Ana Sayfa

 

MECHULU’L-AYN  -  MECHULU’Z-ZAT

 

Mechulu'l-zat da denir. Her ikiside ''kendisi mechul'' manasındadır. Rivayette infirad etmesi yüzünden mechul sayılan ravi'ye denir.

 

Mechul maddesinde söz konusu edildiği gibi sadece bir ravinin kendisinden rivayette infirad ettiği; bu nedenle mechul addedilen raviler üç kısımdır. Mechulu'l-ayn bunlardan üçüncüsüdür ve tek ravisinden başka hiçbir ravi veya hadis alimi tarafından bilinmeyen kimsedir.

 

el-Hatibu'l-Bağdadi'ye göre mechulu'l-ayn hadis alimlerince bilinmeyen hadisi sadece bir tek ravi cihetinden bilinen kimsedir. İbn-i Abdilberr de aynı görüştedir. O'na göre de, kendisinden sadece bir ravi hadis rivayet etmiş kişi hadis alimlerince mechulu'l-ayn dır.

 

Mechulu'l-ayn MÜBHEM hükmünde olup hadis alimlerinin ve fakihlerin cumhuruna göre makbul değildir. Hadisleri alınmaz. Bununla beraber rivayetin kabulü için müslüman olmayı yeterli görüp bundan başka şart aramayanlara göre mechulu'l-ayn'ın rivayetleri makbuldür. Bu konuda üçüncü bir görüş daha vardır. Buna göre ise mechulu'l-ayn'ın rivayetleri eğer Abdurrahman b. Mehdi, Yahya b. Said el-Kattan gibi sadece adalet sahibi kişilerden rivayet etmekle tanınan bir ravi kendisinden rivayette infirad etmişse rivayetleri kabul edilir. Kendisinden rivayette tek kalan ravi bu özellikte değilse mechulu'l-ayn'ın rivayeti kabul edilmez.

 

İbn-i Hacer de en doğru görüş kaydıyla benzer bir görüş ileri sürer. O'na göre machulu'l-ayn'dan rivayette teferrüd eden ravi cerh veya ta'dil'e ehil birisi ise onun tezkiyesiyle, değilse onun dışında cerh ve ta'dile ehil olan birinin tezkiyesiyle mechulu'l-ayn'ın rivayeti kabul edilir. Aksi halde edilmez. (Nuzhe, 50)