Sahih İbn Hibban |
EFSUNLAR VE MUSKALAR |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Rukye Ve Muska
6084- ibn Mes'ud
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Hac mevsiminde
bana ümmetler arz olundu. Ümmetimin çokluğu ve görünüşü beni şaşırttı. Onlar
dağı ve ovayı doldurmuşlardı. (Yüce Allah): ‘‘Ey Muhammed! Razı oldun mu?’‘
buyurunca: ‘‘Evet, ey Rabbim (razı oldum)'' dedim. (Yüce Allah): ‘‘Bunlarla
beraber yetmiş bin kişi hesap görmeden Cennete girecektir. Bunlar, efsun
yapmayanlar, kendilerini dağlamayanlar, hiçbir şeyi uğursuz saymayanlar ve
Rablerine tevekkül edenlerdir" buyurdu. Ukkaşe: "Allah'a dua et, beni
de onlardan kılsın" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allahım! Bunu da onlardan kıl" diye dua etti. Sonra başka bir adam:
"Allah'a dua et, beni de onlardan eylesin" deyince: "Ukkaşe
senden önce davrandı" buyurdu.
[Tahric:] ElbAnİ: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı hasendir.
Ahmed 1/403, 1/454; Bak hadis no: 6397, 7302.
6085- imran b. Husayn
bildiriyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bir gün) bir adamın elinde
/ kolunda (tunçtan yapılma) bir halka gördü ve: "Bu nedir böyle?"
diye sordu. Adam: "Bu, vahine (denilen kol ağrısın)dan dolayıdır!"
dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O, senin ancak
rahatsızlığını artırır. Onu kolundan çıkart. Eğer bu, senin üzerinde olduğu
halde ölürsen onun korumasına terk edilirsin!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife
1029; Gayetu'l-meram 181/396); Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir. Ahmed 4/445;
İbn Mace 3531; Bak hadis no: 6088.
Allah'a Karşı Şirk
ihtiva Eden Muskalar Taşımanın Yasaklanışı
6086- Ukbe b. Amir bildiriyor:
Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim:
"Kim nazarlık / muska takarsa Allah (nazarlık / muska takması sebebiyle)
onun (varsa faydasını) tamamlamasın. Kim de (nazarlık vb. için) deniz kabuğu
takacak olursa Allah ona bereket / fayda vermesin.''
[Tahric:] Elbani: Zayıf (es-Silsiletu'd-daife 1266).
Ahmed 4/154.
İçeriği Bilinmeyen
Mutlak Lafızlı Efsunun Yasaklanışı
6087- Akkar b. Muğıre b.
Şu'be'nin, babasından bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Tedavi amaçlı dağlanan veya efsun yapan kişi, tevekkülü bırakmış
demektir" buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 244);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/253; Tirmizi 2055; İbn Mace 3489.
Kendisinden Dolayı Bu Fiilin
Yasaklandığı Şey
6088- imran b. Husayn
anlatıyor: Kendisi, (bir gün) kolunda tunçtan yapılma bir halka olduğu halde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına girdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu da nedir böyle?" diye sordu. imran
b. Husayn: "Bu, vahine (denilen kol ağrısın)dan dolayıdır!" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun koruması altına terk
edilmen seni sevindirir mi? Onu kolundan çıkart!" buyurdu.
[Tahric:] Elbanİ: Zayıf; bak hadis no: 6085.
Aynı Hitabın içinde
içeriği Bilinmeyen illetin Doğruluğuna Delalet Eden Haber
6089- imran b. Husayn
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana
geceleyin peygamberler arz olunup gösterildi: Bir adam (peygamber) beraberinde
bir kişi ile, bir peygamber yanında iki kişi ile, bir peygamber beraberinde bir
topluluk ile geldiler. Nihayet kalabalık bir karaltı gördüm de bunun benim
ümmetim olduğunu zannettim. ‘‘Bunlar kimlerdir?’‘ diye sorduğumda: ‘‘Musa
Peygamber'in kavmidir’‘ denildi. Sonra göğün ufkunu kapatmış çok büyük bir
karaltı gördüm. ‘‘Bunlar kimdir?’‘ diye sorduğumda ''işte bunlar senin
ümmetindir’‘ dediler. Buna çok sevinip mutlu oldum. Bana: ‘‘Bunlardan sonra
ümmetinden yetmiş bin kişi daha vardır ki, bunlar hesaba çekilmeksizin ve azap
görmeksizin cennete girerler’‘ denildi."
