Sahih İbn Hibban |
MUKADDİME |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Resulullah'a İtaat'in
Şart Olduğu Ve Bu İtaat'in Nasıl Olacağı
ذكر إيجاب
الجنة لمن
أطاع الله
ورسوله فيما أمر
ونهى
Emir ve Yasaklarında Allah'a
ve Resulüne itaat Eden Kişinin Cenneti Hak Edeceği Hakkında
[ 17 ]
أخبرنا إسحاق
بن إبراهيم بن
إسماعيل ببست
ومحمد بن
إسحاق بن
إبراهيم مولى
ثقيف بنيسابور
قالا حدثنا
قتيبة بن سعيد
قال حدثنا خلف
بن خليفة عن
العلاء بن
المسيب عن
أبيه عن أبي
سعيد الخدري
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
والذي نفسي
بيده لتدخلن
الجنة كلكم
إلا من أبى
وشرد على الله
كشراد البعير
قالوا يا رسول
الله ومن يأبى
أن يدخل الجنة
قال من أطاعني
دخل الجنة ومن
عصاني فقد أبى
قال أبو حاتم
طاعة رسول الله
صلى الله عليه
وسلم هي
الانقياد لسنته
بترك الكيفية
والكمية فيها
مع رفض قول كل
من قال شيئا
في دين الله
جل وعلا بخلاف
سنته دون
الاحتيال في
دفع السنن
بالتأويلات
المضمحلة
والمخترعات
الداحضة
17- Ebu Said el-Hudri
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Canım elinde olana
yemin olsun ki, kabul etmeyip de devenin kaçması gibi Allah'tan kaçanlar
dışında hepiniz Cennete gireceksiniz" buyurduğunda: "Ey Allah'ın
Resulü! Kim Cennete girmeyi kabul etmez ki?" diye sordular. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana itaat eden Cennete girecektir. Bana
asi olan da Cennete girmeyi kabul etmemiş demektir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 2044); Şuayb:
Ravileri güvenilir kimselerdir.
Ebu Hatim der ki:
"Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) itaat etmek, keyfiyeti, Yüce
Allah'ın dini konusunda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine
muhalif olarak bir şey diyenin kavlini ve hilelerle, çökmüş tevillerle ve
(kişinin ayağını) kaydıran yeni buluşlarla sünneti defetmek isteyenlerin
kavlini terk edip onun sünnetine uymaktır."
ذكر البيان
بأن المناهي
عن المصطفى
صلى الله عليه
وسلم
والأوامر فرض
على حسب
الطاقة على أمته
لا يسعهم
التخلف عنها
Mustafa'nın (s.a.v.)
Yasakladıklarının ve Emrettiklerinin Ümmetine Güçleri Nispetinde Farz Olduğunun
ve Bundan Geri Durmalarının Caiz Olmadığının Beyanı
[ 18 ]
أخبرنا الفضل
بن الحباب
الجمحي حدثنا
إبراهيم بن
بشار حدثنا
سفيان عن أبي
الزناد عن الأعرج
عن أبي هريرة
وسفيان عن بن
عجلان عن أبيه
عن أبي هريرة
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال
ذروني ما
تركتكم فإنما هلك
من كان قبلكم
بكثرة سؤالهم
واختلافهم على
أنبيائهم ما
نهيتكم عنه
فانتهوا وما
أمرتكم به
فأتوا منه ما
استطعتم قال
بن عجلان
فحدثت به أبان
بن صالح فقال
لي ما أجود
هذه الكلمة قوله
فأتوا منه ما
استطعتم
18- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Size bir şey söylemediğim konularda bana soru sormayın. Zira sizden
öncekiler peygamberlerine çok soru sormaları ve sonunda onlara muhalif
düşmelerinden dolayı helak olmuşlardır. Size yasakladığım şeylerden uzak durun,
yapmanızı emrettiğim şeyleri de elinizden geldiği kadar yapın."
ibn Aclan dedi ki: Bu
hadisi Eban b. Salih'e bildirdiğimde bana "Elinizden geldiği kadar yapın.
sözleri ne güzelmiş" dedi.
[Tahric:] Elbani: Sahih (el-İrva' 155,314 "Buhari ve
Müslim"); Şuayb: İsnadı sahihtir. Ahmed 2/247,2/258; Müslim 1337; Tirmizi
2679; Nesai 5/110, 5/111; İbn Mace 1, 2; Bak hadis no: 19,20,21.
ذكر البيان
بأن النواهي
سبيلها الحتم
والإيجاب إلا
أن تقوم
الدلالة على
ندبيتها
Yasaklamaların
Kaçınılmaz Olduğu ve Mendup Olduğu Yönünde Delil Olmadıkça Ona Uymak
Gerektiğinin Beyanı
[ 19 ]
حدثنا عمر بن
محمد
الهمداني
حدثنا محمد بن
إسماعيل
البخاري
حدثنا
إسماعيل بن
أبي أويس حدثني
مالك عن أبي
الزناد عن
الأعرج عن أبي
هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
إنما أهلك من
كان قبلكم
سؤالهم
واختلافهم
على أنبيائهم
فإذا نهيتكم
عن شيء
فاجتنبوه
وإذا أمرتكم
بأمر فأتوا
منه ما
استطعتم
19- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Sizden
öncekiler peygamberlerine gereksiz soru sorup sonunda onlara muhalif
düşmelerinden dolayı helak olmuşlardır. Size yasakladığım şeylerden uzak durun.
Yapmanızı emrettiğim şeyleri elinizden geldiği kadar yapın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (İrva' "Buhari ve Müslim"); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 18.
[ 20 ]
أخبرنا محمد
بن الحسن بن
قتيبة قال
حدثنا بن أبي
السري قال
حدثنا عبد
الرزاق قال
أخبرنا معمر
عن همام بن
منبه قال هذا
ما حدثنا أبو
هريرة قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ما نهيتكم
عن شيء
فاجتنبوه وما
أمرتكم
بالأمر فأتوا
منه ما استطعتم
20- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Size yasakladığım
şeylerden uzak durun, yapmanızı emrettiğim şeyleri de elinizden geldiği kadar
yapın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (İrva' "Buhari ve Müslim"); Şuayb:
Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 2/313, 2/314; Müslim
1337/131; Bak hadis no: 18.
[ 21 ]
أخبرنا محمد
بن الحسن بن
قتيبة قال
حدثنا بن أبي
السري قال
حدثنا عبد
الرزاق قال
أخبرنا معمر
عن همام بن
منبه عن أبي
هريرة قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ذروني ما
تركتكم فإنما
هلك من قبلكم
بسؤالهم
واختلافهم
على أنبيائهم
فإذا نهيتكم
عن شيء
فاجتنبوه
وإذا أمرتكم بالشيء
فأتوا منه ما
استطعتم
21- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Size bir şey söylemediğim konularda bana soru sormayın. Zira zizden
öncekiler peygamberlerine (çok ve gereksiz) soru sormaları ve sonunda onlara
muhalif düşmelerinden dolayı helak olmuşlardır. Size yasakladığım şeylerden
uzak durun, yapmanızı emrettiğim şeyleri de elinizden geldiği kadar
yapın."
[Tahric:] Elbani: Sahih (İrva' 18 "Buhari ve Müslim");
Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Bak hadis no: 18, 20.
ذكر البيان
بأن قوله صلى
الله عليه
وسلم وإذا أمرتكم
بشيء أراد به
من أمور الدين
لا من أمور
الدنيا
Resulullah'ın (s.a.v.)
"Size Yasakladığım Şeyler" Sözüyle Dünya işlerini Değil de Din
işlerini Murad Ettiği Hakkında
[ 22 ]
أخبرنا أبو
يعلى قال
حدثنا عبد
الأعلى بن حماد
قال حدثنا
حماد بن سلمة
قال أخبرنا
هشام بن عروة
عن أبيه عن
عائشة وثابت
عن أنس بن
مالك أن النبي
صلى الله عليه
وسلم سمع
أصواتا فقال
ما هذه
الأصوات
قالوا النخل يأبرونه
فقال لو لم
يفعلوا لصلح
ذلك فأمسكوا فلم
يأبروا عامته
فصار شيصا
فذكر ذلك
للنبي صلى
الله عليه
وسلم فقال إذا
كان شيء من
أمر دنياكم
فشأنكم وإذا
كان شيء من
أمر دينكم فإلي
22- Hz. Aişe ve Enes
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bazı sesler işitince:
"Bu sesler de nedir?" diye sordu. Oradakiler: "Ey Allah'ın
Resulü! Hurmaları aşılamaktalar" deyince: "Eğer bunu bırakıp
yapmasalar daha iyi olurdu" buyurdu. Bunun üzerine o yıl aşılama işini
yapmadılar. Ancak ağaçlar meyvelerini döktü ya da az mahsul oldu. Bu durumu
Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediklerinde: "Yapmak
istediğiniz bir şey dünyanız işinden ise onu bildiğiniz gibi yapın. Ancak
dininizin işlerinden ise o bana aittir" buyurdu.
[Tahric:] Elbani: Sahih (es-Silsiletu's-sahiha 3977
"Müslim"); Şuayb: Müslim'in şartınca sahih. Ahmed 6/123; Müslim 2363;
İbn Mace 2471.
ذكر البيان
بأن قوله صلى
الله عليه
وسلم فما أمرتكم
بشيء فأتوا منه
ما استطعتم
أراد به ما
أمرتكم بشيء
من أمر الدين
لا من أمر
الدنيا
Resulullah'ın (s.a.v.):
"Yapmanızı Emrettiğim Şeyleri Elinizden Geldiği Kadar Yapın"
Buyruğunun: "Size Dünyalık Bir Şey Değil de Din Konusunda Bir Şey
Emrettiğim Şeyleri (Elinizden Geldiği Kadar Yapın)" Manasında Olduğu
Hakkında
[ 23 ]
أخبرنا أحمد
بن الحسن بن
عبد الجبار
قال حدثنا عبد
الله بن
الرومي قال
حدثنا النضر
بن محمد قال
حدثنا عكرمة
بن عمار قال
حدثني أبو
النجاشي قال
حدثني رافع بن
خديج قال قدم
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم المدينة
وهم يؤبرون
النخل يقول
يلقحون قال
فقال ما
تصنعون فقالوا
شيئا كانوا
يصنعونه فقال
لو لم تفعلوا
كان خيرا
فتركوها
فنفضت أو نقصت
فذكروا ذلك له
فقال صلى الله
عليه وسلم
إنما أنا بشر
إذا حدثتكم
بشيء من أمر
دينكم فخذوا
به وإذا حدثتكم
بشيء من
دنياكم فإنما
أنا بشر قال
عكرمة هذا أو
نحوه أبو
النجاشي مولى
رافع اسمه عطاء
بن صهيب قاله
الشيخ
23- Rafi' b. Hadic
anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde
Medineliler hurma ağaçlarını aşılıyor ve: "Hurma ağaçlarını
aşılıyoruz" diyorlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara:
"Ne yapıyorsunuz?" diye sorduğu zaman: "Daha önce de yaptığımız
şey bu" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böyle
yapmasanız (belki) daha iyi olur" buyurdu. Bunun üzerine böyle yapmayı
bıraktılar; ama hurmalar meyvelerini döktü veya yemişleri azaldı. Bunu
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettiklerinde ise buyurdu ki:
"Ben de sizin gibi bir insanım! Dininiz konusunda sizlere bir şey
buyurduğum zaman ona uyun; ama dünyanız hakkında bir şey söylediğim zaman bilin
ki ben de sizin gibi bir insanım!"
[Tahric:] Elbani: Hasen sahihtir "Müslim"; Şuayb: İsnadı
hasendir. Müslim 2362.
Ebu Hatim der ki:
Kendisinden İkrime b. Ammar'ın rivayette bulunduğu Ebu'n-Necaşi, Rafi'nin
azatlısı olup adı Ata b. Suheyb'dir.
ذكر نفي
الإيمان عمن
لم يخضع لسنن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أو اعترض
عليها
بالمقايسات
المقلوبة
والمخترعات
الداحضة
Resulullah'ın (s.a.v.)
Sünnetlerine Uymayan veya Yanlış Ölçülerle ve (Kişinin Ayağını) Kaydıran Yeni
Buluşlarla Sünnete itiraz Eden Kimsenin imandan Yoksun Olması
[ 24 ]
أخبرنا أبو
خليفة حدثنا
أبو الوليد
حدثنا ليث بن
سعد عن بن
شهاب عن عروة
بن الزبير أن
عبد الله بن
الزبير حدثه
أن رجلا من
الأنصار خاصم الزبير
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في شراج
الحرة التي
يسقون بها النخل
فقال
الأنصاري سرح
الماء يمر
فأبى عليه الزبير
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم اسق
يا زبير ثم
أرسل إلى جارك
فغضب
الأنصاري وقال
يا رسول الله
أن كان بن
عمتك فتلون
وجه رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ثم قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم اسق يا
زبير ثم احبس
الماء حتى
يرجع إلى
الجدر قال
الزبير
فوالله لأحسب
هذه الآية
نزلت في ذلك
فلا وربك لا
يؤمنون حتى
يحكموك فيما
شجر بينهم
الآية
24- Abdullah b.
ez-Zübeyr bildiriyor: Kendisiyle hurmalıkları suladıkları bir su kanalı
konusunda Ensar'dan bir adam Zübeyr ile Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) huzurunda davalaştı. Ensar'dan olan adam: "Suyu bırak benim
tarlaya da gelsin" deyince, Zübeyr suyu bırakmayı kabul etmedi.
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zübeyr'e: "Ey Zübeyr! Önce sen sula, sonra da
suyu komşuna bırak" buyurunca, Ensarlı kızdı ve: "Ey Allah'ın Resulü!
Halim oğlu olduğu için mi bu hükmü verdin?" dedi. Bu söz üzerine
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünün rengi değişti ve: "Ey
Zübeyr! Su la ve suyun duvarda yükselmesi için önünü kapat" buyurdu.
Bundan dolayı Zübeyr:
"Vallahi: ‘‘Hayır! Rabbine and olsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli
işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı
duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar’‘ (Nisa
65) ayeti sanıyorum bu konuda nazil oldu" demiştir.
[Tahric:] Elbani: Sahih "Buhari ve Müslim"; Şuayb: Buhari
ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 4/4, 4/5; Buhari 2359, 2360;
Müslim 2357; Ebu Davud 3637; Tirmizi 1363; Nesai 8/245; İbn Mace 15
ذكر الخبر
الدال على أن
من اعترض على
السنن بالتأويلات
المضمحلة ولم
ينقد لقبولها
كان من أهل
البدع
Çökmüş Tevillerle
Sünnete itiraz Eden ve Onu Kabulü Tenkit Eden Kimsenin Bidat Ehlinden Olduğuna
Delalet Eden Haber
[ 25 ]
أخبرنا أبو يعلى
حدثنا أبو
خيثمة حدثنا
جرير عن عمارة
بن القعقاع عن
عبد الرحمن بن
أبي نعم عن
أبي سعيد الخدري
قال بعث علي
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم من اليمن
بذهب في آدم
فقسمهما رسول
الله صلى الله
عليه وسلم بين
زيد الخيل
والأقرع بن
حابس وعيينة
بن حصن وعلقمة
بن علاثة فقال
أناس من
المهاجرين
والأنصار نحن
أحق بهذا فبلغ
ذلك النبي صلى
الله عليه
وسلم فشق عليه
وقال ألا
تأمنوني وأنا
أمين من في
السماء يأتيني
خبر من في
السماء صباحا
ومساء فقام
إليه ناتىء
العينين مشرف
الوجنتين
ناشز الوجه كث
اللحية محلوق
الرأس مشمر
الإزار فقال
يا رسول الله
اتق الله فقال
النبي صلى
الله عليه وسلم
أو لست بأحق
أهل الأرض أن
أتقي الله ثم
أدبر فقام
إليه خالد سيف
الله فقال يا
رسول الله ألا
أضرب عنقه
فقال لا إنه
لعله يصلي قال
إنه رب مصل
يقول بلسانه
ما ليس في
قلبه قال إني
لم أومر أن
أشق قلوب
الناس ولا أشق
بطونهم فنظر
إليه صلى الله
عليه وسلم وهو
مقفى فقال إنه
سيخرج من
ضئضىء هذا قوم
يتلون كتاب الله
لا يجاوز
حناجرهم
يمرقون من
الدين كما يمرق
السهم من
الرمية قال
عمارة فحسبت
أنه قال لئن
أدركتهم
لأقتلنهم قتل
ثمود
25- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Ali b. Ebı Talib, Yemen'de iken Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) tabaklanmış bir deri içerisinde bir altın gönderdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu altını Uyeyne b. Bedr. Akra' b. Habis,
Zeydu'I-Hayl ve Alkame b. Ulase arasında paylaştırdı. Muhacirler ile Ensar'dan
bazıları: "Biz bunda onlardan daha fazla hak sahibi idik" dedi. Bu
sözler Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ulaşınca bu ona ağır geldi
ve: "Gökte olan beni emin görüp, sabah akşam bana semadaki haberleri
verdiği halde siz bana güvenmiyor musunuz?" buyurdu.
Ancak gözleri çukur, elmacıkları çıkık, alnı
geniş, sakalı gür, başı tıraşlı ve izarını yukanya çekmiş bir adam kalkıp:
"Ey Allah'ın Resulü! Allah'tan kork!" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Şu yeryüzü ahalisi içinde Yüce Allah'tan
korkmaya en layık olan kişi ben, değil miyim?" karşılığını verdi. Bunun
üzerine adam dönüp gitti. Allah'ın kılıca Halid b. el-Velid: "Ey Allah'ın
Resulü! Boynunu vurayım mıl" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem):
"Hayır! Belki namaz
kılan birisidir" karşılığını verdi. Halid: "Ama kalbinde olmayan bir
şeyi sadece diliyle söyleyen nice namaz kılan var" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne insanların kalplerini açmakla, ne de
karınlarını yarmakla emrolundum!" karşılığını verdi. Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmekte olan o adama baktı ve: "Bu adamın
soyundan öyle bir topluluk çıkacak ki Yüce Allah'ın Kitab'ını çok düzgün bir
şekilde okuyacaklar. Ancak okudukları boğazlarından aşağıya inmeyecektir. Okun
hedefi delip geçmesi gibi de dine girip çıkacaklardır" buyurdu.
Ravi Umare ekledi:
Zannedersem Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle de buyurdu:
"Şayet o zamana yetişirsem Semud kavminin yok edildiği gibi onları
öldürürüm."
[Tahric:] Elbani: Sahih (İrva' 864, 2470 "Buhari ve
Müslim"); Şuayb: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir. Ahmed 3/4,
5; Buhari 4351; Müsİim 1064/145; Ebu Davud 4764.
Sonraki
sayfa için aşağıdaki link’i kullan:
Kitap Ve Sünneti
Temel Almayan Hüküm Reddedilir