ŞURUTU’L-MÜTEVATİR :
Mütevatir haberin
şartları anlamını veren bu terkip, haberin mütevatir hükmünü kazanabilmesi için
gerekli şartlara denilmiştir.
Mütevatir, yalan üzere birleşmelerini
aklın kabul etmeyeceği kalabalık bir cemaatin, aynı şekilde kalabalık bir
cemaatten rivayet ettikleri haberdir. (Bk. Mütevatir). Bu tarifte mütevatirin
şartlan kısmen de olsa mevcuttur. Şöyle ki, haberin mütevatir sayılabilmesi
için önce yalan söylemek için birleşmelerini aklın kabul edemeeyeceği kalabalık
denilebilecek sayıda ravi tarafından rivayet edilmelidir. Kalabalıktan maksat,
mütevatirin vereceği zarurî ilmi hasıl edecek sayıda olmasıdır. Bu konuda
değişik sayılar ileri sürülerek her birine daha ziyade Kur'ân-ı Kerim'den
deliller getirilmiştir. Söz gelimi bir hadisin mütevatir sayılabilmesi için
onun en az dört tariktan rivayet edilmesi gerektiğini söyleyenler olmuştur. Bu
sayılı beş, yedi, on, on iki, kırk, yetmiş olarak zikredenler, daha yukarı
çıkaranlar da vardır. Ancak mütevatirde asıl herhangi bir kasıt olmadan sayısı
belli olmayan kişilerin rivayette ittifak etmeleri ve bu sayının yalan üzere
birleşmeleri ihtimaline meydana vermeyecek şekilde olmasıdır. Bu bakımdan sayı
üzerinde durmak lüzumsuzdur. Yerine göre üç kişinin ayrı ayrı rivayet ettiğ
ibir hadis mütevatir sayılabilir. Yerine göre daha fazla tariktan rivayet
edilse bile mütevatir sayılmaz.
Bir haberin mütevatir
sayılabilmesi için ikinci şart, haberi nakleden kalabalığın kasıtlı veeya
kasıtsız, yalan üzerinde birleşmelerinin mümkün olmamasıdır. Bir diğer ifadeyle
haberi rivayet eden kalabalık denilecek sayıdaki kimselerin bir araya gelerek
bir haber uydurarak yaymak konusunda işi ve söz birliği yapmaları aklın kabul
edeceği şekilde olmamalıdır. Mesela bir kimsenin rivayet ettiği ihaberi ondan
çok uzaklarda olup bir araya gelmeleri mümkün olmayan ve herbiri ayrı yerlerde
bulunan kimseler de rivayet etseler, mütevatirin bu şartı gerçekleşmiş olur;
çünkü bu kişilerin bu kadar uzak yerlerden gelerek bir araya toplanıp o
haberleri uydurdukları akla uygun düşmez.
Mütevatirin bir diğer
şartı da haberi nakleden kalabalığın sayısında herhagi bir nesilde eksilme
olmamasıdır. Artış olursa elbette daha makbuldür ve haberin doğruluğuna ayn bir
delil teşkil eder.
Son olarak bir şart daha
vardır ki o da haberin onu nakledenlerin görme ve işitme fiillerine dayanarak
nakledilmesidir. Bu da hayli önemlidir: zira haber görme ve işitme fiillerine
dayanarak nakledildiği takdirde değişmeden rivayet edilir. Nitekim Hz.
Peygamber (s.a.s)'in mesela abdest alış veya namaz kılış şeklini gören
sahabîler onu gördükleri şekilde rivayet etmişlerdir. Bir sözünü işitenler de
işittikleri şekilde nakletnıişlerdir. Böyle olunca rivayette tevatir
sağlanmıştır. Oysa rivayet görme veya işitmeye değil de mesela akla dayansaydı
tevatür hasıl olmazdı.
Bu şartlarla rivayet
edilen mütevatir haberin artık yalan olma ihtimali kalmaz. Dolayısiyle inkar
edilmesi mümkün olmaz.