Sonra Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı. Topluluk: "Bunlar kimlerdir?"
diyerek kendi aralarında bunu müzakere ettiler. Sonra söz konusu kimselerin.
Müslüman olarak doğup bu durumunda sebat edip hiçbir şekilde şirke bulaşmayan
kimseler oldukları yönünde görüş birliğine vardılar. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanlarına çıktığında ona bunların kimler olduğunu
sorduklarında: "Onlar dağlama yapmayan, efsun yapmayan, eşyada uğursuzluk
olduğunu kabul etmeyen ve Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 4613
altında); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 4/436, 4/443; Müslim 21S.
Ebu Hatim der ki: Dağlama
ve efsun yapmanın yasaklanma nedeni şöyledir; Cahiliye ehli bunları yaparlar ve
Yüce Allah'ın şifa verdiğini düşünmeden sadece bunlardan dolayı şifa
bulduklarına inanırlardı. İşte bu illet mevcut ise bunları yapmak
yasaklanmıştır. Ancak kişi bunları sebep kılıp şifanın Allah'ın kaderinden
olduğuna inanırsa bunları yapması caizdir.
Efsun ve Muskalara Bel
Bağlıyanlara Yönelik Ağır ifade
6090- Yahya b. el-Cezzar
anlatıyor: Abdullah (b. Mes'ud), bir kadının yanına girdi. Bu kadının boynuna
bağlanmış bir şey vardı. Abdullah (b. Mes'ud) onu çekip aldı ve parçaladı.
Sonra da: "Abdullah'ı ev halkı, Allah'ın delil olarak indirmediği bir şeye
saplanarak Allah'a şirk koşmaktan uzaktır!" dedi. Daha sonra da:
"Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: ‘‘Rukye, nazarlık /
muska ve tivele şirktir!’‘ diye buyurduğunu işittim" dedi. Orada bulunan
kimseler, (Abdullah b. Mes'ud'a hitaben): "Ey Ebu Abdirrahman! Biz; rukye,
nazarlık / muskanın ne olduğunu biliyoruz. Fakat tivele nedir?" diye sordular.
Abdullah (b. Mes'ud): ''Kadınları, kocalarına karşı çok çekici kılmak için
yaptıkları tılsım türü bir şeydir! (şirinlik muskasıdır)" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi
(es-Silsiletu's-sahiha 331,2972; Gayetu'l-meram 299); Şuayb: Ravileri Sahih
ricalidir. Ahmed 1/381; Ebu Davud 3883; İbn Mace 3530.
6091- Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), efsun yapmayı yasakladı. Dayım akrep
sokmasına karşı efsun yapardı. O, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
geldi ona kendi durumunu anlattı. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Kişi bir şeyle kardeşine faydalı alacaksa bundan geri
durmasın" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 472);
Şuayb: Hadis sahihtir. Müslim 2199/62; Bak Hadis no: 532, 6097.
içine Şirk ifadeleri
Karışmamış Efsunlar Bir Yana, Sadece Şirk ifadeleri Taşıyan Efsunların
Yasaklandığına Delalet Eden Haber
6092- Kureyb el-Kindı
bildiriyor: (Zeynel'abidın lakaplı) Ali b. el-Hüseyin elimden tuttu ve direğe
doğru namaz kılan Kureyş'ten "ibn Ebi Hasme" adında yaşlı bir adamın
yanına gittik. Derken onun yanına oturduk. Ali'yi görünce (yüzünü) ona doğru
çevirdi. Ali, ona: "Bize annenin efsun konusunda naklettiği (hadisi
rivayet et!" dedi. O da şu karşılığı verdi:
Annem, Cahiliye döneminde
efsun yapardı. islam gelince: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den izin almadıkça efsun yapmayacağım!" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gelip ondan (efsun yapma
hususunda) izin istedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), anneme:
"içerisinde şirk (ihtiva eden anlam ve ifadeler) olmadığı müddetçe efsun
yap!" buyurdu"
[Tahric:] Elbani: Hasen (es-Silsiletu's-sahiha 178);
Şuayb: Hadis şahitleriyle sahihtir. Ahmed 6/372; Ebu Davud 3887.
Mustafa (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Benzerini Ümmetine Mubah Kıldığı Efsunu Kullanması
6093- Talk b. Ali der
ki: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında beni bir akrep sokmuştu.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana efsun yaptı ve
akrebin soktuğu yeri (eliyle) sıvazladı.
