Sahih

İbn Hibban

 

İMAN

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Dini Görevlerdeki Sorumluluk - Mükellefiyet

 

باب التكليف

Bab: Sorumlu (Mükellef) Kılma

 

ذكر الأخبار عن نفي تكليف الله عباده ما لا يطيقون

Yüce Allah'ın Kullarını Güç Yetiremeyecekleri Şeylerden Mükellef Tutmaması

 

[ 139 ] أخبرنا الحسن بن سفيان قال حدثنا محمد بن المنهال الضرير قال حدثنا يزيد بن زريع قال حدثنا روح بن القاسم عن العلاء بن عبد الرحمن عن أبيه عن أبي هريرة قال لما نزلت على النبي صلى الله عليه وسلم هذه الآية لله ما في السماوات وما في الأرض وإن تبدوا ما في أنفسكم أو تخفوه يحاسبكم به الله فيغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء والله على كل شيء قدير أتوا النبي صلى الله عليه وسلم فجثوا على الركب وقالوا لا نطيق لا نستطيع كلفنا من العمل ما لا نطيق ولا نستطيع فأنزل الله آمن الرسول بما أنزل إليه من ربه والمؤمنون إلى قوله غفرانك ربنا وإليك المصير فقال النبي صلى الله عليه وسلم لا تقولوا كما قال أهل الكتاب من قبلكم سمعنا وعصينا بل قولوا سمعنا وأطعنا غفرانك ربنا وإليك المصير فأنزل الله { لا يكلف الله نفسا إلا وسعها لها ما كسبت وعليها ما اكتسبت ربنا لا تؤاخذنا إن نسينا أو أخطأنا } قال نعم { ربنا ولا تحمل علينا إصرا كما حملته على الذين من قبلنا } قال نعم { ربنا ولا تحملنا ما لا طاقة لنا به واعف عنا واغفر لنا وارحمنا أنت مولانا فانصرنا على القوم الكافرين } قال نعم

 

139- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah her şeye Kadir'dir" (Bakara 284) ayeti nazil olduğu zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiler, dizlerinin üzerinde oturdular ve: "Ey Allah'ın Resulü! Daha önce gücümüzün yeteceği ibadetlerle yükümlü kılındık. Ancak sana nazil olan bu ayete gücümüz yetmez" dediler. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: ''Peygamber ve inananlar, ona Rabb'inden indirilene inandı. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı. ‘‘Peygamberleri arasından hiçbirini ayırt etmeyiz, işittik, itaat ettik, Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş Sanadır’‘ dediler.''(Bakara 285) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Sizden önceki Ehl-i kitabıdan olan iki topluluk gibi: ‘‘işittik ve isyan ettik’‘ demek mi istiyorsunuz! Aksine: ‘‘işittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş sanadır’‘ deyin" buyurunca şu ayeti nazil oldu: "Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma.''(Bakara 286) "Evet" buyurdu (yani ayeti tekrar etti). "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yüklemeli inince "Evet" buyurdu (yani ayeti tekrar etti). Sonra "Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et" (Bakara 286) ayeti inince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" dedi (yani ayeti tekrar etti). 

 

[Tahric:] Elbani: Sahih "Müslim"; Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 2/412; Müslim 125.

 

 

ذكر الإخبار عن الحالة التي من أجلها أنزل الله جل وعلا لا إكراه في الدين

"Dinde Zorlama Yoktur''[Bakara, 256] Ayetinin Nüzul Sebebi

 

[ 140 ] أخبرنا إسحاق بن إبراهيم بن إسماعيل ببست قال حدثنا حسن بن علي الحلواني قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا شعبة عن أبي بشر عن سعيد بن جبير عن بن عباس في قوله { لا إكراه في الدين } قال كانت المرأة من الأنصار لا يكاد يعيش لها ولد فتحلف لئن عاش لها ولد لتهودنه فلما أجليت بنو النضير إذا فيهم ناس من أبناء الأنصار فقالت الأنصار يا رسول الله أبناؤنا فأنزل الله هذه الآية { لا إكراه في الدين } قال سعيد بن جبير فمن شاء لحق بهم ومن شاء دخل في الإسلام

 

140- Said b. Cübeyr bildiriyor: ibn Abbas: "Dinde zorlama yoktur ... "[Bakara, 256] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "(islamiyet'ten önce) Ensar'dan çocuğu yaşamayan bir kadın eğer çocuğu yaşarsa onu Yahudi edeceğine dair adakta bulunurdu. Nadır oğulları, beraberlerinde bulunan Ensar çocukları ile sürgün edildiklerinde, Ensar: ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Çocuklarımız’‘ dediler. Bunun üzerine Yüce Allah: ‘‘Dinde zorlama yoktur ... ‘‘ ayetini indirdi." Said b. Cübeyr: ''İsteyen onlarla gider isteyen de islam'a girip kalır, anlamındadır" dedi.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 2404); Şuayb: Buhari: ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ebu Davud 2682.

 

 

ذكر البيان بأن الفرض الذي جعله الله جل وعلا نفلا جائز أن يفرض ثانيا فيكون ذلك الفعل الذي كان فرضا في البداية فرضا ثانيا في النهاية

Yüce Allah'ın Nafile Kıldığı Bir Farzın Sonradan Farz Kılınabilmesi, Bu Şekilde Baştan Farz Olan Bu Şeyin Nihayetinde Farza Dönmesi

 

[ 141 ] أخبرنا عمر بن سعيد بن سنان الطائي بمنبج قال حدثنا سعيد بن حفص النفيلي قال قرأنا على معقل بن عبيد الله عن الزهري عن عروة عن عائشة أنها أخبرته أن رسول الله صلى الله عليه وسلم خرج ليلة في رمضان فصلى في المسجد فصلى رجال وراءه بصلاته فأصبح الناس فتحدثوا بذلك فاجتمع أكثرهم منهم فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم الثانية فصلوا بصلاته فأصبح الناس فتحدثوا بذلك فاجتمع أهل المسجد ليلة الثالثة فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم فصلوا بصلاته فلما كانت الليلة الرابعة عجز المسجد عن أهله فلم يخرج إليهم رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا لصلاة الفجر فلما قضيت صلاة الفجر أقبل على الناس فتشهد ثم قال أما بعد فإنه لم يخف علي مكانكم ولكني خشيت أن تفرض عليكم فتقعدوا عنها وكان رسول الله صلى الله عليه وسلم يرغبهم في قيام شهر رمضان من غير أن يأمرهم بقضاء أمر فيه يقول من قام رمضان إيمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم والأمر على ذلك ثم كان الأمر على ذلك في خلافة أبي بكر وصدرا من خلافة عمر رضوان الله عليهم أجمعين

 

141- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir Ramazan gecesi çıkıp Mescid'de namaz kılınca bazı kimseler de arkasında kendisine uyup namaz kıldı. Sabah olunca insanlar bunu kendi aralarında konuştular. Sonra ikinci gece de namaz kılınca kendisine uyan kimseler daha da çoğaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci kez çıktı ve onunla birlikte insanlar da namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar yine bunu kendi aralarında konuştular. Bunun üzerine üçüncü gece insanlar Mescid'de daha da çoğaldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üçüncü kez yine çıktı ve insanlar da kendisine uyarak namaz kıldılar. Dördüncü gecede ise halk Mescid'e sığmaz oldu. Onların yanına (gece) çıkmayan Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazı için çıkıp namazı kıldırdıktan sonra cemaate doğru dönüp şehadet getirdi ve: "Gelelim asıl konuya" diyerek şöyle devam etti: "Şu muhakkak ki dün geceki durumunuz bana gizli değildi. Fakat ben bu üzerinize farz olur da sonra ondan aciz olursunuz diye endişe ettim" buyurdu.

 

Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), zorlamaksızın Müslümanları Ramazan gecelerini ihya etmeye teşvik eder ve: "iman ederek ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan gecelerini ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır" buyururdu.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu dünyadan gittiğinde durum bu şekilde idi. Ondan sonra Ebu Bekr'in hilafeti boyunca ve Ömer'in hilafetinin başlarında gece namazına yönelik bu durum bu şekilde devam etti. -Allah hepsinden razı olsun-.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih "Buhari ve Müslim"; Şuayb: İsnadı hasendir. Muvatta 1/134; Buhari 1129; Müslim 761/178; Ebu Davud 1373; Nesai 3/202.

 

 

ذكر الإخبار عن العلة التي من أجلها إذا عدمت رفعت الأقلام عن الناس في كتبة الشيء عليهم

Kişiden Sorumluluğu Kaldıran, Aleyhinde Bir Şeyin Yazılmamasına Sebep Olan Şeyler

 

[ 142 ] أخبرنا أبو يعلى حدثنا شيبان بن فروخ حدثنا حماد بن سلمة عن حماد عن إبراهيم عن الأسود عن عائشة قالت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم رفع القلم عن ثلاثة عن النائم حتى يستيقظ وعن الغلام حتى يحتلم وعن المجنون حتى يفيق

 

142- Hz. Aişe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirir: "Uyanıncaya kadar uyuyan kişiden, ergen olana kadar çocuktan ve aklı geri yerine gelene kadar deliden olmak üzere üç kişiden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (İbn Mace 2041); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 6/100, 6/101; Ebu Davud 4398; Nesai 6/156; İbn Mace 2041; Darimi 2/171.

 

 

ذكر خبر ثان يصرح بصحة ما ذكرناه

Zikrettiğimiz Hususu Bildiren ikinci Haber

 

[ 143 ] أخبرنا محمد بن إسحاق بن خزيمة حدثنا يونس بن عبد الأعلى حدثنا بن وهب أخبرني جرير بن حازم عن سليمان بن مهران عن أبي ظبيان عن بن عباس قال مر علي بن أبي طالب رضى الله تعالى عنه بمجنونة بني فلان قد زنت أمر عمر برجمها فردها علي وقال لعمر يا أمير المؤمنين أترجم هذه قال نعم قال أو ما تذكر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال رفع القلم عن ثلاثة عن المجنون المغلوب على عقله وعن النائم حتى يستيقظ وعن الصبي حتى يحتلم قال صدقت فخلى عنها

 

143- ibn Abbas der ki: Hz. Ali b. Ebı Talib, filan oğullarından zina eden ve Ömer b. el-Hattab tarafından recm edilmesi emredilen deli bir kadına rastlayınca Ömer'in vermiş olduğu bu hükmün yanlış olduğunu ifade etti ve Ömer'e: "Ey müminlerin emiri! Böylesi bir kadınımı recmediyorsun, öyle mi?" diye sordu. Ömer: "Evet!" karşılığını verince, Ali b. Ebı Talib: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Aklı yerinde olmayan deliden, uyanıncaya kadar uyuyan kişiden ve ergen olana kadar çocuktan olmak üzere üç kişiden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır’‘ buyurduğunu hatırlamıyor musun?" diye sordu. Bunun üzerine Ömer: "Doğru söyledin" dedi ve kadını serbest bıraktı.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 2/5); Şuayb: Ravileri Müslim ricalidir. Ahmed 1/154; Ebu Davud 4401; Tirmizi 1423.

 

 

ذكر الخبر الدال على صحة ما تأولنا الخبرين الأولين اللذين ذكرناهما بأن القلم رفع عن الأقوام الذين ذكرناهم في كتبة الشر عليهم دون كتبة الخير لهم

Önceki iki Hadis Üzerinden Sorumluluğu Düşen Kişilerin Yaptıkları İyiliklerin Değil Sadece Yaptıkları Kötülüklerin Yazılmayacağına Dair Yaptığımız Yorumu Doğrulayan Haber

 

[ 144 ] أخبرنا عمر بن محمد الهمداني حدثنا عبد الجبار بن العلاء حدثنا سفيان قال سمعته من إبراهيم بن عقبة قال سمعت كريبا يخبر عن بن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم صدر من مكة فلما كان بالروحاء استقبله ركب فسلم عليهم فقال من القوم قالوا المسلمون فمن أنتم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ففزعت امرأة منهم فرفعت صبيا لها من محفة وأخذت بعضلته فقالت يا رسول هل لهذا حج قال نعم ولك أجر قال إبراهيم فحدثت بهذا الحديث بن المنكدر فحج بأهله أجمعين

 

144- ibn Abbas der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'den dönüş yolunda Revha'da iken bir kafileyle karşılaştı. Onlara selam veren Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kimlerdensiniz?" diye sorunca: "Müslümanlarız" karşılığını verdiler ve: "Siz kimsiniz?" diye sordular. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben Allah'ın elçisiyim" karşılığını verince kafileden bir kadın hemen çocuğunun kolunun adalesinden tutup hevdecden çıkardı ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu çocuğun haccı caiz olur mu?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, olur. Sana da sevabı vardır" buyurdu.

 

ibrahım der ki: Bu hadisi ibnü'I-Münkedir'e aktardığımda ailecek hacca gitti.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1525); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Muvatta 1/368, 1/369; Ahmed 1/219; Müslim 1336; Ebu Davud 1736; Nesai 5/120,5/121.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sadece Akıldan Geçen Kötü Şeyler