NAZARİ İLİM
İlm-i nazari karşılığı
olarak, inceleme ve araştırma yoluyla kazanılan bilgiye denir.
Hadis ıstılahı olarak
nazari ilim, haberlerin ikna yönünden insan üzerinde bıraktıkları tesir olup ancak
zihnî bir tetkik ve tertip neticesi kesinleşir ve bilgi halini alır. Bunu bir
misalle açıklamak gerekirse, Hz. Nebi (s.a.s)'den nakledilen bir hadis, onu ilk
işiten kimse için, getirdiği hüküm yönünden ilim veya bilgi ifade eder. Ancak
bu diğerleri için zannîdir, kesin değildir. Kesinleşmesi için insanın bazı
inceleme ve araştırmalara, önceden sahip olduğu diğer bilgilere dayanarak bazı
istidlallere başvurması gerekir. Bu inceleme ve araştırma hadisin isnadı ve
metni üzerinde olur.
İsnad yönünden araştırma,
ravileri ve senedin kopuk olup olmamasıyla ilgilidir. Metin yönünden araştırma
ise Hz. Nebi (s.a.s)'den rivayet edilen diğer hadislere, umumi mana yönünden
uygun olup olmadığını açığa çıkarmak gayesine yöneliktir. İşte hadisin isnad ve
metin yönünden araştırmaya tabi tutulması neticesinde insanda kesin bir kanaat
hasıl olur. Bu kanaat hadisin reddine veya kabulüne varır.
Nazarî ilim, hadis
imamları arasında umumiyetle âhad haberler için söz konusudur; çünkü bunlar
arasında makbul olanlar bulunduğu gibi olmayanlar da vardır. Makbul olanların
diğerlerinden ayırt edilmesi, bunların tetkik edilmelerine bağlıdır. Bu
bakımdan hadis alimleri umumiyetle âhad haberlerin nazarî ilim ifade ettiği
görüşündedirler. Bunun sebebi, âhad haberle isnada hasıl olan ilmin zarurî ve
kesin bir ilim olmayışıdır.