Sahih İbn Hibban |
SALAT |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bab: imama Uymanm
Farziyeti
2102- Enes anlatıyor:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) attan düşüp sağ yanı berelenmişti.
Namaz vakti geldiğinde bize oturur vaziyette namaz kıldırdı. Biz de oturarak
arkasında namaz kıldık. Namaz bitince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "imam kendisine uyulsun için vardır. O halde de tekbir getirdiği
zaman siz tekbir getirin, rüku ettiği zaman siz de rüku edin. O başını
kaldırdığında siz de kaldırın. imam ‘‘Semiallahu limen hamideh’‘ dediği zaman
siz de ‘‘Rabbena ve-leke'l-hamd’‘ deyin. Ayrıca oturarak namaz kıldığı zaman
hepiniz oturarak namaz kılın" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' (2/118/394); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/110; Buhari 805;
Müslim 411/77; Nesai 2/195; İbn Mace 1238; Bak hadis no: 2203,2108,2111,2113.
Bu Namazda Cemaatın
Namazı Oturarak Kılma Sebebinin ResUlullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uyma
Olması
2103- Enes bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bindiği atın üzerinden düşünce sağa
ayak bileği çıktı. Yanına gittiğimizde namazlardan birini oturarak kılınca biz
de arkasında oturarak kıldık. Namazı bitirince de şöyle buyurdu: ''İmam
kendisine uyulmak için imam olmuştur. imamınız namazı ayakta kılarsa siz de
ayakta kılın. imam rüku edince siz de edin. imam rüku'dan kalkınca siz de
kalkın. imam ‘‘Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamd edenleri
işitir)'' dediği zaman ‘‘Allahumme Rabbena lekel hamd (= Rabbimiz olan Allahım!
Sana hamdolsun)'' deyin. Şayet imamınız namazı oturarak kılıyorsa siz de
oturarak kılın.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/135; Buhari 689; Müslim 411/80;
Ebu Davud 601; Nesai 2/98; Darimi 1/286; Bak hadis no: 2102.
Bu Namazda Cemaatın Onun
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arkasında Onun Emriyle Oturarak Namaz Kılmaları
2104- Hz. Aişe
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastayken evinde
oturarak namazı kıldı. Ashabından bazıları arkasında durarak namazı kılınca
işaret ederek oturttu. Namazı bitirince de şöyle buyurdu: "imam kendisine
uyulmak için imam olmuştur. imam rüku edince siz de edin, rüku'dan kalkınca siz
de kalkın. Şayet imamınız oturarak kılıyorsa siz de oturarak kılın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/119; Sahih Ebu
Davud 618); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'İn şartlarına göre sahihtir. Muvatta
1/135; Ahmed 6/148; Buhari 688; Müslim 412; Ebu Davud 605; İbn Mace 1237; Bak
hadis no: 2102, 2107, 2109, 2112.
Ebu Hatim der ki: Bu
sünneti Mustafa'dan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Enes b. Malik, Aişe, Ebu
Hureyre, Cabir b. Abdillah, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab, Ebu Umame el-Bahili
rivayet etmiştir. Bu ayrıca kendi kavli olarak Useyd b. Hudayr, Kays b. Kahd,
Cabir b. Abdillah ve Ebu Hureyre'ye de aittir. Bu konuda görüş beyan edenler
ise: Cabir b. Zeyd, Evzai, Malik b. Enes, Ahmed b. Hanbel, İshak b. İbrahim,
Ebu Eyyub Süleyman b. Davud el-Haşimı, Ebu Hayseme, İbn Ebi Şeybe, Muhammed b.
İsmail ile onları takip eden Muhammed b. Nasr ve Muhammed b. İshak b. Huzeyme
gibi muhaddislerdir.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)BU Emrinin Faziletve irşad Babında Değil, Farziyet
ve Vucubiyet Bildiren Bir Emir Olması
2105- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Size bir şey söylemediğim konularda bana soru sormayın. Zira sizden
öncekiler peygamberlerine gereksiz soru sorup sonunda onlara muhalif
düşmelerinden dolayı helak olmuşlardır. Size yasakladığım şeylerden uzak durun,
yapmanızı emrettiğim şeyleri de elinizden geldiği kadar yapın."
[Tahric:] Elbahi: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 850;
el-İrva' 155); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak
hadis no: 20, 21.
Zikredilen Hususun
Doğruluğuna işaret Eden ikinci Haber
2106- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Size bir şey söylemediğim konularda bana soru sormayın. Zira sizden
öncekiler peygamberlerine çok soru sormaları ve sonunda onlara muhalif
düşmelerinden dolayı helak olmuşlardır. Size yapmanızı emrettiğim şeyleri
gücünüz yettiğince yapın. Yasakladığım şeylerden de uzak durun."
İbn Aclan ekledi: Zeyd
b. Eslem bana Ebu Salih es-Semman kanalıyla Ebu Hureyre'den, o da Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını şu ekleme ile rivayet etti:
"Size Allah'ın katından ne haber verdiysem o şüphesiz (gerçektir)."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Bak hadis no: 18.
Ebu Hatim der ki: Bu
hadis Resillullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen yasakların,
mendubiyet bildirdiğine dair başka bir delil olmadıktan sonra vaciplik ve
katiyet bildirdiğini açık bir şekilde göstermektedir. Aynı şekilde mendubiyet
bildirdiğine dair başka bir delil olmadıktan sonra bu vacipliğin kişinin gücü
nispetince geçerli olacağını göstermektedir. Yüce Allah: "Peygamber size
ne verdiyse onu alın, size ne yasaldadıysa ondan sakının" (Haşr 7)
buyurur. Yine "Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan
çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir
sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar"
(Nisa 65) buyurarak, çekiştikleri konularda aralarında Resillullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakem yapmayan, verdiği hükmü içlerinde hiçbir
sıkıntı hissetmeden kabul etmeyen, temelsiz görüşler ile çarpık kıyaslamaları
bir kenara bırakarak Yüce Allah ile Resillullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
tam bir teslimiyet göstermeyenlerin mümin sayılmayacağını bildirmiştir.
Bu Emrin Mendupluk Değil
Buyruk Hükmü Taşıdığına Delalet Eden Üçüncü Haber
2107- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"imam kendisine uyulmak için imam olmuştur. Ona muhalefet etmeyin. Bundan
dolayı tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getirin. Rüku ettiğinde siz de rüku
edin. ‘‘Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamdedenleri işitir)''
dediği zaman ‘‘Rabbena ve lekel-hamd (= Rabbimiz! Sana hamdolsun)'' deyin. imam
namazı oturarak kılıyorsa siz de hepiniz oturarak kılın. ''
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/119); Şuayb: İsnadı
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/341; Buhari 734; Müslim
414; Ebu Davud 603; Nesai 2/141; İbn Mace 846; Bak hadis no: 2115.
Ebu Hatim der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hadiste cemaatin, namazı oturarak
kılan imam'a muhalefet etmesini yasaklamıştır. Hadiste yasaklamaya yönelik
kullandığı üslup, diğer kitaplarımızda da sıkça açıklamaya çalıştığımız bir
üsluptur. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bazen bir konuda genel
manada bir yasaklama koyar, ardından belirli nedenler üzerinden bu genel
yasaklamadan bazı durumları istisna edip mubah kılar. Örneğin Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) genel bir lafızia müzabene türü satışı
yasaklamış, bu genel yasaklama içinden belli şartlar ve durumlar dahilinde
ariye türü alışverişi istisna edip mubah kılmıştır. Dediğimiz gibi Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bazen bir konuda genel bir yasaklama koyar,
ardından belirli şartlar üzerinden bu genel yasaklamadan bazı durumları istisna
edip mubah kılar. Namaz konusunda da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
acziyet durumu dışında hem imam hem de cemaatin namazı ayakta kılmasını
emretmiş, ardından mazeret dahilinde imamın namazı oturarak kıldırması
istisnasında bulunarak, cemaatin ona muhalefet edip namazı ayakta kılmasını
yasaklamıştır. Sünnetlerde buna benzer pek çok durum bulunmaktadır. Yüce Allah
takdir eder ve dilerse kendi konuları içinde bunları zikredeceğiz.
Daha Önce Zikrettiğimiz
Gibi Bu Emrin Farz ve Vacibiyet Taşıdığına Delalet Eden Dördüncü Haber
2108- Enes b. Malik
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bindiği attan düşünce sağ
ayağından yaralandı. Bu sıralarda da namazlardan birini bize oturarak kıldırdı.
Biz de arkasında namazı oturarak kıldık. Selam verdikten sonra bize şöyle
buyurdu: "imam kendisine uyulmak için imam olmuştur. Bundan dolayı imam
namazı ayakta kılıyorsa siz de ayakta kılın. imam rüku ettiğinde siz de rüku
edin. Rüku'dan kalktığl'zaman siz de kalkın. imam secdeye gittiği zaman siz de
secdeye gidin. imam ‘‘Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamd edenleri
işitir)'' dediği zaman hepiniz birlikte ‘‘Rabbena ve lekel-hamd (= Rabbimiz!
Sana hamdolsun)'' deyin.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Sahihtir. Buhari
732.
Bu Emrin Fazilet Değil
Farz Hükmü Taşıdığına Delalet Eden Beşinci Haber
2109- Abdullah b. Ömer
anlatıyor: (Bir gün) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir gurup
sahabenin içerisinde idi ve: "Benim, Allah'ın size gönderdiği bir elçi
olduğumu bilmiyor musunuz?" buyurdu. Sahabiler: "Evet (biliyoruz).
Senin Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik ederiz" dediler. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bana itaat edenin Allah'a itaat ettiğini ve
Allah'a itaatin de bana itaat olduğunu bilmiyor musunuz?" buyurdu.
Sahabiler: "Evet (biliyoruz). Sana itaat eden kimsenin Allah'a itaat ettiğini
ve Allah'a itaatin de sana itaat olduğuna şahitlik ederiz" dediler. Bunun
üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana itaat etmeniz
Allah'a itaatinizdendir. Yöneticilerinize itaat etmeniz de bana olan
itaatinizdendir. Eğer emir sahipleriniz oturarak namaz kılarlarsa siz de
oturarak namaz kılınız" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/122); Şuayb: İsnadı
hasendir. Ahmed 2/93.
2110- Bu hadis başka bir
kanalla da "imamlarınıza itaat de bana olan itaatinizdendir"
ibaresiyle rivayet olunmuştur.
Ebu Ya'la el-Mevsili der
ki: Yahya b. Main'e, Ukbe b. Ebi's-Sahba'yı sorduğumda güvenilir olduğunu
söyledi.
[Tahric:] Elbani: Sahih. (Sahih Ebu Davud 620).
Ebu Hatim der ki: Bu
hadis, imamları namazı otunirak kıldırdığı zaman cemaatin de oturarak namaz
kılmasının kullara emredilen Allah'a itaatten olduğunu açıkça göstermektedir.
Bana göre bu şekilde namaz kılma, caizliğinde icma olan konulardan biridir.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından dört kişi bunun cevazı konusunda
fetva vermişlerdir. Bu dört kişi Cabir b. Abdillah, Ebu Hureyre, Useyd b,
Hudayr ve Kays b. Kahd'dir. Bizim itibar ettiğimiz icma, vahyin nazil olmasına
şahit olan, onların vesilesiyle Yüce Allah'ın vahyi tahrifattan ve saldırıların
zararından koruduğu ashabın icmasıdır. Söz konusu bu dört sahabenin hilafına
muttasıl ya da munkati' isnadla da olsa bir rivayet gelmiş değildir. İmam
oturarak namaz kıldığı zaman cemaatin de onun arkasında oturarak namaz kılması gerektiği konusunda
sahabe icma etmiş gibidir. Tabiundan Cabir b. Zeyd ve Ebu'ş-Şa'sa da bu yönde
fetva vermişlerdir. Sahih Olsun olmasın tabiundan hiç kimse bunun hilafına bir
şey rivayet etmiş değildir. Bunun caizliği konusunda tabiunun da icması var
gibidir.
Ümmet içinde, imam
oturarak namaz kıldığı zaman cemaatin oturarak namaz kılamayacağını söyleyen
ilk kişi, Nehai'nin öğrencilerinden Muğire b. Miksam'dır. O'ndan da Hammad b.
Ebi Süleyman bu görüşü alıp savunmuştur. Hammad'dan da bu görüşü Ebu Hanife
almış, Ebu Hanife'ye de öğrencileri bu konuda uymuşlardır. Bu konuda
getirdikleri en büyük delil de Cabir el-Cu'fi'nin Şa'bi'den yaptığı rivayettir.
Bu rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra
hiç kimse namazı oturarak kıZdırmasın" buyurmuştur. Bu hadisin isnadı sahih
olsa dahi mürsel bir rivayettir. Bize göre mürsel rivayet, hiç rivayet
edilmemiş rivayetle aynı değerdedir. Çünkü hüsnü zan ile faziletli biri de olsa
tabiundan birinin mürsellerini kabul edeceksek tebeu't-tabiinden gelen
mürselleri de kabul em etmemiz gerekecektir. Tebeu't-tabiinden gelen mürselleri
kabul ediyorsak onlardan sonra gelenlerin mürsellerini de kabul etmemiz
gerekecektir. Onların mürsellerini kabul etmemiz durumunda onlardan sonra
gelenlerin de mürsellerini kabul etmemiz gerecektir. Onların mürsellerini kabul
etmemiz durumunda ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu" diyen her bir kişinin rivayetini kabul etmemiz gerecektir ki
böylesi bir tutum şeriata aykırıdır.
Liderleri bu haberin
ravisini tenkit etmişken böylesi mürsel bir haberi delil olarak getirenlerin
tutumu şaşırtıcıdır. Zira Rakka'da Hüseyn b. Abdillah b. Yezid el-Kattan'ın
Ahmed b. Ebi'I-Havari'den, onun da Ebu Yahya el-Himmani'den bize naklettiğine
göre Ebu Hanife şöyle demiştir: "Karşılaştığım kişiler içinde Ata'dan daha
iyisini görmüş değilim. Yine karşılaştığım kişiler içinde Cabir el-Cu'fi'den
daha yalancısını görmüş değilim. Hangi konuda görüş belirttimse mutlaka o
konuda bana hadis getirdi ve bu şekilde yanında Resülullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) söylemediği bin hadisin bulunduğunu söyledi."
Bizzat Ebu Hanife, Cabir
el-Cu'fi'yi tenkit edip yalancı olduğunu söylemiştir. Oysa onun mezhebinden
olan öğrencileri aksi bir tavır takınmış, hocalarımızın, kitaplarında
"Filan kişi zayıf biridir" demelerini gıybet saymışlardır. Ancak
ihtiyaç duyduklarında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sünnetlerinden birini reddetmek için hocalarının, yalancı diye nitelediği
birinin rivayetine delil diye sarılmışlardır. Cabir. el-Cu'fi'nin durumunu
Kitabu'l-Mecruhin eserimizde akıl sahibi her bir kişinin sıhhatini inkar
edemeyeceği delillerle zikrettik. Bundan dolayı burada tekrar etme gereği
duymuyoruz.
Sıradan Bir Alime Bu
Emrin Farziyet Değil Fazilet Hükmü Taşıdığı izlenimi Veren Haber
2111- Enes bildiriyor:
Ashabı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ziyaretine geldiklerinde
namaz vakti gelince onlara oturarak namazı kıldırdı. Ancak onlar namazı ayakta
kıldılar. Diğer vaktin namazı gelince ashabı ayakta kılmaya yeltenince:
"imamlarınıza uyun. Namazı oturarak kıldırdığında siz de oturarak kılın;
ayakta kıldırdığı zaman siz de namazı ayakta kılın" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/119); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/200; Buhari 378; Bak hadis no: 2102.
Humeyd et-Tavil'in
Rivayetinde Geçen Söz Konusu Lafzı Tevil Eden Kişinin Bu Tevilini çürüten Haber
2112- Cabir (b.
Abdillah) anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'de bir ata
bindi de at onu bir hurma kökünün üzerine düşürdü, (bu sebeple de) bir ayağı
çıktı. Ziyaret etmek maksadıyla huzuruna girdik. O'nu, Aişe'ye ait meşrebede
(şerbetlik denilen odada) oturarak nafile namaz kıldığını gördük. Biz de (O'na
uyarak) arkasında ayakta durduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize
ses çıkarmadı. Sonra başka bir defa O'nun yanına (ziyarete) gittiğimizde
(oturduğu yerde) farz namazı kılarken bulduk. Biz de arkasında ayakta O'na
uyduk. Bu defa bize (oturmamızı) işaret buyurdu. Biz de oturduk. Namazı
bitirince: "imam oturarak kıldığı zaman siz de oturarak namaz kılınız. O
ayakta namaz kılarsa, siz de ayakta namaz kılınız. Perslerin, liderlerine karşı
davrandıkları gibi (siz de bana öyle) davranmayın" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/122; Sahih Ebu
Davud 615); Şuayb: İsnadı kavidir. Ebu Davud 602; Bak hadis no: 2114, 2122,
2123.
Ek Tahric bilgisi:
İsnadı Müslim'in şartınca sahihtir. İbn Hibban 3/247 (2109), Ebu Ya'la, Müsned
3/411 (1896), Beyhaki, Sünen (3/79-80) ve İbn Huzeyme (1615) rivayet ettiler ..
Ebu Hatim der ki: Bu
hadis Humeyd et-Tavil'in rivayetinde geçen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) namazı oturarak, cemaatin ise ayakta kıldığına yönelik ifadenin hatalı
olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Zira söz konusu bu namaz nafile
namazdı. Farz olan namazın vakti geldiğinde ise Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) kendisi gibi cemaatin de oturarak namaz kılmasını emretmiştir. Bu da
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yöndeki emrinin fazilete yönelik
değil, farziyet bildiren bir emir olduğunun en açık kanıtlarındandır.
Genel Lafzı Bazılarınca
HusOsi Olarak levil Edilen Haber
2113- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) attan düşünce yaralandı. Bundan
dolayı namazı bize oturarak kıldırdı. Biz de arkasında namazı oturarak kıldık.
Namazı bitirdikten sonra da şöyle buyurdu: "imam kendisine uyulmak için
imam olmuştur. Tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getirin. Rüku ettiğinde siz
de rüku edin. Rükudan kalktığı zaman siz de kalkın. ‘‘Semiallahu limen hamideh
(= Allah kendisine hamdedenleri işitir)'' dediği zaman ‘‘Rabbena lekel-hamd (=
Rabbimiz! Sana hamdolsun)'' deyin. imam secdeye gittiği zaman siz de secdeye
gidin. O oturarak namaz kılarsa, siz de oturarak namaz kılın."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Buhari
773; Müslim 411/78; Tirmizi 361; Bak hadis no: 2102.
Ebu Hatim der ki:
Kufelilerin mezhebinden intihallerde bulunan bazı Iraklılar, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O oturarak namaz kılarsa, siz de oturarak
namaz kılın" sözünün "İmam oturarak teşehhüdü yaptığı zaman siz de
teşehhüdü oturarak yapın" anlamında olduğunu söylemiş, umumi olarak gelen
emri herhangi bir delile dayanmadan tevillerine uydurmak için tahrif etmişlerdir.
Umumi Olarak Gelen Bu
Emri Tevil Eden Kişinin Bu Tevilini çürüten Haber
2114- Cabir bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atından bir hurma kütüğünün üzerine
düştü ve ayağı çıktılincindi. Onu ziyaret ettiğimizde Hz. Aişe'ye ait bir odada
oturarak namaz kılıyordu. Biz de ayakta durarak ona uyduk. Daha sonra oturarak
namaz kılarken bir daha yanına girip ayakta durarak ona uyduğumuzda, bize
oturmamızı işaret etti ve namazı bitirince şöyle buyurdu: "imam, kendisine
uyulsun diye imam kılınmıştır. Bundan dolayı ayakta durarak namaz kıldığında
siz de ayakta durarak kılınız. Oturarak kıldığında ise siz de oturunuz.
Perslerin ileri gelenlerine yaptıkları gibi imam otururken siz ayakta
durmayınız."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Ahmed 3/300; Ebu Davud 602; Bak hadis no: 2112.
Ebu Hatim der ki:
Cabir'in "Biz de ayakta durarak ona uyduk" sözü söz konusu tevilin
geçersizliğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Zira cemaat teşehhüdü
Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında ayakta yapmış
değillerdir. "Ayakta durarak ona uyduğumuzda, bize oturmamızı işaret
etti" sözünde de "kıyam" ifadesiyle kastedilen teşehhüd değil
namazın bir farzı olan kıyamdır.
Böylesi Bir Tevilin
Geçersiz Olduğuna Delalet Eden Başka Bir Haber
2115- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "imam ona
uyulmak için imam kılınmıştır. O tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getirin,
rüku yaptığı zaman siz de rükuya gidin. Rüku'dan kalktığı zaman siz de kalkın.
‘‘Semiallahu limen hamideh’‘ dediği zaman siz: ‘‘Rabbena lekell-hamd’‘ deyin. O
ayakta namaz kılarsa, siz de ayakta namaz kılın. Oturarak namaz kılarsa, siz de
hepiniz beraber oturarak namaz kılın."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Bak hadis no: 2107.
Ebu Hatim der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), imamın namazı ayakta kılması
durumunda cemaatin de ayakta kılmasını, imamın oturarak kılması durumunda. da
cemaatin oturarak kılmasını emretmesi, buradaki oturmadan kastın teşehhüd için
oturma olmadığını, aynı şekilde zikrettiği kıyamın da namazın bir farzı olan
kıyam olduğunu ve imama uyularak eda edilmesi gerektiğini açık bir şekilde
göstermektedir."
Bazı Hocalarımıza
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Oturarak Namazı Kılan İmama
Cemaatin de Uyup Oturarak Kılmasına Yönelik Emrini Neshettiği izlenimi Veren
Haber
2116- Ubeydullah b.
Abdillah b. Utbe anlatıyor: Hz. Aişe'nin yanına girdim ve: Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı olayından bana haber verir misin?''
dedim. O da: "Olur (anlatırım)" diyerek başladı anlatmaya:
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) (hastalığı) ağırlaştı. "insanlar namaz kıldı
mı?'' diye sordu. Ben: "Hayır, ey Allah'ın Resulü, seni bekliyorlar"
cevabını verdim. Bunun üzerine: "Benim için leğende su hazırlayın"
buyurdu. Biz de hazırladık ve yıkandı. Sonra kendi çabasıyla kalkmaya yeltendi,
fakat bayıldı.
Sonra ayılınca yine:
"insanlar namaz kıldı mı?" diye sordu. Biz: "Hayır seni
bekliyorlar, ey Allah'ın Resulü" cevabını verdik. Sonra yine: "Benim
için leğen içinde su hazırlayın" buyurdu. Biz de hazırladık ve yıkandı.
Sonra kendi çabasıyla kalkmaya yeltenince baygınlık geçirdi. Sonra ayılınca
yine: "insanlar namaz kıldı mı?" diye sordu. Biz: "Hayır, ey
Allah'ın Resulü, seni bekliyorlar'' cevabını verdik.
Bu sırada insanlar
Mescid'de Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatsı namazı için
bekliyorlardı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'e
insanlara namaz kıldırsın diye elçi gönderdi. Elçi de gidip: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana insanlara namaz kıldırmanı emrediyor"
haberini ulaştırdı. Ebu Bekr ise yumuşak kişilikli birisi olduğundan: "Ey
Ömer! insanlara sen namaz kıldır" dedi. Ömer de ona: "Sen buna benden
daha layıksın" karşılığını verdi.
Sonra Ebu Bekr insanlara
bu günlerde namaz kıldırdı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kendisinde bir rahatlama hissedince iki kişinin arasında
(Ravi) Ubeydullah
ekledi: Daha sonra Abdullah b. Abbas'ın yanına gittim ve:
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı ile ilgili Aişe'nin haberini sana
sunayım mı?" dedim. O da: "Olur" deyince ben de hadiseyi
anlattım ve söylediğim hiçbir şeyi inkar etmedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/251; Buhari 687; Müslim 418; Nesai
101, 102; İbn Mace 1618; Darimi 1/387; Bak hadis no: 2118, 2119, 2120, 2121,
2124.
Üstte Zikrettiğimiz
Hadise Zahir'de Aykırı Olan Haber
2117- Hz. Aişe
bildiriyor: Ebu Bekr, arkasındaki safta Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bulunduğu cemaate namaz kıldırdı.''
[Tahric:] Elbani: Sahih. Şuayb: İsnadı Buhari'nin
şartınca sahihtir. Muvatta 1/348, 349; Ahmed 6/249, 6/393; Buhari 1837; Müslim
1409, 1410; Tirmizi 840, 841; Nesai 2/83; Darimi 2/38.
Ebu Hatim der ki: Şu'be
b. el-Haccac bu hadisin metninde Zaide b. Kudame'ye muhalefet etmiştir. Zira
Şu'be bunu Musa b. Ebi Aişe'den naklederken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) cemaatten biri olarak ve oturarak namaz kıldığını zikretmiştir. Zaide
ise bunu naklederken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak
kıldığı namazda imam olduğunu, cemaatin ise arkasında namazı ayakta kıldığını
zikretmiştir. Şu'be de Zaide de hafız ve dakik iki imam olmasına rağmen aynı
olayı aktaran ve zahirde birbiriyle çelişkili gibi görünen iki rivayetten biri
nasıl daha önce bu yönde mutlak olarak gelen bir emri neshetmiş olabilir?
Sıhhatine yönelik
herhangi bir delile dayanmadan bu iki rivayetten birinin daha önce bu yönde
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mutlak olarak gelen emri nesh ettiğini
söyleyip diğer rivayete itibar etmeyenler, hasımlarına, terk ettikleri rivayete
itibar edip itibar ettikleri rivayeti reddetme hakkı da tanımış olmaktadırlar.
Sünnetler içinde benzeri
bir durum Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Meymune ile evlenmesi
konusunda İbn Abbas'tan gelen rivayette bulunmaktadır. İbn Abbas:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihramlı iken Meymune ile
evlendi'' demiştir. Ebu Rafi' ise: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), Meymune ile evlendiğinde ikisi de ihramlı değildi" demiştir.
Zahirde aynı olayı anlatan iki haber birbiriyle çelişik gibi durmaktadır. Oysa
bizce iki haber arasında herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Hadis
alimlerinden bazıları Meymune'nin evlenmesi ile ilgili gelen bu iki rivayeti
çelişkili görmüş, bu konuda Osman b. Affan'ın Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "İhramlı olan kişi evlenemez ve başkasını da evlendiremez''
şeklinde naklettiği hadise itibar etmişlerdir. Zira Osman'dan gelen bu rivayet
Meymune'nin evliliği konusunda birbiriyle çelişik olan iki rivayetten birine
mutabık düşmektedir. Buna dayanarak Ebu Rafi'nin rivayetini kabul edip,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihramh iken Meymune ile evlendiğini
söyleyen İbn Abbas'ın rivayetini bırakmışlardır.
Ancak böyle yapanlar
hastalığı sırasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı
konusunda birbiriyle çelişik gelen rivayetlere yönelik, Meymune'nin evliliği
konusunda gösterdikleri tutumu göstermelidir. Yani imam oturarak namazı kıldığı
zaman cemaatin de oturarak namaz kılması gerektiği emrini içeren habere göre
hareket edilmelidir. Zira bu haber hastalığı sırasında Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıldığı namaza yönelik gelen iki rivayetten
birine mutabık düşmektedir. Ancak bize göre bu iki haber arasında herhangi bir
çelişki ve tutarsızlık bulunmamaktadır. Bunlardan biri nasih, biri mensuh de
değildir. Bu yönde gelen rivayetlerin bazıları muhtasar, bazıları mufassal,
bazıları mücmel, bazıları da müfesser olarak nakledilmiştir. Ancak hepsi bir
arada düşünüldüğünde aradaki çelişki ortadan kalkacak, her bir haber kendi
konusuna uygun bir şekilde kullanılacaktır. Yüce Allah diler ve takdir ederse
bunu da ileriki bölümlerde açıklayacağız.
Hadis Alimlerine
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Söz Konusu Emrini Neshettiği
izlenimi Veren Aişe'nin Haberi
2118- Hz. Aişe
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (son) hastalığında
bayılmıştı. Sonra ayıldığında, (çevresindekilere): "insanlar namaz kıldı
mı?" diye sordu. Onlar da: "Hayır (kılmadılar)" dediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Bekr'e söyleyiniz de,
insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü!
Doğrusu Ebu Bekr, yufka yürekli bir adamdır. O, senin makamında namaza
durduğunda (bu yapısından dolayı ağlayıp) insanlara namaz kıldırmaya güç
yetiremez" dedim ...
Hadis devamla şu şekilde
geçmektedir: Ebu Bekr (mihraba çıkıp) halka namaz kıldırdı. Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisinde bir hafiflik hissetti ve Berire ile Nube'ye
dayanarak (Mescid'e) çıktı. Çakıl taşları içerisinde (yürürken) ayakkabılarını
yerlerde sürüdüğü ve ayaklarının tabanları hala gözumün önündedir. (Kendisini
taşıyan) iki kimseye: "Beni, Ebu Bekr'in yanına oturtunuz" buyurdu.
Ebu Bekr, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i görünce geriye doğru
çekildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise ona yerinde sabit
kalmasını işaret etti. Bunun üzerine o iki kişi, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'i yanına oturttular.
Aişe devamla der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturduğu yerde namaz kılıyordu. Ebu Bekr de
ayakta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazına uyarak namaz
kılıyordu. Cemaat de Ebu Bekr'in namazına uyarak namaz kılıyorlardı.
[Tahric:] Elbani: Hasen; Şuayb: İsnadı hasendir. İbn
Mace 1234; Bak hadis no: 2116; Bak hadis no: 2119,2120,2121,2124.
Üstte Zikrettiğimiz Ebu
Vail Hadisine Zahirde Aykırı Olan Haber
2119- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatına sebep olan hastalığı
sırasında Ebu Bekr'in arkasında oturarak namaz kıldı''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
6/159; Tirmizi 362; Nesai 2/79; Bak Bhadis no: 2116, 2118.
Ebu Hatim der ki:
"Nuaym b. Ebi Hind bu hadisin metninde Asım b. Ebi'n-Necud'e muhalefet
etmiştir. Zira Asım bu namazda Ebu Bekr'i cemaatten biri olarak zikrederken,
Nuaym b. Ebi Hind ise Ebu Bekr'i bu namazda imam olarak zikretmiştir. Her ikisi
de sika, hafız ve dakik olmasına rağmen aynı olayı aktaran ve zahirde birbiriyle
çelişkili gibi görünen iki rivayetten biri nasıl daha önce bu yönde mutlak
olarak gelen bir emri neshetmiş olabilir? Biz ise Yüce Allah'ın dilemesi ve
muvaffakiyeti ile diyoruz ki bu haberlerin ikisi de sahihtir. Aralarında
herhangi bir çelişki yoktur. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
hastalığı sırasında Mescid'de cemaatle bir değil, iki defa namaz kılmıştır. Bu
iki namazdan birinde cemaatten biri olarak, birinde de imam olarak bulunmuştur.
Bu olayın bir değil iki namaz hakkında olduğunun deliline gelince Ubeydullah b.
Abdillah'ın Aişe'den yaptığı rivayet te Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) biri İbn Abbas biri de Hz. Ali olmak üzere iki adamın arasında Mescid'e
çıktığı zikredilir. Mesruk'un Aişe'den yaptığı rivayette ise Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) biri Berire biri de (siyahi köle) Nube olmak
üzere iki kişinin arasında Mescid'e çıktığı zikredilir.
Bu da söz konusu
rivayetlerde zikredilenin bir değil, iki namaz olduğunu göstermektedir. "
Muhtasar ve Mücmel
lafızlarla Nakledilen Söz Konusu Namaz
2120- Hz. Aişe
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından önceki
hastalığına yakalanınca, Bilal gelip onu namaza çağırdı. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Bekr'e söyleyin halka namaz
kıldırsın" buyurunca, biz: "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Bekr yufka
yürekli biridir ve ne zaman senin yerine geçse ağlar. Ömer'e emretsen de namazı
o kıldırsa" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç kez:
"Ebu Bekr'e söyleyin halka namaz kıldırsın" buyurduktan sonra:
"Siz kadınlar, Hz. Yusuf zamanındaki kadınların karakterindesiniz"
deyince, Ebu Bekr'e haber gönderdik ve halka o namaz kıldırdı. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendini iyi hissedince iki adamın arasında
onların yardımıyla ayakları yerde sürünerek çıktı. Ebu Bekr, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğini hissedince geri çekilmek istedi, ama
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerinde durması için ona işaret
etti ve gelip Ebu Bekr'in yanında oturdu. (Bu namazda)
Ebu Bekr, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyuyor, halk ta Ebu Bekr'e uyuyordu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
6/210; Buhari 664; Müslim 418/95; İbn Mace 1232; Bak hadis no: 2118, 2116; Bak
hadis no: 2121.
Ebu Hatim der ki:
"Bu, muhtasar olarak gelen bir haberdir. Muhtasar olması da Resulunah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'in sağında mı, solunda mı oturduğunun
belirtilmemesinden dolayıdır."
Bir Önceki Haberde
Muhtasar Olarak Zikredilen lafzı Açıklayan Haber
2121- Hz. Aişe dedi ki:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendini iyi hissedince gelip Ebu
Bekr'in sol tarafına oturdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak
insanlara namazı kıldırdı, Ebu Bekr ise bu sırada ayakta idi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 6/224; Buhari 713; Müslim 418/95;
Nesai 2/99; İbn Mace 1232; Bak hadis no: 2118, 2120.
Ebu Hatim der ki: Bu
haber de mücmel bir haberdir. Zira Aişe kıssayı buraya kadar nakletmiştir.
Kıssanın sonu da Cabir b. Abdillah'ın rivayetinde zikredilmiştir. Daha önce
değindiğimiz gibi Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), attan düştüğünde
kıldığı namazda arkasındakilere oturmalarını söylemesi gibi Cabir'in
rivayetinde de cemaate oturmalarını emrettiği zikredilir.
Aişe'nin Haberinde
Mücmel Olarak Gelen Lafızları Açıklayan Haber
2122- Cabir der ki: Bir
defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rahatsızken arkasında namaz
kıldık. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturarak namazı
kıldırıyordu. Ebu Bekr de arkadakilere işittirmek için tekbirleri sesli bir
şekilde tekrar ediyordu. Bir ara arkasına bakıp da bizim ayakta olduğumuzu
görünce, işaretiyle oturduk ve oturarak namazı kıldık. Selam verince de şöyle
buyurdu: ''Demin sizler Pers ve Bizanslıların yaptığını yapıyordunuz, Zira
onlar, kralları otururken ayakta dururlar. Sizler bunu yapmayın ve imamlarınıza
uyun. Şayet İmamınız ayakta kılıyorsa siz de ayakta, imamınız oturarak
kılıyorsa siz de oturarak kılın.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 619); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 3/334; Müslim 413; Ebu Davud 606; Nesai3/9; İbn Mace
1240; Bak hadis no: 2112, 2116.
Ebu Hatim der ki:
"Detaylı olarak gelen bu habere göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), imam olan Ebu Bekr'in solunda oturunca Ebu Bekr cemaatten biri olmuş
ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazına uymuştur. Cemaatin de
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyması için onun tekbirlerini yüksek
sesle onlara duyurmaya çalışmıştır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
işte bu namazda cemaatin ayakta olduğunu görünce oturmalarını emretmiş, namazı
bitirince de imamlan namazı oturarak kıldırıyorsa ona uyup namazı oturarak kılmaları
gerektiğini bildirmiştir. Cabir b. Abdillah, hicri beşinci yılın Zilhicce
ayında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) attan düşüp sağ tarafından
yaralandıktan sonra kıldırmış olduğu namaza şahit olduğu gibi, vefatına sebep
olan hastalığı sırasında kıldığı bu namaza da şahit olmuş ve her iki namazı da
kendi lafızlanyla nakletmiştir. Cabir, bu namazda cemaatin Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyabilmesi için Ebu Bekr'in tekbirleri yüksek
sesle tekrarladığını zikretmiştir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
attan düştükten sonra evinde kıldırdığı namazda ise Aişe'nin odasının
küçüklüğünden dolayı böylesi bir tekrara ihtiyaç duyulmadığı için EbU Bekr'in
bunu yaptığından bahsetmemiştir. Ebu Bekr'in yüksek sesle tekbirleri tekrarladığı
namaz, hastalığı sırasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) büyük
Mescid'de kıldırdığı namazdı. Yaptığımız bu yorum doğru ise daha önce de
zikrettiğimiz gibi bu yönde gelen haberlerin bir kısmının diğerlerini ne sh
ettiğini söylemek doğru olmaz."
Zikredilen Hususun
Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber
2123- Cabir der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldırdı. Ebu Bekr
arkasında idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekbir getirince Ebu
Bekr de arkasında bize duyurmak için tekbir getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bizim ayakta olduğumuzu görünce oturmamız için işarette
bulundu. Namazı bitirdikten sonra da şöyle buyurdu: "Neredeyse Perslerin
ve Rumların ileri gelenlerine yaptığını yapacaktınız. Siz imamlarınıza uyun.
Onlar namazı ayakta kılarsa siz de ayakta kılın. Onlar namazı oturarak kılarsa
siz de oturarak kılın."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: Ravileri güvenilir
kimselerdir. Müslim 413/85; Bak hadis no: 2112.
insanların çoğuna
Zikrettiğimiz Haberlere Aykırı Olduğu izlenimi Veren Bir Başka Namaz Haberi
2124- Hz. Aişe
anlatıyor: Hastalığı sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bayıldı. Kendine geldiğinde: "Namaz için ezan okundu mu?" diye sordu.
"Hayır" dediğimizde. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bilal'a söyle; namaz için ezanı okusun, insanlara da namazı Ebu Bekr
kıldırsın" buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Bekr duygusal
biridir, senin makamında duramaz'' dediğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) konuşmasını bitirdikten sonra bana baktı ve bayıldı. Kendine
geldiğinde: "Namaz için ezan okundu mu?" diye sordu.
"Hayır" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bilal'a söyle namaz için ezanı okusun, insanlara da namazı Ebu Bekr
kıldırsın" buyurdu. Hafsa'ya işaret ettiğimde o da: "Ey Allah'ın
Resulü! Ebu Bekr yufka yürekli biridir. ağlamaktan kıraati yapamaz" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) konuşmasını bitiren Hafsa'ya baktı ve
bayıldı. Kendine geldiğinde: "Namaz için ezan okundu mu?" diye sordu.
"Hayır" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bilal'a söyle namaz için ezanı okusun, insanlara da namazı Ebu Bekr
kıldırsın. Siz ki Yusuf kıssasındaki kadınlar gibisiniz!" buyurdu.
Ardından bayıldı. Bunun üzerine Bilal kameti getirdi, Ebu Bekr de namazı
kıldırmaya başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendine geldiğinde
(siyahi köle) Nube ile Berire geldiler ve onu aralarına alıp taşıdılar.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayak parmaklarının yerde bıraktığı
izleri hala görür gibiyim. Ebu Bekr, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldiğini hissedince geri çekilmek istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerinde kalması için kendisine işarette bulundu.
Sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirilip Ebu Bekr'in
hizasında saf ta durduruldu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Bak hadis no: 2118, 2116.
Ebu Hatim der ki:
"Bu haber, hadis ilminde derinliği olmayan ve sahih hadisleri de
anlayamayan kişilere daha önce zikredilen haberlere aykırı olduğu izlenimi
verebilir. Ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadisleri arasında
herhangi bir çelişki ve tutarsızlık bulunmaz. Hadisler birbirini yalanlamaz.
Kur'an'dan herhangi bir şeyi nesh etmezler. Aksine Kur'an'ın mücmel ve mübhem
ifadelerini tefsir eder, muhtasar ve müşkil ifadelerini de açıklar. Daha önce
bu yönde gelen haberlerin tek bir namaz değil, iki namaz hakkında olduğunu
hamdolsun Allah'a ki belirtmiştik. İlk namazda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) iki adamın arasında Mescid'e çıkmıştı. Bu namazda imam olmuş, namazı
oturarak kılmış, arkasındaki cemaate de namazı oturarak kılmalarını
söylemiştir. İkinci namazda ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ntibe
ile Berire arasında Mescid'e çıkmış, namazı Ebu Bekr'in arkasındaki safta
cemaatten biri olarak oturarak kılmıştır."
Bu Namazın Daha Önce
Zikrettiğimiz iki Namaz içinden Son Namaz Olması
2125- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaatle birlikte -Ebu Bekr'in
arkasında oturarak- son namazını omuzundan bürünmüş bir vaziyette bir tek
elbise içerisinde kıldı.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
3/159; Tirmizi363; Nesai 2/79.
Ebu Hatim der ki: Bu
haber, bu yöndeki haberlerin zahiren çelişkili gibi görünse de gerçekte öyle
olmadığı konusunda kalplerdeki şüpheleri gideren bir haberdir. Benzeri
sünnetlerde olduğu gibi bu yönde gelen haberleri uzlaştırma ve bir araya
getirme çabamızIn Şafii'nin malum sözüne aykırı olduğunu da kimse
düşünmemelidir. Zira kitaplarımızda usule yönelik söylediğimiz şeyler ile
sünnetlerden çıkardığımız hükümlerin tümü Şafii'nin görüşlerine uygundur. Şafii
belirlediği kaide üzerinden meşhur olsa bile görüşlerinden dönebileceğini ifade
etmiştir. İbn Huzeyme'nin Müzeni'den naklen bana söylediğine göre Şafii:
"Bir konuda Resülullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahih olarak
gelen bir hadis bulursanız benim görüşümü bırakıp hadise itibar edin"
demiştir. Sünnetlere çokça önem veren, onları bir araya getirip öğrenmeye
çalışan, sünnet muhaliflerine karşı hadisleri savunmaya gayret eden Şafii gibi
biri bile bir konuda sahih bir haberin bulunması durumunda bu habere itibar
edilip kitaplarında konu hakkındaki eski görüşlerinden döneceğini ifade
etmiştir.
el-Mübeyyin kitabında da
zikrettiğimiz gibi Şafii, önceki İslam döneminde hiç kimsenin söylemediği,
ondan sonra da kimsenin dile getirmediği -ki bu yönde konuşanlar da ona
dayanmışlardır- üç sözü bulunmaktadır. Birincisi yukarda yer verdiğim sözüdür.
İkincisine gelince, Muhammed b. el-Münzir b. Said'in Hasan b. Muhammed b.
es-Sabbah ez-Za'ferani'den bana naklettiğine göre Şafii: "Münazara ettiğim
hiçbir kişinin hata etmesini arzu etmiş değilim" demiştir. Üçüncüsü ise,
Antakya'da Musa b. Muhammed ed-Deylemi'nin Rab!' b. Süleyman'dan bana
naklettiğine göre Şafii: "İnsanların benim kitapları bana nispet etmeden
öğrenmelerini isterdim" demiştir.
Daha Asil ve Daha Saygın
Birileri Olsa da İmamlığı Kur'an Ezberi Daha Fazla Olan Kişinin Hak Etmesi
2126- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir askeri birlik gönderirken
askerlerden her birine sırasıyla: "Ey filan! Senin ezberinde Kur'an'dan ne
var?" diye sorup okuttu. Bu şekilde yaşça içlerinden en küçük olan birinin
yanına geldi ve: "Ey filan! Senin ezberinde Kur'an'dan ne var?" diye
sordu. Adam: "Şurası şurası ve Bakara suresi var" diye cevap verdi.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ezberinde gerçekten de
Bakara süresi mi var?" diye sorunca, adam: "Evet" diye karşılık
verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git!
Bunların komutanı sensin" buyurdu. Birliğin ileri gelenlerinden biri:
"Ey Allah'ın Resulü! Yeminler olsun ki, Kur'an'ı öğrenmeme engel olan şey,
ondan gafil kalıp hakkını verememe korkusudur" deyince, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kur'an'ı öğrenin, onu okuyun ve ondan
gafil kalmayın. Kur'an'ı öğrenen, onu okuyan ve onunla amel eden kişi misk
doldurulmuş torba gibidir. Kokusu her taraftan alınır. Onu öğrenip de ondan
gafil kalan kişi de içi misk doldurulup da ağzı bağlı tutulan torba
gibidir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (et-Ta'liku'r-rağib 2/208;
Mişkat 2143; es-Silsiletu'd-daife 6483); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir.
Tirmizi 2876; İbn Mace 217.
Kıraat Yeteneği
Konusunda Eşit Olan Topluluğun Sünneti En iyi Bileni Kendilerine imam Yapmaları
2127- Ebu Mes'ud
el-Ensarı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cemaate Yüce Allah'ın
Kitab'ını en iyi okuyan kişi imam olur. Bu konuda eşit iseler sünneti daha iyi
bilen imam olur. Sünneti bilme konusunda eşit iseler hicrette öncelikli olan
kişi imam olur. Hicret etme zamanı konusunda da eşit iseler islamiyet'i kabulde
en kıdemlileri imam olur. Bir kimsenin kendi izni olmadan sorumlu olduğu
kişilere imam olunmaz ve evinde kendisinin oturma yerine de oturulmaz."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 597); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 5/272; Müslim 673; Ebu Davud 584; Tirmizi 235; Nesai
2/76; Bak hadis no: 2133, 2144.
2128- Malik b.
el-Huveyris der ki: Bir arkadaşımla Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gittiğimde bana: "ikiniz beraber namaz kıldığınızda ezan okuyup kamet
getirin ve en büyüğünüz de size imamlık yapsın" buyurdu. Ravi ekledi:
ikisinin yaşı ya da kıraat becerileri birbirine yakındı.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Bak hadis no: 1658.
Ebu Hatim der ki:
"Ezan okuyup kamet getirin" sözüyle bunları her ikisinin de yapmasını
değil, içlerinden birinin yapmasını kastetmiştir.
Üstte Geçen
"Birbirlerine Yakındı" Sözünün Ebu Kılabe'ye Ait Olup Hadisin Sonuna
Bunu Halid et-Tahhan'ın Eklemiş Olması
2129- Malik b.
el-Huveyris der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona ve bir arkadaşına
şöyle buyurdu: "Namaz vakti geldiğinde ikisi de ezan okuyup sonra kamet
getirin. Sonra da en büyüğünüz imamınız olsun." Halid ekledi:
Ebu Krlabe'ye:
"Peki kıraatte durum nedir?" diye sorunca: "Her ikisinin de
kıraat becerileri birbirine yakındı" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 604); Şuayb:
İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Bak hadis no: 1658.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "ikisi de Ezan Okuyup Kamet Getirsin" Sözüyle
Birisini Kastetmesi
2130- Malik b. el-Huveyris
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana ve bir arkadaşıma:
"Yola çıktığınızda (namaz vakti gelirse) sizden birisi ezan okuyup kamet
getirdikten sonra en büyüğünüz imamınız olsun" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1658.
2131- Malik b. Huveyris
der ki: Gençler olarak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
geldik. Yaşlarımız da birbirine yakındı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanında yirmi geceye yakın kaldık. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bizim ailelerimizi özlediğimizi anlayıp geride bıraktığımız aile
fertlerimizi sordu. Biz de ona bunları söyledik. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yumuşak şefkatli birisiydi. Bize şöyle buyurdu:
"Ailelerinize dönün ve öğrendiklerinizi onlara da öğretip bunları
yapmalarını söyleyin. Kıldığımı gördüğünüz namaz gibi namazı kılın
Namaz vakti geldiğinde
biriniz ezanı okusun, yaşça' büyüğünüz de namazda size imam olsun.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin
şartınca sahihtir. Bak hadis no: 1658.
Ebu Hatim der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Kıldığımı gördüğünüz namaz
gibi namazı kılın" sözü, onun namazda yaptığı bütün şeyleri içine
alnaktadır. Bunlar içinden icma ya da rivayetlerle nafile olduğu bildirilen
şeylerin yapılmamasında bir sakınca olmaz. Ancak icma ya da rivayetlerle nafile
olduğu bildirilmeyen diğer şeyler muhatapların tümü için farzdır ve terk
edilmesi hiçbir durumda caiz değildir
imamlık Konusunda Üç ve
Daha Fazla Kişinin Hükmünün iki Kişinin Hükmüyle Aynı Olması
2132- Ebu Said der ki:
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Üç kişi bir yolculukta ise
içinizden biri imam olsun. imamfığı da Kur'an'ı en iyi okuyan hak eder"
buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3979);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/24; Müslim 672; Nesai 2/77.
İnsanlar Arasında
imamlığı Kim Hak Eder?
2133- Ebu Mes'ud'un
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cemaate Kur'an'ı en iyi bilen imamlık yapar. Kıraatte eşitlerse sünneti
en iyi bilen, sünnette eşitlerse ilk önce hicret eden, hicrette eşitlerse ilk
olarak Müslüman olan imamlık yapar. Bir kimseye kendi yetkisi alanında olan
yerde imam olunmaz, kimse kimsenin evinde izni olmaksızın özel oturma yerine
oturmasın,''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 4/127);
Şuayb: İsnadı hasendir. Müslim 673; bak hadis no: 2127.
Körün Gören Kimselere
imam Olmasının Caizliği
2134- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ibn Ümmü Mektum'u halka namaz
kıldırması için Medine'de yerine vekil bırakmıştı.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 608; el-İrva'
2/311)
Daha Önce Böylesi Bir
Görevi Yapmış Olan Kör Birinin insanlara imam Olmasının Mubahlığı
2135- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ibn Ümmü Mektum'u halka namaz
kıldırması için Medine'de yerine vekil bırakmıştı."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 608; el-İrva'
2/311). Bak hadis no: 2134.
İnsanlara imam Olana
Arkasında Hasta Kimseler Olduğunda Namazı Hafif Kıldırmasının Emredilmesi
2136- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Biriniz cemaate
namaz kıldıracağı zaman kısa tutsun. Zira içlerinde zayıf, hasta ve işi olanlar
bulunabilir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 759; el-İrva'
2/290/512); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/271; Müslim
467/185; Ebu Davud 795; Bak hadis no: 1760.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Bu Emri Verme Nedeni
2137- Ebu Mes'ud der ki:
Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey
Allah'ın Resulu! Filan kişi namazı o kadar uzatıyor ki bazen bu sebeple sabah
namazına gitmiyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayağa
kalkıp o gün konuşurken o kadar çok öfkelendi ki daha önce bu kadar
öfkelendiğini görmemiştim. Şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Bazılarınız
insanları (cemaatten) soğutuyor! Biriniz cemaate namaz kıldıracağı zaman kısa
tutsun, zira arkasında zayıf, yaşlı ve işi olanlar bulunabilir."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 759); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/118; Buhari 90;
Müslim 466; İbn Mace 984; Darimi 1/288.
İmamın Cemaate Kısa Ama
Tam Namaz Kıldırmasının Müstehaplı
2138- Enes b. Malik der
ki: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadar hafif ve tamam
namaz kıldıran bir imamın arkasında namaz kılmış değilim."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin
şartınca sahihtir. Bak hadis no: 1759.
Arkasında İşi Olan ve Bu
İşe Dönmesi Gereken Biri Olduğunu Bilen İmamın Namazı Kısa Tutmasının Mubahlığı
2139- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namaza başladığımda uzun
kılmaya niyetleniyorum, ama çocuğun ağlamasını duyunca annesinin onun
ağlamasına olan aşırı şefkatinden dolayı namazımı kısa tutuyorum" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 755); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Ahmed 3/109; Buhari 709;
Müslim 470/192; Tirmizi 376; İbn Mace 989.
imamın Namazın ilk iki
Rekatını Uzun, Diğer Rekatlarını ise Kısa Kıldırmasının Müstehaplığı
2140- Cabir b. Semure
der ki: Hz. Ömer, Sa'd'a: "Kufe halkı her şeyinden şikayetçi, hatta
namazından bile" deyince, Sa'd: "Ben ilk iki rekatı uzatıp, son iki
zekatı kısa tutarım ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazına
uymakta kusur etmem" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer:
"Zaten senden de bu beklenir" dedi.
Ebu Avn'ın adı Muhammed
b. Ubeydillah'tır.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1937, 1859.
Kişinin Başkasına Namazı
Uzun Kıldırmasının Mubahlığı
2141- Ebu Vail dedi ki:
Abdullah (b. Mes'ud) şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte namaz kıldım ve o kadar uzattı ki neredeyse kötü bir şey yapacaktım.
Ravi dedi ki: "Ne yapacaktın?"
denildiğinde: "Onu kıyamda bırakıp oturacaktım" karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail 234);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/385; Buhari
1135; Müslim 773; İbn Mace 1418.
imamın Cemaate Öğretmek
Gayesiyle Kendisine Uyanlardan Yüksekte Bir Yerde Durmasının Caizliği
2142- Ebu Hazım
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberi konusunda
tartışan birkaç kişi Sehl b. Sa'd'ın yanına gelip minberin hangi ağaçtan yapıldığını
sordu. Sehl şöyle dedi: "Vallahi hangi ağaçtan yapıldığını ve
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk defa hangi gün üzerinde
oturduğunu biliyorum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) filan kadına
-ki Sehl, burada kadının adını da zikretmiştir-: ‘‘Marangoz olan kölene söyle
de insanlara konuşma yaparken üzerinde oturacağım ayaklı bir şey yapsın’‘
şeklinde haber gönderdi. Kadın kölesine böyle bir şey yapmasını söyleyince köle
Gabe'nin ılgın ağacından bir minber yaptı. Köle minberi bitirip getirince kadın
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber gönderdi. Hz. Peygamber de
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emrederek minber şu an gördüğünüz yere konuldu.
Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberin üzerinde namaz kıldığını
gördüm. Minberin üzerinde tekbir getirdi. Sonra yine üzerindeyken rüku'ya
gitti. Yine üzerindeyken rüku'dan kalkınca gerisin geriye inip minberin dibinde
secde etti. Sonra tekrar minbere çıktı ve namazını bitirince insanlara dönerek:
"Ey insanlar! Bana uyasınız ve nasıl namaz kıldığımı bilesiniz diye böyle
yaptım" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sıfatu's-salat s. SI); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/339; Buhari 917;
Müslim 544/45; Ebu Davud 10S0; Nesai 2/57; İbn Mace 1416.
ilimde Derinliği
Olmayana imamın Cemaatinden Daha Yukarıda Durmasının Caiz Olmadığı izlenimi
Veren Haber
2143- Hemmam bildiriyor:
Huzeyfe, (Medain'de) yüksek bir sedir üzerinde bize namaz kıldırdı. Ebu Mes'ud,
onu(n gömleğinden) tutup çekti (ve oradan indirdi). Huzeyfe de ona karşı
gelmedi. Huzeyfe namazı kılmayı bitirince, Ebu Mes'ud, (ona): "Böyle
yüksek yerde namaz kıldırmaktan nehy olunmadın mı?" dedi. Huzeyfe de:
"Beni görmedin mi, sana uydum (direnmedim)" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 610); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ebu Davud 597
Ebu Hatim der ki:
"Kişi henüz yeni Müslüman olmuş bir topluluğa imam olduğunda, namazın
hükümlerini görerek öğrenmeleri için yüksek yerde namazı kıldırması Sehl b. Sa'd'ın
haberine göre caizdir. Ancak öyle bir durum yoksa Ebu Mes'üd'un haberine göre
cemaatten daha yüksek bir yerde durup namaz kıldırması caiz olmaz. Bu şekilde
iki haber arasındaki olası çelişki de ortadan kalkmış olur."
Bir Evde Misafir Olanın
Ev Sahibine imamlık Yapmasının Yasaklanışı
2144- Ebu Mes'ud
el-Bedrı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cemaate Yüce Allah'ın Kitab'ını en iyi okuyan kişi imam olur. Kur'an'ı
okumada eşit iseler hicrette öncelikli olan kişi imam olur. Hicrer etme zamanı
konusunda da eşit iseler yaş olarak büyükleri imam olur. Bir kimseye kendi
yetkisi alanında olan yerde imam olunmaz, evinde kendisinin özel oturma yerine
(tekrimesine) de oturulmaz. Ancak izin verirse imam olunur ve oturduğu yere oturulabilir."
Şu'be dedi ki: Ben ismail'e "Kişinin tekrimesi nedir?" diye sordum. O
da: "Yatağıdır" dedi. Havdı rivayetinde bu son cümle yoktur.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Ahmed 4/118; Müslim 673/291; Ebu Davud 582; Nesai 2/77; İbn
Mace 980; Bak hadis no: 2127.
Mescide Gelene (Acele
Etmeyip) Sakin Olmasının ve (Namazdan) Kaçırdığını Tamamlamasının Emredilmesi
2145- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Namaza geleceğiniz
vakit koşarak gelmeyin. Namaza ağırbaşlı bir şekilde yürüyerek gelin.
Yetişebildiğinizi kılın, yetişemediğinizi kaza edersiniz (imam selam verdikten
sonra eksik kalan rekatları tamamlarsınız)" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 580); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/238; Müslim 602,
151; Tirmizi 329; Nesai 2/114; Bak hadis no: 2146,2148.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Yetişemediğinizi Kaza Edersiniz" Sözüyle,
Namazdan Kaçırılan Kısmı Tamamlamayı Kastetmesi
2146- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Namaz için kamet getirildiği zaman koşmadan sakin bir şekilde yürüyerek
gelin. Yetişebildiğiniz kadarıyla kılın, kaçırdığınız rekatları ise
tamamlayın.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/532; Buhari 636; Müslim 602/151;
Ebu Davud 527; Tirmizi 327; İbn Mace 775; Bak hadis no: 2145.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Bu Sözü Söyleme Nedeni
2147- Abdullah b. Ebı
Katade, babasından bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte namaz kılarken arkalardan bazılarının patırtısını işitti. Namazı
bitirdiği zaman onları çağırdı ve: "Neyiniz var?" diye sordu. Onlar:
''Ey Allah'ın Resulü! Namaza yetişmek için acele ettik" dediler. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Böyle
yapmayın! Namaza geleceğiniz zaman sakin bir şekilde gelin. Yetişebildiğiniz
kadarını kılar. kaçırdıklarınızı tamamlarsınız."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 5/306; Buhari 635; Müslim 603; Bak
hadis no: 1755.
2148- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşh; "Namaz için
ezan okunduğu zaman koşarak namaza gelmeyin. Acefe etmeden ağırbaşlı bir
şekilde gelin. Yetişebildiğiniz kadarıyla kılın, kaçırdığınızı da kaza edin.
Kişi namaza niyetlendiği müddetçe namazda gibidir."
Zaide'nin azatlısı Ebu
Abdillah İshak, tabilindandır.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 580); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih Muvatta 1/68; Ahmed 2/237; Müslim 602/152; Bak
hadis no: 2145.
Ebu Hatim der ki: Yüce
Allah: "Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman hemen Allah'ın zikrine
koşun" (Cuma 9) buyurmuştur. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise:
"Namaza koşarak gelmeyin" buyurmuştur. Yüce Allah'ın zikrettiği
koşmadan kasıt, namaza normal insan yürüyüşüyle gitmedir. Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yasakladığı koşmadan kasıt ise hızlıca yürümektir. Çünkü
namaza giden kişiye her bir adımında bir iyilik sevabı yazılır. Bu hadisin
türüne değinirken anlattığım şey de budur. Yani Araplar bazen manası farklı
olan iki şey için aynı ismi kullanırlar. Ancak bunlardan biri emredilirken biri
yasaklanmış olur.
2149- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ka'b b. Ucre'ye: ''Abdest
alıp sonra da mescide girdiğin zaman (mescidde) parmaklarının arasını birbirine
kesinlikle kenetleme" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen (es-Silsiletu's-sahiha 1294;
et-Ta'liku'r-rağib 1/123); Şuayb: İsnadı hasendir.
Bu Hadisi Rivayette Said
el-Makburı'nin Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber
2150- Ka'b b. Ucre
bildiriyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ona: "Ey Ka'b b.
Ucre! Abdest alıp abdestini de (sünnetlerine riayet ederek) güzelce yaptığında,
sonra da mescide çıktığında parmaklarının arasını kesinlikle kenetleme. Çünkü
sen, (Mescid'de olduğun müddetçe) namazda sayılırsın'' buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Hasen (es-Silsiletu's-sahiha 1294;
et-Ta'liku'r-rağlb 1/123); Şuayb: İsnadı hasendir. Bak hadis no: 2036.
imamın Geniş Bir Alanda
Önünde Duvar Olmadan Cemaate Namaz Kıldırmasının MUbahlığı
2151- ibn Abbas der ki:
"Dişi bir ata binerek geldim. Ben o zaman buluğa yaklaşmıştım. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mina'da cemaate namaz kıldırıyordu. Safın önünden
geçtim. Attan inerek onu otlamağa salıverdim. Kendim de saf'a girdim. Bu hususta
bana hiçbir kimse bir şey demedi."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 409); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarıa göre sahihtir. Muvatta 1/155; Ahmed 1/342;
Buhari 76; Müslim 504/254; Ebu Davud 715 Tirmizi 337; Nesai 2/64; İbn Mace 947.
Cemaat Mescidlerinde
Sütunlara Doğru Namaz Kılmanın Müstehaplığı
2152- Seleme b.
el-Ekva'nın bildirdiğine göre kendisi, kuşluk namazı kılmak için sütunun yanına
gelerek ona yakın bir yerde namazını kılardı. (Hadisin ravisi) Ben, ona:
"Niçin şurada namaz kılmıyarsun?" diyerek mescidin bazı bölümlerini
gösterdiğimde dedi ki: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
buralarda namaz kılmayı tercih ettiğini gördüm."
[Tahric:] Elbarrı: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca sahih. Bak hadis no: 1763.
İlk Safta Yer Almaya
Çalışmanın, Sabah ve Yatsı Namazlarına Erkenden Gelme ve Cemaatle Kılmaya Özen
Göstermenin Emredilmesi
2153- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"insanlar ezan okuma'nın ve ilk safta namaz kılmanın ne kadar değerli
olduğunu bilselerdi ve kura çekmekten başka yol bulamasalardı kura çekerlerdi.
Yine insanlar namazın erken kılınmasındaki fazileti bilselerdi, ona ulaşmak
için yarış ederlerdi. Yine insanlar yatsı ve sabah namazlarındaki sevabı
bilselerdi, emekleyerek te olsa bu namazlara gelirlerdi.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1659.
Meleklerin Yaptıkları
Gibi ilk Saftan Başlamak Üzere Arkaya Doğru Safları Tamamlamanın Emredilmesi
2154- Cabir b. Semure
der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir defa (evinden) Mescid'e
geldi ve: "Meleklerin Rableri huzurunda saf bağlayıp durdukları gibi saf
bağlasanız ya!" buyurdu. Cemaat: "Ey Allah'ın Resulü! Melekler
Rablerinin huzurunda nasıl saf bağlayıp dururlar?" diye sorunca:
"Onlar öndeki safları tamamlayıp birbirine perçinlenmiş gibi bitişik
dururlar'' karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 667); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/101; Müslim 430; Nesai 2/92; İbn Mace
992; Bak hadis no: 2162.
İlk Önce Öndeki Saf ın
Doldurulup Ardından Diğer Safta Durmanın Emredilmesi
2155- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"ilk safı tamamlayınız. Eğer (safta) bir eksiklik olacaksa son saf ta
olsun."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 675); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/132; Ebu Davud
671; Nesai 2/93.
Kişinin ilk Saftan Geri
Durmasının Yasaklanışı
2156- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Bir kısım insanlar ilk saftan geri durmaya devam ederler: Öyle ki Allah
da onların cehennemden çıkmalarını geriye bırakır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih liğayrihi (es-Silsiletu'd-daife
6442); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ebu Davud 679.
İlk Safta Namaz Kılan
Kişiyi, Meleklerin Ona istiğfarı Sayesinde Yüce Allah'ın Bağışlaması
2157- Bera (b. Azib)
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), (cemaat halinde namaza
başlayacağımız zaman) bize gelip omuzlarımıza ve göğüslerimize dokunur ve:
"Saflarınız farklı olmasın, yoksa kalpleriniz başkalaşır. Doğrusu Allah ve
melekleri ilk safa salat ederler" buyururdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 670); Şuayb:
İsnadı Sahihtir. Ahmed 4/304; İbn Mace 997; Darimi 1/289; Bak hadis no: 2161.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ilk Saf ta Namaz Kılana Üç Kez Bağışlanma Dilemesi
2158- irbad b. Sariye
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk saf(takiler) için üç
defa ve ikinci saf(takiler) için ise bir defa rahmet / mağfiret dilerdi.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağib 1/172);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 4/126; Nesai 2192; İbn Mace 996; Darimi 1/290.
Bu Hadisi Halid b.
Ma'dan'dan Muhammed b. ibrahim'in işitmediğini iddia Edenin Kavlini çürüten
Haber
2159- Cübeyr b. Nufeyr
bildiriyor: "Suffe ashabından biri olan İrbad b. Sariye'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda ilk saftakiler için üç
defa, ikinci saftakiler için de bir defa hayır dua ederdi."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir.
Safların Sağ Tarafında
Duranları Meleklerin istiğfarı Sayesinde Yüce Allah'ın Bağışlaması
2160- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Doğrusu Allah ve melekleri, safların sağındakilere salat ederler."
[Tahric:] Elbani: Hasen (Sahih Ebu Davud 680); Şuayb:
İsnadı hasendir. Ebu Davud 676; İbn Mace 1005; Bak hadis no: 2163, 2164.
Önde Ama Eksik Kalan
Safları Yüce Allah'ın Bağışlaması Meleklerin de Onlara Bağışlanma Dilemesi
2161- Bera (b. Azib)
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), omuzlarımıza ve
göğüslerimize dokunarak safları düzeltir ve: "Düzensiz durmayınız ki
kalpleriniz de düzensiz olmasın, kalpleriniz arasında ihtilaf olmasın"
buyurur ve şöyle devam ederdi: "ilk saftakilere Allah ve melekleri salat
ederler merhamet ederler)."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 670); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ebu Davud 664; Nesai 2/89; Bak hadis no: 2157.
Kişinin Namazlarda
Safları Tamamlamasının Müstehaplığı
2162- Cabir b. Semure
der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Meleklerin Rableri
huzurunda saf bağlayıp durdukları gibi saf bağlasanız ya!" buyurdu. Biz:
"Ey Allah'ın Resulü! Melekler Rablerinin huzurunda nasıl saf bağlayıp
dururlar?" diye sorunca: "Onlar öndeki safları tamamlayıp birbirine
perçinlenmiş gibi bitişik dururlar" karşılığını verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Ebu
Davud 661; Bak hadis no: 2154.
Saflardaki Boşlukları
Dolduranı Meleklerin istiğfarı Sayesinde Yüce Allah'ın Bağışlaması
2163- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Doğrusu Allah ve melekleri, safları bitiştirenlere salat ederler."
[Tahric:] Elbani:'Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Bak
hadis no: 2160.
Ebu Hatim der ki: Usame
b. Zeyd, el-Leysi olup Medineli Leys kabilesinin azatlısıdır. Rivayeten dürüst
olup yazdıkları sahihtir. Usame b. Zeyd b. Eslem ise, Medineli zayıf bir
ravidir. Aynı dönemde yaşasalar da Leysi, diğerinden büyüktür.
Bu Hadisi Rivayette
Usame b. Zeyd'in Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber
2164- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Kuşkusuz Allah ve melekleri, safları bitiştirenlere salat ederler.''
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih; Şuayb: İsnadı kavidir.
İbn Mace 995; Bak hadis no: 2160.
Yüzlerin ihtilaflı
Olmaması için Safları Düzgün Tutmanın Emredilmesi
2165- Nu'man b. Beşır
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem). safı ok ağacı ya da mızrak gibi
olacak şekilde düzeltirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamın
göğsünü ileri çıktığını görünce: "Ey Allan'ın kulları! Saflarınızı
düzeltiniz. Aksi taktirde Allah yüzlerinizi birbirine muhalif kılacaktır"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 669); Şuayb:
İsnadı hasendir. Ahmed 4/277; Müslim 436/128; Ebu Davud 663; Tirmizi 227; Nesai
2/89; İbn Mace 994; Bak hadis no: 2169, 2175, 2176.
Bu Emrin Veriliş Nedeni
2166- Enes (b. Malik)'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Saflarınızı sıklaştırınız. Safları birbirine yaklaştırınız. Omuzlarınız
bir hizada olsun. Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, şeytanların
(Hicaz'ın) küçük koyunları gibi saf aralıklarına girdiklerini görüyorum.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 1093); Şuayb: Ravileri
güvenilir kimselerdir. Ahmed 3/260; Ebu Davud 667; Nesai 2/92.
Namaza Durulduğunda
Safları Düzgün Yapmanın Emredilmesi
2167- Hittan b. Abdillah
er-Rakkaşı bildiriyor: (Ebu Musa) Eş'arı ashabı ile namaz kıldı ve (Tahiyyat'a)
oturduğu zaman cemaatten bir kişi: "Namaz. iyilik ve zekatla birlikte
zikredildi" dedi. Eş'arı namazı bitirince cemaate döndü ve: "Filan,
filan sözü söyleyen kimdi?" diye sordu. Cemaat susmuştu. Eş'arı, Hittan b.
Abdillah'a: "Ey Hittan! Sanırım bunu sen söyledin" deyince, Hittan:
"Vallahi hayır, ancak bu sözden dolayı beni azarlamandan korkmuştum"
dedi. Bunun üzerine cemaatten bir kişi: "O sözü ben söyledim ve onunla
hayırdan başka bir şey kastetmedim" deyince, Eş'arı şu karşılığı verdi:
"Namazda ne diyeceğinizi biliyor musunuz? Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bize hutbe verip sünnetimizi ve namazımızı beyan ederek şöyle
buyurdu: "Namaza durulduğunda saflarınızı düzgün yapınız ve aranızdan bir
kişi imamınız olsun. O tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getiriniz. O:
‘‘Velad-dallin'' dediği zaman: ‘‘Amin’‘ deyin ki Allah size icabet etsin
(duanızı kabul etsin). O tekbir getirip rükuya vardığı zaman siz de tekbir
getirip rükuya varınız. O sizden önce rükuya varır ve sizden önce kalkar. Sizin
hareketiniz, imamın hareketinden sonra olduğundan hep gecikmeli olur. o:
‘‘Semiallahu limen hamideh (= Allah kendisine hamd edenleri işittil’‘ dediği
zaman: ‘‘Rabbena leke'l-hamd (= Ey Rabbimiz! Hamd ancak sanadır)'' deyiniz.
Yüce Allah, Peygamberinin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dili ile:
''Allah kendisine hamd
edenleri işitti’‘ buyurmuştur. O tekbir getirip secde ettiği zaman siz de
tekbir getirip secde edin. imam, sizden önce secdeye varır ve sizden önce
secdeden kalkar. Sizin hareketiniz, imamın hareketinden sonra olduğundan hep
gecikmeli olur. Ka'de yapıldığı zaman kişi ilk olarak şöyle desin:
"et-Tahiyyatu es-salavatu lillahi. Es-selamu aleyke neyyühe'nebiyyu ve
rahmetullahi ve berekatuhu. Es-selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihin.
Eşhedu enla ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resuluhu (=
Selamet ve tüm güzellikler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı,
rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm iyi
kullarına. Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki
Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir)."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 893; el-İrva'
332); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/409; Müslim 404/63; Ebu Davud 972; Nesai
2/241; İbn Mace 901; Darimi 1/315.
imamın Namaza
Kalktıklarında Cemaati Safları Düzeltme Konusunda Uyarmasının Müstehaplığı
2168- Mus'ab b. Sabit b.
Abdillah b. ez-Zübeyr der ki: Gelip oturunca Muhammed b. Müslim b. Habbab dedi ki:
Enes b. Malik gelip şu an senin oturduğun yerde oturdu ve: "Bu sopanın ne
olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. "Hayır" karşılığını
verdiğimizde ise şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
namaza duracağı zaman bu sopayı sağ eline alır ve bize dönerek: ‘‘Düzgün durun
ve saflarınızı düzeltin’‘ buyururdu. Sonra onu sol eline alır yine: ‘‘Düzgün
durun ve saflarınızı düzeltin’‘ buyururdu. Mescid yıkıldığında ise bu sopa
ortadan kayboldu. Ömer b. el-Hattab onu arayınca Amr b. Avf oğullarının onu
alıp kendi mescidlerine koyduklarını öğrendi. Bunun üzerine onu alıp geri
yerine koydu."
[Tahric:] Elbani: Zayıf (Dalf Ebi Davud 102); Şuayb:
İsnadı zayıfhr. Ahmed 3/254; Ebu Davud 670; Bak hadis no: 2170.
Zikredilen Hususun
Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber
2169- Nu'man b. Beşır
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saflarımızı ok ağaçlarını
düzeltir gibi düzeltirdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 669); Şuayb:
İsnadı hasendir. Bak hadis no: 2165.
imamın Namaza Kalktıklarında
Cemaati Safları Düzeltme ve Doğrultma Konusunda Uyarmasının Müstehaplığı
2170- Enes b. Malik
anlatıyor: Hz. Ömer, Mescid'e ilave yaptığında kıble tarafında bulunan hurma
çubuğuna gereken önemi vermediler. Enes, (yanındakilere): "Bu hurma
çubuğunun hangi şey için (oraya) konulduğunu biliyor musunuz?" diye sordu.
Onlar da: "Hayır" dediler. Bunun üzerine Enes şöyle dedi: Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), namaz için kamet getirildiği zaman hurma
çubuğunu sağ eline alır, sonra (cemaate) dönüp: "Satlarınızı doğru tutunuz
ve düzgün yapınız" buyururdu. Sonra da hurma çubuğunu sol eline alır,
sonra da (cemaate) dönüp: "Satlarınızı doğru tutunuz" buyururdu.
[Tahric:] Elbani: Zayıf; Şuayb: İsnadı zayıftır. Bak
hadis no: 2168.
Safların Düzeltilmesinin
Emredilme Nedeni
2171- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Safları eksik
bırakmayın! Zira bunu yapmak, namazın tamamlayıcı unsurlarındandır"
buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 674); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/177; Müslim 433; İbn Mace 993; Darimi
1/289; Bak hadis no: 2174.
Namaz Kılınmadan Önce
imamın Müminlerin Omuzlarına Dokunmasının Müstehaplığı
2172- Ebu Mes'ud der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda omuzlarımıza dokunarak:
"Düzgün saf yapın ve ayrı durmayın ki kalplerinizde de ayrılık olmasın.
içinizden olgun ve aklı başında olanlar arkamdaki birinci safta yer alsınlar.
(Derece olarak) sonra gelenler ondan sonraki safta yer alsınlar, daha sonra
gelenler de bir sonraki safta yer alsınlar" buyururdu. Ebu Mes'ud ekledi:
"Oysa sizler bugün çok büyük bir ayrılık içindesiniz."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/122; Müslim 432;
Nesai 2/87; Bak hadis no: 2178.
imamın Namaz Kılınmadan
Önce Cemaate Safları Sıklaştırmalarını Emretmesi
2173- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda tekbir getirmeden önce
bize doğru döner ve: "Safları sık ve düzgün tutun. Sizi arkamdayken de
görüyorum" buyururdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3955;
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/103; Buhari 719; Müslim
434/125; Nesai 2/92.
Namazın Tamamlayıcı
Unsurlarından Sayıldığı için Cemaate Safları Düzgün Tutmalarının Emredilmesi
2174- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Saflarınızı
düzgün tutun! Zira safları düzgün tutmak, namazın tamamlayıcı unsurlarındandır"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 674); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ebu Davud 668; Buhari 723;
Bak hadis no: 2171.
Namazda Safları Düzgün
Tutmayan Cemaatin Maruz Kalabileceği Şeyler
2175- Hutbe veren Nu'man
b, Beşir diyor ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), safı ok ağacı ya
da mızrak gibi olacak şekilde düzeltirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bir adamın göğsünü ileri çıktığını görünce: "Ey Allan'ın kulları!
Saflarınızı düzeltiniz. Aksi taktirde Allah yüzlerinizi birbirine muhalif
kılacaktır" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Bak
hadis no: 2165,
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "Yüzlerinizi Birbirine" Sözüyle "Kalplerinizi
Birbirine"yi Kastetmesi
2176- Nu'man b. Beşır
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünü bize çevirip:
"Saflarınızı düzeltiniz (üç defa), Allah'a yemin ederim ki saflarınızı
kesinlikle düzeltin, yoksa Allah aranıza / kalplerinize anlaşmazlıklar
koyar" buyurdu, Nu'man b. Beşır devamla der ki: "Ben bizden olan
kimsenin kendi topuğunu yanındaki arkadaşının topuğuna ve omzunu da yanındaki
arkadaşının omzuna yapıştırdığını gördüm.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 32;
Sahih Ebu Davud 668); Şuayb: İsnadı kavidir. Ebu Davud 662; Bak hadis no: 2165.
Ebu Hatim der ki:
Ebu'l-Kasım el-Cedeli'nin adı, Hüseyn b. el-Haris olup, Kays'ın Cedele boyundan
ve Kufeli güvenilir ravilerdendir.
Namazda Safları Düzgün
Tutmanın, Namazı Güzelleştiren Unsurlardan Sayılması
2177- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Safları
düzgün tutun, zira safları düzgün tutmak namazı güzelleştiren
unsurlardandır" buyurmuştur.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsilehı's-sahiha 3994);
Şuayb: Hadis sahihtir. Ahmed 2/314; Buhari 722; Müslim 435.
Cemaatın Namazda imamına
Muhalif Olmasının Yasaklanışı
2178- Ebu Mes'ud der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda omuzlarımıza dokunarak:
"Ayrı durmayın ki kalplerinizde de ayrılık olmasın. içinizden olgun ve
aklı başında olanlar arkamdaki birinci safta yer alsınlar. (Derece olarak)
sonra gelenler ondan sonraki safta yer alsınlar, daha sonra gelenler de bir
sonraki safta yer alsınlar" buyururdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Müslim 432; Ebu Davud 674; İbn Mace 976;
Darimi 1/290; Bak hadis no: 2172.
Erkek ve Kadınların
Hayırlı ve Şerli Olan Safları
2179- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Namaz
kılarken saffın düzenini güzel yapınız. Namazdaki (erkeklerden oluşan) cemaat
saflarının en hayırlısı, ilk saftır ve hayrı en az olanı da, son saftır.
Namazdaki kadın saflarının en hayırlısı ise, son saftır ve hayrı en az olanı
da, birinci saftır.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağıb 1/174);
Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/485; Müslim 440; Ebu Davud 678;
Tirmizi 224; Nesai 2/93; İbn Mace 1000; Darimi 1/291.
imamın Arkasında
Cemaatten Olgun ve Aklı Başında Olanların Durmasının Emredilmesi
2180- Abdullah b. Mes'ud
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İçinizden olgun ve aklı
başında olanlar arkamdaki birinci safta yer alsınlar. (derece olarak) sonra
gelenler ondan sonraki safta yer alsınlar. Sonra gelenler ondan sonraki safta
yer alsınlar. Ayrı durmayın ki kalplerinizde de ayrılık olmasın. (Namazda)
çarşıdaki kargaşa gibi kargaşa yapmaktan sakının" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 679); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/475; Müslim 432/123; Ebu Davud 675;
Tirmizi 228; Darimi 1/290.
Ebu Hatim der ki:
Buradaki Ebu Bişr, Ziyad b. Kuleyb olup Kufeli güvenilir bir ravidir. Bağdatlı
zayıf ravilerden birisi olan Ebu Ma'şer es-Sindi'den başkasıdır.
Olgun ve Aklı Başında
Olanların Gelmesi Durumunda Yaşı Küçüklerin ilk Saftan Geriye Alınmasının
Mubahlığı
2181- Kays b. Abbad
anlatıyor: Ben (bir defasında) Medine'deki mescid de ilk safta ayakta namaz
kılarken bir adam beni arkamdan sertçe çekip öteye attı ve benim (yerime)
geçti. Vallahi, nasıl namaz kıldığımı bilemedim. Namazı bitirdiğimde bir de ne
göreyim, beni çekip öteye atan Ubey b. Ka'b imiş. Bana: "Yeğenim! Allah,
seni kötülüklerden korusun. Benim bu yaptığım, kendi arkasına durmamız
hususunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bize bir emridir'' dedi.
Sonra da kıbleye dönerek üç defa: "Kabe'nin Rabbine and olsun ki, Ehl-i
ukad helak olacaktır" dedi. Sonra da: "Vallahi, o cemaate değil o
cemaati saptıran kimselere yazıklar olsun" dedi. Ben: "Ehl-i
ukad" ile neyi kastediyorsun?" diye sordum. O da: "idareciler /
yöneticiler" diye cevap verdi."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 1116); Şuayb: Hadis
sahihtir. Ahmed 5/140; Nesai 2/88.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: