SİKAT - SİKATUN -
SİKATUN-HAFİZUN - SİKATUN-HUCCETUN – SİKATUN-MUTKİNUN
SİKA :
Bir kişiye güvenmek, itimat etmek ve inanmak manasına mastardır.
Müfred, tesniye ve cemi olarak kullanılır. Tesniyesinde sikatân dendiği gibi
cemi olarak sikât denildiği de olur.
Arapçada bu şekillerde kullanılabilen sika, Hadis Usulünde
umumiyetle adalet ve zabt vasfı taşıyan ravilere denir. Bununla birlikte
sikatun şeklinde ta'dil lafzı olarak da kullanılır. Yalnız kullanıldığında
üçüncü, sikatun-sikatun şeklinde tekrar edilerek veya sikatun -sebtun,
sikatun-mutkinun, sikatun-huccetun, sikatun-hafîzun misallerinde olduğu gibi
üçüncü mertebede yer alan ta'dil lafızlarından birisiyle beraber
kullanıldığında ise ikinci derece ta'dile delâlet eder.
Bir hadisin sahih olabilmesi için önce ravilerinin adalet ve zabt
yönlerinden sika yani güvenilir olması gerekir. Bu bakımdan ravilerin sika olup
olmadıklarının bilinmesi büyük önem taşır. Bunun için rical alimleri ravilerin
hallerine dair önemli kaynak eserler yazmışlardır. Bunlardan bir kısmı sadece
sika sayılan ravilere ayrılmıştır. Misal vermek gerekirse Ebu Hatim b. Hibbân
el-Bustî'nin Kitâbu's-Sikâtı, Kasım b. Kutluboğa’nın ve İbn Şâhin'in aynı
isimde Kitâbu's-Sikât'lan verilebilir.
Bazı alimler ise sika ravilerle birlikte zayıf ravilere de yer
veren eserler te'lif etmişlerdir. Bunlara misal olarak da şu eserler
verilebilir.
1. et-Târîhu'l-Kebîr: Muhammed b. İsmail el-Buhâri,
2. Kitâbu'l-Cerh ve't-Ta'dîl: İbn Ebî Hatim,
3. Kitâbu'l-Cerh ve't-Ta'dîl: İbrahim b. Ya'kûb el-Cûzecânî.
4. Mîzânul-Î'tidâl: ez-Zehebî,
5. Tehzîbu't-Tehzîb: İbn Haceri’l-Askâlânî.
Ayrıca Bakınız:
İlgili Diğer