Sahih İbn Hibban |
CENAZELER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Fasıl: Şehid
Şehidlerin
Çıkarıldıklarında Yeniden ilk Mezara Gömülmelerinin Emredilmesi
3183- Cabir b. Abdillah,
Uhud şehidleri hakkında (şunu) bildiriyor: (Sahabiler) Uhud şehidlerini (Medine'ye)
taşıdılar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in münadisi:
"Şehidleri, (öldürüldükleri yerlerdeki) mezarlarına geri götürünüz"
diye seslendi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 25); Şuayb:
İsnadı kavidir. Ahmed 3/297; Ebu Davud 3165; Tirmizi 1717; Nesai 4/79; İbn Mace
1516.
Öldürülen Şehidlerin
Başka Yere Taşınmışlar ise Yeniden ilk Gömüldükleri Yere Defnedilmelerinin
Emredilmesi
3184- Cabir b. Abdillah
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendileriyle savaşmak için
müşriklere doğru Medine'den yola çıktı. O zaman babam Abdullah, bana: "Ey
Cabir! Hayır, senin, Medinelilerin gözcüleri arasında olman gerek. Ta ki
işimizin neye varacağını bilesin! Çünkü vallahi, ben, ardımda kızlarımı bırakmasaydım
senin önümde şehid edilmeni arzu ederdim!"
Derken ben, gözcülerin
arasındayken halamın oğlu, babamı ve dayımı(n cesetlerini) getirip o ikisini
üzerinde su taşınılan bir devenin sırtına eşit bir vaziyette yükleyip, sonra da
onları mezarlığımızda defnetmek için Medine'ye götürdü. Bu sırada:
"Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), size, şehidleri geri götürüp,
öldürüldükleri yerde mezarlarına gömmenizi emrediyor!" diye bağıran bir
adam ulaştı. Bunun üzerine babam ile dayımı, şehidlerle birlikte öldürüldükleri
yerlere geri götürdük.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cen3.İz 175); Şuayb:
İsnadı kavidir. Ahmed 3/397, 3/398.
Ebu Hatim der ki:
"O ikisini geri götürdük" lafzı, "o ikisini defnettik"
anlamına gelmektedir.
Allah Yolunda Yaralanan Kimsenin
(Daha Sonra) Bundan Dolayı Ölmesiyle Şehit Sayılması
3185- Muaz b. Cebel der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Kim Allah'ın
yolunda bir yara alırsa kıyamet gününde yarası kanıyor halde gelir. Rengi kan
rengi, kokusu da misk kokusu gibi olur. Kim de Allah'ın yolunda bir yara alırsa
üzerine şehitlik mührü vurulur''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2291); Şuayb:
İsnadı hasendir. Ahmed 5/230; Tirmizi 1657; Nesai' 6/25; Bak hadis no: 3191,
4599.
Allah Yolunda
Öldürülmese Bile Kişiyi Şehitlik Faziletine Ulaştıran Hasletler
3186- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz aranızdan kimleri şehid
sayarsınız?" diye sorunca, oradakiler: "Ey Allah'ın Resulü! Allah
yolunda öldürüleni" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "O zaman ümmetimin şehitleri pek azdır."
"Ey Allah'ın Resulü! Onlar kimlerdir?'' diye sorduklarında ise şöyle
buyurdu: "Allah yolunda öldürülen şehiddir, Allah yolunda iken ölen
şehiddir, vebadan ölen şehittir, karın ağrısından ölen şehittir." Süheyl
dedi ki: Ubeydullah b. Miksem bana dedi ki: "Babanın bunlara beşinci
olarak ‘‘Boğularak ölen şehittir’‘ ibaresini de eklediğine şahit oldum."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 51); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/522; Müslim 1915; İbn Mace 2804; Bak
hadis no: 3187.
Allah Yolu Dışında Ölen
Şehidin Vasfı
3187- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz aranızdan kimleri şehid
sayarsınız?" diye sorunca, oradakiler: "Allah yolunda öldürülen
şehittir'' dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Allah yolunda ölen şehiddir, vebadan ölen şehittir."