[Tahric:] Elbani: İsnadı sahihtir (Sahih Ebu Davud
176); Şuayb: İsnadı kavıdir.
Hastalıklar için, Kitab
ve Sünnetle Mubah Kılınan Doğrultuda Efsun Yapmanın Mubahlığı
6094- Avf b. Malik der
ki: Cahiliye döneminde efsun yapardık. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey
Allah'ın Resulü! Bu konuda ne dersin?" diye sorduk. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rukyenizi bana arz edin. içerisinde şirk
olmadıkça rukyede bir sakınca yoktur" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1066);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 2200; Ebu Davud 3886.
Müslümanlara Efsun
Yapmanın Caiz Olmadığını Söyleyenin Kavlini çürüten Haber
6095- Meymune'nin erkek
kardeşinin oğlu Abdurrahman b. es-Sa'ib bildiriyor: Meymune, bana (bir gün):
"Yeğenim! Sana. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (öğrettiği)
efsun ile efsun yapayım mı?" diye sordu. Ben de: "Olur (yap)!"
dedim. O da: "Bismillahi erkike vallahu yeşfike min kulli dain fike.
Ezhibi'l-be'se rabbe'n-nasi. işfi ente'ş-şafi, la şafiye ille ente (= Allah'ın
adıyle sana efsun yapıyorum. Allah sana içinde bulunduğun her türlü sıkıntıdan
/ hastalıktan dolayı şifa versin. insanların rabbi olan Allahım! (Ondan bu)
sıkıntıyı gider. Allahım! Sen, şifa verensin. Senden başka şifa veren hiç kimse
yoktur)" dedi.
[Tahric:] Elbani: Hasen li-ğayrihi
(es-Silsiletu'd-daife 3357 altında). Ahmed 6/332.
Ebü Hatim der ki:
Doğrusu Said değil, Ezher b. Sa'd'dır.
6096- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hastalığı sil (yok et) ey
insanların Rabbi! Şifa yalnız senin elindedir. Bunu senden başka açıp giderecek
yoktur" diyerek efsun yapardı.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2775);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Bak hadİ5 no: 2972, 6099.
Allah'ın Kitabı Dışında
Şirk içermeyen içerikle Hastaya Efsun Yapmanın Mubahlığını Duyuran Haber
6097- Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), efsun yapmayı yasakladı. (Efsun
yapılmasına ihtiyaç hasıl olduğunda): "Ey Allah'ın Resulü! Sen efsun
yapmayı yasakladın (ne yapalım?) diye soruldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Sizden kimin kardeşine bir faydası dokunacaksa bunu yapsın"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsilehı's-sahiha 2775);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 6091.
6098- Hz. Aişe
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), (bir gün) Aişe'nin yanına
girdi. Bu sırada bir kadın, Aişe'yi tedavi ediyordu veya ona okuma tedavisi
(rukye) yapıyordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Aişe'yi, Allah'ın Kitab'ıyla tedavi et!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsilehı's-sahıha 1931);
Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir. Muvatta 2/943.
Ebu Hatim der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'ın Kitab'ıyla tedavi et"
buyruğu ile Allah'ın Kitabı'nın mubah kıldığı şeyler ile tedavi etmesini
kastetmiştir. Zira Cahiliye döneminde kendisinde şirk olan şeyler ile efsun
yaparlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde efsun
yapılmasını yasaklamıştır. Yani Allah'ın Kitabı'nın mubah kıldığı şirk
içermeyen şeyler ile tedavi etmeyi yasaklamamıştır.
Bir Önceki Başlık
Altında Zikredilen Açıklamanın Doğruluğuna Delalet Eden Haber
6099- Hz. Aişe der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hasta biri getirildiği zaman ona
şöyle dua ederdi: "insanların Rabbi! Sıkıntısını gider ve ona şifa ver.
Şifa versen sensin. Gerçek şifa senin vereceğin ve hastalığı söküp atan bir
şifadır."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2775);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 2972; 6096.
Kişinin, Allah'ın
Kaderinden Sayılan illetlere Karşı Efsun Yaptırması
6100- Ka'b b. Malik
bildiriyor: Kendisi (bir gün): "Ey Allah'ın Resulü! Ne dersin, kendisiyle
tedavi olduğumuz bir ilaç ve okumak suretiyle yaptığımız bir efsun ve
yaptığımız (diğer) şeyler acaba Allah'ın kaderinden bir şeyi geri çevirir
mi?" diye sordu. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise: "Ey
Ka'b! Bu (saydıkların) da, Allah'ın kaderindendir!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen li-ğayrihi (Ehadisu
muşkileti'l-fakr 13/11)
Amr b. el-Haris; Humuslu
olup güvenilir bir ravidir. Ayrıca onu Amr b. el-Haris el-Mısrİ ile
karıştırmamalıdır.
Kişinin Akrep Sokmasına
Karşı Efsun Yaptırmasının Mubahlığı
6101- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yılan ve akrebe karşı rukye yapmaya
izin verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi; Şuayb: İsnadı
sahihtir. Buhari 5741; Müslim 2193/53; İbn Mace 3517.
6102- Cabir der ki:
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yılan sokmasına karşı rukye
yapmaları için Amr b. Avf oğullarına ruhsat vermiştir.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 472);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 2198.
Göz Değmesine Maruz
Kalana Efsun Yapılmasının Emredilmesi
6103- Hz. Aişe
bildiriyor: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göz değmesine
karşı ona efsun yaptırmasını emretti."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/63, 6/138; Buhari 5738; Müslim 2195; İbn Mace
3512; Bak hadis no: 6109.
Müslüman Kardeşinin
Gözüne Gelen Kişiye Kişinin Efsun Yapmasının Mubahlığı
6104- Enes der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göz değmesi, çıban / sıraca ve
zehirli hayvan sokmalarına karşı efsun yapılmasına ruhsat verdi."
[Tahric:] Elbani: Sahih: Şuayb: Hadis Sahihtir. Ahmed
3/118, 3/119; Müslim 2196/58; Tirmizi 2056; İbn Mace 3516.
(Müslüman) Kardeşinde
Gördüğü Güzel Bir Şey için Bereket Dilemenin ve Ona Nazarı Değdiğinde Onun için
Kendi Abdest (Suyundan) Vermesinin Emredilmesi
6105- Ebu Umame
bildiriyor: ''Babam Sehl b. Huneyf (Cuhfe'ye yakın bir yer olan) Harrar'da
yıkandı. Üzerindeki cübbesini çıkarmıştı. Amir b. Rabia da (babama) bakıyordu.
(babam) Sehl b. Huneyf'in ise cildi güzel ve beyaz tenli bir adamdı. Amir b.
Rabia, ona: "Bakirelerin cildi bile bugün gördüğüm gibi değildir!"
dedi.
Derken Sehl b. Huneyf
olduğu yere yıkıldı, acıları şiddetlendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gidildi, Sehl'in yere yıkıldığı ve: "Seninle birlikte
gidemeyecek, ey Allah'ın Resulü!" diye haber verildi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sehl'in yanına gidince Sehl Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Amir'in (kendine bakışı ve dedikleri) ile
ilgili durumunu anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), (Amir'e
hitaben): "Sizden biri (din) kardeşini neden öldürüyor? Allah mübarek
kılsın demeliydin! Çünkü göz değmesi, haktır ve Sehl için abdest al!"
buyurdu.
Bunun üzerine Amir b.
Rabia, Sehl(in iyileşmesi) için abdest aldı (ve o abdest suyuyla Sehl yıkanınca
iyileşti.) Bunun üzerine Sehl, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le
beraber yoluna devam etti, hiçbir şikayeti kalmamıştı.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 4562;
es-Silsiletu's-sahiha 2572; er-Ravdu'n-nadir 1194); Şuayb: Ravileri güvenilir
kimselerdir. Muvatta 2/938.
Sözkonusu Olan Abdestin
Alınış Şekli
6106- Ebu Umame b. Sehl
b. Huneyf anlatıyor: Adiyy b. Ka'b oğullarına mensup Amir b. Rabia, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Harrar'da birlikte olan Sehl b. Huneyf'i
yıkanırken gördü. "Evlenmemiş bakire genç kızın teninin güzelliği dahil bu
günkü gibi bir güzellik görmedim" deyince Sehl b. Huneyf oraya
yıkılıverdi. Bunun üzerine Sehl, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
götürüldü ve: "Ey Allah'ın Resulü! Sehl b. Huneyf için yapabileceğin bir
şey var mı, başını kaldıramıyor?" denildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Kuşkulandığınız birisi var mı?" buyurunca; "Evet, Amir
b. Rabla'dan(kuşkulanıyoruz). Onu yıkanırken görmüş ve ‘‘Evlenmemiş bakire genç
kızın teninin güzelliği dahil bu günkü gibi bir güzellik görmedim’‘ demiş"
dediler.
Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amir b. Rabia'yı çağırıp ona öfkelendi ve:
"Sizden biri (din) kardeşini neden öldürüyor? Allah mübarek kılsın
demeliydin! Sehl için abdest al!" buyurdu.
Bunun üzerine Amir b.
Rabia, Sehl için abdest aldı. Sehl (boy abdesti alınca) kafileyle birlikte
yürüyüp gitti. Hiçbir şikayeti kalmadı.
(Hadisin ravisi Zührl)
der ki: (Nazarı bozmak için) abdest şöyle alınır: (içerisinde su olan) kap
getirilir, abdest alacak kişi ellerini birlikte o kabın içerisine sokar, sonra
kabın içerisinde yüzünü yıkar, sonra sağ elini (kabın içerisine) sokar, kabın
içerisinde (elinin / kolunun) ön yüzünü yıkar, sonra elini (kabın içerisine)
sokar ve (elinin) sırt kısmını yıkar. Sonra da sol elini alıp (bir öncekinin)
aynısını yapar. Sonra dizlerini ve ayağın ön yüzünden parmaklarının uçlarını
yıkar. Bunu sol ayağı için de yapar. Sonra bu kabı -yere koymadan önce- göz
değmesinin isabet ettiği (kişiye) verir. Sonra kabın içerisindeki suya
püskürtür, suyla ağzını çalkalar, suyu yüzüne döker, başına su döker ve kabı(n
içindeki suyu) sırtından aşağı dökerse yeterli olur.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih Zühri'nin sözü hariç;
Şuayb: Hadis sahihtir. Muvatta 2/939; Ahmed 4/386.
Müslüman Kardeşinin
Gözüne Gelen Kimsenin Yıkanmasının Emreditmesi
6107- ibn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Nazar haktır.
Şayet kaderin önüne geçebilecek bir şey bulunsaydı bu nazar olurdu. Onun için
nazarınız değdi diye yıkanmanız istenildiğinde yıkanın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 1251-2);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Tirmizi 2062.
6108- Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur.
[Tahric:] Şuayb: Müslim'in şartınca Sahih. Müslim 2188.
Bir Şeyler Olduğunda (ve
Gerektiği Zamanlarda) Efsun Yapmayı Hoş Görmeyen Kimselerin iddiasını çürüten
Haber
6109- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göz değmesine
karşı ona efsun yapmasını emrederdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına
göre sahihtir. Bak hadis no: 6103.
Anlatıldığı Şekilde
Efsun Yapanın Ücret Almasının Mubahlığı
6110- Harice b. es Salt
et Temimı, amcasından bildiriyor: O, içlerinde delilenmiş ve zincirlerle bağlanmış
olan bir kimsenin olduğu bir kavme rastladı. Aralarından biri ona: "Bunu
iyileştirmek için yapabileceğin bir şey var mı? Zira arkadaşınız (Peygamberiniz
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayırlarla gelmiş birisidir" dedi. (Ravi)
der ki: "Her gün iki defa olmak üzere o deliye üç gün boyunca Fatiha
suresini okudum. iyileşince de bana yüz koyun verdiler."
Daha sonra o,
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek olanları ona anlatınca şöyle
buyurdu: "Bunları (ücreti) yiyebilirsin. Kimileri batıl rukye yerler /
ücret alırlar; ancak sen hak olan bir rukye için ücret almışsın /
yemişsin."
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı hasendir.
Ahmed 5/211; Ebu Davud 3420; Bak hadis no: 6111.
6111- Harice b. es-Salt
et-Temımı, amcasindan bildiriyor: Kendisi, (müslüman olup) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi. (Medine'de bir müddet kaldıktan)
sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanından ayrılarak
(memleketine gitmek üzere) yola çıktı. (Yolda giderken) yanlarında demirle
bağlı (deli) bir adam bulunan bir topluluğa rastladı. (Bu adamın) ailesi,
(ona): "Bize anlatıldığına göre onların şu kıralı (Allah'tan bir takım)
hayır(lar) getirmiş. Senin yanında bunun üzerine üfleyip okumak suretiyle
tedavi edecek bir şifa var mı?" diye sordular. Bunun üzerine ben de, ona,
Fatihatu'I-Kitab'ı (yani Fatiha Suresini) üfleyip okudum. O da iyileşti. Bana
(üfleyip okumanın karşılığı olarak) yüz koyun verdiler. Bunun üzerine Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardım (ve O'na bu olayı anlattım).
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Sana verdikleri) o yüz koyunu
al! Ömrüme yemin olsun ki, batıl bir şeyokuyup üfleme karşılığında (ücret alıp)
yiyen kimseler vardır (kuşkusuz bunun günahını çekecektir. Sen ise) hak olan
bir duayı okuyup üfleme ile (yaptığın) tedavi karşılığında (aldığın ücreti)
yiyorsun!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sahiha
2027). Ahmed 5/210, 5/211; Ebu Davud 3896; Bak hadis no: 6110.
Ebu Hatim der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Sana verdikleri) o yüz koyunu
al!" buyurarak o şeyi almanın ve bundan sonra da efsun yapmanın caiz
olduğunu bildirmek istemiştir. Efsun yapan kişi verilen şeyi aldıktan sonra
Allah ResUlü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumu sormuştur. Yani
Allah Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Sana verdikleri) o yüz
koyunu al!" diyerek geçmişte (aldığı koyunların) ve gelecekte yapacağı
efsunun caiz olduğunu bildirmiştir. Harice b. Salt'ın amcası İlaka b. Suhar
es-Salit'i'dir. Salit, Temim oğullarındandır.
Başlangıçta Şart Koşmuş
ise Efsun Yapanın Ücret Almasının Mubahlığı
6112- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizleri bir müfreze ile
gönderdiğinde hane sahiplerine rastladık. Onların yanında misafir olmak
istedik. Ancak bizi ağırlamak istemediler. Bunun üzerine müfreze açık arazide
konakladılar. O sırada kavmin lideri bir hayvan tarafından sokuldu. Yanımıza
gelip: "içinizde efsun yapabilen biri var mı?" diye sordular. "Evet
var, ben yaparım" dedim. "O halde sen arkadaşımıza efsun yap"
dediler. "Sizden bizi ağırlamanızı istemiştik, ancak siz bizi ağırlamaktan
kaçınmıştınız" dedim. "Biz buna karşılık size bir ücret
vereceğiz" diyerek bana otuz koyun tahsis ettiler. Sonrasında adamın
yanına gittim ve Fatiha suresini okuyup onu sıvazladım. Nihayet adam iyileşti.
Koyunları aldıktan sonra içimiz rahat etmedi ve "Bunları aldık, ama efsun
yapmakla iyi ettik mi? Bu konuyu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
sormadan aldıklarımızı yemeyelim" diye tereddüde düştük. Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) varıp bunu anlattığımızda bana: "Bu sürenin
efsun olarak okunacağını nereden biliyorsun?" diye sordu. Ben: "Onun
efsun olarak okunacağını bilmiyordum; ancak Allah bunu içime düşürdü"
dedim. Bunun üzerine: "Koyunları aranızda paylaştırın, fakat
paylaştırırken bana da bir hisse ayırın" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1556); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/10; Buhari 2276; Müslim 2201/65; Ebu Davud
3418; Tirmizi 2063; İbn Mace 2156.
6113- Ebu Said el-Hudri
der ki: Biz bir yerde konaklamışken kadının biri yanımıza geldi ve:
"Kabilemizin lideri zehirli bir hayvan tarafında sokuldu. içinizde buna
karşı efsun yapabilen var me" diye sordu. içimizde efsunu en iyi yapan olarak
gördüğümüz biri kadınla birlikte gitti. Adama Fatiha suresiyle efsun yapınca
iyileşti. Buna karşılık ona (otuz) koyun verdiler ve süt ikram ettiler. (Adam
yanımıza döndüğünde) "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
gidip sormadan bu koyunlarla bir şey yapmayın" dedim. Döndüğümüzde Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldik. Olanları
anlattığımda: "Bu sürenin efsun olarak okunacağını nereden biliyor?
Koyunları aranızda paylaştırın, fakat paylaştırırken bana da bir hisse ayırın"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1556); Şuayb: Buhari
ve Müslim'in şartlarına göre sahih. Buhari 5007; Ahmed 2201; Ebu Davud 3419.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: