Sahih

İbn Hibban

 

MUKADDİME

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Sünnet Göre Hareket Etmenin Şart Oluşu Ve Ehl-i Sünnet'in Doğru Yol Olduğu

 

باب الاعتصام بالسنة وما يتعلق بها نقلا وأمرا وزجرا

Sünnete ve Ona Nakil, Emir ve Yasaklama Yoluyla Taalluk Edene Bağlılık

 

[ 3 ] أخبرنا أبو يعلى حدثنا أبو كريب حدثنا أبو أسامة حدثنا بريد عن أبي بردة عن أبي موسى عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إن مثلي ومثل ما بعثني الله به كمثل رجل أتى قومه فقال يا قوم إني رأيت الجيش وإني أنا النذير فأطاعه طائفة من قومه فانطلقوا على مهلهم فنجوا وكذبه طائفة منهم فأصبحوا مكانهم فصبحهم الجيش وأهلكهم واجتاحهم فذلك مثل من أطاعني واتبع ما جئت به ومثل من عصاني وكذب ما جئت به من الحق

 

3- Ebu Musa, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Benim, Yüce Allah'ın beni gönderdiği şey ile durumum şuna benzer: Adamın biri bir kavme gelerek: ‘‘Gözlerimle (buraya gelen) orduyu gördüm. Ancak, gördüğünüz gibi ben çıplak bir uyarıcıyım. Kurtulmaya bakın!’‘ der. O kavimden bir grup insan ona itaat edip, gece vakti endişeye kapılmadan yola koyulurlar ve kurtulurlar. O kavimden bir grup insan da onu yalanlar ve yerlerinde kalırlar. Sabah vakti de ordu onlara saldırıp yok eder. işte bana itaat eden ve gönderildiğim şeye inanan ile, bana isyan edip Hak'tan getirdiğim şeyi yalanlayan kişinin durumu da böyledir."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih "Buhari ve Müslim"; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Buhari 6482; Müslim 2282.

 

 

[ 4 ] وقال صلى الله عليه وسلم إن مثل ما آتاني الله من الهدى والعلم كمثل غيث أصاب أرضا فكانت منها طائفة طيبة قبلت ذلك فأنبتت الكلأ والعشب الكثير وأمسكت الماء فنفع الله بها الناس فشربوا منها وسقوا وزرعوا وأصاب منها طائفة أخرى إنما هي قيعان لا تمسك ماء ولا تنبت كلأ فذلك مثل من فقه في دين الله ونفعه ما بعثني الله به فعلم وعمل ومثل من لم يرفع بذلك رأسا ولم يقبل هدى الله الذي أرسلت به

 

4- Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ın benimle hidayet ve ilmi göndermesi yağmurun yağmasına benzer. Yağmurun indiği toprakların iyisinden bazıları bu suyu kabul eder. Sonunda üzerinde bol miktarda çayır ve ot biter. isabet ettiği bazı yerlerin toprağı suyu yüzeyinde tutar. Allah da bu suyla insanları faydalandırır. insanlar bu sudan içerler, hayvanlarını içirirler, ekinlerini sularlar. Yağmurun yağdığı başka yerler de var ki bu yerin zemini kaygandır. Ne suyu yüzeyinde tutar, ne de emip ot bitirir. işte dini buyrukları anlayan, Allah'ın benimle gönderdiği (hidayet ve ilim)den faydalanan, bunları öğrenip başkalarına öğretenler ile bunlara kulak asmayan ve Allah'ın benimle gönderdiği (hidayet ve ilim)i kabul etmeyenlerin durumu da buna benzer."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih "Buhari ve Müslim"; Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/399; Buhari 79; Müslim 2282.

 

 

ذكر وصف الفرقة الناجية من بين الفرق التي تفترق عليها أمة المصطفى صلى الله عليه وسلم

Mustafa (s.a.v.) Ümmetinin Fırkaları Arasında Olan Fırka-i Naciye'nin Vasfı

 

[ 5 ] أخبرنا أحمد بن مكرم بن خالد البرتي حدثنا علي بن المديني حدثنا الوليد بن مسلم حدثنا ثور بن مسلم حدثنا ثور بن يزيد حدثني خالد بن معدان حدثني عبد الرحمن بن عمرو السلمي وحجر بن حجر الكلاعي قالا أتينا العرباض بن سارية وهو ممن نزل فيه ولا على الذين إذا ما أتوك لتحملهم قلت لا أجد ما أحملكم عليه فسلمنا وقلنا أتيناك زائرين ومقتبسين فقال العرباض صلى بنا رسول الله صلى الله عليه وسلم الصبح ذات يوم ثم أقبل علينا فوعظنا موعظة بليغة ذرفت منها العيون ووجلت منها القلوب فقال قائل يا رسول الله كأن هذه موعظة مودع فماذا تعهد إلينا قال أوصيكم بتقوى الله والسمع والطاعة وإن عبدا حبشيا مجدعا فإنه من يعش منكم فسيرى اختلافا كثيرا فعليكم بسنتي وسنة الخلفاء الراشدين المهديين فتمسكوا بها وعضوا عليها بالنواجذ وإياكم ومحدثات الأمور فإن كل محدثة بدعة وكل بدعة ضلالة قال أبو حاتم في قوله صلى الله عليه وسلم فعليكم بسنتي عند ذكره الاختلاف الذي يكون في أمته بيان واضح أن من واظب على السنن قال بها ولم يعرج على غيرها من الآراء من الفرق الناجية في القيامة جعلنا الله منهم بمنه

 

5- Abdurrahman b. Amr es-Sülemi ile  Hucr b. Hucr el-Kelai anlatıyor: Biz ikimiz (bir gün) İrbad b. Sariye'nin yanına geldik. O, kendileri hakkında ''Kendilerine binek sağlaman için geldiklerinde: Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum, deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur)" (Tevbe 92) ayeti inen kimselerden biri idi. (Ona) selam verdik ve "Seni ziyarete (yani hastalığın için geçmiş olsun demeye) ve (senden) ilim tahsil etmeye geldik" dedik. Bunun üzerine irbad şöyle dedi:

 

Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize sabah namazını kıldırdı. Sonra bize dönüp çok etkili bir vaaz yaptı. Bu vaazdan dolayı gözler yaşardı ve kalpler ürperdi. Derken bir konuşmacı: "Ey Allah'ın Resulü! (Senin) bu (vaazın, yolculuğa çıkacağı için geri kalanlara) veda eden bir kimsenin vaazına benziyor. Bize neyi tavsiye edersin?" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Size, Allah'tan korkmanızı / takvayı, (başınızdaki idareciler) vücut organları kopuk Habeşli bir köle olsa bile (onları) dinleyip, itaat etmenizi tavsiye ederim. Çünkü (benden sonra) sizden kim yaşarsa o, pek çok ihtilaflara şahit olacaktır. Bu durumda size gereken şey; sünnetime ve doğru yola erdirilmiş raşid halifelerimin sünnetine sarılmaktır. Öyle ki bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Onları (adeta) dişler(iniz)le (bir daha çıkmamak üzere iyice) ısırınız. Sizi (dine dayanmayan) sonradan ortaya atılan işlerden sakındırırım. Çünkü sonradan ortaya atılan her iş, bidattır. Her bid'at ise sapıklıktır" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 937, 3007; Zilalu'l-cenne 26-34; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 4/126 ve 4/127; Ebu Davud 4607; Tirmizi 2676; İbn Mace 44; Darimi 1/44.

 

 

Ebu Hatim, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ümmetinde olacak ihtilafı zikrettikten sonra: "Bu durumda size gereken şey; sünnetime ... sarılmaktır" buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Burada mana açık olarak görülmektedir. Her kim sünnetlere bağlı kalırsa ve o şekilde ölürse kıyamet gününde Fırka-i Naciye'nin dışında olan fırkalara gitmez. Yüce Allah lütfuyla bizi onlardan kılsın."

 

 

ذكر الإخبار عما يجب على المرء من لزوم سنن المصطفى صلى الله عليه وسلم وحفظه نفسه عن كل من يأباها من أهل البدع وإن حسنوا ذلك في عينه وزينوه

 

Kişiye Mustafa'nın (s.a.v.) Sünnetlerine Sarılmasının ve Bir Şeyi Süsleyip Güzelleştirseler Bile Kendini Bidat Ehlinden Sünneti Kabul Etmeyenlerden Korumasının Gerekliliği

 

[ 6 ] أخبرنا إبراهيم بن علي بن عبد العزيز العمري بالموصل حدثنا معلى بن مهدي حدثنا حماد بن زيد عن عاصم عن أبي وائل عن بن مسعود قال خط لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم خطا فقال هذا سبيل الله ثم خط خطوطا عن يمينه وعن شماله ثم قال وهذه سبل على كل سبيل منها شيطان يدعو إليه ثم تلا { وأن هذا صراطي مستقيما } إلى آخر الآية

 

6- ibn Mes'ud dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize bir çizgi çizdi ve: "Bu, Allah'ın yoludur" dedi. Sonra bu çizginin sağında ve solunda çizgiler çizerek: ''Bunlar da, yollarda da kendine davet eden bir şeytanın bulunduğu yollardır" buyurdu. Sonra da: ''Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur''[En'am, 153] ayetini sonuna kadar okudu.

 

[Tahric:] Elbani: Hadis sahihtir (Zilal 16, 17); Şuayb: İsnadı hasendir. Bakınız hadis no: 7.

 

 

ذكر ما يجب على المرء من ترك تتبع السبل دون لزوم الطريق الذي هو الصراط المستقيم

Kişinin Kendisinde Gitmesi Gerektiği ve Dosdoğru Olanı Dışında Diğer Yolları Bırakmasının Gerekliliği

 

[ 7 ] أخبرنا علي بن الحسين بن سليمان المعدل بالفسطاط قال حدثنا الحارث بن مسكين قال حدثنا بن وهب قال حدثني حماد بن زيد عن عاصم عن أبي وائل عن بن مسعود قال خط لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم خطوطا عن يمينه وعن شماله وقال هذه سبل على كل سبيل منها شيطان يدعو له ثم قرأ { وأن هذا صراطي مستقيما فاتبعوه ولا تتبعوا السبل فتفرق بكم عن سبيله } الآية كلها

 

7- ibn Mes'ud dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize bir çizgi çizdi. Sonra bu çizginin sağında ve solunda çizgiler çizerek: "Bu yollar, her birinde kendine davet eden bir şeytanınbulunduğu yollardır" buyurdu. Sonra da: "Bu, dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın''[En'am, 153] ayetini sonuna kadar okudu.

 

[Tahric:] Elbani: Hadis hasen sahihtir (Zilal 16, 17); Şuayb: İsnadı hasendir. Ahmed 1/435 ve 1/465; Darimi 1/67 ve 1/68; Bak hadis no: 6.

 

 

ذكر البيان بأن من أحب الله جل وعلا وصفيه صلى الله عليه وسلم بإيثار أمرهما وابتغاء مرضاتهما على رضى من سواهما يكون في الجنة مع المصطفى صلى الله عليه وسلم

Yüce Allah'ı ve Seçkin Kıldığı Muhammed'i (s.a.v.) Seven ve ikisinin Emrini ve Rızasını Başkalarının Emir ve Rızasına Tercih Eden Kimsenin Cennette Mustafa (s.a.v.) ile Birlikte Olması

 

[ 8 ] أخبرنا الحسن بن سفيان حدثنا محمد بن أبي بكر المقدمي حدثنا معاذ بن هشام حدثني أبي عن قتادة عن أنس بن مالك أن أعرابيا سأل النبي صلى الله عليه وسلم وكانوا هم أجدر أن يسألوه من أصحابه فقال يا رسول الله متى الساعة قال وما أعددت لها قال ما أعددت لها إلا أني أحب الله ورسوله قال فإنك مع من أحببت قال أنس فما رأيت المسلمين فرحوا بشيء بعد الإسلام أشد من فرحهم بقوله

 

8- Enes b. Malik bildiriyor: Ashabdan farklı olarak soru sormakta daha cesaretli olan Bedevilerden birisi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Peki onun (kıyamet sonrası) için ne hazırladın?" diye sordu. Bedevi: "Çokça bir hazırlığım yok, ama Allah ve Resulünü seviyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen, sevdiğinle berabersin" buyurdu. Enes ekledi: Müslümanların Müslüman olduktan sonra bu söze sevindikleri kadar başka bir şeye sevindiklerini görmüş değilim.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (er-Ravdu'n-nadir 104-106, 361, 370 "Buhari ve Müslim"; Şuayb:  Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/178; Buhari 6167; Müslim 2639/164; Tirmizi 2385; Bakınız 156, 563, 564, 565.

 

 

ذكر الأخبار عما يجب على المرء من لزوم هدي المصطفى بترك الانزعاج عما أبيح من هذه الدنيا له بإغضائه

Kişinin Mustafa'nın (s.a.v.) Yolunda Gidip Bu Dünyada Kendisine Mubah Kılınan Bazı Şeylerden Uzak Durmayı Terk Etmesinin Gerekliliği Hakkında

 

[ 9 ] أخبرنا محمد بن الحسن بن قتيبة قال حدثنا بن أبي السري قال حدثنا عبد الرزاق قال أخبرنا معمر عن الزهري عن عروة عن عائشة رضى الله تعالى عنها قالت دخلت امرأة عثمان من مظعون واسمها خولة بنت حكيم على عائشة وهي بذة الهيئة فسألتها عائشة ما شأنك فقالت زوجي يقوم الليل ويصوم النهار فدخل النبي صلى الله عليه وسلم فذكرت عائشة له فلقي النبي صلى الله عليه وسلم عثمان بن مظعون فقال يا عثمان إن الرهبانية لم تكتب علينا أما لك في أسوة حسنة فوالله إني لأخشاكم لله وأحفظكم لحدوده صلى الله عليه وسلم

 

9- Hz. Aişe anlatıyor: Adı Havle binti Hakım olan Osman b. Maz'un'un hanımı, (bir gün) pejmürde ve perişan bir vaziyette Aişe'nin yanına girdi. Aişe, ona: "Bu halin ne böyle?" diye sordu. Havle binti Hakım: "Kocam, geceleri namaz kılıyor ve gündüzleri oruç tutuyor!" dedi. Derken Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girdi. Aişe, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bu durumu anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Osman b. Maz'un'la karşılaşınca ona: "Ey Osman! Ruhbanlık bize farz kılınmamıştır. Senin için (ben de) örnek alınacak güzel yönler yok mudur? Allah'a yemin ederim ki, ben, sizin Allah'tan en çok korkanınız ve O'nun sınırlarını en iyi muhafaza edeninizim!" buyurdu.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 1239). Ahmed 6/226.

 

 

ذكر الإخبار عما يجب على المرء من تحري استعمال السنن في أفعاله ومجانبة كل بدعة تباينها وتضادها

Kişinin işlerinde Sünnete Uymasının ve Sünnete Muhalif ve Zıt Olan Her Bidatten Uzak Durmasının Gerekliliği

 

[ 10 ] أخبرنا أحمد بن علي بن المثنى قال حدثنا أحمد بن إبراهيم الموصلي قال حدثنا عبد الوهاب الثقفي قال حدثنا جعفر بن محمد عن أبيه عن جابر قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا خطب احمرت عيناه وعلا صوته واشتد غضبه حتى كأنه نذير جيش يقول صبحكم ومساكم ويقول بعثت أنا والساعة كهاتين يفرق بين السبابة والوسطى ويقول أما بعد فإن خير الحديث كتاب الله وخير الهدي هدي محمد وإن شر الأمور محدثاتها وكل بدعة ضلالة ثم يقول أنا أولى بكل مؤمن من نفسه من ترك مالا فلأهله ومن ترك دينا أو ضيعة فإلي وعلي

 

10- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe veri(p kıyametten bahsede)rken bir ordunun sabah akşam saldırı yapacağı uyarısını yapar gibi gözleri kızarır, sesini yükseltir, öfkesi artar ve: "Benim gönderilmem ile kıyametin kopması şunun gibi yakınız'' buyururdu. Sonra işaret parmağı ile orta parmağını ayırarak bunu gösterir ve şöyle devam ederdi: "Sonrasına gelince; sözün en hayırlı olanı Yüce Allah'ın Kitab'ıdır. En güzel ve doğru yol Muhammed'in yoludur. En kötü işlerden biri de bir şeyleri sonradan çıkarıp dine sokmaktır. Sonradan çıkarılıp dine sokulan her şey bidattir."

 

Sonra şöyle buyururdu: "Ben herkese kendi nefsinden bile öncelikliyim.

Ölen kişinin geriye bıraktığı mal ailesinindir. Kişi ölüp de geriye borç veya çoluk çocuk bıraktığı zaman bu borcun ve çoluk çocuğun sorumluluğu benimdir.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 608, 611; Ahkamu'l-cenaiz s. 2-30; Hutbetu'l-hace s. 34-35; Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/310, 3/338; Müslim 867/43; Nesai 3/188, İbn Mace 45.

 

 

ذكر اثبات الفلاح لمن كانت شرته إلى سنة المصطفى صلى الله عليه وسلم

Kurtuluşu Ancak Şevki Mustafa'nın (s.a.v.) Sünneti Olan Kişinin Hak Edeceğinin Tesbiti

 

[ 11 ] أخبرنا أحمد بن علي بن المثنى قال حدثنا أبو خيثمة قال حدثنا هاشم بن القاسم قال حدثنا شعبة عن حصين بن عبد الرحمن عن مجاهد عن عبد الله بن عمرو قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن لكل عمل شرة وإن لكل شرة فترة فمن كانت شرته إلى سنتي فقد أفلح ومن كانت شرته إلى غير ذلك فقد هلك

 

11- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Her amelin bir şevki vardır. Her şevkin de bittiği bir zaman vardır. Buna göre her kim şevkin bittiği anda sünnetime sarılırsa kurtuluşa erer. Kim de şevkin bittiği anda başka bir şeye sarılırsa helak olur.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Zilal 51); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/188, 2/210.

 

 

ذكر الخبر المصرح بأن سنن المصطفى صلى الله عليه وسلم كلها عن الله لا من تلقاء نفسه

Mustafa'nın (s.a.v.) Sünnetlerinin Kendi indinden Değil de Tümüyle Allah'tan Olduğunu Belirten Haber

 

[ 12 ] أخبرنا محمد بن عبيد الله بن الفضل الكلاعي بحمص حدثنا كثير بن عبيد المذحجي حدثنا محمد بن حرب عن الزبيدي عن مروان بن رؤبة عن بن أبي عوف عن المقدام بن معد يكرب عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه قال إني أوتيت الكتاب وما يعدله يوشك شعبان على أريكته أن يقول بيني وبينكم هذا الكتاب فما كان فيه من حلال أحللناه وما كان فيه من حرام حرمناه ألا وإنه ليس كذلك

 

12- Mikdam b. Ma'dıkerib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "Bana, Kitab ve onunla birlikte benzeri (sünnet) verildi. (Gelecekte) bir kişi karnı tok olarak koltuğuna kurulup: ‘‘Benim ile sizin aranızda şu Kitab vardır. Ondaki helal olanı helal kabul ederiz ve ondaki haram olanı da haram sayarız’‘ demesi yakındır. Dikkat edin bu, pöyle değildir."

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2869; Mişkat 163); Şuayb: İsnadı kavidir. Ahmed 4/131; Ebu Davud 4604; Tirmizi 2664; İbn Mace 12; Darimi 1/144.

 

 

[ 13 ] حدثنا أحمد بن علي بن المثنى قال حدثنا محمد بن عبد الرحمن بن سهم قال حدثنا أبو إسحاق الفزاري عن مالك بن أنس عن سالم أبي النضر عن عبيد الله بن أبي رافع عن أبي رافع قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا أعرفن الرجل يأتيه الأمر من أمري إما أمرت به وإما نهيت عنه فيقول ما ندري ما هذا عندنا كتاب الله ليس هذا فيه

 

13- Ebu Rafi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: "(Sizden) bir adamı, benim verdiğim emirlerden herhangi bir emri ya da yasakladığım herhangi bir husus kendisine gelip de, (koltuğuna yaslanmış bir halde): ‘‘Biz bunu bilmeyiz. Bizim yanımızda Allah'ın Kitab'ı var. Allah'ın Kitab'ında böyle bir şey yok’‘ dediğini kesinlikle bilmeyeyim.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Mişkat 162); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 6/8; Ebu Davud 4605; Tirmizi 2663, İbn Mace 13.

 

 

ذكر الزجر عن الرغبة عن سنة المصطفى صلى الله عليه وسلم في أقواله وأفعاله جميعا

Bütün Fiil ve Kavillerinde Mustafa'nın (s.a.v.) Sünnetinden Uzak Durmanın Yasaklanışı

 

[ 14 ] أخبرنا محمد بن إسحاق بن خزيمة قال حدثنا محمد بن أبي صفوان الثقفي حدثنا بهز بن أسد قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس بن مالك أن نفرا من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم سألوا أزواج النبي صلى الله عليه وسلم عن عمله في السر فقال بعضهم لا أتزوج وقال بعضهم لا آكل اللحم وقال بعضهم لا أنام على فراش فحمد الله وأثنى عليه ثم قال ما بال أقوام قالوا كذا وكذا لكني أصلي وأنام وأصوم وأفطر وأتزوج النساء فمن رغب عن سنتي فليس مني فصل

 

14- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazıları Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarına yalnızken yaptığı ibadetleri sordular. Bunlardan kimi: "Kadınlarla asla evlenmeyeceğim" dedi. Kimi: "Asla et yemeyeceğim" dedi. Kimi: "Geceleri asla yatakta uyumayacak (ibadet edeceğim)" dedi. (Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları duyunca) Allah'a hamdu senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Bazılarına ne oluyor da şöyle şöyle diyorlar! Oysa ben (geceleri) hem namaz kılıyor, hem uyuyorum. Bazen oruç tutuyor, bazen tutmuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren, benden değildir!"

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 1782 "Buhari ve Müslim"); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 3/241, 3/259,3/285; Buhari 5063; Müslim 1401; Nesai 6/60.

 

 

ذكر البيان بأن المصطفى صلى الله عليه وسلم كان يأمر أمته بما يحتاجون إليه من أمر دينهم قولا وفعلا معا

Mustafa'nın (s.a.v.) Ümmetine Dinleri Konusunda Kendisine ihtiyaç Duyacakları Şeyleri Kavli ve Fiili Olarak Emrettiğinin Beyanı

 

[ 15 ] أخبرنا محمد بن عبد الرحمن الدغولي حدثنا محمد بن يحيى الذهلي قال حدثنا بن أبي مريم قال حدثنا محمد بن جعفر بن أبي كثير قال حدثني إبراهيم بن عقبة عن كريب مولى بن عباس عن بن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم رأى خاتما من ذهب في يد رجل فنزعه فطرحه فقال يعمد أحدهم إلى جمرة من النار فيجعلها في يده فقيل للرجل بعد ما ذهب خذ خاتمك فانتفع به فقال لا والله لا آخذه أبدا وقد طرحه رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

15- ibn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamın parmağında altın yüzük görünce onu çıkarıp attı ve: "Neden biriniz ateşten bir kor parçasını alıp da elinde tutmak ister" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittikten sonra adama: "Yüzüğü al ve ondan faydalan" denilince: "Vallahi; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu atmışken kesinlikle almam" karşılığını verdi.

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Adabu'z-zifaf 126 "Müslim"); Şuayb: İsnadı sahihtir. Müslim 2090.

 

 

ذكر الخبر المدحض قول من زعم أن أمر النبي صلى الله عليه وسلم بالشيء لا يجوز إلا أن يكون مفسرا يعقل من ظاهر خطابه

"Allah Resulü'nün (s.a.v.) Emrettiği Şey, Ancak Hitabının Zahiriyle Anlaşılacak Şekilde Açıklanmış Olması Halinde Caiz Olur" Diyen Kişinin iddiasını çürüten Haber

 

[ 16 ] أخبرنا عبد الله بن محمد الأزدي قال حدثنا إسحاق بن إبراهيم قال أخبرنا معاذ بن هشام قال حدثني أبي عن يحيى بن أبي كثير قال حدثنا أبو سلمة عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا نودي بالأذان أدبر الشيطان له ضراط حتى لا يسمع الأذان فإذا قضي الأذان أقبل فإذا ثوب بها أدبر فإذا قضي التثويب أقبل يخطر بين المرء ونفسه اذكر كذا لما لم يكن يذكر حتى يظل الرجل إن يدري كم صلى فإذا لم يدر كم صلى فليسجد سجدتين وهو جالس قال أبو حاتم رضى الله تعالى عنه أمره صلى الله عليه وسلم لمن شك في صلاته فلم يدر كم صلى فليسجد سجدتين وهو جالس أمر مجمل تفسيره أفعاله التي ذكرناها لا يجوز لأحد أن يأخذ الأخبار التي فيها ذكر سجدتي السهو قبل السلام فيستعمله في كل الأحوال ويترك سائر الأخبار التي فيها ذكره بعد السلام وكذلك لا يجوز لأحد أن يأخذ الأخبار التي فيها ذكر سجدتي السهو بعد السلام فيستعمله في كل الأحوال ويترك الأخبار الأخر التي فيها ذكره قبل السلام ونحن نقول إن هذه أخبار أربع يجب أن تستعمل ولا يترك شيء منها فيفعل في كل حالة مثل ما وردت السنة فيها سواء فإن سلم من الاثنتين أو الثلاث من صلاته ساهيا أتم صلاته وسجد سجدتي السهو بعد السلام على خبر أبي هريرة وعمران بن حصين اللذين ذكرناهما وإن قام من اثنتين ولم يجلس أتم صلاته وسجد سجدتي السهو قبل السلام على خبر بن بحينة وإن شك في الثلاث أو الأربع يبني على اليقين على ما وصفن وسجد سجدتي السهو قبل السلام على خبر أبي سعيد الخدري وعبد الرحمن بن عوف وإن شك ولم يدر كم صلى أصلا تحرى على الأغلب عنده وأتم صلاته وسجد سجدتي السهو بعد السلام على خبر بن مسعود الذي ذكرناه حتى يكون مستعملا للأخبار التي وصفناها كلها فإن وردت عليه حالة غير هذه الأربع في صلاته ردها إلى ما يشبهها من الأحوال الأربع التي ذكرناها

 

16- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ezanla nida edildiği zaman şeytan gaz çıkararak ezan sesini duyamayacağı uzak bir yere kaçar. Ezan bittiği zaman da geri döner. Kamet getirildiği zaman bitene kadar yine uzaklaşır. Kamet bittiği zaman da gelip kişi ile nefsi arasına girip vesvese verir ve: ‘‘Şunu düşün! Bunu düşün!’‘ diyerek aklında olmayan şeyleri hatırlatır. Bu şekilde de kişi ne kadar namaz kıldığını bilmez olur. Bundan dolayı kişi kaç rekat kıldığı konusunda şüpheye düşerse (selam verdikten sonra) henüz otururken iki defa secde etsin.''

 

[Tahric:] Elbani: Sahih (Sahih Ebu Davud 529 "Buharive Müslim"); Şuayb: İsnadı sahihtir. Muvatta 1/69; Ahmed 2/522; Buhari 1231; Müslim 389/83; Ebu Davud 516; Tirmizi 397; Nesai 3/31; Darimi 1/273, 1/350, 1/351; Bak hadis no: 1662, 1663.

 

 

Ebu Hatim der ki: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konudaki emri kaç rekat kıldığı konusunda şüphe eden kimse hakkındadır. Ancak: "Henüz otururken iki defa secde etsin" emri meçhuldür ve bunun açıklaması daha önce zikretmiş olduğumuz fiilleridir. Kişinin sehiv secdelerinin selamdan önce olduğu yönündeki haberlere dayanarak her sehvinde bununla amel etmesi ve sehiv secdelerinin selamdan sonra olduğunu bildiren diğer haberleri terk etmesi caiz değildir. Aynı şekilde kişinin sehiv secdelerinin selamdan sonra olduğu yönündeki haberlere dayanarak her sehvinde bununla amel etmesi ve sehiv secdelerinin selamdan önce olduğunu bildiren diğer haberleri terk etmesi caiz değildir.

 

Biz de bu konuda şöyle demekteyiz: "Bu konuda dört yönde haber vardır ve bunlarla amel etmemiz gerekmektedir. Bunlardan hiçbiri terk edilmez ve sehvin durumuna göre sünnetin varid olduğu yönde amel edilir. Eğer kişi namazında sehiv ederek ikinci veya üçüncü rekatta selam verirse daha önce Ebu Hureyre'den ve İmran b. Husayn'dan zikrettiğimiz haber yönünde namazını tamamlar ve selamdan sonra iki sehiv secdesi eder.

 

Eğer kişi ikinci rekatta (Tahiyyat'a) oturmadan kalkarsa İbn Huzeyme'nin haberine göre namazını tamamlar ve selamdan önce iki sehiv secdesi eder.

 

Eğer kişi üçüncü rekatta mı, yoksa dördüncü rekattamı olduğu konusunda şüphe ederse daha önce zikrettiğimiz gibi hangisi hakkında kanaati ağır basıyorsa namazına o yönde devam eder ve Ebu Said el-Hudri ve Abdurrahman b. Avf'ın haberine göre selamdan önce iki sehiv secdesi eder.

 

Eğer kişi kaç rekat kıldığı konusunda şüphe ederse galip olan kanaatine göre namazına devam edip namazını tamamlar ve daha önce İbn Mes'ud'dan zikrettiğimiz haber yönünde selamdan sonra iki sehiv secdesi yapar." Bu şekilde vasfetmiş olduğumuz dört habere de uyulmuş olur. Eğer kişi namazında bu dört şeyin dışında bir şüpheye düşerse, bu şüphesi zikrettiğimiz bu dört şeyden en çok hangisine benziyorsa o yönde amel eder.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'a İtaat'in Şart Olduğu Ve Bu İtaat'in Nasıl Olacağı