MUTABA’ -
MUTABA’ ALEYH
Kısaca Mutabii olan
hadis demektir. İ'tibar ve mutabaat maddelerinde izah etmeye çalıştığımız gibi
ferd sanılan bir hadisin başka tarik ya da tariklardan rivayet edilip
edilmediği hadis kitaplarından araştırılır. Bu araştırma sonucu rivayetinde tek
kalan ravinin şeyhinden veya şeyhin şeyhinden bir başkası tarafından rivayet
edildiği açığa çıkarsa ferd zannedilen hadis artık ferd olmaktan kurtulur. İşte
önceden tek rivayet tarikinin bulunduğu sanılarak ferd kabul edilen bir hadis,
araştırma sonunda başka ravi tarafından rivayet edildiğinin anlaşılmasiyle
fertlikten çıkıp tabii ya da diğer tabiriyle mutâbii olan bir hadis durumuna
gelir ki artık fert değil mutâba veya mutâba'un aleyh adını alır.
Bu iki terim ferd
zannedilen hadisin, mutâbii olan diğer hadis kimden rivayet edilmişse onun için
de kullanılır. Konuya açıklık getirmesi bakımından mutabaat maddesinde de
zikredilen şu misal üzerinde duralım.
İmam Şâfi'i Kitâbu'l-Um
isimli eserinde Mâlik-Abdullah b. Dinâr-İbn Ömer isnadiyle Nebi (s.a.v.)'in
şöyle buyurduğunu rivayet eder.
“Ramazan ayı yirmi dokuz
(veya otuz) gündür. O halde hilali görmeden önce oruca başlamayın. Hilali
görmedikçe iftar (edip bayram) yapmayın. Eğer görüş ufkunuz kapalıysa oruç
sayısını otuza tamamlayın,”
İmam Mâlik'ten İmam
Şâfi'i'den başka rivayet eden olmadığı zannedilerek fert sayılan bu hadis
itibar sonucu, İmam Şafii'nin şeyhi İmam-Mâlikten el-Ka'nebi'nin rivayet
ettiğinin anlaşılmasiyle ferd olmaktan çıkmıştır. Artık onu ferd olmaktan
çıkaran bir başka rivayet olduğundan mutaba veya mutâba'un aleyh durumuna
gelmiştir. Aynı zamanda, İmam Şafii'nin ferd zannedilen hadisini el-Ka'nebi'nin
rivayette bulunduğu kişi olan İmam Malik de mutâba veya mutâba'un aleyh
sayılabilir.