Süheyl dedi ki: Ubeydullah b. Miksem bana dedi ki: "Babanın bunlara
beşinci olarak ‘‘Boğularak ölen şehittir'' ibaresini de eklediğine şahit
oldum.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 51); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 3186.
Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Bu Saydıkları Dışında Şehid Sayılanlar
3188- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şehitler beştir:
Karın ağrısından (koleradan) ölen, vebadan ölen, boğularak ben, yıkıntı altında
kalarak ölen ve (Allah yolunda öldürülen) şehit" buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 53); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/131; Ahmed
2/324; Buhari 653; Müslim 1914; Tirmizi 1063.
Mustafa'nın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) "Şehitler Beştir" Lafzıyla Bunlar Dışında
Şehitlerin Olmadığını Kastetmemesi
3189- Cabir b. Atık der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abdullah b. Sabit'in hastalığında
ziyaretine gelmişti. Onu yenilmiş (ölü gibi yatmış) bir şekilde bulunca
kendisine seslendi, ama Sabit cevap vermedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) istirca etti ("inna lillahi ve-inna ileyhi raciun" dedi) ve:
"Sana karşı yenildik, ey Ebu'r-Rebl" dedi. Bunun üzerine kadınlar
bağırıp ağlamaya başladılar. İbn Atık onları susturmaya başlayınca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bırak onları! Vacib olduğu (vakti geldiği)
zaman hiçbir ağıtçı ağlamasın" buyurdu. Oradakiler "Vacib olması ne
demektir ey Allah'ın Resulü?" diye sorduklarında, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ölmesidir" karşılığını verdi. Sabit'in kızı:
"Vallahi senin şehid olmanı isterdim. Çünkü sen buna hazırlanmıştın"
dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah niyetine göre ona
sevabını verecektir. Siz neyi şehid sayıyorsunuz?" deyince: "Allah
yolunda öldürülmeyi" diye cevap verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Yedi çeşit şehitlik vardır ki bunlar Allah yolunda ölenler
gibidir. Kolera (karın ağrısı) ile ölen şehiddir. Suda boğularak ölen şehiddir.
Z3tu'I-Cenb hastalığına yakalanan şehiddir. Yaralanıp ta ölen şehiddir.
Yangında ölen şehiddir. Yıkıntı göçük altında ölen şehiddir ve karnında çocuk
varken ölen kadın şehiddir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2723;
Ahkamu'l-cenaiz 54). Muvatta 1/233; Ahmed 5/446; Ebu Davud 3111; Nesai4/13; İbn
Mace 2703; Bak hadis no: 3190.
Allah Yolundaki Şehit
Dışında Kişiyi Şahadet Makamına Ulaştıran Hasletler
3190- Cabir b. Atık der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abdullah b. Sabit'in hastalığında
ziyaretine gelmişti. Onu yenilmiş (ölü gibi yatmış) bir şekilde bulunca
kendisine seslendi, ama Sabit cevap vermedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) istirca etti ("inna lillahi ve-inna ileyhi raciun" dedi) ve:
"Sana karşı yenildik, ey Ebu'r-Rebl" dedi. Bunun üzerine kadınlar
bağırıp ağlamaya başladılar. ibn Atık onları susturmaya başlayınca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bırak onları! Vacib olduğu (vakti geldiği)
zaman hiçbir ağıtçı ağlamasın" buyurdu. Oradakiler:
"Vacib olması ne demektir
ey Allah'ın Resulü?" diye sorduklarında, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ölmesidir" karşılığını verdi. Sabit'in kızı: "Vallahi
senin şehid olmanı isterdim. Çünkü sen buna hazırlanmıştın" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah niyetine göre ona
sevabını verecektir. Siz neyi şehid sayıyorsunuz?" deyince: "Allah
yolunda öldürülmeyi" diye cevap verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Yedi çeşit şehitlik vardır ki bunlar Allah yolunda ölenler
gibidir. Kolera (karın ağrısı) ile ölen şehiddir. Suda boğularak ölen şehiddir.
Z.3tu'I-Cenb hastalığına yakalanan şehiddir. Yaralanıp ta ölen şehiddir.
Yangında ölen şehiddir. Yıkıntı göçük altında ölen şehiddir ve karnında çocuk
varken ölen kadın şehiddir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 54); Şuayb:
Hadis sahihtir. Bak hadis no: 3189.
Yüce Allah'ın Yatağında
Ölse Dahi ihlasla Kendisinden Şahadet isteyene Şehid Sevabı Vermesi
3191- Muaz b. Cebel der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi Allah'ın
yolunda bir yara aldığı zaman, kıyamet gününde bu yarası misk gibi kokarak,
zafiran renginde ve üzerinde şehitlik mührü olacak şekilde huzura çıkar. Samimi
bir şekilde Allah'tan (yolunda) ölmeyi isteyen kişiye, yatağında ölse dahi
şehid sevabı verilir."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed
5/243, 5/244; Ebu Davud 2541; Bak hadis no: 3185.
Eceli Yatağında Gelmiş
Olsa Bile Yüce Allah'ın Kendisinden Şahadet isteyeni Şehitlerin Menzillerine
Ulaştırması
3192- Sehl b. Ebı Umame
b. Sehl b. Huneyf'in, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Samimi bir şekilde Yüce
Allah'tan şahadeti isteyen kişiyi Allah, yatağında ölse dahi şehitler
derecesine ulaştırır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1360); Şuayb:
Sahih'in şartlarına göre sahihtir. Müslim 1909; Ebu Davud 1520; Tirmizi 1653;
Nesai 6/36; İbn Mace 2797; Darimi 2/205.
Yüce Allah'ın, Malına
Yapılan Saldırı Sırasında Öldürülene Şehitlik Sevabı Yazmakla ihsanda Bulunması
3193- Ümmü Seleme
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evimdeydi ve yanında
ashabından bazı adamlar birbirleriyle sohbet etmekteydi. Bu sırada bir adam
geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Şu kadar hurmanın zekatı ne kadardır?"
diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şu
kadardır" buyurunca, adam: "Filan zekat memuru bana haksızlık etti.
Benden şu kadar alarak bir ölçek fazla aldı" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size bundan daha büyük bir
haksızlık yapacak biri gelince ne yapacaksınız!?" buyurdu. Bunun üzerine
insanlar hararetli bir konuşmaya başladı ve hatta bir adam: "Ey Allah'ın
Resulü! Ya develeri, sürüleri, ekini ve hurması olup da mallarının zekatını
veren ve bu konuda haksızlığa uğrayan, ancak senden uzakta, senin olmadığın bir
yerde olan kişi ne yapacak?" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu:
"Her kim gönül
hoşluğuyla malını gizlemeden vermesi gereken zekatı verirse, bununla da sadece
Allah'ın rızasını ve güzel bir ahiret hayatını arzularsa, namazını kılarsa,
zekatını bu şekilde verdikten sonra hak konusunda kendisine haksızlık yapılması
karşısında silahını alıp savaşsa ve bu savaşta öldürülse o kişi şehittir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2291). Şuayb:
Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 6/301; Bak hadis no: 1718, 5943, 4579,
4581.
Ebu Hatim der ki: Bu
hadise göre kişiden zekat alınırken haksızlık yapılırsa veya buna benzer bir
haksızlığa maruz kalırsa, yanında da ona yardım edecek ve hakkını alabilecek
Müslümanlar da varsa, amaçları dünyalık elde etmek ve gereksiz yere kendilerini
tehlikeye atmak olmadıktan sonra haksızlık edene karşı savaşabilirler. Zira
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Zer'e: "Başındaki organları
kesik Habeşli köle olsa dahi emirlerini dinleyip itaat et" buyurmuştur.
Yine: "Bize karşı silah çeken bizden değildir" buyurmuştur.
Malını Savunurken
çatışmaya Girsin ya da Girmesin Ölen Kimsenin Şehitliğe Nail Olup Cenneti Hak
Etmesi
3194- Said b. Zeyd
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Malını muhafaza
yolunda öldürülen kimse şehittir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Ahkamu'l-cenaiz 56; el-İrva' 3/164)
, er-Ravdu'n-nadir 329); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed
1/187; Ebu Davud 4772; Tirmizi 1421; Nesai 7/115; İbn Mace 2580; Bak hadis no:
3195.
İnsanlardan Bir Alime,
Zikredilen İbn Uyeyne Hadisinin Muttasıl Olmayıp Munkati Olduğu İzlenimi Veren
Haber
3195- Said b. Zeyd der
ki: işittiğime göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kim bir arazi hususunda haksızlık yaparsa, bu arazi yedi kat yerin
dibinden itibaren onun boynuna dolanır,"
Ma'mer ekledi: Bu hadisle
beraber Zührt'den, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şu sözü de bana
ulaştı: "Malını muhafaza yolunda öldürülen kimse şehittir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 338); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 1/188; Buhari 2452; Müslim 1610/139; Tirmizi 1418; Bak
hadis no: 3194.
Ebu Hatim der ki: Bu
hadisi Ma'mer dışında Zühri'nin güvenilir talebelerinin tümü "Zühri -
Talha b. Abdillah b. Avf - Said b. Zeyd" kanalıyla rivayet ettiler. Ma'mer
ise tek başına Talha b. Ubeydillah ile Said b. Zeyd'in arasına Abdurrahman b.
Sehl'i sokmuştur. Burada bir yanılgı olduğundan endişe ediyorum. Nitekim
Ma'mer, rivayetin sonunda bu hadisin talebelerinden biri kanalıyla Zühri'den
belağan da geldiğini belirtmiştir ki burada diğerlerinin rivayetine göre hatalı
bir dönüşüm söz konusu olmuştur.
Kendi Silahıyla Ölen
Mücahidin de Şehit Sayılması
3196- Seleme b. el-Ekva'
anlatıyor: Hayber günü, kardeşim Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
beraber düşmana karşı şiddetle çarpışırken, kendi kılıcı geri dönüp kendisini
öldürdü. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı onun hakkında
konuşmaya başladılar. Onun hakkında: "Kendi silahıyla ölen bir adam"
deyip şüpheye düştüler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'den
dönünce, ben: "Ey Allah'ın Resulü! Sana şiir okumama müsaade eder
misin?" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin verdi ama
Ömer b. el-Hattab: "Ne dediğine dikkat et" dedi. Ben şu şiiri
söyledim:
Vallahi! Allah
istemeseydi hidayet yolunu bulamaz,
Sadaka vermez, namaz
kılmazdık
üzerimize bir huzur
indir
Karşılaştığımız zaman
ayaklarımızı sabit kıl.
Düşmanlar bize karşı
azıp kudurdular
Recezimi (şiirimi)
bitirince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu kim söyledi?''
diye sordu. Ben: "Kardeşim söyledi" karşılığını verince, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah ona rahmet etsin"
dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi insanlardan bazıları ona dua
etmeye çekiniyor ve: ‘‘Kendi silahıyla öldü'' diyorlar" deyince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cihad ederek ve bir mücahid
olarak vefat etti" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2289); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 4/46; Müslim 1802/124; Ebu Davud 2538;
Nesai 6/30.
Savaşarak Ölen Şehidlerin
Kanlarıyta Bırakılıp Yıkanmamaları ve Namazlarının Kılınmaması
3197- Cabir b,
Abdillah'ın bildirdiğine göre Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud
şehitlerinden iki kişiyi bir araya getirip tek bir kefenle sarıyor ve
"Hangisi Kur'an'ı daha çok bilir?" diye sorarak hangisine işaret
edilirse onu kabrin (kıble yönünde) ön tarafına geçiriyor ve: "Ben kıyamet
günü bunlara şahit olacağım" diyordu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onların kanlarıyla defnedilmelerini emretti, onlara cenaze namazı da
kıldırmadı ve yıkanmadılar.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 270;
Ahkamu'l-cenaiz 184); Şuayb: İsnadı sahihtir. Buhari 1343; Ebu Davud 3138;
Tirmizi 1036; Nesai 4/62; İbn Mace 1514; Bak Hadis no: 3199.
Zikrettiğimiz Cabir b.
Abdillah Hadisine Aykırı Gibi Görünen Haber
3198- Ukbe b. Amir
bildiriyor: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıktı ve diğer
ölülere yaptığı gibi Uhud'da ölenlerin cenaze namazını kıldı, Sonra minbere
çıkıp şöyle buyurdu: "Ben (Kevser havzına) ilk varanınız olacağım. Allah
yolundaki amellerinize şahadet edeceğim. Vallahi ben şu anda (cennetteki)
Havz'ımı görüyorum. Bana yeryüzü hazinelerinin anahtarları veya o yeryüzünün
anahtarları verildi. Vallahi benden sonra şirke düşeceğinizden korkmuyorum.
Fakat kendi aranızda, (mal toplamakta) yarışmanızdan korkuyorum."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 271;
Ahkamu'l-cenaiz s. 107; Zilalu'l-cenne 735); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca
sahih. Ahmed 4/149; Müslim 1296.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Üstte ki Ukbe b. Amir Hadisinde Geçen Fiilini Yaptığı
Vakit
3199- Ukbe b. Amir
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud'da ölenlere cenaze
namazı kıldı. Sonra dönüp minbere çıkıp oturarak Allah'a hamd ve senadan sonra
şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Ben sizin (ölümde) öncünüz olacağım ve size
şahitlik edeceğim. Yeryüzü ile gökyüzünün hazinelerinin anahtarları bana
verildi. Vallahi ben öldükten sonra şirke bulaşmanızdan değil dünyalıklarda
birbirinizle çekişmenizden korkuyorum." Sonra girdiği evinden Yüce Allah
ruhunu alana dek bir daha çıkmadı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 3198.
Ebu Hatim der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece savaşta öldürülen şehitlerin namazını
kılmayarak onları diğer ölülerden ayrı tutmuştur. Zira diğer ölüler yıkandıktan
sonra cenaze namazları kılınır. Savaşta ölen şehitler ise yıkanmazlar, cenaze
namazları kılınmaz ve yıkanmadan kanlı giysileriyle defnedilirler. Resulunah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud savaşında şehit olanların namazını
kıldırdığını söyleyen Ukbe b. Amir hadisi daha' önce gelen Cabir'in hadisiyle
çelişmez. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diğer ölülere dua
ettiği gibi Uhud'da şehit olanlara dua etmiştir. Araplar da duayı
"salat" olarak isimlendirirler. Resulunah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Uhud şehitlerinin yanına gitmesi, kabirlerini ziyaret edip onlara dua
etmesi sonradan gelen ümmeti için de sünnet olmuş, onlar da cenaze namazında
ölüye dua ettikleri gibi Uhud şehitlerini ziyaret edip onlara dua eder
olmuşlardır.
Zeyd b. Ebi Uneyse'nin
rivayetinde zikredilen Resulunah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonrasında
evine girmesi ve vefat edene kadar da çıkmaması Uhud şehitleri için söz konusu
salatın dua olduğunun ve vefatı yaklaştığı için bunu yaptığının apaçık
delilidir. Ukbe b. Amir'in rivayetinde zikredilen salat, normal ölülere kılınan
cenaze namazı anlamında olsaydı yedi yıl sonrasında olsa bile ölen birilerinin
cenaze namazının kılınabileceğini söylemek lazım gelirdi. Zira Uhud savaşi
hicri 3. yılda yapılmıştır. Resulunah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların
yanına gidip bunu yapması ise vefatına yakın, yani Uhud savaşından 7 yıl sonra
olmuştur. Ölümden yedi yıl sonra birinin cenaze namazının kılınmasının caiz
olmayacağını bu hadise dayanarak söyleyenlerle aynı fikirde olduğumuza göre
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) burada yaptığının normal ölülere kıldıgı
namaz değil, dua olduğunu söyleyebiliriz. Hadis alimlerinin akledemedikleri
şeyleri rivayet ettiklerini, anlamadıkları şeyleri söylediklerini ve birbiriyle
çelişen haberleri naklettiklerini söyleyenler varsa da yorumumuz budur.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: