SABIK VE’L-LAHIK
İlki eski, ikincisi
sonradan gelen demektir. Bu arada eskisi ile yenisi anlamını verir.
Hadis Usulünde sabık ve
lâhık, aynı şeyhten rivayette bulunan ve ölüm tarihleri arasında uzun zaman bulunan
iki raviye denir. Önce vefat eden sabık, sonra öleni lâhıktir.
Sabık ve lahika misal
olarak Muhammed b. Serrac'tan rivayette bulunan Buhari ile Ebu'l-Huseyn Ahmet
el-Haffâf verilebilir. Buhârî'nin vafat tarihi 256; el-Haffâf’ınki ise bir
rivayete göre 393 tür. Aralarında 130 bu kadar senelik uzun bir zaman vardır.
Aynı şekilde aslında şeyhi olduğu halde büyüklerin küçüklerden rivayeti
kabilinden olarak İmam Mâlik'ten rivayette bulunan ez-Zuhri ile Ahmed b.
İsma'il es-Sehmî de sabık ve lâhık sayılmışlardır. İbn Şihâb 124, es-Sehmî ise
259 de öldüklerine göre aralarında 135 sene gibi uzun bir süre vardır.
Bir şeyhten rivayette
birbirlerine arkadaş olan iki ravinin vefatları arasında uzun bir süre
bulunmasının sebebi, kendisinden hadis işitilen şeyhin ravilerinden birinin
ölümünden sonra daha uzun müddet yaşamış olmasıdır. Öyle ki, bazı küçük
yaştakiler ondan hadis işitir ve uzun süre yaşarlar. Bu suretle ilk ravinin
vefatından sonra şeyhin hayatta kaldığı müddet ile ikinci ravinin ölümüne kadar
geçen zamanın toplamından iki ravinin vefatları arasındaki bu uzun süre hasıl
olur.
Aynı şeyhten rivayette
bulundukları halde aralarında uzun zaman bulunan iki ravinin bilinmesi isnadlar
yönünden önemlidir. Bir kere isnadda uluv hasıl olur. Şöyle ki, bir şeyhten
hadis rivayet eden A ravisi ile aynı şeyhten rivayette bulunan B arasında uzun
zaman dilimi varsa, A dan rivayette bulunan rayi, B den rivayet edene nisbetle
âlî isnad elde etmiş demektir. Öte yandan sabık ve lâhıkın bilinmesi isnadda
inkita olup olmadığının açığa çıkarılmasında önemli ölçüde yardımcı olur.
el-Hatîbu'l-Bağdadî'nin
bu konuda es-Sâbık ve'l-Lâhık isimli bir eseri vardır. Bu eserinde aynı şeyhten
rivayette bulunan sabık ve lâhık ravilerle aralarındaki zaman farklarını
vermiştir.