KALE LENA FULAN - KALE
Lİ FULAN
Falanca bize dediki
manasına eda lafızlarındandır.
Kadi İyad'a göre kale
lena fulan lafzının ''haddesena, ahberana, enbe'ena, semi'tu fulanen yekulu
lafızları gibi şeyhten işitme (sema') yoluyla alınan hadislerin rivayetinde
kullanılması caizdir ve bunda ihtilaf yoktur. (ilma, 69)
İbnu's-Sallah, Kadi
İyad'ın bu sözünün açıklamaya muhtaç olduğunu ve özel olarak şeyhini
işitmeksizin rivayet olunanahadisleri
rivayet ederken kullanılmaları yaygın hale gelen bu lafızların yanlış
anlaşılmaya ve karışıklığa sebep olacaklarından bizzat şeyhten işiterek alınan
hadislerin rivayetine ıtlak edilmemeleri gerekir demiştir. (Ulum, 118)
Buhari'nin rivayetleri
arasında -kale lena fulanun- (veya tekil zamiriyle) -kale li fulan- gibi eda
lafızlarına sıkça rastlanır. İbnu's-Sallah, bazı müteahhir Mağrib alimlerinin
görünüşe göre ittisal'e manaca ise kopukluğa delalet eden ta'likların alameti
saydıklarına işaret ettikten sonra şu görüşü nakletmiştir. ''Buhari'nin kale
lii, kale lena dediğini gördün mü bilki bu ihticac için değil, istişhad için
zikrettiği bir isnaddır. Yani böyle naklettiği haberi hüccet olarak değil şahid
olarak zikretmiştir. Aslında muhaddisler bu gibi lafızları aralarında hadis
müzakere ederlerken veya münazara vesilesiyle çokça kullanırlar. Müzakere
hadisleriyle ihticac ettikleri nadirdir.'' Buradan anlaşıldığına göre Mağrib
alimleri kale lena fulan lafzını daha
çok ta'lika hamletmişlerdir.
Şu da var ki İbnu's-Sallah,
bu görüşün sahibinden önce yaşayan ve Sahih-i Buhari'yi daha iyi bilen Ebu
Ca'fer b. Hamdan en-Nisaburi'nin bir sözünü naklederek bu görüşe
katılmamıştır. Ebu Ca'fer'e göre
Buhari'nin kale li fulan lafzıyla rivayet ettiği bütün hadisler şeyhinden arz
veya munavele yoluyla alınmışlardır. (Ulum, 63) Buna göre kale lena fulan veya
kale li fulan lafızları ta'like delalet etseler bile daha çok sema'dan başka
yollarla rivayet edilen hadislerin naklinde kullanılmışlardır.