Sahih

İbn Hibban

 

SALAT

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bab: Cemaat Namazının Farziyeti ve Cemaatle Namazı Terketmeyi Mubah Kılan Mazeretler

 

2062- Ebu Salih der ki: Ebu Hureyre, müezzin ezan okuduktan sonra bir adam mescidden çıkıp gittiğini görünce "Bu adam Ebu'l-Kasım'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) isyan etmiştir" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 547); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 2/471; Müslim 655/258; Ebu Davud 536; Tirmizi 204; Nesai 2/29; İbn Mace 733.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Bu hadisten, zikredilmemiş de olsa iki şeyi anlıyoruz. Birincisi müezzin ezanı okuduğunda çıkıp giden adamın abdestli olduğudur. İkincisi farz olan namazı kılmadan çıktığıdır. Ravi Ebu Salih, Basra ahalisindendir. İsmi Mizan'dır ve güvenilir biridir."

 

 

 

2063- Cabir b. Abdillah anlatıyor: ibn Ürilmü Mektum, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Ben, gözü görmeyen ve evi Mescid'e: uzak olan bir adamım" deyip O'nunla evinde namaz kılması için kendisine bir ruhsat vermesini konuştu. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ezanı duyuyor musun?" diye sordu. O da: "Evet, (duyuyorum)" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Emekleyerek de olsa cemaatle namaz kılmaya gel" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi; Şuayb: İsnadı zayıftır. Ahmed 3/367; Ebu Davud 553; Nesai 2/110; İbn Mace 792.

 

 

Ebu Hatim der ki: İbn Ümmü Mektum'un cemaate katılmama konusunda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin istemesi üzerine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Emekleyerek de olsa cemaatle namaz kılmaya gel" demesi bu yöndeki emrin mendub değil, farz olduğunun en büyük delilidir. Zira ezanı duyan kişinin cemaat namazına gelmesi farz olmasaydı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde ona ruhsat verirdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu cevabı da özel olarak sorulan bir durum içindi. Farz olmayan bir konuda böylesi bir durum için ruhsat tanınmaması mümkün değildir.

 

 

 

Bir Önceki Emrin MendObiyet Değil Farziyet Bildirdiğine Delalet Eden Haber

 

2064- Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Ezanı işitip de davete (cemaatle namaza) icabet etmeyen kişinin mazereti yoksa namazı da yoktur."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 560); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 551; İbn Mace 793.

 

 

Ebu Hatim der ki: Bu hadis Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaatle namaza gelmeye yönelik emrinin mendubiyet değil farziyet bildirdiğinin delilidir. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mazereti yoksa namazı da yoktur" sözünden kasıt, cemaatle kılınan namazın faziletine yönelik olsaydı mazereti olup da namazı tek başına kılan kişiye de cemaatle kılınan namaz sevabı verilmesi  gerekirdi. Böyle bir durum söz konusu değilse o zaman cemaatle namaza katılmaya yönelik emir, mendubiyet değil farziyet bildiriyor demektir. Kişinin cemaatle namaza katılmamasını mubah kılacak özüdere gelince, sünnetleri araştırdığımda bu yönde kişiyi mazur kılacak on tane şeyolduğunu gördüm.

 

 

 

İlk Özür: Cemaate Katılmaya Engel Olacak Derecede Hastalık

 

2065- Enes anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç gün boyunca dışarıya çıkmadı. Kamet getirilince Ebu Bekr öne geçmek istedi. Bu arada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odasının perdesini kaldırdı. Perdeyi aralayınca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünün beyazlığını gördük ki o anki yüzünden daha güzel bir manzara görmüş değildik. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle Ebu Bekr'e işaret edip öne geçmesini söyledi ve perdeyi kapattı. Vefat edene kadar da bir daha onu göremedik.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Muhtasaru'ş-Şemail s. 194); Şuayb: Hadis sahihtir. Buhari 681; Müslim 419/100; Nesai 4/7; İbn Mace 1624.

 

 

 

ikinci Özür: Akşam Namazı Sırasında Yemeğin Hazır Olması

 

2066- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Akşam yemeğiniz hazırlanıp yakınınıza konulduğunda ve namaz vakti geldiğinde, akşam namazını kılmadan yemeğe başlayın; acele edip de yemeğinizi bırakmayın.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 482); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/110; Buhari 672; Müslim 557; Tirmizi 353; Nesai 2/111; İbn Mace 933; Darimi 1/293; Bak hadis no: 2068.

 

 

 

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Acele Edip de Yemeğinizi Bırakmayın" Sözüyle Kişinin Önüne Konulan Hazır Yemeği Kastetmesi

 

2067- Nafi' anlatıyor: Güneş batıp ta gece orya çıktığında ibn Ömer bazen oruçken kendisini akşam yemeği hazırlanırdı, bu sırada müezzin ezanı okuyup kamet getirir, ibn Ömer bunu duymasına rağmen yemekten kalkmaz ve acele yemekte etmez, yemeği bitirince çıkıp namaz kılardı. ibn Ömer: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Akşam yemeği konulduğu zaman (namaza yetişmek için) acele yemeyiniz’‘ buyurdu" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: Hadis sahihtir. Muvatta 2/971; Ahmed 2/148; Buhari 673; Müslim 559; Ebu Davud 3757; Tirmizi 354; İbn Mace 934.

 

 

 

Yemek Geldiğinde Cemaatten Geri Kalmaya Yönelik Ruhsatın Oruçlu Olan ya da Aşırı Derecede Canı Yemek Çeken Kişilere Tanınmış Olması

 

2068- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biri oruçlu olduğunda namaz için kamet getirildiğinde namazından önce akşam namazını kılmadan yemeğe başlayın; acele edip de yemeğinizi bırakmayın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3964); Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 2066.

 

 

 

Üçüncü Özür: Bazı Durumlarda Anz Olan Unutkanlık

 

2069- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn gazvesi dönüşünde gece boyu yol aldı. Yorulunca da dinlenmek ve uyumak için devesini çöktürüp mola verdi. Bilal'e de: "Ey Silal! Su gece nöbeti sen tut" buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte uykuya geçerken Bilal de bir süre nafile namaz kıldı. Sabaha yakın da devesine yaslandı ve sabah namazını beklemeye koyuldu. Ancak gözleri uykuya yenilince bineğine yaslanarak uyuyakaldı. Güneş üzerlerine vuruncaya kadar da ne Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ne Bilill, ne de bir başkası uyanabildi.

 

İlk uyanan kişi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oldu. Telaşla: "Ey Bilal!" diye seslenince, Bilill: "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! Uykusuzluk sende olduğu gibi beni de yenmiş ve uyumuşum" karşılığını verdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bineklerinizi tutup çekinil buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (mola verip) abdest aldı. Sonra Bilal'a namaz ıçın kamet getirmesini emretti. Bu şekilde ashabına sabah namazını kıldırdı. Namazı kaldırıp bitirdikten sonra: "Namaz kılmayı unutan veya uyuyakalan kişi, hatırladığı zaman onu kılsın. Zira Yüce Allah: ‘‘Beni anmak için namaz kıl’‘ (daha 14) buyurur" buyurdu.

 

Yunus ekledi: ibn Şihab bu ayeti (li zikrı yerine) "Iiz-zikra" şeklinde okurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 263); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 1/13, 1/14; Müslim 680; Ebu Davud 435; Tirmizi3163; Nesai 2/296; İbn Mace 697.

 

 

Ebu Hatim der ki: "İbn Kuteybe bunu bize aktarırken söz konusu gazvenin Hayber gazvesi olduğunu söylemiştir. Ancak Ebu Hureyre, Hayber gazvesine katılmış değildir. Zira Müslüman olup Medine'ye geldiğinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber savaşına çıkmıştı ve Medine'de yerine Siba' b. Urfuta'yı bırakmıştı. Şayet İbn Kuteybe'nin dediği gibi buradaki lafızda gerçekten Hayber gazvesi geçiyorsa bu durumda Ebu Hureyre bu kıssayı bir sahabiden duymuş ve sahabelerin çokça yaptığı gibi mürsel olarak aktarmıştır. Ancak doğrusu Hayber gazvesi değil de Huneyn gazvesi ise Ebu Hureyre bu gazveye katılmıştır ve burada bizzat yaşadığı bir şeyi anlatmıştır. Bu kısadaki bahsi geçen gazvenin Huneyn  gazvesi olması da daha ağır basmaktadır."

 

 

 

Dördüncü Özür: Kişinin Cemaate Katılmasına Mani Olacak Derecede Aşırı Şişmanlık

 

2070- Enes b. Malik bildiriyor: Ensar'dan (şişman) bir adam, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Ben, (şişman bir adam olduğum için) seninle beraber namaz kılmaya güç yetiremiyorum. Eğer evime gelsen de orada namaz kılsan, ben de sana uyarım" dedi. Bu adam, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için bir yemek hazırlayıp O'nu evine davet etti. Bir tarafı Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de olacak ve bir tarafı da kendilerinde olacak şekilde (yere) bir hasır yaydı. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o hasırın üzerinde iki rekat namaz kıldı(rdı).

 

(Hadisin ravisi Enes b. Sırın) der ki: Fulan ibnu'I-CarOd, Enes b. Malik'e.

"Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle devamlı kuşluk namazı kılar mıydı?" diye sordu. Enes: "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in o günün dışında kuşluk namazı kıldığını görmedim" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 664); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Buhari 1179; Ahmed 3/130,3/131; Ebu Davud 657.

 

 

 

Beşinci Özür: Kişinin Tuvalet ihtiyacı

 

2071- Urve ibnu'z-Zübeyr bildiriyor: Abdullah b. el-Erkam, arkadaşlarına imamlık yapıyordu. Bir gün namaz vakti gelince tuvalet ihtiyacını gidermek için gitti. Dönüp geri gelince: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: ‘‘Sizden birisi büyük abdest ihtiyacı hissederse namaz kılmazdan önce o ihtiyacını gidersin’‘ buyururken işittim" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 80); Şuayb: İsnadı sahihtir. Muvatta 1/159; Tirmizi 142; Nesai 2/110; İbn Mace 616; Darimi 1/332.

 

 

 

Bu Yöndeki ihtiyaçtan Kastın Rahatsız Etmeyecek Derecede Değil, Kişiyi Namazda Meşgul Edecek Kadar Acil Bir ihtiyaç Olması

 

2072- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Sizden birisi büyük veya küçük abdeste sıkışmışken namaz kılmasın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 550); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 2/442; Ebu Davud 91; İbn Mace 618.

 

 

 

Zikredilen Hususun Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber

 

2073- Hz. Aişe der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz ne yemek hazır olduğunda, ne de küçük veya büyük abdeste sıkışmış olma halinde namaz kılmasın" buyurduğunu işittim.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 81); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/43, 6/54; Müslim 560; Ebu Davud 89; Bak hadis no: 2074

 

 

 

2074- Kasım b. Muhammed der ki: Aişe ile kardeşinin oğullarından birisi arasında bir sorun vardı. Bu zat Aişe'nin girip oturduğunda sofra getirildi; bu sırada adam mescide gitmek üzere kalktı. Bunun üzerine (Hz.) Aişe dedi ki: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: "Otur ey vefasız! Sizden biri, yemek hazırken, büyük ve küçük abdeste sıkışmışken namaz kılmasın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 81); Şuayb: Ravileri gÜvenilir kimselerdir. Bak hadis no: 2073.

 

 

Ebu Hatim der ki: Kişinin büyük ve küçük abdesti varken namaz kılması yasaklanmıştır. Bunun da sebebi namaz esnasında ikisinden birinin onu sıkıştırması ve kişinin namazı gereği gibi kılamamasıdır. Bunun da delili Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Büyük veya küçük abdesti varken" yerine "Büyük ve küçük abdeste sıkışmışken" buyurmasıdır. Burada sadece büyük ya da sadece küçük abdestin değil her ikisinin bir arada bulunması ve kişiyi sıkıştırması kastedilmiştir. Ravi Ebu Hazre'nin ismi, Yakub b. Mücahid'dir.

 

 

 

Altıncı Özür: Kişinin Mescide Giden Yolda Kendi Canı ve Malı için Endişe Duyması

 

2075- Ensar'dan ve Bedir savaşına katılanlardan olan itban b. Malik bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! artık iyice göremez oldum. Kavmime de namaz kıldırıyorum. Sağanak yağmurlarda aramızdaki vadide olan sel kabilemin mescidine gidip namaz kıldırmama engel oluyor. Ey Allah'ın Resulü! Evime gelip namaz kılmanı ve ben de arasını namazgah edinmeyi isterdim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle yaparım" buyurdu. itban der ki: Gün yükselince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yanında Ebu Bekr'le geldi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girmek için izin isteyince izin verdim. Ancak eve girince oturmadan bana: "Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?" diye sordu. Ona bir yeri gösterdiğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp tekbir aldı, biz de arkasında durduk. Bize iki rekat namaz kıldırdı. Selam verdikten sonra yaptığımız et çorbasından ikram etmek için onu evimizde beklettik.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 223, 1612.

 

 

 

Yedinci Özür: Acı Verecek Kadar Şiddetli Soğuk

 

2076- Nafi' bildiriyor: Aşırı soğuğun olduğu bir gecede ibn Ömer, beraberinde olanlara namazı çadırlarında kılmalarına izin verdi ve: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi durumlarda insanların namazı evlerinde kılmalarını emrettiğine şahit oldum" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 974); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ebu Davud 1064; Bak hadisno: 2077, 2078, 2080, 2084. 

 

 

 

Şiddetli Soğuklarda Konak Yerlerinde Namaz Kılmanın Emredilmesi

 

2077- Nafi' bildiriyor: ibn Ömer (Mekke ile Medine arasındaki) Dacnan'da soğuk bir gecede iken konakladı. Onlara namazı çadırlarında kılmalarını emretti. Sonra Peygamberimizin de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) soğuk gecelerde konakladığı yerde "Namazlarınızı evlerinizde kılın!" diye seslenmesini emrettiğini bize anlattı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/339-340); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ebu Davud 1060; Bak hadis no: 2076.

 

 

 

Sekizinci Özür: Rahatsız Edici Derecede Sağanak Yağmur

 

2078- Nafi' bildiriyor: ıbn Omer rüzgarlı ve soğuk bir gecece ezanı okuduktan sonra: "Namazlarınızı çadırlarınızda kılın!" şeklinde çağrı yaptı. Sonra da: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağmurlu soğuk gecelerde: ‘‘Namazlarınızı çadırlarınızda kalın!’‘ buyururdu" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/73; Buhari 666; Müslim 697; Ebu Davud 1063; Nesai 2/15; Bak hadis no: 2076.

 

 

 

Rahatsız Edici Derecede Olmasa da Yağmurlu Havada Konaklanılan Yerde Namaz Kılınmasının Emredilmesi

 

2079- Ebu'I-Melih, babasından bildiriyor: Biz, Hudeybiye günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber idik. Üzerimize ayakkabılarımızın altlarını ıslatmayan bir yağmur yağdı. Bunun üzerine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), münadisi: ''Namazınızı olduğunuz yerlerde kılınız!" diye çağrı yaptı.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/341); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 5/74; Ebu Davud 1059; İbn Mace 936; Bak hadis no: 2081, 2083.

 

 

 

Yağmurlu ve Soğuk Havalarda Birarada Bulunmayıp Ayrı Ayrı Duran Kişilerin Cemaatle Namaza Katılmamalarında Bir Sakıncanın Olmaması

 

2080- Nafi'nin bildirdiğine göre ibn Ömer; soğuk bir gecede Dacnan'da ezan okuduktan sonra orada bulunanlara: "Namazınızı konakladığınız yerlerde kılın!" dedi ve şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) soğuk veya yağmurlu gecelerde münadisine ashabına: ‘‘Namazlarınızı konakladığınız yerlerde kılın’‘ demesini emrederdi."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/53; Buhar'i 632; Müslim 697/23; Ebu Davud 1062; Bak hadis no: 2076.

 

 

 

Haber-i Vahidi Kabul Etmenin Caiz Olmadığını iddia Edenin Kavlini Çürüten Haber

 

2081- Ebu'l-Melih, babasından bildiriyor: "Huneyn zamanlarında yağmur yağdı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) münadisi onlara namazı çadırlarında kılmalarını emretti."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 5/74; Ebu Davud 1057; Nesai 2/111; Bak hadis no: 2079.

 

 

 

Üstte Geçen Çadırlarda Namaz Kılma Emrinin Mubah Emir Olup Buyruk içermediği Hakkında

 

2082- Cabir dedi ki: Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber olduğumuz bir yolculukta yağmura yakalandık, Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dileyenler konakladıkları yerde namazlarını kılsınlar" buyurdu.

Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olunmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (el-İrva' 2/340); Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir. Ahmed 3/397; Müslim 698; Ebu Davud 1065; Tirmizi 409.

 

 

 

Zikrettiğimiz Durumlarda Eziyet Vermeyen Hafif Yağmurun Eziyet Veren Sağanak Yağmur Hükmünde Olması

 

2083- Ebu'I-Melih yoluyla babası Usame el-Huzeli bildiriyor: Biz, Hudeybiye günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber idik. Üzerimize ayakkabılarımızın altlarını ıslatmayan bir yağmur yağdı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), münadisine: "Namazınızı olduğunuz yerlerde kılınız!'' diye (bağırmasını) emretti.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 2079.

 

 

 

Dokuzuncu Özür: Kişinin Düşüp Yaralanmaktan Endişe Edeceği Bir Durumun Olması

 

2084- ibn Ömer anlatıyor: Bir yolculuk esnasına zifiri karanlık bir gecede ya da yağmurlu bir gecede Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in müezzini veya bir münadi onların namazı konakladıkları yerde / çadırlarında kılmaları yönünde çağrıda bulundu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no 2076.

 

 

 

Onuncu Özür: Sarımsak ve Soğan Yemiş Olan Kişinin Bunların Kokusu Gidene Kadar Beklemesi

 

2085- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: (Bir gün) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında sarımsak ve soğandan bahsedildi. O'na: "Ey Allah'ın Resulü! Bunların en çirkin kokulu olanı, sarımsaktır. Onu haram kılıyor muyuz?" denildi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu yiyin, (haram değil). Sizden her kim onu yerse kokusunu giderinceye kadar bu Mescid'e asla yaklaşmasın'' buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 2032); Ahmed 3/12; Müslim 565; Ebu Davud 3823.

 

 

 

Pırasanın da Vasfedilen Sarımsak ve Soğanla Aynı Hükmü Taşıması

 

2086- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) soğan ve pırasa yemeyi yasakladı. Fakat ihtiyaç duyduk ve yedik. Bunun üzerine buyurdu ki: "Kim bu pis kokulu ottan yerse Mescid'imize yaklaşmasın! Çünkü melekler de insanların rahatsız olduğu şeylerden rahatsız olur.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/334); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 3/387; Müslim 564; İbn Mace 3365; Bak hadis no: 2090.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Vasfedilen Sebebe Dayanarak Bu iki Sebzenin Yenilmesini Yasaklaması

 

2087- Cabir b. Abdillah der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pırasa ve soğan yememizi yasaklardı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/334); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Bak hadis no: 2089.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescidi ile Diğer Bir Mescidin Vasfedilen Hususta Aynı Hükme Sahip Olmaları

 

2088- ibn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şu ağaçtan (yani sarımsaktan) yiyen kişi mescidlere gelmesin" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'liku'r-rağib 1338); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/13; Buhari853; Müslim 561; Ebu Davud 3825; İbn Mace 1016.

 

 

 

Bu Yasağın Medine Mescidi Dışında Bütün Mescidleri de Kapsadığını Belirten ikinci Haber

 

2089- Cabir b. Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu bitkiden (sarımsaktan) yiyenler Mescid'e yanımıza gelmesin" buyurmuştur.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 1644.

 

 

 

Bu Kötü Kokulu Sebzeleri Yiyenin Cemaate Gelmesinin Yasaklanış Nedeni

 

2090- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sarımsak yiyen kişi Mescidimize yaklaşmasın. Çünkü Müslümanların rahatsız olduğu gibi melekler de rahatsız olur" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/334); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 2089.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Üzerinde Soğan ve Sarımsak Kokusu Aldığı Kimseyi Baki'ye Çıkarması

 

2091- Ma'dan b. Ebı Talha el-Ya'muri bildiriyor: Hz. Ömer hutbe verdi şöyle dedi: "Ey insanlar! Rüyamda bir horozun beni bir ya da iki defa gagaladığını gördüm ve bunu ecelimin yaklaştığına yordum. Bazıları benden acele davranmamı (sonraki halifeyi seçmemi) istiyor. (Halifeyi belirleyecek olan) şura o altı kişidir ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde bu altı kişiden razıydı. Bu konuda bazılarının itirazda bulunacaklarını da biliyorum. Böylesi kişilerle islam için bizzat şu ellerimle savaştım. Bunu yapan kişiler Allah düşmanı, kafir ve sapkın kişilerdir. Bölge valileri üzerine Allah'ı şahit kılıyorum. Ben o valileri o ülkelerin halkı üzerine ancak halka dinlerini ve Peygamber'lerinin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetini öğretsinler, aralarında ganimetlerini taksim etsinler diye göndermişimdir. Ayrıca benden geriye kelale konusundan daha önemli bir şey bırakmış değilim. Bu konuyu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çok sordum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisiyle beraber bulunduğum süre boyunca bu konu dışında bana hiçbir konuda sert davranmış değildir. Hatta sonunda parmağıyla göğsüme dürtüp: "Ey Ömer! Bu konuda Nisa Suresi'nin sonunda inen ‘‘Yaz ayeti’‘ -yani "Senden fetva istiyorlar. De ki: "Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor" ayeti (Nisa 176)- sana yeterli olur" buyurdu. Ben de bu ayetle okuyanın da, okumayanın da bileceği bir hüküm vereceğim. Kelale, ölen kişiden geriye baba kalmamasıdır. Ben böyle düşünüyorum. Ey insanlar! Benim pis olarak gördüğüm iki bitkiden soğan ve sarımsak yiyorsunuz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir adamdan bunların kokusunun geldiği görüldüğü zaman elinden tutar ve onu Baki'ye kadar uzaklaştırırlardı. Şayet illa bunları yiyecekseniz pişirip kokusunu öldürerek yiyiniz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 8/156/2514); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 1/15; Müslim 567; Nesai 2/43; İbn Mace 1014.

 

 

 

Söz Konusu Bu Sebzeleri Pişmiş Olarak Yiyenin Cemaate Gelmesinde Bir Mahzurun Olmaması

 

2092- Ebu Eyyub el-Ensarı bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana gönderdiği sebzeli yemeğin içinde sarımsak ya da pırasa vardı. Ancak yemek tabağında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yeme izlerini görmediğim için ben de ondan yemedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Neden yemedin?" diye sorunca, ona: "Ey Allah'ın Resulü! Tabakta senin yeme izlerini göremedim'' dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yemesi haram olmasa da (kokusundan dolayı) Allah'ın meleklerinden haya ederim" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'lık ala Sahih İbn Huzeyme 3/85/1670); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/415; Müslim 2053/171; Bak hadis no: 2094.

 

 

 

Söz Konusu Sebzeleri Pişmiş Olarak Yeme Konusunda Yüce Allah'ın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ümmetini Ayrı Tutması

 

2093- Ubeydullah b. Ebı Yezıd, babasından bildiriyor: Ümmü Eyyub anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize misafir oldu. Bazı sebzelerin bulunduğu bir yemek yapıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikram ettik. Ancak Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına: "Sizler yiyiniz. Ancak ben sizler gibi değilim; yanıma gelen meleği kokusuyla rahatsız etmek istemem" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2784); Şuayb: İsnadı şahitlerle hasendir. Ahmed 6/433; Tirmizi 1810; İbn Mace 3364.

 

 

 

Zikredilen Hususun Doğruluğunu Bildiren ikinci Haber

 

2094- Cabir b. Semure anlatıyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e, bir tas tirit yemeği getirildi. içerisinde sarımsak vardı. Ondan yemedi. Onu Ebu Eyyub el-Ensari'ye gönderdi. Ebu Eyyub el-Ensari ise elini, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elini koyduğu el izini gördüğü yere koyardı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elinin izini göremeyince, (ondan) yemedi ve (onu) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdi. O'na: "Doğrusu ben, elini onun içerisinde göremedim" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun içerisinde sarımsak kokusu vardı. Benimle birlikte ise bir melek vardı" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (el-İrva' 8/154); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 5/95; Müslim 2053; Tirmizi 1807.

 

 

 

Tedavi Amaçlı Söz Konusu Sebzeleri Çiğ Yiyen Kişinin Cemaatle Namaza Katılmasının Mazur Görülmesi

 

2095- Muğıre b. Şu'be anlatıyor: Sarımsak yemiştim. Sonra Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazgahına vardım. O'na, namazın bir rekatını kılmış vaziyette yetiştim. (Kaçırdığım rekatı) kaza etmeye / tamamlamaya kalktığımda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sarımsağın kokusunu hissetti ve: "Kim bu sebzeden yerse kokusu gidinceye kadar Mescidimize asla yaklaşmasın" buyurdu.

 

Muğıre b. Şu'be devamla der ki: Namazı tamamladığımda, O'nun yanına vardım. O'na: "Ey Allah'ın Resulü! Doğrusu benim bir özrüm var. Elini barıa ver!" dedim. Muğıre b. Şu'be der ki: -Vallahi- O'nu müsamahalı buldum ve elini alıp yenimden sokarak göğsüme / karnıma ulaştırdım. Oranın sargılı olduğunu anlayınca: "Senin gerçekten bir özrün var" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Muvatta 1/103; Ahmed 4/252; Buhari934; Müslim 851; Ebu Davud 1112, 3826; Tirmizi 512; Nesal 3/103, 3/104.

 

 

Ebu Hatim der ki: Buraya kadar zikrettiğimiz durumlar, İbn Abbas'ın

rivayetinde yer alan, kişinin cemaatle namaza katılmamasına mazeret sayılabilecek durumlardır. Ancak bu durumda kişi cemaatle namaza katılmama günahını da yüklenmiş olacaktır. Zira bir namaza yönelik eda edilmesi gereken iki farz vardır. Bunlardan biri, farz olan namazın kılınmasıdır. İkincisi de, bunu cemaatle eda etmektir. Ezanı işiten kişi namazı tek başına kıldığı zaman farzlardan biri olan namaz kılma yükümlülüğünü yerine getirmiş olur. Ancak bu durumda cemaatle namaza katılmama günahını da yüklenmiş olacaktır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Ezanı işitip de davete (cemaatle namaza) icabet etmeyen kişinin mazereti yoksa namazı da yoktur" sözüyle bu kişinin tek başına kıldığı namazın geçerli olmayacağını kastetmiş değildir. Bundan kasıt, kişi bir mazereti olmadan bu yöndeki emri bilmesine rağmen cemaat namazına katılmıyorsa namazının geçerli sayılacağı, ancak cemaate katılmama gibi bir günahı da yüklenmiş olacağıdır. Zira bu yönde yapılan davete icabet etmemiştir. Cuma namazı konusunda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘(Hutbe esnasında) boş konuşan kişinin cuması da yoktur" sözü de buna benzemektedir. Bu sözle de kişinin cuma namazının geçerli sayılacağı, ancak boş konuşma gibi bir günahı da yüklenmiş olacağı bildirilmiştir.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Yatsı ve Sabah Namazlarına Cemaate Gelmeyen Kimselere Karşı Sert Tutumu

 

2096- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Canım elinde olana yemin olsun ki odun toplanmasını, sonra namaz için ezan okunmasını, sonra birinin cemaate namazı kıldırmasını söyleyip, o arada gidip de namaza katılmayan erkekleri evleriyle birlikte yakmayı düşünüyorum. Canım elinde olana yemin olsun ki böylelerinden biri etli bir kemik veya güzelinden iki paça bulacağını bilse yatsı namazına katılırdı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 557); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/129; Ahmed 2/244; Buhari 644; Müslim 651/251; Darimi 1/292; Bak hadis no: 2097, 2098.

 

 

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Söz Konusu Kişilere Yönelik Zikredilen Şeyi Yapmayı isteme Sebebinin Yatsı Namazına Katılmama Olmadığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

2097- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu "Düşündüm ki bir adama cemaate namaz kıldırmasını söyleyeyim. Ben de cemaat namazına -yani yatsı ve sabah namazlarına- gelmeyenlere gitsem ve evleriyle beraber onları da yaksam."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Ahmed 2/479; Buhari 657; Müslim 651/252; Bak hadis no: 2096.

 

 

 

Söz Konusu Olan Bu iki Namazın Münafıklara En Ağır Gelen Namazlar Sayılması

 

2098- Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Münafıklara en fazla ağır gelen namazlar, yatsı ile sabah namazlarıdır. Fakat eğer bu namazların sevabını bilselerdi sürünerek de olsa gelirlerdi. Düşündüm ki: Emredeyim kamet getirilsin, sonra bir adama cemaate namaz kıldırmasını söyleyeyim. Ben de, yanlarında kucakla odun bulunan adamları yanıma alıp, cemaat namazına gelmeyenlere gitsem ve evleriyle. beraber onları da yaksam."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 486); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/424; Müslim 651/252; Ebu Davud 548; İbn Mace 791; Bak hadis no: 2096.

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zamanında Cemaate Gelmeyenler Hakkında Duyulan Endişe

 

2099- Abdullah b. Ömer der ki: "Biz bir kimseyi sabah namazı ile yatsı mazında göremezsek onunla ilgili suizan beslerdik."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (et-Ta'lıku'r-rağib 18154); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.

 

 

 

Söz Konusu Kişilere Suizanla Bakılmasının Sebebi

 

2100- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Vallahi ben nifakı bilinen münafık ya da hastadan başka hiç birimizin namazdan geri kalmadığın! görmüşümdür. Hasta olan bile iki adam arasına girerek mutlaka namaza gelirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize hidayet sünnetlerini öğretti ve: ‘‘Ezan okunan mescidde namaz kılmak da hidayet sünnetlerinden olduğunu belirtti.’‘''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 559); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 1/382; Müslim 654/256; Ebu Davud 550; Nesai 2/108; İbn Mace 777.

 

 

 

Çölde ya da Kasabada Olup da Namazı Cemaatle Kılmayan Üç Kişiye Şeytanın Musallat Olması

 

2101- Ma'dan b. Ebı Talha bildiriyor: Ebu'd-Derda bana: "Senin evin nerede?" diye sordu. Ben de: "Humus yakınlarındaki bir köyde" dedim. Bunun üzerine Ebu'd-Derda: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ‘‘Üç kişinin bulundugu köyde veya çölde cemaatle namaz kılınmazsa şeytan onları hakimiyeti altına alır. Cemaati terk etmeyin. Çünkü sürüden ayrılanı kurt kapar'' diye buyururken işittim" dedi. Saib dedi ki: "Cemaatle, cemaatle namaz kasdedilmiştir."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen (Sahih Ebu Davud 556); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 5/196; Ebu Davud 547; Nesai 2/106.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bab: imama Uymanm Farziyeti