dönüp Ebu Zer'in hastalığı ile
ilgilenmeye başladım. Bu şekilde yolu gözlerken uzaktan bir kafilenin develeri
üzerinde salınarak gelmekte olduğu gördüm. Uzaktan kuş gibi görünüyorlardı.
Giysimi salladığımda beni görüp hızlıca bana doğru geldiler. Yanına gelip
durduklarında "Müslümanlardan bir adam ölüyar. Onu kefenler misiniz?"
dedim. "Bu adam kim?" diye sorduklarında: "Ebu Zer" dedim.
''Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan Ebu Zer mi?"
diye sorduklarında: ''Evet!" dedim.
Bunun üzerine
kafiledekiler, "Anamız babamız ona feda olsun!" diyerek suratle Ebu
Zer'in yanına geldiler. Ebu Zer onları görünce şöyle dedi: "Size müjdeler
olsun! Bir gün bir grupla Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikteyken:
''İçinizden birisi çölde vefat edecek ve cenazesinde birkaç mümin hazır
bulunacaktır’‘ buyurduğunu işittim. Orada bulunanların her biri de bir kasabada
veya kalabalığın bulunduğu bir mekanda öldü. Çölde ölecek olan kişi de benim.
Şayet karıma giysi bana da kefen olmaya yetecek giysim olsaydı ondan başkasıyla
kefenlenmezdim. Allah aşkına içinizden yönetici ya da bilirkişi ya da postacı
ya da (kabile) temsilci(si) olan kişi beni kefenlemesin."
Ancak Ensar'dan olan bir
genç hariç orada bulunanların hepsi bu sıfatlardan birini taşıyordu. Genç:
"Amcacığım! Ben seni kefenlerim! Heybemde annemin bana eğirip diktiği iki
giysim ile üzerimdeki elbiseler var" dedi. Yanına gelen Hucr b. el-Edber
ile Malik b. el-Eşter ile beraber Ensarlı olan bu genç onu kefenledi (ve sonra)
onu defnettiler.
[Tahric:] Elbani: Zayıf; Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed
5/155; Bak hadis no: 6671.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Ebu Zer'in Öleceğini Haber Vermesi
6671- Ümmü Zer anlatıyor:
Ebu Zer'in vefat anı yaklaşınca ağlamıştım. Ebu Zer, bana: ''Seni ağlatan
nedir?'' diye sorunca: ''Nasıl ağlamayayım? Kimselerin bulunmadığı ıssız bir
yerde ölüyorsun. Yanımda sana kefen olarak yetecek giysim bile yok. Seni
gömecek gücüm de bulunmuyor" karşılığını verdim. Bunun üzerine şöyle dedi:
"Sevin ve ağlama. Çünkü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Müslüman bir anne ile babanın iki veya üç çocuğu ölürse ve onlar sabredip de
karşılığını Allah'tan beklerlerse asla ateşi görmezler" buyurduğunu
işittim. Yine bir defa Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim de
içlerinde bulunduğum bir gruba: ‘‘Sizden biriniz, kimsenin bulunmadığı ıssız
bir çölde ölecek ve mümin bir topluluk buna şahid olacaktır’‘ buyurdu. O
gruptan da kimseler kalmadı. Hepsi de bir kasabada veya kalabalıkların olduğu
yerlerde öldüler. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahsetmiş olduğu
o kişi benim. Vallahi ben hiç yalan söylemedim ve yalancılıkla suçlanmadım. Sen
yolu gözle!"
Ben: "Hacilar gitti
ve gelip geçen kimseler kalmadı" deyince: "Sen git ve bak!''
karşılığını verdi. Yola bakabilmek için kum tepesine çıkıyor, sonra dönüp
kendisine bakıyordum. Bu durumda iken binekleriyle kartal gibi süzülerek gelen
adımlar gördüm. Yanıma ulaştıklarında: "Ey Allah'ın kulu! Neyin var?"
diye sordular. "Müslümanlardan biri ölüyor, onu kefenler misinizı"
dediğimde: "Kim ki?'' diye sordular. "Ebu Zer" dediğimde:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan Ebu Zer
mi?" diye sordular. "Evet" dedim. "Anamız babamız ona feda
olsun" diyerek aceleyle yanına girdiler. Ebu Zer onlara: "Müjdeler
olsun size. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim de içlerinde
bulunduğum bir gruba: ‘‘Sizden biriniz, kimsenin bulunmadığı ıssız bir çölde
ölecek ve mümin bir topluluk buna şahid olacaktır’‘ buyurdu. O gruptan da
kimseler kalmadı. Hepsi de bir kasabada veya kalabalıkların olduğu yerlerde
öldüler. Vallahi ben hiç yalan söylemedim ve yalancılıkla suçlanmadım. Yanımda
veya hanımımda bana kefen olarak yetecek giysi olsaydı kesinlikle onlar dışında
bir şeyle kefenlenmezdim. Allah için size söylüyorum, sizden valilik, (resmi)
bilirkişilik, postacılık yapan veya lider olan beni kefenlemesin" dedi.
Onların arasında
Ensar'dan olan bir genç dışında bu görevlerde bulunmayan kişi yoktu. O da:
"Ben seni kefenleyeceğim ey amca! Seni bu elbisemle ve annemin bana
işlemiş olduğu torbamdaki iki kıyafetle kefenleyeceğim" dedi. Ebu Zer de:
"O zaman beni sen kefenle" karşılığını verdi. Orada hazır bulunan
grubun içinden Ensar'lı olan genç onu kefenledi ve sonra kalkıp onu
defnettiler. Gelen grubun hepsi de Yemeniliydi.
[Tahric:] Elbani: Zayıf. Bak hadis no: 6670.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den Sonra Müslümanların Yaptığı ilk Fethin Arap Yarımadasının
Fethi Olması
6672- Cabir b. Semure
der ki: Nafi' b. Utbe b. Ebı Vakkas'a Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in Deccal'dan söz ettiğini işittin mi?" diye sordum. Dedi ki:
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğimde Batı tarafından üzerlerinde yün
giysiler bulunan müslüman olmak için bir topluluk geldi. Hz. Peygamber'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaştığımda onun şöyle buyurduğunu işittim:
"Arap yarımadası halkıyla savaşacaksınız ve Allah size fethini nasip
edecektir. Sonra Farisilerle savaşacaksınız ve Allah size oranın da fethini
nasip edecektir. Sonra Rumlarla savaşacaksınız ve Allah size oranın da fethini
nasip edecektir, Sonra Deccal ile savaşacaksınız ve Allah ona karşı da size
fethi müyesser kılacaktır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3246);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/337, 4/338; Müslim 2900; İbn Mace 4091; Bak
hadis no: 6809.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Kendisinden Sonra Yemen, Şam ve Irak'ın Fethedileceğini
Haber Vermesi
6673- Süfyan b. Ebu
Zuheyr der ki: Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Yemen feth
edilecek ve bir kavim aileleri ve kendilerini dinleyenlerle sükun edip oraya
göçmek için harekete geçecekler. Halbuki bilseler, Medine onlar için daha
hayırlıdır. Sonra Şam fethedilecek ve bir kavim aileleri ve kendilerini
dinleyenlerle sükun edip (oraya) taşınacaklardır. Halbuki bilseler, Medine
onlar için daha hayırlıdır. Sonra Irak fethedilecek ve bir kavim aileleri ve
kendilerini dinleyenlerle sükOn edip (oraya) taşınacaklardır. Halbuki bilseler,
Medine onlar için daha hayırlıdır" buyurduğunu işittim.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 2/887, 2/888; Ahmed 5/220; Buhari
18751 Müslim 1388.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Kendisinden Sonra Hıre'yi Müslümanların Fethedeceğini
Duyurması
6674- Adiy b. Hatim der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana, Hıre'nin köpeğin azı
dişleri gibi olduğu anlatıldı. Siz de orayı fethedeceksiniz" buyurdu.
Adamın biri kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Bana Bukayle'nin kızını ver"
deyince. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O, senindir"
buyurdu onu ona verdiler. (Daha sonraları bu fetih gerçekleşince) kızın babası
gelip adama: "Onu satar mısın?'' adam: "Satarım" cevabını verdi.
Bukayle: "Kaça paraya satarsın? Ne kadar istiyorsan söyle" deyince
de: "Bin dirheme satarım" cevabını verdi.
Bukayle de: ''Aldım''
dedi. Oradakiler adama: ''Otuz bin dirhem isteseydin'' dediklerinde: ''Niye binden
fazla sayı var mıdır ki?" karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2825);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Kendisinden Sonra Müslümanların Kudüs'ü Fethedeceğini
Duyurması
6675- Avf b. Malik
el-Eşcai anlatıyor: Tebuk savaşında deri bir çadırda bulunan Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldim ve çadırın kapısının önünde
oturdum. Ona selam verince selamımı alarak: "içeri gir, ey Avf!'' buyurdu.
Ben: "Bütün vücudumla mı gireyim?" dedim. "Bütün vücudunla''
buyurdu. Yavaş yavaş abdest aldığına denk geldim. Bana: "Ey Avf! Kıyamet
saati gelmeden önce şu altı şeyin gelmesini bekle: Birisi benim ölmem''
buyurunca üzüntüden perişan oldum. "De ki: Bu bir" buyurunca "Bu
bir'' dedim. Sonra devam etti: "Beytu'I-Makdis'in (Kudüs'ün)
fethedilmesini, sonıa sizi de yok edecek hastalık, sonra malların çoğalmasını,
sonra bir adama yüz dinar (altın) verilince (bunu az görüp) öfkelenmeye
başlamasını, sonra sizden bulaşmadık tek bir müminin hanesini bile bırakmayan
bir fitneyi, sonra Rumlar (Benı Asfar) ile aranızda gerçekleşecek olan bir
anlaşmayı (bekle). Daha sonra ise bu anlaşmayı bozacaklar ve her birinin
altında oniki bin kişinin bulunduğu seksen sancakla sizlerle savaşmaya
gelecekler."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Fadailu'ş-Şam 30); Şuayb:
Hadis sahihtir. Ahmed 6/22, 6/25, 27; Buhari 3176; Ebu Davud 5000; İbn Mace
4042.
Allah'ın Berber
Topraklarının Fethini Müslümanlara Müyesser Kılacağının Duyurulması
6676- Ebu Zer der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kırat'ın
dillendirildiği bir bölgeyi fethedeceksiniz. O bölgenin ahalisine iyi davranın,
zira onlarla aramızda bir yakınlık ve hısımlık vardır."
Harmele dedi ki:
"Mısır Kıbtileri bayramlarını ve kendilerini bir araya getiren her türlü
etkinliği Kırat olarak isimlendirir, ‘‘Kırat'ta bir araya geliyoruz’‘ derlerdi.
Hadiste geçen Kırat ifadesinden kasıt budur."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Ahmed 5/174; Müslim 2543/226.
Müslümanların Allah'ın
Kafir Düşmanlarına Karşı Mağrib Halkının Desteğini Alacaklarının Duyurulması
6677- Ebu Abdirrahman
el-Hubulı ve Amr b. Hureys derler ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Saçları kıvırcık olan toplulukla karşılaşacaksınız. Onlara
iyi davranın. Allah'ın izniyle onlar sizin için bir güç ve düşmanınıza galip
gelebilmek için bir vesiledir." Burada Mısır Kıbtileri kastedilmektedir.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife 4437);
Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ancak mürseldir. Bak hadis no: 4314.
Yüce Allah'ın Bu Ümmetin
Müslümanlarına Fetih Yoluyla Mallar Kazandıracağının Duyurulması
6678- Harise b. Vehb
el-Huzai bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Sadaka verin. Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, kişi sadaka vermek için
yürür ve sadakasını kabul edecek kimseyi bulamaz ve (sadaka vermek istediği)
kişi ona: ‘‘Eğer dün gelseydin kabul ederdim. Bu gün ise buna ihtiyacım yoktur’‘
der."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahric Müşkileti'l-fakr 128);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 4/306; Buhari 1411; Müslim 1011;
Neaai 5/77.
Yüce Allah'ın ihsanıyla
Müslümanların Fetih Yoluyla Çok Mal Elde Edeceklerinin Haber Verilmesi
6679- Ebu Ubeyde b.
Huzeyfe der ki: Gördüklerime Adiy b. Hatim'in Hadisini (islam'a giriş
kıssasını) sorardım. Bir defasında kendi kendime: "O yakınımdayken neden
gidip bizzat kendisine sormayayım?" dedim ve gidip hadisi ona sordum.
Şöyle anlattı:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bize askerini gönderdiği zaman ondan hiç kimseden nefret
etmediğim kadar nefret etmiştim. Ben gittim ve Rumlar yönündeki en uzak bölgeye
vardım. Kendi kendime: "Bu adama gidip baksam, Eğer yalan söylüyorsa bunu
benden gizleyemez, doğru söylüyorsa ona tabi olurum" dedim ve yanına
gittim. Medine'ye geldiğimde bazı insanlar beni karşıladı ve: "Adiy b.
Hatim geldi, Adiy b. Hatim geldi" demeye başladılar. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Adiy b. Hatim! Müslüman ol ki selamete
eresin" buyurdu. Ben: "Benim dinim var" deyince, iki üç defa:
"Ben senin dinini senden daha iyi biliyorum" buyurdu ve: "Sen
kavminin lideri değil misin?" diye sordu. "Evet" dedim.
"Dörtte bir ganimeti yemiyor musun?" diye sorunca da: ''Evet"
dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar sana kendi
dininde caiz değildir" buyurdu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) böyle deyişiyle sarsıldım. Sonra bana: "Ey Adiy b, Hatim! Müslüman
ol ki selamete eresin, Zannederim ki benim etrafımda gördüklerinden dolayı
Müslüman olmak istemiyorsun,
Yakın bir zamanda
hevdecleri içinde kadınlar koruyucu olmadan Hıre'den Kabe'yi tavaf etmeye
gideceklerdir. Kisra b. Hürmüz'ün hazineleri de fethedilecektir. Mal o kadar
çoğalacak ki kişi malını sadaka olarak verecek birini arayacaktır"
buyurdu.
Kadınların hevdecleri
içine koruyucu olmadan Hire'den Kabe'yi tavaf etmeye gittiklerini gördüm.
Medain'de Kisra b. Hürmüz'ün hazineleri fethedilirken ilk süvari ordusunun
içinde ben de vardım. Allah'a yemin ederim ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bana demiş olduğu üçüncü şey de gerçekleşecektir.
[Tahric:] Elbani: Zayıf; Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed
4/377, 4/378.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan:
Ahir Zamanda Dünya
Nimetlerinin Çoğalacağı