Sahih

İbn Hibban

 

REKAİK

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bab: Korku ve Takva

 

643- Ebu'n-Nadr bildiriyor: Osman b. Maz'un defnedildiği zaman Ümmü'lAla: "Ey Ebu's-Saib! Cennette gönlün hoş olsun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sesi işitince: "Kim bu?" diye sordu. "Benim" karşılığını verdiğinde: "Böyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Bu, Osman b. Maz'un'dur" dediğinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tamam, Osman b. Maz'un ve ondan hayırdan başka bir şey görmedik. Ancak Allah Resulü olduğum halde ben bile (ahirette) bana ne yapılacağını bilmiyorum" buyurdu.

 

Amr dedi ki: Bunu Ebu'n-Nadr, Harice b. Zeyd'den, o da babasından rivayet etti.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 6/436; Buhari 3929.

 

 

 

644- Nu'man b. Beşır der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizi Cehennem ile uyarıyorum! Sizi Cehennem ile uyarıyorum! Sizi Cehennem ile uyarıyorum!" buyurdu. O kadar yüksek sesle bunu söyledi ki şayet durduğum bu yerden (Kufe'de) seslenmiş olsaydı çarşıda bulunanların hepsi de bunu duyardı. Bunu söylerken abasının ayaklarının dibine düştüğünü gördüm.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 5687); Şuayb: İsnadı hasendir. Darimi 2/330; Bak hadis no: 667.

 

 

 

Allah'a Yönelik Takva ile Salih Amel Dışında, Peygamberlerle Nesep Bağı Olana Bu Durumun Ahirette Bir Faydasının Olmaması

 

645- Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "(Cennetlik olan mümin) kişi, kıyamet günü babasının elinden muhakkak tutup onu cennete sokmak ister. Ona: ‘‘Müşrik kişi cennete giremez’‘ diye seslenilir. O da: ‘‘Ey Rabbim! (Bu,) benim babam’‘ der. Bunun üzerine (kişinin babası,) çirkin bir surete ve iğrenç bir kokuya dönüştürülünce adam onu bırakır."

 

Ebu Said ekledi: Onlar (ashab); Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in söz ettiği kimsenin Hz. ibrahım olduğunu ve Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu konuda bundan fazlasını açıklamadiğını söylerlerdi.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca sahihtir. Bak hadis no: 252.

 

 

 

Hz. Fatıma'nın Çocuklarının ve Kocasının Dünyada iken işledikleri Hataların Kendilerine Zararının Olmayacağı Görüşünü Çürüten Haber

 

646- Ebu Hureyre der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyarı! (Şuara 214) ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş'i toplayıp şöyle buyurdu: "Ey Kureyş! Kendinizi cehennemden kurtarın. Çünkü (Allah'ın azabı karşısında) benim size hiçbir faydam ve zararım olmayacaktır." Bunu Abdimenaf oğulları ile Abdülmuttalib oğullarına da söyledi. Nihayet: "Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Şu kadar var ki benim sizinle bir akrabalığım vardır. O akrabalığın gereğini de yerine getireceğim. Kendini cehennemden kurtar. Çünkü (Allah'ın azabı karşısında) benim sana hiçbir faydam ve zararım olmayacaktır" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 3177); Şuayb: İsnadı Sahihtir. Ahmed 2/333; Buhari 2753; Müslim 204; Tirmizi 3185; Nesai 6/248.

 

 

Ebu Hatim der ki: "Kimseye şefaat edemeyeceğini belirten bu haber mensühtur. Çünkü O'na daha sonra Medine'de şefaat etme seçeneği sunulmuştur."

 

 

 

Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gerçek Yakınlarının (Velilerinin) Günahkar Akrabaları Olmayıp Takva Sahibi Kimseler Olduğuna Delalet Eden Haber

 

647- Asım b. Humeyd es-Sekuni, (Muaz b. Cebel'den) naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman uğurlamak için kendisiyle beraber çıkmıştı. Muaz bineğine binmiş Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında yürüyordu. Muaz artık ayrılıp gideceği zaman, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Muaz! Olur ya bir yıl sonra döner de beni bulamazsın. Benim Mescid'ime ve mezarıma uğrarsın" buyurdu. Bunun üzerine Muaz, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayrılma üzüntüsüyle ağlamaya başladı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye doğru dönüp şöyle buyurdu: "Buranın yerlileri (Medineliler) bana en yakın kişiler olduklarını sanıyorlar. Oysa bana en yakın olanlar, kim olursa olsun, nerede olursa olsun takva sahipleri olanlardır. Allahım! Benim ıslah ettiğim şeyi bozmalarını helal kılmıyorum. Vallahi kabın yerde ters yüz edilmesi gibi ümmetim de dinlerinden döneceklerdir."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Fıkhu's-sire 485; Mişkat 5127); Şuayb: İsnadı kavıdir. Ahmed 5/235; Buhari 5990; Müslim 215.

 

 

 

Soyun Değil, Allah'ın Yasakladığı Şeylerden Kaçınmanın Kişiyi Değerli Kılması

 

648- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! insanların en üstünü / iyisi kim?" diye sorulunca: "En takvalı olanıdır" buyurdu. "Onu sormuyoruz" dediklerinde: "O halde bana Arab kavminin (madeninden) aslından mı soruyorsunuz? Cahiliye döneminde hayırlı olanları (dinde) derin anlayışa sahip olduklarında islam'da da en hayırlılarıdır" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Fıkhu's-sire 56); Şuayb: İsnadı Buhari'nin şartınca saruhtir. Buhari 3374; Bak hadis no: 92.

 

 

 

Korkusu Umuduna Baskın Çıkan Kişinin Allah Tarafından Bağışlanmasının Umulması

 

649- Ebu Said der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden önceki topluluklardan bir adama Yüce Allah bolca mal ve çoluk çocuk ihsan etmişti. Ölüm anı gelince oğullarını topladı ve: ‘‘Size karşı nasıl bir baba oldum?’‘ diye sordu. ‘‘Çok iyi bir babaydın’‘ karşılığını verdiklerinde şöyle dedi: ‘‘Ancak Allah katında geçerli olacak hiçbir hayırda bulunmuş değilim. ki bu durumda Rabbi ona azab edecekti- Bundan dolayı öldüğümde beni yakın. Sonra bedenimi kül gibi öğütün ve rüzgarlı bir günde savurun.’‘ (Adamın dediklerini yaptılar.) Yüce Allah ‘‘OL!’‘ deyince bir adak olup kalkıverdi. Ona: ‘‘Neden böyle yaptın?’‘ diye sordu. Adam: ‘‘Senden olan korkumdan’‘ cevabını verince canım elinde olana yemin olsun ki Yüce Allah onu ancak rahmetiyle karşıladı.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3048); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/13, 3/17; Buhari 3478; Müslim 2757/28.

 

 

 

Kişiye Allah'tan Korku Durumu Galip Geldiğinde Kıyamette Bunun Onun Kurtuluş Umudu Olmasına Delalet Eden Haber

 

650- Ebu Said el-Hudri der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden önceki topluluklardan bir adamın (ahirette işini yarayacak) Yüce Allah'ın katında hayırlı bir ameli yoktu. Ölüm anı gelince oğullarına: ‘‘Size karşı nasıl bir baba oldum?’‘ diye sordu. ‘‘Çok iyi bir babaydın’‘ karşılığını verdiklerinde şöyle dedi: ‘‘Öldüğümde beni yakın. Bedenimi kül gibi öğüttükten sonra rüzgarlı bir günde savurun.’‘

 

Öldüğü zaman onu yaktılar. Dediği gibi yaptılar. Allah ona: ‘‘OL!’‘ buyurunca göz kırpmasından süratli bir biçimde bir adama dönüştü. Allah ona: ‘‘Kulum! Neden öyle bir şey yaptın?’‘ diye sorunca, adam: ‘‘Rabbim! Senden korktuğum için böyle yaptım’‘ dedi. Adamın ağzından başka da bir söz çıkmadı. Allah ona merhamet edip bağışladı."

 

Mu'temir der ki: Bu hadisi Ebu Osman en-Nehdl'ye zikrettiğimde:

"Süleyman da bu hadisi birkaç defa bize rivayet etti. Ancak rivayet ederken: ‘‘Sonra da külümü denize dökün’‘ lafzını da kullandı" dedi.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb; İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari 6481; Müslim 2757/28.

 

 

 

Üstte Zikredilen Kimsenin Dünyada iken Mezar Hırsızı Olması

 

651- Huzeyfe bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mezar soyguncusu olan bir adam öldü. çocuğuna: ‘‘(Öldüğümde) beni yakın ve külümü rüzgara savurun’‘ dedi. (Adam öldüğünde) ‘‘Neden öyle bir şey yaptın?’‘ diye sorulunca, adam: ‘‘ Senden korktuğum için böyle yaptım’‘ dedi. Bunun üzerine Allah onu bağışladı."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 3479; Nesai 4/113.

 

 

 

Ölümün Gelmesine Karşı Kişinin Daima Gafletten Uzak ve Tetikte Olmasının Gerekliliği

 

652- Ebu Said bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hala gaflet içinde bulunanları ve hala inanmayanları işin bitmiş olacağı o hasret günü ile uyar''[Meryem, 39] ayeti hakkında: "Bu (uyarma) dünyadadır" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (et-Ta'lıku'r-ragıb 3/10); Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/9; Buhari 4730; Müslim 2849; Tirmizi 31S6.

 

 

 

Birini Yaptığında Cehennemi Girmeyi Hak Ettirdiği için Kişide Bulunmaması Gereken Hasletler

 

653- iyad b. Himar bildiriyor: Kendisi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesinde şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Allah, bugün bana öğrettiği, sizin ise bilmediğiniz şeyleri size öğretmemi emretti ve buyurdu ki: ‘‘Bir kula ihsan ettiğim her şey helaldir. Ben kullarımın hepsini de hanif olarak yarattım; ancak şeytanlar onlara gelip dinlerinden alıkoydular ve kendilerine helal kıldığım şeyleri haram yaptılar. Haklarında bir şey indirmediğim bazı şeyleri bana ortak koşmalarını emrettiler’‘.

 

Yüce Allah yeryüzü ahalisine baktı ve Ehl-i kitab'dan olan bazıları dışında diğer bütün Araplara ve Arap olmayanlara öfkelendi. Bana da: ‘‘Ey Muhammed! Hem seni, hem de senin vasıtanla diğer insanları denemek için ben seni gönderdim. Sana, uyurken de, uyanıkken de okuyabileceğin, hiçbir suyun yok edemeyeceği bir Kitap indirdim’‘ buyurdu. Yüce Allah, Kureyşlilere haber vermemi emretti. Ancak kendisine: ‘‘Rabbim! O zaman başımı koparıp yerlere atarlar!’‘ dediğimde buyurdu ki: ‘‘Seni (yurdundan) çıkardıkları gibi sen de onları çıkar! Onlara karşı savaş ki biz de sana yardım edelim. Bağışlarda bulun ki biz de sana ihsanlarda bulunalım. Sen bir ordu çıkar ki, biz de yarım olarak aynısından beş tane ordu gönderelim. Sana tabi olanlarla beraber, sana isyan edenlere karşı savaş!’‘

 

Yüce Allah yine buyurdu ki: ‘‘Cennet ahalisi şu üç zümreden olacaktır:

Adaletli olan, bağışlarda bulunan ve görevini başarılı bir şekilde ifa eden yöneticiler. Bütün yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve şefkatli olan kişiler. Bir de namuslu ve iftetli çoluk çocuk sahibi olan kimseler.’‘

 

Yine şöyle buyurdu: "Cehennem ahalisi de şu beş zümreden olacaktır:

Hiçbir gücü bulunmayan, aile ve mal istemeyen ve içinizde birilerine tabi olarak yaşayan zayıf kişiler, hırsı aşikar olan ve en basit şeylerde bile ihanet eden hainler, sabah akşam seni, ailen ve malın konusunda aldatan kişiler."

 

Ravi der ki: Adamın biri bunu rivayet eden Mutarrif'e: "Ey Ebu Abdillah! Bu kişi başka ırklardan mevaliden midir, yoksa Araplardan mıdırı" diye sorunca, Mutarrif: "Kişinin hizmetçilerinden, nikahsız bir şekilde zinayla olan çocuklarından kötü ahlaklı kimsedir" dedi ve cimrilik ve yalancılıktan söz etti.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 17); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/266; Müslim 2865/63; Bak hadis no: 654.

 

 

 

Bunu Rivayette'Katade b. Diame'nin Tek Kaldığını iddia Edenin Kavlini çürüten Haber

 

654- iyad b. Himar der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize hitab edip şöyle buyurdu: "Allah, bugün bana öğrettiği şeyleri size öğretmemi emretti ve buyurdu ki: ‘‘Ben kullarımın hepsini de hanif olarak yarattım. Bir kula ihsan ettiğim her şey helaldir. Ancak şeytanlar onlara gelip dinlerinden alıkoydular ve kendilerine helal kıldığım şeyleri haram yaptılar. Haklarında bir şey indirmediğim bazı şeyleri bana ortak koşmalarını emrettiler’‘.

 

Yüce Allah beni (yeryüzüne) göndermeden önce yeryüzü ahalisine baktı ve Ehl-i kitab'dan olan bazıları dışında diğer bütün Araplara ve Arap olmayanlara öfkelendi. Bana da: ‘‘Sana, uyurken de, uyanıkken de okuyabileceği n, hiçbir suyun yok edemeyeceği bir Kitap indirdim’‘ buyurdu. Yüce Allah, Kureyşlilere haber vermemi emretti. Ancak kendisine: ‘‘Rabbim! O zaman başımı koparıp yerlere atarlar!’‘ dediğimde buyurdu ki: ‘‘Seni (yurdundan) çıkardıkları gibi sen de onları çıkar! Onlara karşı savaş ki biz de sana yardım edelim. Bağışlarda bulun ki biz de sana ihsanlarda bulunalım. Sen bir ordu çıkar ki, biz de yarım olarak aynısından beş tane ordu gönderelim. Sana tabi olanlarla beraber, sana isyan edenlere karşı savaş!’‘"

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 4/266; Bak hadis no: 653.

 

 

 

Kişiye, Yapanın Ahirette Cezalandırılacağı Fiillerden Kaçınmasının Gerekmesi

 

655- Semure b. Cündüb der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına, ''İçinizden rüya gören var mı?'' diye sorardı. Yüce Allah'ın dilediği kimselerden gören varsa da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun rüyasını ona yorumlardı. Bir gün sabah vakti bizlere şöyle anlattı: ''Dün gece bana iki kişi geldi ve beni beraberlerinde götürmek isteyip, bana: ''Bizimle beraber yürü!'' dediler. Ben de onlarla beraber yürüdüm. Uzanmış uyuyan bir adamın yanına geldik. Onunda baş ucunda elinde taş olan bir adam durmuştu. Taş'ı uyuyan adam'ın kafasına atıyor, adamın başı yarılıyordu. Taş sağa sola yuvarlanıyor, adam da taşın peşinden gidiyordu. Taşı alıp geri geldiğinde uyuyan adam'ın kafası eskisi gibi iyileşmiş oluyordu. Taşı getiren adam da tekrar uyuyan adamın yanına geliyor ve ilkinde yaptığının aynısı tekrar ediyordu. Yanımdakilere: ‘‘Sübhanallah! Bu ikisi ne yapıyor?’‘ diye sorduğumda bana: ‘‘Devam et! Yürü!’‘ dediler.

 

O ikisi ile yolumuza devam ettik ve sırtüstü yatmış olan bir adamın yanına geldik. Yanında elinde demirden kancasıyla başka biri daha vardı. Elinde kanca olan adam yatan adamın yüzünün bir tarafına eğilip ağzından başlayıp yanağını ensesine kadar parçalıyordu. Sonra burnundan başlayıp ensesine, sonra da gözünden başlayıp ensesine kadar etini parçalıyordu ya da yarıyordu. Sonra yüzünün öbür tarafına yöneliyor ve o tarafa da bir öncekinin aynısını yapıyordu. Yüzünün bir tarafını öyle parçalayıncaya kadar öbür taraf iyileşip eski haline geliyordu. Elinde kancası olan adam tekrar yeni baştan ilk yaptığı gibi parçalamaya başlıyordu. Yanımdakilere: ‘‘Sübhanallah! Bunlar ne yapıyor?’‘ diye sorduğumda bana: ‘‘Yürü! Yürü!’‘ dediler.

 

Yolumuza devam ettik ve tandır gibi bir yere geldik." -Ravi Avf der ki:

"Sanırım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), tandırın içinden bağrışma seslerinin geldiğini, söyledi.- "Tandırın içine baktığımızda çıplak erkek ve kadınların olduğunu gördük. Altlarından alev nehri akıyordu. Her alev geldiğinde de bağrışıyorlardı. Yanımdakilere: ‘‘Bunlar kim?’‘ diye sordum, bana: ‘‘Yürü! Yürü!’‘ dediler.

 

Yola devam edip bir ırmağın kenarına geldik." -Ravi der ki: Sanırım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Kan gibi kırmızı bir ırmak" dedi- "Irmakta yüzen bir adam gördük. ırmağın kenarında da yanında taş yığını olan bir adam vardı. Irmaktaki adam yüzüp yüzüp onun yanına geliyor ve ağzını açıyordu. Kenardaki adam da yüzen adamın ağzına bir taş koyup yutturuyor. Sonra adam tekrar yüzmeye devam ediyordu. Yine yüzdükten sonra kenara gelip ağzını açıyor. Kenardaki adam da onun ağzına taş koyuyordu. Yanımdakilere: ‘‘Bunlar ne yapıyor?’‘ diye sordum. Bana yine: ‘‘Yürü! Yürü!’‘ dediler.

 

Yola devam ettik ve hiç böylesini göremeyeceğin kadar çirkin bir adamla karşılaştık. Yanında bir ateş vardı. Hem ateşi körüklüyor, hem de etrafında dönüyordu. Yanımdakilere: ‘‘Bu ne yapıyor?’‘ diye sordum; ancak yine: ‘‘Yürü! Yürü!’‘ dediler.

 

Yola devam ettik. Bol bitkili bir bahçeye vardık. Bahçede baharın her renginden bir renk mevcuttu. Bahçenin önünde de uzun boylu bir adam vardı. O kadar uzundu ki, göğe kadar uzanan başını çok zor görebiliyordum. Adamın etrafında da daha önce çokluk ve güzellikte hiç bu kadarını görmediğim kalabalıkta çocuklar. vardı. Yanımdakilere: ‘‘Bu adamla bu çocuklar ne?’‘ diye sordum. Bana: ‘‘Yürü! Yürü!’‘ dediler.

 

Yola devam edip, daha önce bu kadar büyüğünü ve güzelini göremediğim bir bahçeye vardık. Yanımdakiler bana: "Bahçenin içinde ilerle!" dediler. Bahçenin içinde ilerlediğimizde altından ve gümüşten tuğlalarla inşa edilmiş bir şehre vardık. Şehrin kapısına gelip kapıyı açmalarını istedik. Kapı açıldı ve içeriye girdik. Bizi orada öyle adamlar karşıladı ki, vücutlarının yarısı görebileceğin en güzel bir yapıda iken, diğer yarısı da görebileceğin en çirkin bir yapıdaydı. Yanımdakiler, o adamlara: ‘‘Gidin ve oradaki ırmağa girip yıkanın!’‘ dediler. Irmağa baktığımda çok geniş ve süt kadar beyaz olduğunu gördüm. Adamlar gidip ırmağa daldılar, sonra da yanımıza geldiler. Yıkandıktan sonra bedenlerindeki o çirkin görünüşleri de gitmiş, en güzel bir surete bürünmüşlerdi. Yanımdakiler bana: ‘‘ işte burası Adn cennetidir, evin de işte oradakidir’‘ dediler. Yukarılara doğru baktığımda beyaz bir bulutu andıran bir köşk gördüm. Yanımdakiler bana: ‘‘işte evin orası!’‘ dediler. Onlara: ‘‘Yüce Allah sizlere bereketler ihsan etsin! Bana izin verin de içine gireyim’‘ dedim, fakat: ‘‘Şimdi değil, ancak ileride oraya gireceksin!’‘ karşılığını verdiler. Onlara: ‘‘Gece boyu pek şaşırtıcı şeylerle karşılaştım. O gördüklerim neydi?’‘ diye sorduğumda şöyle karşılık verdiler: ‘‘Sana onları anlatalım: ilk gördüğün ve başı taşla yarılan adam Kur'an'ı alıp bir kenarda bırakıyor ve kılması gerekli farz namazını kılmayıp uyuyordu. Yanakları, burnu ve gözleri ensesine kadar yarılan adama gelince, o adam sabahtan öyle bir yalan ortaya atıyordu ki bu yalanı dört bir tarafa yayılıyordu.

 

Tandır gibi bir yerde bulunan çıplak erkek ve kadınlar ise, zina eden erkek ve kadınlardı. Irmakta yüzen ve iki de bir ağzına taş konulan adam da faiz yiyen kişidir. Ateşin yanında olan, ateşi harlayıp etrafında dönen çirkin adam ise Cehennem bekçilerinden olan Malik'ti. Bahçenin önünde bulunan uzun boylu adam ise ibrahim peygamberdi. Etrafında olan çocuklar da fıtrat üzerine ölen çocuklardı. Her doğan fıtrat üzere doğmaktadır."

Ravi der ki: Bazı Müslümanlar: "Ey Allah'ın Resulü! Peki ya müşriklerin çocukları da içlerinde mi?" diye sorduklarında, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Onlar da içlerinde" buyurdu ve şöyle devam etti: "Yarı güzel yarı çirkin olan adamlar ise hemkötü, hem de iyi amellerde bulunan ancak Yüce Allah'ın sonradan affettiği bir topluluktu."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Tahricu Fıkhi's-sire 137); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 5/8, 5/9; Buhari 7047; Müslim 2275; Tirmizi 2295.

 

 

 

Müslüman Kişinin Biri Umut, Biri de Korku Olmak Üzere Daima iki Vasıtasının Olmasının Gerekliliği

 

656- Ebu Hureyre bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mümin, Allah katında ceza (azap) olarak neler olduğunu bilseydi kimse cennetini ümit etmezdi. Kafir kişi de Allah katında olan rahmeti bilseydi hiç kimse rahmetinden ümidini kesmezdi.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahıha 1634); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/397; Müslim 2755; Bak hadis no: 345.

 

 

 

Kişi Yaparken Gayret Sarfetmiş Olsa da Salih Amellere Güvenmenin terk edilmesi

 

657- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başparmak ve yanındakini göstererek şöyle buyurdu: "Yüce Allah beni ve Meryem'in oğlunu şu iki parmaktan dolayı hesaba çekecek olursa bize cezalandırır ve bunda bizlere haksızlık etmiş olmazdı.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-saruha 3200); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Bak hadis no: 659.

 

 

 

Taate Yönelik Gayret içinde Olsa Dahi Kişinin Allah'ın Azabından -ki böylesi bir azaptan Allah'a sığınırızYana Kendini Emin Saymamasının Gerekliliği

 

658- Allah Resülü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşi Hz. Aişe anlatıyor: Rüzgarlı ve bulutlu bir gün olduğu zaman bu(nun sıkıntısı) Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünde belli olurdu. (Eve) gidip gelir ve yağmur yağınca rahatlayıp sıkıntısı giderdi. Bir gün (yine böyle iken) bunun sebebini kendisine sorduğumda: "Bunun ümmetim için musallat edilen bir azab olmasından korktum" buyurdu. 

 

[Tahric:] Elbimi: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2757); Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari3206; Müslim 899; Ebu Davud 5098; Tirmizi 3257.

 

 

 

Taate Yönelik Gayret içinde Olsa Dahi Kişinin Taksiratında Kendini Kınamasının Gerekliliği

 

659- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah beni ve İsa'yı günahlarımıza karşılık cezalandıracak olsaydı, cezalandırır ve bunda bize zulmetmiş olmazdı" buyurdu. Bunu derken de işaret parmağı ile yanındaki parmağını gösteriyordu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2757); Şuayb: İsnadı sahih. Bak hadis no: 657.

 

 

 

Kişinin Zorunlu Bazı Durumlar Dışında Mevcut Amellerine Güvenmemesinin Gerekliliği

 

660- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hiç birinizi ameli kurtarmaz, ama siz orta yolda gidin ve doğruya yönelin." Sahabe: "Seni de mi ey Allah'ın Resulü?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni de, ancak Allah beni rahmetine ve fazlına gark etmiştir" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/319; Bak hadis no: 348.

 

 

 

Kişiye Az Miktardaki Salih Amelleri ve Küçük Günahları Küçümsemesinin Yasaklanışı

 

661- Abdullah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet birinize ayakkabı bağından daha yakındır. Cehennem de aynı şekilde yakındır" buyurmuştur.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 1/387, 1/442; Buhari6488.

 

 

 

Kişinin Tüm işlerinde Güne Değil de, Akıbete itibar Etmesinin Gerekliliği

 

662- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim bildiğimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız" buyurmuştur.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3194); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/453; Buhari 6485; Bak hadis no: 113, 358.

 

 

 

Daha Önce işlenen Bir Günahı şeytan Tekrardan Güzel Gösterirken Müslüman Kişinin Takınması Gereken Tavır

 

663- Said b. Abdilazız der ki: Hişam b. Abdilmelik, Zühri'nin yedi bin dinarlık borcunu onun yerine ödeyip: "Bir daha borç alma" dedi. Bunun üzerine Zührı ona şöyle karşılık verdi: "Said b. el-Müseyyeb'in Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle: ‘‘Mümin aynı delikten iki defa ısırılmaz’‘ buyurduğu halde nasıl bir daha borçlanınm."

 

Hadisin lafzı, Ömer b. Said b. Sinan'a aittir 

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 1175); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/379; Buhari6133; Müslim 2998; Ebu Davud 4862; İbn Mace 3982; Darimi 2/319.

 

 

 

Yağmur Öncesi Şiddetli Rüzgardan Kaynaklanan Endişenin Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yüzüne Yansıması

 

664- Enes b. Malik der ki: "(Şiddetli) rüzgar estiği zaman bunun etkisi (peşinden bir felaketin geleceği korkusu) Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüzünden belli olurdu.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih; Şuayb: İsnadı Müslim'in şartınca sahih. Buhari 1034.

 

 

 

Faziletli ve Takvalı Olsa Dahi Gece İbadetine Kalkan Kişide Baskın Olan Duygunun Korku Duygusu Olmasının Gerekliliği

 

665- Abdullah b. eş-Şihhır der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mescid'de yanına varmıştım. Ayakta namaz kılıyordu. içinden hıçkırarak ağlıyordu."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 840); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/25; Ebu Davud 904; Nesai 3/13; Bak hadis no: 753.

 

 

 

Verilen Bir Öğüde Şahit Olan Kişinin de Onun Muhatabı Olması

 

666- Adiy b. Hatim dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Cehennemden korunun" buyurdu ve yüzünü çevirip ekşitti. Sonra "Cehennemden korunun" buyurdu. Sonra yine, yüzünü çevirip ekşitti. Hatta biz, sanki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ateşe bakıyor zannettik. Sonra: "Yarım hurmayla da olsa cehennemden korunun. Onu da bulamayanlar güzel bir sözle kendini korusun" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (et- Ta'lık ala İbn Huzeyme 2428). Bak hadis no: 4804.

 

 

 

667- Nu'man b. Beşır der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizi Cehenneme karşı uyarıyorum! Sizi Cehenneme karşı uyarıyorum! Sizi Cehenneme karşı uyarıyorum!" buyurdu. O kadar yüksek sesle bunu söyledi ki şayet durduğum bu yerden (Kufe'de) seslenmiş olsaydı çarşıda bulunanların hepsi de bunu duyardı. Bunu söylerken abasının ayaklarının dibine düştüğünü gördüm.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 5687); Şuayb: İsnadı hasendir. Bak hadis no: 644.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bab: Fakirlik, Zühd ve Kanaat