ŞEKKE FULAN – ŞEKKUN
MİNE’R-RAVİ
ŞEKKU’R-RAVİ :
Hadis edebiyatı içinde
daha çok şekke fulânun veya şekkun mine'r-râvî şekillerinde görülür. Hepsi de
ravinin rivayette tereddüdünü ifade eden tabirlerdir.
Bir hadisi rivayet eden
ravi bazen lafızlarında tereddüt geçirir. Nasıl rivayet ettiğini kesinlikle
belirtmez. O zaman hadis metninde tereddüd hasıl olur. İsnadında veya metninde
bu tereddüdü belirtecek bir tabir kullanılır. Mesela;
“...Cennetlikler Cennete,
cehennemlikler de Cehennem'e girerler. Sonra Cenabı Allah “Kalbinde hardal
tanesi ağırlığında iman bulunanları (Cehennem'den) çıkarınız” buyurur. Bu emir
üzerine simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılırlar. Haya (veya hayat)
nehrine atılırlar. -Bu kelimede ravi Malik tereddüt etmiştir- Ordan da sel
yatağında biten (boynu eğri çiçekler gibi) sürerek çıkarlar. Görmez misin
bunlar (ne güzel) sapsarı olarak (ve iki tarafına) salınarak sürer?” Vuheyb,
Amr b. Yahya'dan hadisin metnindeki kelimenin “hayat” olduğunu söylemiş ve
“hardalin min îmânın” yerine “hardalın min hayrin” diyerek rivayet etmiştir.”
Hadiste görüldüğü gibi
İmam Malik rivayetinde şüpheye düşmüş; metindeki bir kelimeyi
“hayat” veya “haya”
olarak rivayette tereddüt etmiştir. Onun bu tereddüdü raviler tarafından “ev”
terdîd edatı ve “şekke Mâlik” itirazı cümlesiyle ifâde edilmiştir.
Rivayette şüphe ve
tereddüde düşen ilk nesil sahabedir. Hatırlatmak yerinde olur ki, bir sahâbî
bir hadisi yerine göre işitmesi üzerinden uzun zaman geçtikten sonra rivayet
etmiştir. Haliyle aradan yıllar geçince işittiğini unutmuş veya sadece
manasıyla hatırlayıp lafızlar aklından çıkmıştır. Bu durumda hadisi rivayet
ederken tereddüdünü gösteren ifadeler kullanmayı ihmal etmemiştir. Sahabinin
hadisi rivayet sırasında şüpheye düştüğü yerleri sonraları rivayet edenler de
aynı şekilde ifade etmişlerdir. Aynı durum daha sonraki nesillerde de olmuştur.
Rivayette tereddüt bazen
rivayet şeklinde olmuştur. Söz gelişi ravi, hadisi şeyhinden hangi rivayet
metoduyla aldığını unutmuştur. Veya hadis rivayet ettiği şeyhinden herhangi bir
hadisi rivayet edip etmediğini kesinlikle hatırlamamaktadır. Böyle tereddütlere
de şekku'r-râvi tabir edilmiştir. Hadislerin isnadında yer yer görülen ahberanî
fulânun fîmâ ezunnuhu (ahtesibuhû); ahberanî inş'allah gibi ifadeler bunları
belirtir. Şu hale göre, gerek isnadda, gerekse metinde bulunan şekke fulânun,
şekkun mine'r-râvî gibi tabirler genelde rivayetteki şüpheyi ifade ederler.