MUTABA’AT
Tabi olmak, ardından
gitmek, izlemek manası veren tebi'a kök fiilinin mufâ'ale babından masdandır.
Terim olarak hadis usulünde ifade ettiği mana şöyle açıklanabilir. Ravisi rivayette
infirad ettiğinden ferd olduğu sanılan bir hadis, başka tarik veya tariklardan
rivayet edilip edilmediğini anlamak üzere çeşitli hadis kitaplarından
araştırılır. İtibar adı verilen bu araştırma sonunda o hadisin bir başka ravi
tarafından rivayetinde tek kalan ravinin şeyhi veya şeyhinin şeyhinden rivayet
edildiği anlaşılırsa mutâba'at hasıl olmuştur. Bu manaya göre mutabaat,
şeyhinden rivayetinde tek kalmış sanılan bir raviye bir başka ravinin tabi
olarak ya o şeyhten veyahut o şeyhin şeyhinden aynı hadisi rivayet etmesi demek
olur. Meselâ Hammad b. Seleme, Eyyubu's-Sahtiyâni- İbn Şirin, Ebu Hureyre
isnadı ile bir hadis rivayet etmiş olsun. Bu hadis mütabii olmayan bir hadis
olarak bilinsin, yani Hanımad b. Seleme'nin Eyyub'dan rivayette tek kaldığı
zannedilsin. Zamanla bu hadisin gerçekten ferd olup olmadığı anlaşılmak üzere
itibar denilen araştırma yapılır ve Hammad'dan başka bir ravinin Eyyub'dan veya
onun şeyhi İbn Sirin'den yahutta İbn Sirin'in şeyhi Ebu Hureyre'den rivayet
ettiği ortaya çıkarsa Hammad'a mutabâ'at hasıl olmuş bir başka deyişle
Eyyub'dan rivayete o ravi de katılmış olur. Eğer mutâba'at rivayetinde tek
kaldığı sanılan ravinin şeyhinden rivayette hasıl olursa buna mutâbaat-ı tâmme,
şayet şeyhin şeyhinden veya isnadın daha yukarısındaki şeyhlerden birinden
rivayetle husule gelirse buna da mutabaat'ı kasıra veya mutâba'at-ı nakısa
denir.
“... Ramazan yirmi dokuz
gündür. (Ramazan) hilâli(ni) görmedikçe oruca başlamayın. Yine (Şevval)
Hilâl(in)i görmedikçe orucu bırak(ıp bayram) yapmayın. Eğer görüş ufkunuz
kapalı olursa oruç sayısını otuza tamamlayın.”
Bazıları bu hadisi aynı
lafız ve isnadla İmam Mâlik'den Şafii'den başka rivayet eden olmadığını
zannederek Şâfi'i'nin rivayetini ferd sanmışlardır. Ne var ki sonradan aynı
hadisi İmam Mâlik'ten Şafi'i'den başka Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebi'nin de
rivayet ettiği görülmüş ve rivayette infirad ettiği sanılan İmam-Şafifye
mutabâ'at hasıl olmuştur.
Aynı hadisin Müslim
sahihinde Ubeydullah b. Ömer-Nâfi- İbn Ömer isnadiyle; İbn Huzeyme'nin Sahihinde
ise Asım b. Muhammed Babası Muhammed b. Zeyd, Dedesi Abdullah b. Ömer isnadiyle
benzer rivayetleri de varid olmuştur. Fakat bunlar İbn Ömer'den rivayet
edildiklerinden mutâbaat-ı kasıra teşkil ederler.
Ferd olduğu sanılan
hadise mutabaatı olan ravinin hadisi bir başka sahâbiden veya aynı lafızlarla
değil de manasiyle rivayet edilmişse o hadise şahid de denir.