Sahih İbn Hibban |
SALAT |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Teşehüd
Kişinin Namazda ilk
Teşehhüd için Oturmasının Farz Olmaması
1938- Abdulmuttalib
oğullarının anlaşmalısı Abdullah b. Buhayne el-Esedi bildiriyor:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 946); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Muvatta 1/96; Ahmed 5/345 Buhari 1230; Müslim 570/86; Ebu
Davud 1034; Tirmizi 391; Nesai 3/34; İbn Mace 1206; Darimi 1/352; Bak hadis no:
1939, 1941.
Ebu Hatim der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda oturması gerekirken
kalkması üzerine arkasındaki cemaatin de ona uyarak oturmadan kalkması ve
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna itiraz etmemesi, namazda
teşehhüd için ilk oturmanın farz olmadığının açık bir göstergesidir."
Namazda ilk Teşehhüdün
Farz Olmaması
1939- Abdulmuttalib
oğullarının anlaşmalısı Abdullah b. Buhayne el-Esedi bildiriyor:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 1938.
1940- Abdurrahman b.
Şimase anlatıyor: Ukbe b. Amir bize namaz kıldırdı. Derken namazda oturması
gerekirken ayağa kalktı. Cemaat, onun arkasında: ''Sübhanallah, oturmadı"
dedi. Ukbe b. Amir namazını bitirince, oturduğu yerde iki secde yaptı ve:
"Doğrusu ben sizin: ‘‘sübhanallah, nasıl oturur?!’‘ dediğinizi işttim.
Oysa bu (konuştuğunuz şey), sünnet değildir. Benim yaptığım ise ancak
sünnettir" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 951); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih.
1941- Abdulmuttalib
oğullarının anlaşmalısı Abdullah b. Buhayne el-Esedi bildiriyor:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 1938.
Namaz Kılanın Teşehhüdde
Ellerini Bacakları Üzerine Koyması
1942- Ali b. Abdirrahman
el-Muavı der ki: ibn Ömer, namazda çakıllarla oynarken beni gördü. Namazı
bitirince böyle yapmamı yasaklayıp: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yaptığı gibi yap" dedi ve ekledi: "Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) namazda oturunca sağ elini sağ bacağına koyup bütün
parmaklarını yumar, başparmağını takip eden (şahadet) parmağı ile işarette
bulunur, sol elini de sol uyluğunun üzerine koyardı."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 907); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 1/88; Müslim 580/116; Ebu Davud 987;
Nesai 3/36,37; Bak hadis no: 1947.
Namaz Kılanın Teşehhüdde
Sol Elini Sol Bacağı ile Dizi Üzerine, Sağ Elini de Sağ Bacağı Üzerine Koyması
1943- Amir b. Abdillah
b. ez-Zübeyr'in bildirdiğine göre babası şöyle dedi:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki rekatın sonunda oturunca sol ayağını yayar,
sağ ayağını dikerdi. işaret parmağıyla işaret eder, baş parmağını da orta parmağı
üzerine koyardı. Sol elini de sol baldırına koyup sol avucuyla da dizini
tutardı."
[Tahric:] Elbani: Hasen; Şuayb: İsnadı kavidir. Müslim
579/113; Ebu Davud 989; Nesai 3/37; Darimi 1/308.
Kişinin Teşehhüdde
işaret Ederken Parmağının Durumu
1944- Amir b. Abdillah
b. ez-Zübeyr, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) teşehhüde oturduğu zaman sol elini sol uyluğuna ve sağ elini sağ
uyluğuna koyar ve işaret parmağı ile teşehhüd ederdi. Bakışlarını da ona
(şahadet parmağına) dikerdi."
[Tahric:] Elhaci: Sahih (Sahih Ebu Davud 910); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ebu Davud 990; Nesai 3/39.
Vasfedilen Konumda
Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Şahadet parmağı ile işaret Etmesinin
Nedeni
1945- Vail b. Hucr der
ki: Medine'ye geldik. insanlar ellerini giysilerinin altında hareket
ettiriyorlardı. "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl namaz
kıldığına bakacağım" dedim (ve onu seyrettim). Namaza başlarken tekbir
getirip iki baş parmağını kulakları hizasında kaldırdı. Daha sonra sağ elini
sol eliyle tuttu.
Rükuya gideceği zaman
yine ellerini kaldırdı. Rükudan kalkarken Semiallahu limen hamideh dedi. Sonra
yine ellerini kaldırarak tekbir alıp secdeye gitti. Başını iki elinin arasına
koydu. Oturduğu zaman iki ayağını yayarak üzerine oturdu. Sağ dirseğini sağ
uyluğunun üzerine koydu. Serçe parmak ile yanındakini kavrayıp tuttu. Baş
parmağı ile orta parmağını yumup halka yaptı ve sonraki parmağını kaldırdı. O
parmağını hareket ettirerek dua ettiğini gördüm.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 717); Şuayb:
İsnadı sahihtir. İbn Mace 912; Bak hadis no: 1860.
Vasfedilen işaret
Sırasında Namaz Kılanın Şahadet Parmağını Hafifçe Bükmesi
1946- Malik b. Numeyr
el-Huzai bildiriyor: Babası Numeyr el-Huzai.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i, namaz kılarken sağ (elini) sağ baldırının üzerine koymuş
ve şahadet parmağını da kaldırmış olarak görmüş. Bu sırada Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şahadet parmağını bükmüş ve onunla dua ediyormuş.
[Tahric:] Elbani: Zayıf (Daif Ebi Davud 176); Şuayb:
Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 3/471; Ebu Davud 991; Nesai 3/39; İbn
Mace 911.
Şahadet Parmağıyla
işaretin Kıbleye Doğru Yapılması
1947- Ali b. Abdirrahman
el-Muavı'den rivayete göre ibn Ömer, namazda iken çakıl taşlarıyla oynayan bir
adam gördü. Adam namazı bitirince ibn Ömer ona: "Namazda iken çakıl
taşlarıyla oynama! Çünkü bu şeytandandır. Ancak Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yaptığı gibi yap" dedi. Adam: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl yapardı peki?" diye sorunca ibn Ömer,
sağ elini sağ uyluğu üzerine koyarak baş parmağı takip eden işaret parmağıyla
kıbleyi işaret etti. Gözlerini da parmağına ya da o tarafa doğru dikti. Daha sonra
şöyle dedi: "Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle
yaptığını gördüm."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 907); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Nesai 2/236; Bak hadis no: 1942.
Kişinin Namazında
Yapacağı Teşehhüdün Vasfı
1948- ibn Mes'ud
anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında oturduğumuzda
"es-Selamu ala Cibrıl, es-selamu ala Mikail, es-selamu ala falan ve falan
(Cebrail'e selam olsun, Mikail'e selam olsun, Falana ve Filana selam olsun)"
derdik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (namazı bitirdikten sonra)
bize yönelerek şöyle buyurdu: "Hiç şüphesiz Selam, sadece Allah'tır. Siz
şöyle deyin: ‘‘et-Tahiyyatu lillahi ve's-salavatu ve't-tayyibat, es-selamu
aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, es-selamu aleyna ve ala
ibadillahi's-salihın, eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden
abduhu ve Resulüh (= Selamet, rahmet ve tüm güzellikler Allah içindir. Ey
Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize
ve Allah'ın tüm iyi kullarına. Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur.
Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir)’‘ Bir kimse böyle
dediği zaman göklerde ve yerde olan her salih kula selam vermiş olur,''
[Tahric:] Elbani; Sahih (Sahih Ebu Davud 889); Şuayb;
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Ahmed 1/382; Buhari 1202;
Müslim 402/58; Ebu Davud 968; Nesai 3/41; İbn Mace 899; Darimi 1/308; Bak hadis
no: 1949, 1950, 1951, 1955, 1956.
Namazda Oturur Vaziyette
iken Teşehhüd Yapılmasının Emredilmesi
1949- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Biz (T ahiyyat'ta) "Selam Allah'a" derdik.
Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selam Allah'a demeyin. Zira selam,
Allah'ın kendisidir" buyurup Teşehhüd yapmalarını emretti:
"et-Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke
eyyuhe'n-nebiyyu verahmetullahi ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala
ibadillahi's-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden
abduhu ve Resulüh (= Selamet, rahmet ve tüm güzellikler Allah içindir. Ey
Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize
ve Allah'ın tüm iyi kullarına, Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur.
Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir}."
[Tahric:] Elbani; Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed
1/464; Nesai 2/240; Bak hadis no; 1948.
Kişinin Namazında
Otururken Yapacağı Teşehhüdün Vasfı
1950- Abdullah (b. Mes'ud)
der ki: Namazda (Tahiyyat'ta) ne diyeceğimizi bilmezdik ve: "Allah'a selam
olsun, Cibrıl'e selam olsun, Mıkail'e selam olsun" derdik. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ne diyeceğimizi öğretip şöyle buyurdu:
''(Allah'a selam olsun demeyiniz.) Allah selamdır. ikinci rekatta oturduğunuzda
şöyle deyiniz: Et-Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. Es-selamu aleyke
eyyühen-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh. Esselamu aleyna ve ala
ibadillahis-salihin. (= Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler
Allah'a aittir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri senin
üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine
olsun.)" -Ebu Vail, kendi rivayetinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurduğunu söyledi: "Böyle dersen, bu duan her mukarreb
melek veya mürsel nebiye ya da salih kula isabet eder. Eşhedu en la ilahe
illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhO ve Resulüh (= Şahitlik ederim ki,
Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve
Peygamberidir.)"
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebi Davud 890); Şuayb:
İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 1/423; Buhari 6328; Müslim 402/55;
Tirmizi 289; Nesai 2/241; İbn Mace 899; Bak Hadis no: 1956, 1948.
1951- ibn Mes'üd
anlatıyor: Bizler her iki rekatın sonunda(ki oturuşta) tesbih (Sübhane
Rabbiyel-azım ve Sübhane Rabbiyel-a'la), tekbir (Allahu Ekber) ve tahmidden
(Rabbena leke'l-hamd) başka ne diyeceğimizi bilmiyorduk. Muhammed (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bize hayrın başlarını ve sonlarını veya hayrın tümünü içereni
öğretti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu: "Her
iki rekatta bir oturduğunuzda ‘‘et-Tahiyyatu, lillahi ve's-Salavatu,
ve't-Tayyibat, es-Selamu aleyke eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh,
es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve
eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh’‘ deyin. Sizden biri hoşuna giden
duayı yapmakta muhayyerdir. Bu sebeple Allah'a dua etsin" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/43); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 1/437; Nesili: 2/238; Bak hadis no: 1948.
Ebu Hatim der ki:
"Her iki rekatta bir oturma emri farziyet bildiren bir emirdir. Ancak
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda oturması gerekirken
kalkması üzerine arkasındaki cemaatin de ona uyarak oturmadan kalkması ve
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna itiraz etmemesi, namazda
teşehhüd için ilk oturmanın mendub olduğu, son oturmanın ise farz olarak kaldığını
göstermektedir. "
Kişinin Üstte
Vasfedilenin Dışında Teşehhüd Yapmasının Mubahlığı
1952- ibn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere, Kur'an'dan sureleri nasıl
öğretirse namazda teşehhüdü de öyle öğretirdi. Şöyle buyururdu:
''et-Tahiyyatu'l-mübarekatu, es-salavatu't-tayyibatu lillahi. es-selamu aleyke
eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, selamun aleyna ve ala
ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden
Resulullah.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 895); Şuayb:
İsnadı hasendir. Ahmed 1/292; Müslim 403/61; Nesai 3/41; Bak hadis no: 1953,
1954.
Mubah Sayılan
ihtilaflardan Olduğu için Başka Bir Teşehhüde Yönelik Emir
1953- ibn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere, Kur'an'dan sureleri nasıl
öğretirse namazda teşehhüdü de öyle öğretirdi. Şöyle buyururdu:
''et-Tahiyyatu'l-mübarekatu, es-salavatu't-tayyibatu lillahi. es-Selamu aleyke
eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, Selamun aleyna ve ala
ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden
Resulullah.''
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 1952.
Ebu Hatim der ki:
"Bunu rivayette Ebu'z-Zübeyr tek kalmıştır."
Kişinin Üstte Vasfedilenin
Dışında Teşehhüd Yapmasının Mubahlığı
1954- ibn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere, Kur'an'dan sureleri nasıl
öğretirse namazda teşehhüdü de öyle öğretirdi, Şöyle buyururdu: "et-
Tahiyyatu'l-mübarekatu, es-salavatu't-tayyibatu lillahi. es-Selamu aleyke
eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, Selamun aleyna ve ala
ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden
Resulullah."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in
şartlarına göre sahihtir. Müslim 403/60; Ebu Davud 974; Tirmizi 290; Nesai
2/242; Bak hadis no: 1952.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Kendilerine Teşehhüdü Öğretmeden Önce Ashabın O'nun Arkasında
Otururken Söyledikleri
1955- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Önceleri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında
namaz kılarken teşehhüde oturduğumuzda: "Selam kullarından önce Allah'a
olsun! Selam olsun Cebrail'el Selam olsun Mikail'el Selam olsun filanal selam
olsun falana!" derdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını
bitirince şöyle buyurdu: "Kuşkusuz Selam, Yüce Allah'tır. Namazda
oturduğunuz zaman ilk söyleyeceğiniz ‘‘et- TahiyyiHu lillahi ves-salavatu
vet-tayyibat. es-selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh.
es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın (= Tüm övgüler, ibadetler ve temiz
şeyler Allah içidir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine
olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm salih kullarına)'' deyin. Bunu
dediğiniz zaman selamınız semada ve yerde bulunan bütün salih kullara ulaşır.
Adından ‘‘Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden abduhu ve
Resuluh (= Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki
Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir)'' der, sonra da istediğiniz şekilde
duanızı edersiniz."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 948.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e Salavattan Önce Onların Dile Getirdikleri Selam Şekli
1956- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Namazda ne diyeceğimizi bilmez ve: "Selam Allah'a, selam
Cibrıl'e, selam Mikail'e" derdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize ne diyeceğimizi öğreterek şöyle buyurdu: "Selam, Yüce Allah'ı kendisidir.
Namazda ikinci rekatta oturduğunuz zaman şöyle deyiniz: ‘‘etTahiyyatu lillahi
ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'nnebiyyu ve-rahmetullahi
ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi'ssalihın (= Selamet, rahmet ve
tüm güzellikler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve
bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm iyi kullarına)"
-Ebu ishak rivayetinde ise: "Bunu söylediğinde (senin bu sözün) her
mukarreb melek, mürsel peygamber veya salih kula isabet eder" ibaresi ile
geçmiştir- Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden abduhu ve
resuluh (= Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki
Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir)."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı kavıdir. Bak hadis
no: 1948, 1950.
Zikri Geçen Selamlamayı
Takiben Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için Söylenen Salatın Vasfı
1957- Ka'b b. Ucre
anlatıyor: Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selarr edeceğimizi
biliyoruz, peki sana nasıl salat edeceğiz?" deyince şöyle buyurdu:
"Şöyle deyin: Ey
Allahım! ibrahım'e ve ibrahım'in ailesine salat (rahmet) ettiğin gibi,
Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine salat (rahmet) et. Çünkü sen hamdleri
(övgüleri) kabul edensin, ulusun ve şanlısın. ibrahım'e ve ibrahım'in ailesine
bereket ihsan ettiğin gibi, Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine de bereket ihsan
eyle. Çünkü sen hamdleri (övgüleri) kabul edensin, ulusun ve şanlısın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 896); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Bak hadis no: 912, Bak
hadis no: 1964.
Söz Konusu Kişilerin
Yüce Allah'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yapılmasını Emrettiği
Salatı Sorduklarının Beyanı
1958- Ebu Mes'ud
el-Ensari der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd b.
Ubade'nin meclisine yanımıza gelmişti. Beşır b. Sa'd ona: "Ey Allah'ın
Resulü! Allah bize, sana salavat getirmemizi emretti. Sana nasıl salavat
getirelim?" diye sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bir müddet sessiz kaldı. Bu seeple biz içimizden, keşke bu adam bu
soruyu sormasaydı, diye geçirdik sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Bana dua edeceğiniz zaman şöyle deyin: ‘‘Allahumme salli
ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema salleyte ala ibrahım ve-ala al-i
ibrahime. ve-barik ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema barekte ala
ibrahıme ve-ala al-i ibrahım fil-alemine inneke hamidun mecid (= Allahım!
ibrahim'e ve aline salat ettiğin (hayırlar ihsan ettiğin) gibi Muhammed'e ve aline
de salat eyle. Allahım! ibrahim'e ve aline hayır ve bereket ihsan ettiğin gibi
Muhammed'e ve aline de alemlerde öyle hayırlar ve bereketler ihsan et. Sen ki
övülmeye layıksın ve şanı yücesin)'' Selam vermek te bildiğiniz gibidir.''
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 901); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/165; Ahmed
4/118; Müslim 405; Ebu Davud 980; Tirmizi' 3220; Nesai 3/45; Bak hadis no:
1459, 1965.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e Nasıl Salat Yapılacağı Sorulduğunda Ashaba Teşehhüdü
Öğretmesi
1959- Ebu Mes'ud
anlatıyor: Bir adam gelip, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde
oturdu ve: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik
(teşehhüdde bunu öğrettin), Allah'ın seni(n makamını) yükseltmesi için
namazımızda salavat getirmek istediğimizde nasıl salavat getireceğiz?"
diye sordu, Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müddet
suskun kaldı, Bunun üzerine adamın Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
soru sormamış olmasını arzuladık, Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "(Bana) salavat getireceğinizde şöyle dua ediniz:
"Allahumme salli ala Muhammedi'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve ala al-i Muhammed,
kema salleyte ala ibrahime ve al-i ibrahim, ve barik ala
Muhammedi'n-nebiyyi'l-ümmiyyi kema barekte ala ibrahime ve al-i ibrahim, inneke
hamidun mecid (= Allahım! ibrahim'in ev halkına rahmet ettiğin gibi ümmi
peygamber olan Muhammed'e ve Muhammed'in ev halkına de rahmet et. Allahım!
ibrahim'in ev halkına hayır ve bereket lutfettiğin gibi ümmü peygamber olan
Muhammed'e ve Muhammed'in ev halkına da hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen
övülmeye layık olansın ve yücesin)."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed
4/119; Ebu Davud 981; Bak hadis no; 1958.
Namazda Teşehhüd Sonrası
Adını Zikrettiğinde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Salavat
Getirmenin Kişiye Emredilmiş Olması
1960- Fadale b. Ubeyd bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adamın, namazında Allah'a hamd
etmeden ve Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e salavat getirmeden dua
ettiğini duyup: "Şu adam acele etti" buyurdu. Sonra adamı çağırıp
ona: "Sizden biriniz namaz kıldığı zaman önce Allah'a hamd etmekle ve O'na
övgüde bulunmakla başlasın, sonra da Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
salavat getirsin, bundan sonra da artık istediğişekilde dua etsin"
buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1331); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 6/18; Ebu Davud 1481; Tirmizi 3477; Nesai 3/44.
Hadis ilminde Derinliği
Olmayana Teşehhüdde Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Salavat
Getirmenin Farz Olmadığı izlenimi Veren Haber
1961- Kasım b. Muhaymire
der ki: Alkame elimden tutup şöyle dedi:
"Abdullah (b.
Mes'ud) elimden tutarak, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde
elinden tuttuğunu ve kendisine namazda teşehhüdü ‘‘et-Tahiyyatu lillahi
vessalavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi
ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın (= Tüm övgüler,
ibadetler ve temiz şeyler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti
ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm salih kullarına)''
şeklinde öğrettiğini söyledi."
Ebu Hayseme der ki:
Arkadaşlarımızdan biri bu hadisi Hasan'dan naklen bana rivayet ederken
teşehhüde "Şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur! Yine şahadet
ederim ki Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür" eklemesini yaptı. Aklımda
kaldığı kadarıyla Hasan'dan olan bu rivayetin devamı Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) naklen şöyledir: "Bunu söylediğin zaman namazın
tamamlanmış demektir. Artık kalkmak istersen kalkar, oturmak istersen de
oturursun."
[Tahric:] Elbani: İbn Mes'ud'a ait son cümlesi hariç
sahih (Sahih Ebu Davud 891); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed
1/422; Ebu Davud 970; Darimi 1/309; Bak hadis no: 1962, 1963.
Üstte Geçen "Bunu
Söylediğin Zaman Namazin Tamamlanmış Demektir" Sözünün Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Sözü Olmayıp Hadisin içine Züheyr Tarafından
Sokulan ibn Mes'ud'un Bir Sözü Olması
1962- Kasım b. Muhaymire
der ki: Alkame elimden tutup dedi ki: Abdullah b. Mes'ud elimden tutarak,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde elinden tuttuğunu ve
kendisine namazda şöyle teşehhüd yapmayı (Tahiyyat'ı) o öğrettiğini söyledi:
"De ki: ‘‘et- Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu
aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-$elamu aleyna ve ala
ibadillahi's-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden
abduhu ve Resulüh’‘" Abdullah b. Mes'ud ekledi: Bunları yaptıktan sonra
namazını tamamlamış olursun. Ondan sonra da dilersen yerinde oturup kal,
dilersen kalk."
[Tahric:] Elbani: Sahih. Bak hadis no: 1961.
1963- Kasım b. Muhaymire
der ki: Alkame b. Kays, elimden tutup dedi ki:
Abdullah b. Mes'ud
elimden tutarak, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde elinden
tuttuğunu ve kendisine namazda şöyle teşehhüd yapmayı (Tahiyyat'ı) öğrettiğini
söyledi: "et- Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu
aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-selamu aleyna ve ala
ibadillahi's-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden
abduhu ve Resulüh"
Hasan b. el-Hurr dedi
ki: Bu isnadla bana Muhammed b. Eban şunu ekledi:
Bunları söyledikten
dilersen yerinden kalkarsın."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Sahihtir. Ahmed
1/450; Bak hadis no: 1961.
EbU Hatim der ki:
"Muhammed b. Eban zayıf biridir. Kitabu'l-Mecrühin eserimizde
rivayetlerinden beri olduğumuzu ifade etmiştik."
Mustafa'ya (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Salavat Getirmenin Emredilmesi ve Bunun Keyfiyeti
1964- Abdurrahman b. Ebı
Leyla bildiriyor: Ka'b b. Ucre benimle karşılaşınca: "Sana bir hediye
vereyim mi?" diye sorunca: "Olur" dedik. Şöyle devam etti:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza: "Ey Allah'ın Resulü!
Sana nasıl selam edeceğimizi bilip öğrendik, ancak sana salavat nasıl olacak?"
diye sorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Şöyle deyin: ''Allahumme salli ala Muhammedin ve-ala Al-i Muhammed kema
salleyte ala al-i İbrahım inneke hamıdun mecid. Allahumme barik ala Muhammedin
ve-ala al-i Muhammed kema barekte ala al-i ibrahıme inneke hamıdun medd’‘ (=
Allahım! ibrahim'in aline hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve al-ine de
öyle hayırlar ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin, Allahım!
İbrahim'in aline bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de
bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin),"
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nİn
şartınca sahihtir. Bak hadis no: 912, 1957.
Mubah Sayılan
ihtilaflardan Olduğu için Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için Başka Bir
Salavata Yönelik Emir
1965- Ebu Mes'ud
el-Ensarı der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd b.
Ubade'nin meclisine yanımıza gelmişti. Beşır b. Sa'd ona: "Ey Allah'ın
Resulü! Allah bize, sana salavat getirmemizi emretti. Sana nasıl salavat
getirelim?" diye sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bir müddet sessiz kaldı. Bu sebeple biz içimizden, keşke bu adam bu
soruyu sormasaydı, diye geçirdik.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana dua edeceğiniz zaman
şöyle deyin: ‘‘Allahumme salli ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema
salleyte ala ibrahim ve-ala al-i ibrahime. ve-barik ala Muhammedin ve-ala al-i
Muhammed kema barekte ala ibrahime ve-ala al-i ibrahim fil-alemine inneke
hamıdun mecid (= Allahım! ibrahim'e ve aline salat ettiğin (hayırlar ihsan
ettiğin) gibi Muhammed'e ve aline de salat eyle. Allahım! ibrahim'e ve aline
hayır ve bereket ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de alemlerde öyle
hayırlar ve bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin)''
Selam vermek te bildiğiniz gibidir."
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak
hadis no: 1958.
Kişinin Selamdan Önce
Teşehhüdün Akabinde Yapacağı Dua
1966- Ali b. Ebi Talib
bildiriyor: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Teşehhüd ile selam
verme arasında söylediği son sözler: "Allahım! Geçmiş ve gelecek, gizli ve
açık, haddi aşarak işlediğim bütün günahlarımı bağışla ve bunlardan da öte
senin benden çok daha iyi bildiğin günahlarımı da bağışla. Öne geçiren de, geri
bırakan da sensin. Senden başka ilah yoktur" derdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim
771; Tirmizi3421; Bak hadis no: 2025.
Selamdan Önce Teşehhüdün
Bitiminde Malum Dört Şeyden Allah'a Sığınmanın Emredilmesi
1967- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Sizden biri
ikinci Tahiyyat'ta teşehhüdü bitirdiği zaman Cehennem azabından, kabir
azabından, hayat ile ölümün fitnesinden ve Mesih Deccal'ın şerrinden olmak
üzere dört şeyden Allah'a sığınsın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 903); Şuayb:
Ravileri Sahih ricalidir. Ahmed 2/237; Müslim 588/130; Ebu Davud 983; Nesai
3/58; İbn Mace 909; Darimi 1/310; Bak hadis no: 1002,1018, 1019.
Kişinin Namazında
Teşehhüdden Sonra Yapacağı Sığınmanın Vasfı
1968- Hz. Aişe
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda şöyle dua
ederdi: "Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih Deccal'ın fitnesinden
ve hayat ile ölümün fitnesinden Sana sığınırım. Allahım! Günaha girmekten ve
borç altında kalmaktan sana sığınırım." Bir kişi ona: "Ey Allah'ın
Resulü! Borç altında kalmaktan ne kadar da Allah'a sığınmaktasın" deyince,
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adam borç altında kaldığı
zaman konuşunca yalan söyler ve vaad edince sözünde durmaz" karşılığını
verdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 824); Şuayb:
İsnadı sahihtir. Ahmed 6/88; Buhari 832; Müslim 589/129; Ebu Davud 880; Tirmizi3495;
Nesai 3/56.
Namaz Kılanın Duasında
Dilediği Kimselerin ismini Telaffuz Etmesinin Mubahlığı
1969- Ebu Hureyre der
ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 2544
altında); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari
804; Bak hadis no: 1972, 1983, 1986.
Namazda Yüce Allah'a
Edilen ve istenilenin Verileceği Dua
1970- Zir b. Hubeyş
naklediyor: ibn Mes'ud kalkmış namaz kılıyordu. Nisa suresinin yüzüncü ayetine
ulaştığında dua etmeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç
defa: "iste sana verilecektir" buyurdu. Bunun üzerine ibn Mes'ud:
"Allahım! Senden red olunmayacak bir iman, bitmeyecek bir rızık ve
Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dostluğuyla beraber Huld Cennetini
istiyorum" diye dua etti.
[Tahric:] Elbani: Hasen sahih (Mişkat 931); Şuayb:
İsnadı hasendir. Ahmed 1/454.
Kişinin Namazda Allah'ın
Kitab'ında Olmayan ifadelerle Dua Etmesinin Caizliği
1971- Saib b. Malik
anlatıyor: Biz, (bir gün) mescidde oturmaktaydık. Derken Ammar b. Yasir içeri
girdi ve hafifçe bir şekilde namaz kıldı. Sonra yanımıza uğradı. Ona: "Ey
Ebu'I-Yakzan! Namazı çok hafif (kısa) tuttun" denildi. Bunun üzerine
Ammar: "Namazı hafif tuttuğumu gördünüz mü?" diye sordu. Biz de:
"Evet" dedik. Ammar: "Doğrusu ben namazda Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den duyduğum bir duayı okudum" dedi.
Sonra Ammar kalkıp
giderken cemaatten biri onun peşine takıldı. -Hadisin ravisi Ata: "Onun
peşine babam takıldı. Fakat babam: ‘‘Onun peşine takıldım’‘ demeyi hoş
görmemiştir" dedi- Ona Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duyduğu
duanın mahiyetini sordu. Sonra gelip o cemaate duanın mahiyetini haber verdi.
Dua şöyleydi:
"Allahumme bi
ilmike'l-gaybe, ve kudretike ala'l-halk, ehyini ma alimte hayate hayran li, ve
tevettenı iza kaneti'l-vefatu hayran li, Allahumme innı es'eluke haşyeteke
fi'l-gaybi ve'ş-şehadeti, ve kelimete'l-adli ve'l-hakki fi'l-ğadabi ve'r-rida,
ve es'eluke'l-kasde fi'l-fakri ve'l-gına, ve es'eluke naimen la yebldu, ve
kurrete aynin la tenkatiu, ve es'eluke'r-rida ba'de'l-kadai, ve es'eluke
berde'l-ayşi ba'de'l-mevti, ve es'eluke lezzete'n-nazari ila vechike, ve
es'eluke'ş-şevka ila likaike fi gayri darrae mudırraten, ve la fitnetin
mudılletin, Allahumme zeyyinna bi-zineti'l-iman, ve'c'alna hudaten
muhtedine" (= Allahım! ilminle gaybları bilirsin, gücünle tüm
yaratıklarına hakimsin, yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat, ölüm benim
için hayırlı ise beni vefat ettir. Allahım! Açık ve gizli her yerde Senin
korkunu isterim, öfkeli ve sakin halimde bile doğru ve hakkı söylemeyi Senden
isterim. Zenginlikte ve fakirlikte orta yolu tutmayı isterim, tükenmeyen
nimetlerinden dilerim, kesintisiz göz aydınlığı isterim, hükmünden sonra manı
dilerim; ölümümden sonra iyi bir hayat sürdürmeyi isterim. Cemaline bakma
lezzetini, sana şevkle kavuşmayı, sıkıcı felaketlere uğramaksızın ve sapıcı
fitnelere düşmeksizin yaşamayı isterim. Allahım! Bizi, iman ziynetiyle süsle,
doğru yola kavuşanlara sebep olucu kıl)."
[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 129); Şuayb:
İsnadı kavıdir. Ahmed 4/264; Nesai 3/54.
Kişinin Namazda Allah'ın
Kitab'ında Olmayan ifadelerle Dua Etmesinin ve Hatta insan isimlerini
Zikretmesinin Caizliği
1972- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1296); Şuayb:
İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/255; Buhari 4560; Müslim 675/294;
Nesai 2/201; Darimi 1/374.
Kişinin Namazında
Kur'an'da Olmayan Bir Şeyle Dua Etmesinin Namazını Bozacağını iddia Edenin
Kavlini çürüten Haber
1973- Enes b. Malik
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ay boyunca rükudan
sonra
Ebu Miclez, Lahik b.
Humeyd'dir.
[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1299); Şuayb:
İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/116; Buhari 1003;
Müslim 677/299; Ebu Davud 1444; Nesai 2/200; İbn Mace 1184; Darimi 1/374; Bak
hadis no: 1982, 1985.
Kişinin Namazında
Kur'an'da Olmayan Bir Şeyle Dua Etmesinin Caizliği
1974- Şeddad b. Evs'in
naklettiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazında şöyle dua
ederdi: "Allahım! Senden, işlerimde sebat, doğru yolda gayret, nimetlerine
karşı sana şükür ve en güzel bir şekilde ibadet etmeyi isterim. (Allahım!)
Senden, afet ve ayıplardan selim olan bir kalp isterim. (Allahım!) Senin
bildiğin her hayırlı şeyi dileyerek bildiğin her zararlı şeyden de sana
sığınırım. Bildiğin günahlarımdan dolayı da senden bağışlanmamı isterim.''
[Tahric:] Elbani: Sahih liğayrihi
(es-Silsiletu's-sahiha 3228); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed
4/125; Tirmizi 3407; Nesai 3/54; Bak hadis no: 935.
Allah'ın Kitab'ında
Olmayan Duanın Söylenmesinin Dua Edenin Namazını Bozacağını iddia Edenin
Kavlini çürüten Haber
1975- Suheyb der ki: Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (namaz kıldığı zaman) çok kısık bir
sesle anlayamadığımız bir şeyler söylerdi. (Bir gün) Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ne dediğimi anladınız mı?" diye sorunca bir kişi:
"Evet" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Kendi kavminden kendisine askerler gelen bir
peygamberi hatırladım. Bu Peygamber: ‘‘Kim bunlara güç yetirir?’‘ dedi. Bunun
üzerine Allah kendisine: ''Kavmini şu üç şeyden birinde muhayyer kıL. Onlara ya
kendilerinden olmayan düşman musallat edeyim, ya açlığa maruz bırakayım, ya da
onlara ölümü göndereyim’‘ diye vahyetti. Bu peygamber durumu kavmiyle istişare
edince: ‘‘Sen Allah'ın peygamberisin. Bunu sana bırakıyoruz, sen bize
istediğini seç’‘ dediler. Bunun üzerine namaza kalktı. Korktukları zaman namaz
kılarlardı. Peygamber dilediği kadar namazını kıldı ve: ‘‘Ya Rab! Kendilerinden
olmayan düşman olmaz. Açlık yine olmaz. Ancak ölüm olur’‘ dedi. Üç gün boyunca
onlara ölüm musallat edildi ve yetmiş bin kişi öldü. Benim sessizce bir şeyler
dediğimi gördüğünüzde: ‘‘Allahım! Ey Rabbim! Senin adına savaşırım ve verdiğin
güçle düşmana saldırırım. Güç ve kuvvet sadece Allah'a mahsustur’‘ diye dua
etmekteydim."
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2061);
Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/333;
Tirmizi3340; Bak hadis no: 2027.
Ebu Hatim der ki:
Suheyb, Hz. Ali'nin hilafeti döneminde 38 Hicri senesinde vafat etmiştir.
Abdurrahman b. Ebi Leyla ise Hz. Ömer'in hilafetinin ikinci yılında dünyaya
gelmiştir.
Kişinin Namazında
Allah'ın Kitab'ında Olmayan Duayı Söylediğinde Namazının Bozulacağını iddia
Edenin Kavlini çürüten Haber
1976- Abdullah b. Amr,
Ebu Bekr es-Sıddik'ten bildiriyor: Kendisi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bana, namazlarımda edeceğim bir dua öğret" dediğinde,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle dua et:
‘‘Allahım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları da senden başka hiç kimse
bağışlayamaz. Senin katından bir bağışlanmayla beni bağışla ve bana merhamet
et. Zira affedici ve merhamet edici olan ancak sensin.'' "
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/4; Buhari 834; Müslim 2705; Tirmizi
3531; Nesai 3/53; İbn Mace 3835.
Namazlarda Allah'ın
Kitab'ında Yer Almayan Duaların Okunması Halinde Namazın Bozulacağını iddia
Edenin Kavlini çürüten Haber
1977- Hz. Ali der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) secde ettiği zaman: "Allahım!
Sana secde ettim, sana iman ettim ve sana teslim oldum. Yüzüm, kendisini
yaratan, ona güzel bir şekilde şekil veren, onda göz ve kulak açan Allah'a
secde etti. Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın bereketi
pek çoktur" derdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in
şartınca Sahih. Nesai 2/220.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Üstte Geçen Duayı Farz Namazında Yapmış Olması
1978- Hz. Ali der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) farz namazında secde ettiği zaman:
"Allahım! Sana secde ettim, sana iman ettim ve sana teslim oldum. Sen
Rabbimsin. Yüzüm, kendisini yaratan, onda göz ve kulak açan Allah'a secde etti.
Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın bereketi pek
çoktur" derdi.
[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir.
Kişinin Namazında
Allah'ın Kitab'ında Yer Almayan Duaları Söylemesinin Mubahlığı
1979- Ebu'd-Derda der
ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayakta namazdayken şöyle
buyurduğunu duyduk: "Senden Allah'a sığınırım!" Sonra üç defa şöyle
dedi: "Seni Allah'ın lanetiyle lanetlerim!" Bir şeyalacakmış gibi de
elini uzattı.' Namazı bitirdiği zaman ona dedik ki: "Ey Allah'ın Resulü!
Namazdayken daha önce hiç söylemediğin şeyleri söylerken işittik ve elini de
uzattığını gördük?" Şöyle karşılık verdi: "Yüce Allah'ın düşmanı olan
iblis yüzüme atmak için ateşten kıvılcımlarla geldi. ‘‘Senden Allah'a
sığınırım’‘ dedim, ancak geri çekilmedi. Sonra bir daha söyledim, yine geri
çekilmedi. Sonra yine söyledim geri çekilmedi. Bunun üzerine elimi uzatıp onu
boğmak istedim; ama eğer kardeşim Süleyman'ın o duası olmasaydı bağlı bir
şekilde Medine çocuklarının oyuncağı haline gelecekti."
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva.' 391); Şuayb: İsnadı
Müslim'in şartınca sahih. Müslim 542; Nesai3/13.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan: