Sahih İbn Hibban |
HİBE, HEDİYE, UMRA VE RUKBA |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hibe, Hediye, Umra
Rukba
Hibe’de Adalet
5097- Nu'man b. Beşır
der ki: (Babam) Beşır b. Sa'd, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelip: "Ben bu oğluma bu köleyi bağışta bulundum" dedi. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Diğer çocuklarına da aynı şekilde (birer
köle) bağışladın mı?" diye sorunca, babam: "Hayır!" dedi. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman onu geri al"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 6/42); Şuayb: Buhari
ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/268, 4/270, 4/271; Müslim
1623/11; EbU Davud 3543; Tirmizil367; Nesai 6/258, 6/259; İbn Mace 2376; Bak
hadis no: 5098, 5099, 5100.
Bağışta Çocuklar
Arasında Eşitlik ve Bunu Terketmenin Zulüm Sayılması
5098- Nu'man b. Beşır
der ki: Babam bana yaptığı bir bağışta şahit tutmak için beni Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürmüştü. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Senin bundan başka çocukların var mı?" buyurdu. Babam:
"Evet" deyince ''Aralarında adil davran'' buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi; Şuayb: Hadis
sahihtir. Ahmed 4/268, 4/276; Nesai 6/261, 6/262; Bak hadis no: 5097.
Zikrettiğimizin Doğruluğunu
Belirten ikinci Haber
5099- Müslim b. Subayh
der ki: Nulman b. Beşıriden işittim şöyle diyordu: Babam bana yaptığı bir
bağışta şahit tutmak için beni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
götürmüştü. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin bundan başka
çocukların var mı?" buyurdu. Babam: "Evet" deyince
"Aralarında adil davran'' buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir.
Nesilı 6/262; Bak hadis no: 5097.
ilimde Derinliği
Olmayana, Çocuklar Arasında Bağış Hususunda Biri Diğerlerine Tercih Etmenin
Caiz Olduğu izlemini Veren Lafız
5100- Nulman b. Beşır
bildiriyor: Babası kendisini Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
getirip: "Şu oğluma bana ait bir köleyi bağışladım" deyince, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Diğer çocuklarına da aynı
şekilde (birer köle) bağışladın mı?" diye sordu. Babası:
"Hayır!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman
onu geri al'' buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 6/41/1598); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. MuvatHi 2/751, 2/752; Buhari
2586; Müslim 1623/9; Nesai 6/258; Bak hadis no: 5097.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Onu Geri AI" Sözüyle Yapılan işin Haksız
Olduğunu Murad Ettiğine Dair
5101- Cabir der ki:
Beşır'in hanımı (kocasına): "Oğluma bir köle ver ve Resulullah'ı buna
şahit tut" dedi. (Beşır Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip
bunu söyleyince) Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun
kardeşleri var mı?" diye sorunca, Beşir: "Evet" cevabını verdi.
"Bu çocuğa verdiğini diğerlerine de verdin mi?" diye sorunca:
"Hayır" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Bu doğru olmaz. Ben de haktan başka şeye şahitlik etmem"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 6/42);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 3/326; Müslim 1624; Ebu Davud 3545.
Çocuklar Arasında
Bağışta Birini Diğerlerine Tercih Etmenin Caiz Olmadığını Belirten Haber
5102- Nu'man b. Beşır'in
bildirdiğine göre babası, ona bir köle bağışladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Bu köle nedir?" diye sorunca o: "Babamın bana
bağışladığı bir köle" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Sana verdiği gibi diğer kardeşlerine de aynısından verdi
mi?" diye sordu. Ben: "Hayır" deyince, Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Onu geri ver" buyurup babama da: "Beni
haksızlık olan bir işte şahit tutma" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/270, 4/273; Buhari 2587; Müslim 1623/16; Ebu
Davud 3542.
Bağış Konusunda Çocuklar
Arasında Birini Diğerlerine Tercih Etmenin Caiz Olmadığını Bildiren ikinci
Haber
5103- Nu'man b. Beşır
der ki: Annem, babamdan bana malından bir bağışta bulunmasını isteyince, babam,
annemin istediği şeyi bir sene sürüncemeden sonra bana verdi; ama annem:
"Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna şehit tutmadan razı
olmam" dedi. Babam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey
Allah'ın Resulü! Revaha'nın kızı şu oğluma bir şey bağışlamam hususunda benimle
bir sene mücadele ettikten sonra onun isteğini yerine getirip bağışladım. Ancak
senin buna şahitlik etmeni çok istiyor" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Ey Beşir! Bundan başka oğlun var mı?" diye sorunca,
babam: "Evet" cevabını verdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "O zaman beni şahit tutma. Ben haksızlığa şahitlik etmem"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/268; Buhari 2650; Müslim 1623/14; Nesal
6/260.
Bağış Konusunda Çocuklar
Arasında Birini Diğerlerine Tercih Etmenin Caiz Olmadığını ve Zulüm Sayıldığını
Bildiren Üçüncü Haber
5104- Nu'man b. Beşır
der ki: (Annem) Amre binti Revaha, (babam) Beşır b. Sa'd'dan kendi malından bir
şey bağışlamasını isteyince bundan kaçındı. Nihayet bir ya da iki sene sonra
isteğini yerine getirip bana bağışta bulundu. ''Benden oğlum için istediğin ve
benim yerine getirmediğim bağışı artık ona yaptım'' deyince (annem): "Onu
elinden tutarak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürüp buna onu
şahit tutmadıkça razı olmamil dedi. Bunun üzerine elimden tutarak beni
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürüp ona durumu anlattı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Bundan başka oğlun var
mıdır?" diye sorunca, babam: "Evet, vardır" cevabını verdi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Buna bağışta bulunduğun gibi
hepsine bağışta bulundun mu?" diye sorunca, Babam: "Hayır" dedi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dedi: "Ben buna şahitlik
etmem, bu zalimliktir. Buna benden başkasını şahit tut. Onların, size adil
davranıp iyilik ve lütufta bulunmalarını istediğiniz gibi siz de bağış
konusunda çocuklarınız arasında adil davranın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3098);
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/270; Ebu Davud
3542.
Ebu Hatim der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Buna benden başkasını şahit
tut" buyruğu ile bu fiilin caiz olmadığını bildirmek istemiştir. Hz.
Aişe'ye: "Vela hakkının onlarda olduğu şartını kabul et. Zira vela hakkı
azat edenindir'' buyurması gibi bunun da zıddını emrederek (yani:
"Onların, size adil davranıp yilik ve lütuf ta bulunmalarını istediğiniz
gibi siz de bağış konusunda çocuklarınız arasında adil davranın"
buyurarak) böylesi bir şeyi yasaklamış olmaktadır.
Çocuklar Arasında
Bağışta Birini Diğerlerine Tercih Etmenin Caiz Olmadığına Delalet Eden Dördüncü
Haber
5105- Nu'man b. Beşır
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Beşir b. Sa'd'a geldi. Beşir:
"Ey Allah'ın Resulü! Amre binti Revaha benden oğluma bir şey tasadduk
etmemi benden istedi ve seni buna şahit tutmamı emretti" dedi. Bunun
üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin ondan başka
çocukların var mı?" diye sorunca o: "Evet" dedi. "Buna
verdiğin gibi onlara da bağışta bulundun mu?" diye sorunca
o:"Hayır" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun
üzerine: "Beni haksızlığı şahit tutma" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Müslim
1623/15.
Kişinin Bağışta Bir
çocuğunu Diğer Çocuklarına Tercih Etmemesini Belirten Beşinci Haber
5106- Nu'man b. Beşır
der ki: Babam bana şunu ve şunu bağışta bulundu. Sonra beni alarak Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürdü ve ondan bu bağışa şahitlik etmesini
istedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Buna bağışta
bulunduğun gibi diğer çocuklarına da bağışta bulundun mu?" diye sorunca,
babam: "Hayır" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "O zaman buna benden başkasını şahit tut" deyip sonra:
"Onların, sana iyilikle muamele etmeleri konusunda eşit olmaları hoşuna
gitmez mi?" buyurunca, babam: ''Evet" dedi. Bunun üzerine Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman olmaz (ben buna şahitlik
etmem)" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3946);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 4/269, 4/270; Müslim 1623/17; Ebu Davud
3542; Nesai 6/259,6/260; İbn Mace 2375.
Bağış Hususunda Çocuklar
Arasında Tercihte Bulunmanın Caiz Olmadığını ifade Eden Altıncı Haber
5107- Nulman b. Beşır
anlatıyor: Babam Beşır b. Sa'd, (bir gün) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in yanına vardı ve O'na şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! (Eşim)
Amre binti Revaha bir çocuk dünyaya getirdi. Ben de ona "Nu'man"
adını verdim. (Eşim) Amre binti Revaha bu çoğumu terbiye etmekten kaçındı.
Nihayet ben de çocuğuma malımın en değerlisi olan bir bahçemi (hibe olarak)
verdim. Fakat (eşim) Amre, (bana): "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i buna şahit tut!" dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), babam Beşır'e: "Senin bunun dışında başka bir çocuğun
var mı?" diye sordu. Babam Beşır de: "Evet (var)!" dedi. Bunun
üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni, adaletli olmayan
bir şeye şahit tutma. Çünkü ben, haksız verilen bir şeye şahit olamam!''
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Bu anlatımla münkerdir.
Ebu Hatim der ki:
Bağışta bulunma kıssasındaki lafızların uyuşmazlığı sebebi
ile kişi haberlerin
birbirine zıt veya uydurma olduğunu düşünebilir. Ancak durum böyle değildir.
Zira Beşır'in oğluna iki defa bağışta bulunduğu görülmektedir.
Bunlardan biri Nu'man'ın
doğduğu zamandadır. Ebu Harız'in haberine göre Beşir, Nu'man'a bir bahçesini
bağışta bulunmadıkça Amre onu terbiye etmeyeceğini söylemişti. Beşir de
Amre'nin dediğini yapmış ve bu konuda şahit tutmak istemişti. Bunun üzerine
Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Beni, adaletli olmayan bir şeye
şahit tutma. Çünkü ben, haksız verilen bir şeye şahit olamam" buyurdu. Bu
lafız açık olarak bağış konusunda çocuklar arasında adaletsiz davranmanın caiz
olmadığını göstermektedir.
Nu'man doğduktan ve bir
müddet geçtikten sonra Amre, Beşir'e: "Bu oğluma bağışta bulun" dedi.
Ebu Hayyan et-Teymi ve Muğire'nin Şa'bi'den olan rivayetlerine göre Beşir onu
bir veya iki sene oyaladıktan sonra ona bir köleyi bağışta bulundu. Kendisini
şahit tutmak için Mustafa'nın yanına geldiğinde: "Beni, haksız verilen bir
şeye şahit tutma" buyurdu. Muhtemelen Nu'man ilk hükmü unutmuştur veya bu
hükmün neshedildiğini vehmetmiştir.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci defada yani Nu'man'a bağış olarak verilen
köle konusunda da: ''Beni, haksız verilen bir şeye şahit tutma" buyurması
böylesi bir şeyin caiz olduğunu kesin bir şekilde nefyetmektedir. Bu olay vuku
bulduğunda Nu'man on yaşını geçmiş idi. Asım'ın Şa'bi'den olan rivayeti:
"Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: ''Bu köle nedir?’‘
diye sorunca: ‘‘Bunu bana babam verdi’‘ karşılığını verdi" şeklindedir. Bu
lafız bu bağışın Ebu Harız'in haberinde olan bağıştan başka olduğuna yani
buradaki bağışın bahçe olmadığına delalet etmektedir. Zira bahçenin bağışta
bulunulması Amre'nin Nu'man'ı doğurduktan sonra onu terbiye etmekten kaçındığı
zamanda idi. Yani bu durum, Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
haberlerinin birbirine zıt veya uydurma olduğunu söyleyenlerin hilafınadır. Ebu
Harız, Sicistan kadısı idi.
Kişinin İki İlletten Soyutlanmış
Olması Durumunda Müslüman Kardeşinin Kendisine Verdiği Hediyeyi Kabul Etmesinin
Gerekliliği
5108- Halid b. Adiyy
el-Cüheni der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken
işittim: ''Bir kimseye istemeden ve peşine düşmeksizin Müslüman kardeşinden bir
dostluk göstergesi (hediye) gelirse onu kabul etsin, geri çevirmesin."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1005;
et-Ta'liku'r-rağib 2/26); Şuayb: Buhari'in şartınca sahih. Bak hadis no: 3404.
Kişinin ikram Edilen
Kokuyu Geri Çevirmesinin Yasaklanışı
5109- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Kendisine güzel koku sunulan kimse onu reddetmesin. Çünkü onun taşınması
kolay ve kokusu güzeldir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 3016); Şuayb: Müslim'in
şartınca sahih. Müslim 2253; Ebu Davud 4172; Nesai 8/189.
Hayırsever ve Faziletli
Kimsenin Az da Olsa Kendisine Bir Şey Hediye Edildiğinde O Şeyi Kabul Etmesinin
Gerekliliği ve Kendisinin de Bu Şeyi Küçümsemeden ve Daha Fazlasını Ümit
Etmeden Başkasına Vermesinin Faziletinden Olması
5110- Cabir b. Semure
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Eyyub el-Ensari'nin
evinde (misafir olarak kalmakta) idi. Derken O'na, içerisinde sarımsak bulunan
bir yemek getirildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o yemekten
yemedi. Onu, Ebu Eyyub el-Ensari'ye gönderdi. Ebu Eyyub da o yemekten yemedi.
Çünkü Ebu Eyyub, o yemeğin içinde (yediğine dair) Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in izini görmedi. Sonra yemeği Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e getirdi. O'na yemeği (niçin yemediğini) sorup: "Ey Allah'ın
Resulü! O, haram mıdır?" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayır (haram değil). Fakat ben, kokusundan dolayı ondan hoşlanmıyorum!"
buyurdu. Ebu Eyyub el-Ensarı de: "Senin hoşlanmadığından ben de
hoşlanmıyorum!" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2511); Şuayb:
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/95; Tirmizi 1807; Bak hadis no: 2095.
Bir Grubun Her Birinin
Bağıştan Kendi Hissesini Bilmediği Halde Bir Adamdan Bir Bağışı Müşterek Olarak
Kabul Etmesinin Mubah Olması
5111- Umeyr b. Seleme
ed-Damri kanalıyla (Murre b. Ka'b) el-Behzi nakleder: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Mekke'ye gitmek üzere (ihramlı vaziyette) yola çıktı.
Ravha'ya geldiklerinde bir de ne görsünler bacağı kırılmış bir yaban eşeği. ..
Bu durum, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber verildi. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Onu bırakın, her an onun sahibi gelebilir!"
buyurdu. Bunun üzerine Behz kabilesinden bir adam çıkageldi. O, eşeğin sahibi
idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Bu
eşek sana hediyemdir!" dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), Ebu Bekir'e bunu (paylaştırmasını) emretti. O da, bu yaban eşeğini
arkadaşları arasında paylaştırdı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), yola devam etti. Ruveyse ile Arc arasında (Medine'ye 75 mil mesafede
bulunan) Usaye (denilen) yere geldi. Derken bir gölgelikte kıvrılmış yatmakta olan, okla vurulmuş canlı bir ceylan
gördü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir şahsa, herkes geçip
gidinceye kadar hayvanın başında durmasını ve insanlardan hiçbirinin onu
rahatsız etmemesini emretti.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir.
Muvatta 1/351; Ahmed 3/452; Nesai 5/183; Bak hadis no: 5112.
Kişinin Kendisi ile
Başkası Arasında Bir Bağışı Müşterek Olarak Kabul Etmesinin Mubah Olması
5112- Umeyr b. Seleme
ed-Damrı anlatıyor: Biz, (bir gün) ihramlı oldukları halde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber Ravha denilen yere doğru yürürken
birden bire vurulmuş bir yaban eşeği gördük. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "O'nu bırakın. Belki ona sahibi gelir!" buyurdu. Derken o
eşeği vuran Behz kabilesinden bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Bu
eşek size hediyemdir!'' dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Ebu Bekir'e emretti, o da onu insanlar arasında bölüştürdü.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
3/418; Nesai 7/205; Bak hadis no: 5111.
Kişinin (Müslüman)
Kardeşine Bir Hediye Vermesi ve Bizzat Kardeşinin Bu Hediyeyi Kullanması Haram
Olsa Bile Bunun Mubah Olması
5113- Abdullah b. Ömer
bildiriyor: Bir gün Ömer b. el-Hattab dışarı çıktı. pazarda satılan ipek bir
elbise görünce Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giderek:
"Ey Allah'ın Resulü! Şu elbiseyi satın al, Cuma günleri ve elçiler yanına
geldiğinde giyersin" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bunu sadece (ahiretten) nasibi olmayanlar giyer" buyurdu.
Daha sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu elbiselerden üç tane
geldi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu elbiselerden birini
Ömer'e, birini Ali'ye, diğerini de Usame'ye verdi. Bunun üzerine Ömer, Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına vararak: "Ey Allah'ın
Resulü! Bu elbise hakkında dediklerini dedikten sonra bana göndermişsin!?"
dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu sat ve parasıyla bir
ihtiyacını gider, ya da başörtüsü olarak kes ve hanımların arasında
paylaştır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Gayetu'l-meram 79); Şuayb:
Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 2/39; Buhari, 948; Müslim 2068/8, 2068/9; EbU
Davud 4041; Nesai 8/198; Bak hadis no: 5439.
Kişinin Birine Hediye
Göndermesi ve Kendisine Hediye Gönderilen Kişinin Hediye Kendisine Yetişmeden
Önce Ölmesi Halinde Hediyeyi Gönderen Kişinin Onu Geri Almasının Mubah Olması
5114- Ümmü Seleme
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benimle evlendi. (Bana:)
"Ben, Necaşi'ye bir miktar kumaş elbise ile birkaç ukiye misk hediye
etmiştim. Necaşı'nin öldüğünü ve hediyenin de geri gönderileceğini düşünüyorum.
Eğer (gönderdiğim) hediyeler geri gönderilirse o zaman o hediyeler senindir!"
buyurdu.
Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in dediği gibi de oldu. Hediyeler geri gönderilmişti. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hanımlarından her birine bir
ukiye misk verdi. Kumaş elbise ile miskin geri kalanını ise Ümmü Seleme'ye verdi.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (el-İrva' 1620); Şuayb: İsnadı
zayıflır. Ahmed 6/404.
Daha Önce Hediye Verene
Tasadduk Edilmiş Olsa Bile Kişinin Kendisine Verilen Hediyeyi Yemesinin Mubah
Olması
5115- Abdurrahman b.
el-Kasım, babasından bildiriyor: Hz. Aişe, Berire'yi satın alıp azat etmek
istedi. Ancak efendileri satarken vela hakkının kendilerinde kalması şartını
koştular. Bu durum Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikredilince:
"Onu satın alıp azat et. Zira vela hakkı, azat eden kişiye aittir"
buyurdu.
Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) et hediye edilince, kendisine: "Bu, Berıre'ye sadaka
olarak verilmiştir" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Bu ona sadaka, bize ise hediyedir" karşılığını verdi.
Abdurrahman:
"Berire'nin kocası
hürdü" demiştir.
[Tahric:] Elbani: Abdurrahman'ın en sondaki sözü hariç
sahih (el-İrva' 6/274-5); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Buhari 2578; Müslim 1075/173; Nesai 6/165, 6/166; Bak hadis no: 4269.
Hz. Aişe'yi "Bu,
Berıre'ye Sadaka Olarak Verilmiştir" Sözünü Söylemeye iten Sebep
5116- Hz. Aişe
anlatıyor: Berire olayında üç sünnet vardır. Biri, azad edilince, kocasıyla
evli kalmaya devam etmekle boşanmak arasında muhayyer bırakılmasıdır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Berire hakkında: "Vela hakkı azad
edene aittir" buyurdu. Tencerede et kaynarken Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) girince, kendisine ekmek ve evdeki katıktan takdim edildi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Tencerede et olduğunu görmemiş
miydim?" buyurdu. Onlar: "Evet ey Allah'ın Resulü! Ancak bu,
Berıre'ye sadaka olarak verilen bir ettir. Sen ise sadaka yemezsin"
dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu et
ona sadaka, bize ise hediyedir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 6/274); Şuayb: Buhari
ve Müslim'in şartlarına göre ssahihtir. Muvatta 2/562; Buhari 5097; Müslim
1075/173; Nesai 6/162.
Sadakayı Almak ve Onu
Yemek Kendisine Helal Olmasa Bile Bir Kişiye Sadaka Olarak Verilmiş Bir Şeyin
Kendisine Hediy Edilmesi Halinde Onu Yemesinin Mubah Olması
5117- Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in eşi Cüveyriye bildiriyor: Bir gün Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girip: "Yiyecek bir şey var
mı?" diye sordu. O: "Hayır, ey Allah'ın Resulü, Vallahi yanımızda
yiyecek bir şey yoktur. Sadece bir azatlıma sadaka olarak verilen bir koyun
kemiği parçası var" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Onu yaklaştır. O sadaka yerine ulaşmıştır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
6/430; Müslim 1073/169.
Ubeyd b. es-Sebbak'ın Bu
Hadisi Cuveyriye'den Dinlemediğini iddia Edenin Kavlini çürüten Haber
5118- (üveyriye binti'l-Haris
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun yanına girip: "Yiyecek bir şey var
mı?" diye sordu. Ben: "Hayır, ey Allah'ın Resulü, yanımızda yiyecek
bir şey yoktur. Sadece bir azatlıma sadaka olarak verilen bir koyun kemiği parçası
var" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu
yaklaştır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/429; Müslim 1073/169.
Zikrettiğimiz Şeyin
Mubahlığının Belirten İkinci Haber
5119- Ümmü Atiyye der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Aişe'ye: "Yanınızda yiyecek
bir şey var mı?" buyurunca, Hz. Aişe: "Hayır, Nüseybe'nin o koyundan
gönderdiği sadaka (parça) dışında bir şey yoktur" dedi. Bunun üzerine Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yaklaştır, o yerini bulmuş"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/406, 6/408; Buhari 1494; Müslim 1076/174,
Sadaka Alması Helal
Olmayan Kişinin, Birinin Sadaka Olarak Aldığı Nesneyi Ona Hediye Olarak Vermesi
Halinde Kabul Etmesinin Caiz Oluşu
5120- Abdullah b. Abbas
anlatıyor: Hz. Aişe azat etmek için Ensar'dan olan Berıre'yi satın aldı. Fakat
Berıre'nin sahipleri, Berıre'nin vela hakkının kendilerinde kalmasını şart
koştular. Aişe ise bu şartı kabul etti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gelince Aişe bu durumu O'na anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Vela hakkı ancak azad eden kimseye aittir!" buyurduktan
sonra da minbere çıktı ve: "Bazı topluluklara ne oluyor ki, Allah'ın
Kitab'ında olmayan şartları koşuyorlar. (Oysa Allah'ın Kitab'ında olmayan
şartlar, Allah'ın Kitabınca reddedilmiştir)!" buyurdu. Berıre'nin bir
kocası vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), onu serbest bıraktı.
Dilerse önceden olduğu gibi kocasıyla beraber kalacak ve dilerse de ondan
ayrılacaktı. Berire, kocasından ayrılmayı tercih etti. Derken Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir odaya girdi. Orada bir koyunun (arka ayağını
ya da ön kolunu gördü. Aişe'ye: "Şu eti pişirsen olmaz mı?" buyurdu.
Aişe: HBu, Berıre'ye sadaka olarak verilen ettir. O da (bunu) bize hediye
etti!'' dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu
eti pişir. Çünkü bu et, onun için bir sadaka, bizim için ise bir
hediyedir!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi; Şuayb: İsnadı
sahihtir. Ahmed 1/281; Bak hadis no: 4270. 4273;
Bab: Hibesinden Dönmek
5121- ibn Abbas,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hibe ettiğini geri alan,
kusup ta kusmuğunu yiyen köpek gibidir" buyurduğunu söyledi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1622 "Buhari ve
Müslim"); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartllarına göre sahihtir. Ahmed
1/280, 1/342; Buhari 2621; Müslim 1622/7; EbU Davud 3538; Tirmizi 1298; Nesai
6/266; İbn Mace 2385.
Yasaklama Açısından
Sadakasından Dönenle Hibesinden Dönenin Aynı Hükümde Olduğu Hakkında
5122- ibn Abbas der ki:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sadaka verdikten sonra bundan
dönen kimse, kustuktan sonra kustuğunu yiyen köpek gibidir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1622 "Buhari ve
Müslim"); Şuayb: Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 1/349; Müslim
1622/15; Nesai 6/266.
Genel Olarak Yapılan Bu
Yasaklamada Bütün Hibelerin ve Bütün Sadakaların Kastedilmemesi
5123- Abdullah b. Abbas
ile Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Babanın çocuğuna verdiği hariç, bir kimsenin
bir bağış veya bir hibede bulunup da sonradan bundan geri dönmesi o kimseye
helal değildir. Bu da doyana kadar yedikten sonra kusup yemek üzere bir daha
kustuğuna dönen köpek gibidir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 3021; el-İrya' 1624);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/27; Ebu Davud 3539; Tirmizi 1299; Nesai 6/265;
İbn Mace 2377.
Kişinin Bir Başkasına
Temellük Olarak Tasadduk Ettiği Bir Şeyi Satın Alarak Geri Almasının
Yasaklanması
5124- ibn Ömer'in
bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab, Allah yolunda kullanılmak üzere bir at
verdi. Ancak sonradan o atın satışa çıkarıldığını görünce kendisi satın almak
istedi. Bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorunca: "Sen onu
satın alma ve sadakana dönme!" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (sahih Ebu Davud 1419); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/282; Ahmed 2/55; Buhari
2971; Müslim 1621/3; Ebu Davud 1593; Tinnizi 668; Nesai 5/109.
Hz. Ömer'in sözkonusu
Atı, Mülkiyetinde Olan Tarafından Bakımı Yapılmadığı için Satın Almak istemesi
Hakkında
5125- Ömer b. el-Hattab
der ki: Atımı Allah yolunda binip kullanması için bir adama sadaka olarak
vermiştim. Ancak adam atın bakımını iyi yapamadığı içın ucuza satar
düşüncesiyle atı ondan satın almak istedim. Konuyu Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sorduğumda: "Bir dirheme verecek olsa dahi onu satın
alma! Zira verdiği sadakayı geri almak isteyen kişi kustuğuna geri dönen köpek
gibidir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 849); Şuayb: Buhari
ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/282; Ahmed 1/40; Buhari 1490;
Müslim 1620/1; Nesai 5/108; İbn Mace 2390.
RUKBA VE UMRA
Kişinin Evini Rukba
Usulüyle Müslüman Kardeşine Vermesinin Yasaklanışı
5126- ibn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mallarınızı
rukba usOlü ile vermeyiniz. Eğer biriniz bir şeyi rukba usOlu ile birine
verirse o şey verilenin malı olur" buyurdu. Rukba ise, birinin
"Hayatta olduğu sürece bu (mal) Falanındır. Falan öldüğünde Filanın
olacaktır" demesidir.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 6/52-5);
Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 1/250; Nesai 6/269
Kişinin Evini Umra
Usulüyle Müslüman Kardeşine Vermesinin Yasaklanışı
5127- Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rukba ve umra usulu ile mal
vermeyiniz. Rukba veya umra usulu ile birine bir mal verirse, o mal verilen
kişinin olur" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1609); Şuayb:
Müslim'İn şartınca sahih. Ahmed 3/381; Ebu Davud 3556, 3557; Nesai 6/273
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Onun Olur" Sözüyle Kendisine Rukba ya da Umra
Yapılan Kişinin Kastedildiğine Dair
5128- Cabir'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Umra olarak verilen şey, kendisine umra olarak verilenindir. Rukba da,
kendisine rukba olarak verilenindir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 6/53); Şuayb:
Müslim'İn şartınca sahih. Ahmed 3/302; Müslim 1625/25-7; Nesai 6/274; İbn Mace
3383
Kişinin Müslüman Kardeşi
için Umra Yapmasının Caiz Olması
5129- Cabir, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umra usOlü ile verilen mal (kişinin
ailesine) caizdir" buyurduğunu söylemiştir.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 3009; el-İrva' 6/50
"Buhari ve Müslim"); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre
sahihtir. Ahmed 3/297; Buhari 2626; Müslim 1625/30; Nesai 6/273
Umra Yapılan Malın
Kendisine Hibe Edilenin Olduğuna Dair
5130- Cabir b. Abdillah
der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umra olarak verilen
şey, kendisine umra olarak verilene aittir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih el-İrva' 6/50 "Buharf ve
Müslim"); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/304; Buhari 2625;
Müslim 1625/25; Ebu Davud 3550; Nesai 6/277
Umranın Kendisine Bu
Şartla Hibe Edilene Ait Olduğuna Dair
5131- Ebu Hureyre,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umra usulü ile mal verilmez.
Ancak umra usulü ile birine bir mal verilirse, o mal artık verilen kişinin
olur" buyurduğunu bildiriyor.
[Tahric:] Elbani: Hasen (el-İrva' 6/50); Şuayb: İsnadı
hasendir. Ahmed 2/357; Buhari 2626; Müslim 1626/32; EbU Davud 3548; Nesai
6/277; İbn Mace 2379
Hadis Sanatında Uzman
Olmayanın levilinde Yanıldığı Haber
5132- Zeyd b. Sabit'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umra
olarak verilen mal, verilen kişinin varislerine miras olarak kalır"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 6/52-3);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/189; Ebu Davud 3559; Nesai 6/270-1; İbn Mace
2381. Bak hadis no: 5133-4
Umranın Normal Mirasta
Olduğu Gibi Varislere Kalacağına Dair Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
Hükmü
5133- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) umra usulü ile verilen mal varisindir diye hüküm
kıldı.
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 6/52-3);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 5132
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Normal Miras Yolu ibaresiyle Umranın Onu Hibe Edene Değil
de Kendisine Bağışlanana Miras Kalacağını Murad Ettiği Hakkında
5134- Zeyd b. Sabit der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kendisi için
umra yapılan (ömürlük kullanmak üzere tahsis edilen) arazi, artık
mirasçılarının olur."
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 6/52-3);
Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 5132.
Umra Edilen Şeyin Miras
Olarak Bağışı Yapana Değil de Kendişine Bağışta Bulunulana Ait Olduğunu Açık
Bir Şekilde ifade Eden Haber
5135- Cabir,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umra usulu ile verilen mal
umra edilenin ve çocuklarının olur. Kendisine varis olanlar umra yolu ile
verilen mala da varis olurlar" buyurduğunu söyledi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1607
"Müslim"); Şuayb: Buhari'nin şartınca sahih. Ahmed 3/360; Müslim
1625/24; Ebu Davud 3552, 3554; Nesai 6/276. Bak hadis no: 5136, 5137
Umra Olarak Belirlenmiş
Evin (Miras Olarak) Bunu Hibe Edene Değil de Kendisine Hibe Edilene Ait
Olacağını Açıkça Belirten ikinci Haber
5136- Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'a şöyle buyurdu: ''Mallarınızı
umra yoluyla vermeyin. Birine umra olarak bir şey verilince, o şey hayattayken
onun, öldükten sonra da varislerinin olur."
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 1609);
Şuayb: Müslim'in şartınca sahihtir. Ahmed 3/303; Ebu Davud 3558; Tirmizi 1351;
Nesai 6/274; İbn Mace 2383. Bak hadis no: 5135
Kendisine Umra Yoluyla
Bağışlanan Evin Sahibi Öldüğünde O Evin Bağışta Bulunana Dönmeyeceği Hakkında
5137- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Herhangi bir kimseye ve çocuklarına umra olarak bir mal
verilirse o mal artık verilen kimsenindir ve verene geri dönmez. Çünkü o
(veren) kendisinde miras cereyan eden bir şey vermiştir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1607
"Müslim"); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahih. Malik
2/756; Müslim 1625/20; Ebu Davud 3553; Tirmizi 1350; Nesai 6/275. Bak Hadis no:
5135
Yasaklanan Umra Şekli
5138- Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
"Kim, umra usulüyle bir malı, bir kimseye ve onun nesline verirse, bu sözü
o maldan alakasını kesmeye yeterlidir. Artık o mal, umra usulüyle verilen
kimseye ve onun nesline ait olmuştur.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1607
"Müslim"); Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim 1625/21; Nesai 6/275; İbn
Mace 2380
Kişinin Evini Hayatında
iken Kendisinden Sonraki Varislerini Zikretmeden Umra Yoluyla Hibe Etmesi
Halinde Hibe Edene Döneceği Hakkında
5139- Cabir b. Abdillah
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) caiz (geçerli) kıldığı umra
kişinin: "Bu senin ve senin soyundan geleceklerindir" dediği umra
şeklidir. Şayet: "Sen hayatta olduğun sürece senindir" diyecek olursa
o takdirde o (mal) sahibine geri döner.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1612
"Müslim"); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahih. Ahmed
3/294; Müslim 1625/23; Ebu Davud 3555
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Akabine (Soyuna" ibaresiyle Öldükten Sonrasını
Kasdettiği Hakkında
5140- Cabir'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Birine umra olarak bir şey verilince, o şey, hem hayattayken hem öldükten
sonra verilenin olur."
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi) bak hadis: 5114;
Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Müslim 1625/28; Nesai 6/274
Umranın Yasaklanma
Nedeni Hakkında
5141- Cabir b. Abdillah
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Mallarınızı
elinizde tutunuz ve onları umra olarak vermeyiniz. Birine umra olarak bir şey
verilince, o şey, hem hayattayken hem öldükten sonra verilenin olur."
[Tahric:] Elbani: Sahih li-ğayrihi (el-İrva' 1607
"Müslim"); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih Ahmed 3/312, 374, 386,
389; Müslim 1625/27; Nesai 6/274
Ebu Hatim der ki:
Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adak adamayı, umrayı ve rukbayı
yasaklaması belli bir sebepten dolayı idi. Bu da Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Müslümanların mallarının kendilerinde kalmasını istemesinden
idi. Yani masiyet değil de itaat olması halinde bu üç şey caizdir. Sahabiler
Medine'de malları olmadığı halde ikamet etmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) zaruri hallerinde kullanmak üzere mallarının kendilerinde kalması
için umra ve rukba yapmalarını istemedi. Zira bu şekilde verdikleri malları
kullanmaları artık caiz değildi.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: