Sahih

İbn Hibban

 

SALAT

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Teşehüd

 

Kişinin Namazda ilk Teşehhüd için Oturmasının Farz Olmaması

 

1938- Abdulmuttalib oğullarının anlaşmalısı Abdullah b. Buhayne el-Esedi bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğle namazını kıldırırken oturması gerekirken oturmadan kalktı. Namazını bitirince de oturmayı unuttuğu için selamdan önce oturmuşken her birinde tekbir getirerek iki sehiv secdesi yaptı. Arkasındaki cemaat de onunla birlikte secde etti.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 946); Şuayb: İsnadı sahihtir. Muvatta 1/96; Ahmed 5/345 Buhari 1230; Müslim 570/86; Ebu Davud 1034; Tirmizi 391; Nesai 3/34; İbn Mace 1206; Darimi 1/352; Bak hadis no: 1939, 1941.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda oturması gerekirken kalkması üzerine arkasındaki cemaatin de ona uyarak oturmadan kalkması ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna itiraz etmemesi, namazda teşehhüd için ilk oturmanın farz olmadığının açık bir göstergesidir."

 

 

 

Namazda ilk Teşehhüdün Farz Olmaması

 

1939- Abdulmuttalib oğullarının anlaşmalısı Abdullah b. Buhayne el-Esedi bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğle namazını kıldırırken oturması gerekirken oturmadan kalktı. Namazını bitirince de oturmayı unuttuğu için selamdan önce oturmuşken her birinde tekbir getirerek iki sehiv secdesi yaptı. Arkasındaki cemaat de onunla birlikte secde etti."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 1938.

 

 

 

1940- Abdurrahman b. Şimase anlatıyor: Ukbe b. Amir bize namaz kıldırdı. Derken namazda oturması gerekirken ayağa kalktı. Cemaat, onun arkasında: ''Sübhanallah, oturmadı" dedi. Ukbe b. Amir namazını bitirince, oturduğu yerde iki secde yaptı ve: "Doğrusu ben sizin: ‘‘sübhanallah, nasıl oturur?!’‘ dediğinizi işttim. Oysa bu (konuştuğunuz şey), sünnet değildir. Benim yaptığım ise ancak sünnettir" dedi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 951); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih.

 

 

 

1941- Abdulmuttalib oğullarının anlaşmalısı Abdullah b. Buhayne el-Esedi bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğle namazını kıldırırken oturması gerekirken oturmadan kalktı. Namazını bitirince de oturmayı unuttuğu için selamdan önce oturmuşken her birinde tekbir getirerek iki sehiv secdesi yaptı. Arkasındaki cemaat de onunla birlikte secde etti.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 1938.

 

 

 

Namaz Kılanın Teşehhüdde Ellerini Bacakları Üzerine Koyması

 

1942- Ali b. Abdirrahman el-Muavı der ki: ibn Ömer, namazda çakıllarla oynarken beni gördü. Namazı bitirince böyle yapmamı yasaklayıp: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı gibi yap" dedi ve ekledi: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda oturunca sağ elini sağ bacağına koyup bütün parmaklarını yumar, başparmağını takip eden (şahadet) parmağı ile işarette bulunur, sol elini de sol uyluğunun üzerine koyardı."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 907); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 1/88; Müslim 580/116; Ebu Davud 987; Nesai 3/36,37; Bak hadis no: 1947.

 

 

 

Namaz Kılanın Teşehhüdde Sol Elini Sol Bacağı ile Dizi Üzerine, Sağ Elini de Sağ Bacağı Üzerine Koyması

 

1943- Amir b. Abdillah b. ez-Zübeyr'in bildirdiğine göre babası şöyle dedi:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki rekatın sonunda oturunca sol ayağını yayar, sağ ayağını dikerdi. işaret parmağıyla işaret eder, baş parmağını da orta parmağı üzerine koyardı. Sol elini de sol baldırına koyup sol avucuyla da dizini tutardı."

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen; Şuayb: İsnadı kavidir. Müslim 579/113; Ebu Davud 989; Nesai 3/37; Darimi 1/308.

 

 

 

Kişinin Teşehhüdde işaret Ederken Parmağının Durumu

 

1944- Amir b. Abdillah b. ez-Zübeyr, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) teşehhüde oturduğu zaman sol elini sol uyluğuna ve sağ elini sağ uyluğuna koyar ve işaret parmağı ile teşehhüd ederdi. Bakışlarını da ona (şahadet parmağına) dikerdi."

 

[Tahric:]  Elhaci: Sahih (Sahih Ebu Davud 910); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ebu Davud 990; Nesai 3/39.

 

 

 

Vasfedilen Konumda Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Şahadet parmağı ile işaret Etmesinin Nedeni

 

1945- Vail b. Hucr der ki: Medine'ye geldik. insanlar ellerini giysilerinin altında hareket ettiriyorlardı. "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl namaz kıldığına bakacağım" dedim (ve onu seyrettim). Namaza başlarken tekbir getirip iki baş parmağını kulakları hizasında kaldırdı. Daha sonra sağ elini sol eliyle tuttu.

 

Rükuya gideceği zaman yine ellerini kaldırdı. Rükudan kalkarken Semiallahu limen hamideh dedi. Sonra yine ellerini kaldırarak tekbir alıp secdeye gitti. Başını iki elinin arasına koydu. Oturduğu zaman iki ayağını yayarak üzerine oturdu. Sağ dirseğini sağ uyluğunun üzerine koydu. Serçe parmak ile yanındakini kavrayıp tuttu. Baş parmağı ile orta parmağını yumup halka yaptı ve sonraki parmağını kaldırdı. O parmağını hareket ettirerek dua ettiğini gördüm. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 717); Şuayb: İsnadı sahihtir. İbn Mace 912; Bak hadis no: 1860.

 

 

 

Vasfedilen işaret Sırasında Namaz Kılanın Şahadet Parmağını Hafifçe Bükmesi

 

1946- Malik b. Numeyr el-Huzai bildiriyor: Babası Numeyr el-Huzai.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i, namaz kılarken sağ (elini) sağ baldırının üzerine koymuş ve şahadet parmağını da kaldırmış olarak görmüş. Bu sırada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şahadet parmağını bükmüş ve onunla dua ediyormuş.

 

[Tahric:]  Elbani: Zayıf (Daif Ebi Davud 176); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 3/471; Ebu Davud 991; Nesai 3/39; İbn Mace 911.

 

 

 

Şahadet Parmağıyla işaretin Kıbleye Doğru Yapılması

 

1947- Ali b. Abdirrahman el-Muavı'den rivayete göre ibn Ömer, namazda iken çakıl taşlarıyla oynayan bir adam gördü. Adam namazı bitirince ibn Ömer ona: "Namazda iken çakıl taşlarıyla oynama! Çünkü bu şeytandandır. Ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı gibi yap" dedi. Adam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl yapardı peki?" diye sorunca ibn Ömer, sağ elini sağ uyluğu üzerine koyarak baş parmağı takip eden işaret parmağıyla kıbleyi işaret etti. Gözlerini da parmağına ya da o tarafa doğru dikti. Daha sonra şöyle dedi: "Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle yaptığını gördüm."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 907); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Nesai 2/236; Bak hadis no: 1942.

 

 

 

Kişinin Namazında Yapacağı Teşehhüdün Vasfı

 

1948- ibn Mes'ud anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında oturduğumuzda "es-Selamu ala Cibrıl, es-selamu ala Mikail, es-selamu ala falan ve falan (Cebrail'e selam olsun, Mikail'e selam olsun, Falana ve Filana selam olsun)" derdik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (namazı bitirdikten sonra) bize yönelerek şöyle buyurdu: "Hiç şüphesiz Selam, sadece Allah'tır. Siz şöyle deyin: ‘‘et-Tahiyyatu lillahi ve's-salavatu ve't-tayyibat, es-selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, es-selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın, eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh (= Selamet, rahmet ve tüm güzellikler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm iyi kullarına. Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir)’‘ Bir kimse böyle dediği zaman göklerde ve yerde olan her salih kula selam vermiş olur,''

 

[Tahric:]  Elbani; Sahih (Sahih Ebu Davud 889); Şuayb; İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Ahmed 1/382; Buhari 1202; Müslim 402/58; Ebu Davud 968; Nesai 3/41; İbn Mace 899; Darimi 1/308; Bak hadis no: 1949, 1950, 1951, 1955, 1956.

 

 

 

Namazda Oturur Vaziyette iken Teşehhüd Yapılmasının Emredilmesi

 

1949- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Biz (T ahiyyat'ta) "Selam Allah'a" derdik.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selam Allah'a demeyin. Zira selam, Allah'ın kendisidir" buyurup Teşehhüd yapmalarını emretti: "et-Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu verahmetullahi ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh (= Selamet, rahmet ve tüm güzellikler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm iyi kullarına, Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir}."

 

[Tahric:]  Elbani; Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 1/464; Nesai 2/240; Bak hadis no; 1948.

 

 

 

Kişinin Namazında Otururken Yapacağı Teşehhüdün Vasfı

 

1950- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Namazda (Tahiyyat'ta) ne diyeceğimizi bilmezdik ve: "Allah'a selam olsun, Cibrıl'e selam olsun, Mıkail'e selam olsun" derdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ne diyeceğimizi öğretip şöyle buyurdu: ''(Allah'a selam olsun demeyiniz.) Allah selamdır. ikinci rekatta oturduğunuzda şöyle deyiniz: Et-Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. Es-selamu aleyke eyyühen-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh. Esselamu aleyna ve ala ibadillahis-salihin. (= Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a aittir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun.)" -Ebu Vail, kendi rivayetinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu söyledi: "Böyle dersen, bu duan her mukarreb melek veya mürsel nebiye ya da salih kula isabet eder. Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhO ve Resulüh (= Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.)"

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebi Davud 890); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Ahmed 1/423; Buhari 6328; Müslim 402/55; Tirmizi 289; Nesai 2/241; İbn Mace 899; Bak Hadis no: 1956, 1948.

 

 

 

1951- ibn Mes'üd anlatıyor: Bizler her iki rekatın sonunda(ki oturuşta) tesbih (Sübhane Rabbiyel-azım ve Sübhane Rabbiyel-a'la), tekbir (Allahu Ekber) ve tahmidden (Rabbena leke'l-hamd) başka ne diyeceğimizi bilmiyorduk. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize hayrın başlarını ve sonlarını veya hayrın tümünü içereni öğretti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu: "Her iki rekatta bir oturduğunuzda ‘‘et-Tahiyyatu, lillahi ve's-Salavatu, ve't-Tayyibat, es-Selamu aleyke eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh’‘ deyin. Sizden biri hoşuna giden duayı yapmakta muhayyerdir. Bu sebeple Allah'a dua etsin" buyurdu. 

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva' 2/43); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Ahmed 1/437; Nesili: 2/238; Bak hadis no: 1948.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Her iki rekatta bir oturma emri farziyet bildiren bir emirdir. Ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda oturması gerekirken kalkması üzerine arkasındaki cemaatin de ona uyarak oturmadan kalkması ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna itiraz etmemesi, namazda teşehhüd için ilk oturmanın mendub olduğu, son oturmanın ise farz olarak kaldığını göstermektedir. "

 

 

 

Kişinin Üstte Vasfedilenin Dışında Teşehhüd Yapmasının Mubahlığı

 

1952- ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere, Kur'an'dan sureleri nasıl öğretirse namazda teşehhüdü de öyle öğretirdi. Şöyle buyururdu: ''et-Tahiyyatu'l-mübarekatu, es-salavatu't-tayyibatu lillahi. es-selamu aleyke eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, selamun aleyna ve ala ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden Resulullah.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 895); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 1/292; Müslim 403/61; Nesai 3/41; Bak hadis no: 1953, 1954.

 

 

 

Mubah Sayılan ihtilaflardan Olduğu için Başka Bir Teşehhüde Yönelik Emir

 

1953- ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere, Kur'an'dan sureleri nasıl öğretirse namazda teşehhüdü de öyle öğretirdi. Şöyle buyururdu: ''et-Tahiyyatu'l-mübarekatu, es-salavatu't-tayyibatu lillahi. es-Selamu aleyke eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, Selamun aleyna ve ala ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden Resulullah.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 1952.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Bunu rivayette Ebu'z-Zübeyr tek kalmıştır."

 

 

 

Kişinin Üstte Vasfedilenin Dışında Teşehhüd Yapmasının Mubahlığı

 

1954- ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere, Kur'an'dan sureleri nasıl öğretirse namazda teşehhüdü de öyle öğretirdi, Şöyle buyururdu: "et- Tahiyyatu'l-mübarekatu, es-salavatu't-tayyibatu lillahi. es-Selamu aleyke eyyühe'n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatüh, Selamun aleyna ve ala ibadillahi's-salihın, Eşhedu en la ilahe illallah, ve eşhedu enne Muhammeden Resulullah."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Müslim 403/60; Ebu Davud 974; Tirmizi 290; Nesai 2/242; Bak hadis no: 1952.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kendilerine Teşehhüdü Öğretmeden Önce Ashabın O'nun Arkasında Otururken Söyledikleri

 

1955- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Önceleri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında namaz kılarken teşehhüde oturduğumuzda: "Selam kullarından önce Allah'a olsun! Selam olsun Cebrail'el Selam olsun Mikail'el Selam olsun filanal selam olsun falana!" derdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirince şöyle buyurdu: "Kuşkusuz Selam, Yüce Allah'tır. Namazda oturduğunuz zaman ilk söyleyeceğiniz ‘‘et- TahiyyiHu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın (= Tüm övgüler, ibadetler ve temiz şeyler Allah içidir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm salih kullarına)'' deyin. Bunu dediğiniz zaman selamınız semada ve yerde bulunan bütün salih kullara ulaşır. Adından ‘‘Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resuluh (= Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir)'' der, sonra da istediğiniz şekilde duanızı edersiniz."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 948.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Salavattan Önce Onların Dile Getirdikleri Selam Şekli

 

1956- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Namazda ne diyeceğimizi bilmez ve: "Selam Allah'a, selam Cibrıl'e, selam Mikail'e" derdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ne diyeceğimizi öğreterek şöyle buyurdu: "Selam, Yüce Allah'ı kendisidir. Namazda ikinci rekatta oturduğunuz zaman şöyle deyiniz: ‘‘etTahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'nnebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi'ssalihın (= Selamet, rahmet ve tüm güzellikler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm iyi kullarına)" -Ebu ishak rivayetinde ise: "Bunu söylediğinde (senin bu sözün) her mukarreb melek, mürsel peygamber veya salih kula isabet eder" ibaresi ile geçmiştir- Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resuluh (= Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir)."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı kavıdir. Bak hadis no: 1948, 1950.

 

 

 

Zikri Geçen Selamlamayı Takiben Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için Söylenen Salatın Vasfı

 

1957- Ka'b b. Ucre anlatıyor: Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selarr edeceğimizi biliyoruz, peki sana nasıl salat edeceğiz?" deyince şöyle buyurdu:

"Şöyle deyin: Ey Allahım! ibrahım'e ve ibrahım'in ailesine salat (rahmet) ettiğin gibi, Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine salat (rahmet) et. Çünkü sen hamdleri (övgüleri) kabul edensin, ulusun ve şanlısın. ibrahım'e ve ibrahım'in ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine de bereket ihsan eyle. Çünkü sen hamdleri (övgüleri) kabul edensin, ulusun ve şanlısın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 896); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre Sahihtir. Bak hadis no: 912, Bak hadis no: 1964.

 

 

 

Söz Konusu Kişilerin Yüce Allah'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yapılmasını Emrettiği Salatı Sorduklarının Beyanı

 

1958- Ebu Mes'ud el-Ensari der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd b. Ubade'nin meclisine yanımıza gelmişti. Beşır b. Sa'd ona: "Ey Allah'ın Resulü! Allah bize, sana salavat getirmemizi emretti. Sana nasıl salavat getirelim?" diye sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müddet sessiz kaldı. Bu seeple biz içimizden, keşke bu adam bu soruyu sormasaydı, diye geçirdik sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana dua edeceğiniz zaman şöyle deyin: ‘‘Allahumme salli ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema salleyte ala ibrahım ve-ala al-i ibrahime. ve-barik ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema barekte ala ibrahıme ve-ala al-i ibrahım fil-alemine inneke hamidun mecid (= Allahım! ibrahim'e ve aline salat ettiğin (hayırlar ihsan ettiğin) gibi Muhammed'e ve aline de salat eyle. Allahım! ibrahim'e ve aline hayır ve bereket ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de alemlerde öyle hayırlar ve bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin)'' Selam vermek te bildiğiniz gibidir.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 901); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Muvatta 1/165; Ahmed 4/118; Müslim 405; Ebu Davud 980; Tirmizi' 3220; Nesai 3/45; Bak hadis no: 1459, 1965.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Nasıl Salat Yapılacağı Sorulduğunda Ashaba Teşehhüdü Öğretmesi

 

1959- Ebu Mes'ud anlatıyor: Bir adam gelip, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde oturdu ve: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik (teşehhüdde bunu öğrettin), Allah'ın seni(n makamını) yükseltmesi için namazımızda salavat getirmek istediğimizde nasıl salavat getireceğiz?" diye sordu, Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müddet suskun kaldı, Bunun üzerine adamın Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e soru sormamış olmasını arzuladık, Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(Bana) salavat getireceğinizde şöyle dua ediniz: "Allahumme salli ala Muhammedi'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve ala al-i Muhammed, kema salleyte ala ibrahime ve al-i ibrahim, ve barik ala Muhammedi'n-nebiyyi'l-ümmiyyi kema barekte ala ibrahime ve al-i ibrahim, inneke hamidun mecid (= Allahım! ibrahim'in ev halkına rahmet ettiğin gibi ümmi peygamber olan Muhammed'e ve Muhammed'in ev halkına de rahmet et. Allahım! ibrahim'in ev halkına hayır ve bereket lutfettiğin gibi ümmü peygamber olan Muhammed'e ve Muhammed'in ev halkına da hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye layık olansın ve yücesin)."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 4/119; Ebu Davud 981; Bak hadis no; 1958.

 

 

 

Namazda Teşehhüd Sonrası Adını Zikrettiğinde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Salavat Getirmenin Kişiye Emredilmiş Olması

 

1960- Fadale b. Ubeyd bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adamın, namazında Allah'a hamd etmeden ve Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e salavat getirmeden dua ettiğini duyup: "Şu adam acele etti" buyurdu. Sonra adamı çağırıp ona: "Sizden biriniz namaz kıldığı zaman önce Allah'a hamd etmekle ve O'na övgüde bulunmakla başlasın, sonra da Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e salavat getirsin, bundan sonra da artık istediğişekilde dua etsin" buyurdu.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1331); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/18; Ebu Davud 1481; Tirmizi 3477; Nesai 3/44.

 

 

 

Hadis ilminde Derinliği Olmayana Teşehhüdde Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Salavat Getirmenin Farz Olmadığı izlenimi Veren Haber

 

1961- Kasım b. Muhaymire der ki: Alkame elimden tutup şöyle dedi:

"Abdullah (b. Mes'ud) elimden tutarak, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde elinden tuttuğunu ve kendisine namazda teşehhüdü ‘‘et-Tahiyyatu lillahi vessalavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihın (= Tüm övgüler, ibadetler ve temiz şeyler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm salih kullarına)'' şeklinde öğrettiğini söyledi."

 

Ebu Hayseme der ki: Arkadaşlarımızdan biri bu hadisi Hasan'dan naklen bana rivayet ederken teşehhüde "Şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur! Yine şahadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür" eklemesini yaptı. Aklımda kaldığı kadarıyla Hasan'dan olan bu rivayetin devamı Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen şöyledir: "Bunu söylediğin zaman namazın tamamlanmış demektir. Artık kalkmak istersen kalkar, oturmak istersen de oturursun."

 

[Tahric:]  Elbani: İbn Mes'ud'a ait son cümlesi hariç sahih (Sahih Ebu Davud 891); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 1/422; Ebu Davud 970; Darimi 1/309; Bak hadis no: 1962, 1963.

 

 

 

Üstte Geçen "Bunu Söylediğin Zaman Namazin Tamamlanmış Demektir" Sözünün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Sözü Olmayıp Hadisin içine Züheyr Tarafından Sokulan ibn Mes'ud'un Bir Sözü Olması

 

1962- Kasım b. Muhaymire der ki: Alkame elimden tutup dedi ki: Abdullah b. Mes'ud elimden tutarak, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde elinden tuttuğunu ve kendisine namazda şöyle teşehhüd yapmayı (Tahiyyat'ı) o öğrettiğini söyledi: "De ki: ‘‘et- Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-$elamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh’‘" Abdullah b. Mes'ud ekledi: Bunları yaptıktan sonra namazını tamamlamış olursun. Ondan sonra da dilersen yerinde oturup kal, dilersen kalk."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih. Bak hadis no: 1961.

 

 

 

1963- Kasım b. Muhaymire der ki: Alkame b. Kays, elimden tutup dedi ki:

Abdullah b. Mes'ud elimden tutarak, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde elinden tuttuğunu ve kendisine namazda şöyle teşehhüd yapmayı (Tahiyyat'ı) öğrettiğini söyledi: "et- Tahiyyatu lillahi ves-salavatu vet-tayyibat. es-Selamu aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve-rahmetullahi ve-berekatuh. es-selamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve-eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh"

Hasan b. el-Hurr dedi ki: Bu isnadla bana Muhammed b. Eban şunu ekledi:

Bunları söyledikten dilersen yerinden kalkarsın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Sahihtir. Ahmed 1/450; Bak hadis no: 1961.

 

 

EbU Hatim der ki: "Muhammed b. Eban zayıf biridir. Kitabu'l-Mecrühin eserimizde rivayetlerinden beri olduğumuzu ifade etmiştik."

 

 

 

Mustafa'ya (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Salavat Getirmenin Emredilmesi ve Bunun Keyfiyeti

 

1964- Abdurrahman b. Ebı Leyla bildiriyor: Ka'b b. Ucre benimle karşılaşınca: "Sana bir hediye vereyim mi?" diye sorunca: "Olur" dedik. Şöyle devam etti: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam edeceğimizi bilip öğrendik, ancak sana salavat nasıl olacak?" diye sorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle deyin: ''Allahumme salli ala Muhammedin ve-ala Al-i Muhammed kema salleyte ala al-i İbrahım inneke hamıdun mecid. Allahumme barik ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema barekte ala al-i ibrahıme inneke hamıdun medd’‘ (= Allahım! ibrahim'in aline hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve al-ine de öyle hayırlar ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin, Allahım! İbrahim'in aline bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin),"

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nİn şartınca sahihtir. Bak hadis no: 912, 1957.

 

 

 

Mubah Sayılan ihtilaflardan Olduğu için Mustafa (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için Başka Bir Salavata Yönelik Emir

 

1965- Ebu Mes'ud el-Ensarı der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd b. Ubade'nin meclisine yanımıza gelmişti. Beşır b. Sa'd ona: "Ey Allah'ın Resulü! Allah bize, sana salavat getirmemizi emretti. Sana nasıl salavat getirelim?" diye sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müddet sessiz kaldı. Bu sebeple biz içimizden, keşke bu adam bu soruyu sormasaydı, diye geçirdik.

 

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana dua edeceğiniz zaman şöyle deyin: ‘‘Allahumme salli ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema salleyte ala ibrahim ve-ala al-i ibrahime. ve-barik ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema barekte ala ibrahime ve-ala al-i ibrahim fil-alemine inneke hamıdun mecid (= Allahım! ibrahim'e ve aline salat ettiğin (hayırlar ihsan ettiğin) gibi Muhammed'e ve aline de salat eyle. Allahım! ibrahim'e ve aline hayır ve bereket ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de alemlerde öyle hayırlar ve bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin)'' Selam vermek te bildiğiniz gibidir."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Bak hadis no: 1958.

 

 

 

Kişinin Selamdan Önce Teşehhüdün Akabinde Yapacağı Dua

 

1966- Ali b. Ebi Talib bildiriyor: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Teşehhüd ile selam verme arasında söylediği son sözler: "Allahım! Geçmiş ve gelecek, gizli ve açık, haddi aşarak işlediğim bütün günahlarımı bağışla ve bunlardan da öte senin benden çok daha iyi bildiğin günahlarımı da bağışla. Öne geçiren de, geri bırakan da sensin. Senden başka ilah yoktur" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim 771; Tirmizi3421; Bak hadis no: 2025.

 

 

 

Selamdan Önce Teşehhüdün Bitiminde Malum Dört Şeyden Allah'a Sığınmanın Emredilmesi

 

1967- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Sizden biri ikinci Tahiyyat'ta teşehhüdü bitirdiği zaman Cehennem azabından, kabir azabından, hayat ile ölümün fitnesinden ve Mesih Deccal'ın şerrinden olmak üzere dört şeyden Allah'a sığınsın."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 903); Şuayb: Ravileri Sahih ricalidir. Ahmed 2/237; Müslim 588/130; Ebu Davud 983; Nesai 3/58; İbn Mace 909; Darimi 1/310; Bak hadis no: 1002,1018, 1019.

 

 

 

Kişinin Namazında Teşehhüdden Sonra Yapacağı Sığınmanın Vasfı

 

1968- Hz. Aişe bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda şöyle dua ederdi: "Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih Deccal'ın fitnesinden ve hayat ile ölümün fitnesinden Sana sığınırım. Allahım! Günaha girmekten ve borç altında kalmaktan sana sığınırım." Bir kişi ona: "Ey Allah'ın Resulü! Borç altında kalmaktan ne kadar da Allah'a sığınmaktasın" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adam borç altında kaldığı zaman konuşunca yalan söyler ve vaad edince sözünde durmaz" karşılığını verdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 824); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/88; Buhari 832; Müslim 589/129; Ebu Davud 880; Tirmizi3495; Nesai 3/56.

 

 

 

Namaz Kılanın Duasında Dilediği Kimselerin ismini Telaffuz Etmesinin Mubahlığı

 

1969- Ebu Hureyre der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazında son rüku'dan başını kaldırınca şöyle dedi: "Allahım! Velid b. el-Velid'i kurtar! Seleme b, Hişam'ı kurtar! Ayyaş b. Ebı Rabia'yı kurtar! Allahım! Mudar kabilesine olan baskını arttır! Allahım! Bu yılları onlara Yusuf'un kıtlık yılları gibi yap!"

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu'd-daife 2544 altında); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 804; Bak hadis no: 1972, 1983, 1986.

 

 

 

Namazda Yüce Allah'a Edilen ve istenilenin Verileceği Dua

 

1970- Zir b. Hubeyş naklediyor: ibn Mes'ud kalkmış namaz kılıyordu. Nisa suresinin yüzüncü ayetine ulaştığında dua etmeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "iste sana verilecektir" buyurdu. Bunun üzerine ibn Mes'ud: "Allahım! Senden red olunmayacak bir iman, bitmeyecek bir rızık ve Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dostluğuyla beraber Huld Cennetini istiyorum" diye dua etti.

 

[Tahric:]  Elbani: Hasen sahih (Mişkat 931); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 1/454.

 

 

 

Kişinin Namazda Allah'ın Kitab'ında Olmayan ifadelerle Dua Etmesinin Caizliği

 

1971- Saib b. Malik anlatıyor: Biz, (bir gün) mescidde oturmaktaydık. Derken Ammar b. Yasir içeri girdi ve hafifçe bir şekilde namaz kıldı. Sonra yanımıza uğradı. Ona: "Ey Ebu'I-Yakzan! Namazı çok hafif (kısa) tuttun" denildi. Bunun üzerine Ammar: "Namazı hafif tuttuğumu gördünüz mü?" diye sordu. Biz de: "Evet" dedik. Ammar: "Doğrusu ben namazda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duyduğum bir duayı okudum" dedi.

 

Sonra Ammar kalkıp giderken cemaatten biri onun peşine takıldı. -Hadisin ravisi Ata: "Onun peşine babam takıldı. Fakat babam: ‘‘Onun peşine takıldım’‘ demeyi hoş görmemiştir" dedi- Ona Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duyduğu duanın mahiyetini sordu. Sonra gelip o cemaate duanın mahiyetini haber verdi. Dua şöyleydi:

 

"Allahumme bi ilmike'l-gaybe, ve kudretike ala'l-halk, ehyini ma alimte hayate hayran li, ve tevettenı iza kaneti'l-vefatu hayran li, Allahumme innı es'eluke haşyeteke fi'l-gaybi ve'ş-şehadeti, ve kelimete'l-adli ve'l-hakki fi'l-ğadabi ve'r-rida, ve es'eluke'l-kasde fi'l-fakri ve'l-gına, ve es'eluke naimen la yebldu, ve kurrete aynin la tenkatiu, ve es'eluke'r-rida ba'de'l-kadai, ve es'eluke berde'l-ayşi ba'de'l-mevti, ve es'eluke lezzete'n-nazari ila vechike, ve es'eluke'ş-şevka ila likaike fi gayri darrae mudırraten, ve la fitnetin mudılletin, Allahumme zeyyinna bi-zineti'l-iman, ve'c'alna hudaten muhtedine" (= Allahım! ilminle gaybları bilirsin, gücünle tüm yaratıklarına hakimsin, yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat, ölüm benim için hayırlı ise beni vefat ettir. Allahım! Açık ve gizli her yerde Senin korkunu isterim, öfkeli ve sakin halimde bile doğru ve hakkı söylemeyi Senden isterim. Zenginlikte ve fakirlikte orta yolu tutmayı isterim, tükenmeyen nimetlerinden dilerim, kesintisiz göz aydınlığı isterim, hükmünden sonra manı dilerim; ölümümden sonra iyi bir hayat sürdürmeyi isterim. Cemaline bakma lezzetini, sana şevkle kavuşmayı, sıkıcı felaketlere uğramaksızın ve sapıcı fitnelere düşmeksizin yaşamayı isterim. Allahım! Bizi, iman ziynetiyle süsle, doğru yola kavuşanlara sebep olucu kıl)."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Zilalu'l-cenne 129); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 4/264; Nesai 3/54.

 

 

 

Kişinin Namazda Allah'ın Kitab'ında Olmayan ifadelerle Dua Etmesinin ve Hatta insan isimlerini Zikretmesinin Caizliği

 

1972- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazında kıraati bitirip tekbirle rükuya gittikten sonra başını kaldırıp "Semiallahu limen hamideh, Rabbena veleke'l-hamd" der, ardından ayaktayken: "Allahım! Velid b. el-Velld'i, Seleme b. Hişam'ı, Ayyaş b. Ebı Rabia'yı ve mustazaf müminleri kurtar! Allahım! Mudar kabilesine olan baskını arttır! Bu yılları onlara Yusuf'un kıtlık yılları gibi yap! Allahım! Lihyan, Ri'l, Zekvan kabilelerine ve Allah ile Resulüne isyan eden Usayye kabilesine lanet et" diye dua ederdi. Bize bildirilene göre Yüce Allah'ın, ''Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder'' ayeti (Al-i İmran 128) indirilmesi üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde beddua etmeyi bırakmıştır.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1296); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/255; Buhari 4560; Müslim 675/294; Nesai 2/201; Darimi 1/374.

 

 

 

Kişinin Namazında Kur'an'da Olmayan Bir Şeyle Dua Etmesinin Namazını Bozacağını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1973- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ay boyunca rükudan sonra sabah namazında kunut yaptı. Arap kabilelerinden Ri'l ve Zekvan kabilelerine beddua etti. Usayye kabilesi için de: "Usayye de Allah'a ve Resulüne isyan etti" derdi.

Ebu Miclez, Lahik b. Humeyd'dir.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1299); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/116; Buhari 1003; Müslim 677/299; Ebu Davud 1444; Nesai 2/200; İbn Mace 1184; Darimi 1/374; Bak hadis no: 1982, 1985.

 

 

 

Kişinin Namazında Kur'an'da Olmayan Bir Şeyle Dua Etmesinin Caizliği

 

1974- Şeddad b. Evs'in naklettiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazında şöyle dua ederdi: "Allahım! Senden, işlerimde sebat, doğru yolda gayret, nimetlerine karşı sana şükür ve en güzel bir şekilde ibadet etmeyi isterim. (Allahım!) Senden, afet ve ayıplardan selim olan bir kalp isterim. (Allahım!) Senin bildiğin her hayırlı şeyi dileyerek bildiğin her zararlı şeyden de sana sığınırım. Bildiğin günahlarımdan dolayı da senden bağışlanmamı isterim.''

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih liğayrihi (es-Silsiletu's-sahiha 3228); Şuayb: Ravileri güvenilir kimselerdir. Ahmed 4/125; Tirmizi 3407; Nesai 3/54; Bak hadis no: 935.

 

 

 

Allah'ın Kitab'ında Olmayan Duanın Söylenmesinin Dua Edenin Namazını Bozacağını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1975- Suheyb der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (namaz kıldığı zaman) çok kısık bir sesle anlayamadığımız bir şeyler söylerdi. (Bir gün) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne dediğimi anladınız mı?" diye sorunca bir kişi: "Evet" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Kendi kavminden kendisine askerler gelen bir peygamberi hatırladım. Bu Peygamber: ‘‘Kim bunlara güç yetirir?’‘ dedi. Bunun üzerine Allah kendisine: ''Kavmini şu üç şeyden birinde muhayyer kıL. Onlara ya kendilerinden olmayan düşman musallat edeyim, ya açlığa maruz bırakayım, ya da onlara ölümü göndereyim’‘ diye vahyetti. Bu peygamber durumu kavmiyle istişare edince: ‘‘Sen Allah'ın peygamberisin. Bunu sana bırakıyoruz, sen bize istediğini seç’‘ dediler. Bunun üzerine namaza kalktı. Korktukları zaman namaz kılarlardı. Peygamber dilediği kadar namazını kıldı ve: ‘‘Ya Rab! Kendilerinden olmayan düşman olmaz. Açlık yine olmaz. Ancak ölüm olur’‘ dedi. Üç gün boyunca onlara ölüm musallat edildi ve yetmiş bin kişi öldü. Benim sessizce bir şeyler dediğimi gördüğünüzde: ‘‘Allahım! Ey Rabbim! Senin adına savaşırım ve verdiğin güçle düşmana saldırırım. Güç ve kuvvet sadece Allah'a mahsustur’‘ diye dua etmekteydim."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2061); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/333; Tirmizi3340; Bak hadis no: 2027.

 

 

Ebu Hatim der ki: Suheyb, Hz. Ali'nin hilafeti döneminde 38 Hicri senesinde vafat etmiştir. Abdurrahman b. Ebi Leyla ise Hz. Ömer'in hilafetinin ikinci yılında dünyaya gelmiştir.

 

 

 

Kişinin Namazında Allah'ın Kitab'ında Olmayan Duayı Söylediğinde Namazının Bozulacağını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1976- Abdullah b. Amr, Ebu Bekr es-Sıddik'ten bildiriyor: Kendisi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana, namazlarımda edeceğim bir dua öğret" dediğinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle dua et: ‘‘Allahım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları da senden başka hiç kimse bağışlayamaz. Senin katından bir bağışlanmayla beni bağışla ve bana merhamet et. Zira affedici ve merhamet edici olan ancak sensin.'' "

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/4; Buhari 834; Müslim 2705; Tirmizi 3531; Nesai 3/53; İbn Mace 3835.

 

 

 

Namazlarda Allah'ın Kitab'ında Yer Almayan Duaların Okunması Halinde Namazın Bozulacağını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

1977- Hz. Ali der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) secde ettiği zaman: "Allahım! Sana secde ettim, sana iman ettim ve sana teslim oldum. Yüzüm, kendisini yaratan, ona güzel bir şekilde şekil veren, onda göz ve kulak açan Allah'a secde etti. Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın bereketi pek çoktur" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca Sahih. Nesai 2/220.

 

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Üstte Geçen Duayı Farz Namazında Yapmış Olması

 

1978- Hz. Ali der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) farz namazında secde ettiği zaman: "Allahım! Sana secde ettim, sana iman ettim ve sana teslim oldum. Sen Rabbimsin. Yüzüm, kendisini yaratan, onda göz ve kulak açan Allah'a secde etti. Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın bereketi pek çoktur" derdi.

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir.

 

 

 

Kişinin Namazında Allah'ın Kitab'ında Yer Almayan Duaları Söylemesinin Mubahlığı

 

1979- Ebu'd-Derda der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayakta namazdayken şöyle buyurduğunu duyduk: "Senden Allah'a sığınırım!" Sonra üç defa şöyle dedi: "Seni Allah'ın lanetiyle lanetlerim!" Bir şeyalacakmış gibi de elini uzattı.' Namazı bitirdiği zaman ona dedik ki: "Ey Allah'ın Resulü! Namazdayken daha önce hiç söylemediğin şeyleri söylerken işittik ve elini de uzattığını gördük?" Şöyle karşılık verdi: "Yüce Allah'ın düşmanı olan iblis yüzüme atmak için ateşten kıvılcımlarla geldi. ‘‘Senden Allah'a sığınırım’‘ dedim, ancak geri çekilmedi. Sonra bir daha söyledim, yine geri çekilmedi. Sonra yine söyledim geri çekilmedi. Bunun üzerine elimi uzatıp onu boğmak istedim; ama eğer kardeşim Süleyman'ın o duası olmasaydı bağlı bir şekilde Medine çocuklarının oyuncağı haline gelecekti."

 

[Tahric:]  Elbani: Sahih (el-İrva.' 391); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Müslim 542; Nesai3/13.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Fasıl: Kunut