MUKABELE
Sözlükte bir şeyi bir
şeyle karşılaştırmak manasına mufâ'ale babından masdar olan mukabele, hadis
usulünde şeyhten yazılan hadisleri ihtiva eden nüshayı semaa esas teşkil eden nüsha
ve şeyhin nüshası ile karşılaştırmaya denir. Bu karşılaştırmanın hadisleri
yazarken hata yapılmışsa düzeltmek ve sonunda tali nüshanın sağlamlığını
sağlamak maksadıyle yapıldığını izaha ihtiyaç yoktur.
İbnu's-Salâh
âdâbu't-tâlib arasında mukabeleyi önemli bir hususu olarak şöyle zikreder:
“Talibe düşen (bir diğer
husus da) hadislerini yazdığı kendisine ait kitabı semama asıl olan nüsha ile
icazet aldığı takdirde şeyhinin rivayette bulunduğu nüshasıyle
karşılaştırmaktır.” Buradan
anlaşıldığına göre mukabele, hadis talebesinin, şeyhinden rivayet ettiği
hadisleri yazarak meydana getirdiği kendi nüshasını rivayetine esas olan nüsha
ile karşılaştırmaktan ibarettir. Haliyle mukabeleye esas teşkil eden nüsha,
şeyhin asıl nüshası olduğu gibi şeyhten semanın esasını oluşturan bir başka
nüsha da olabilir.
Mukabelede
karşılaştırılan nüshanın yazılış şekli mühim değildir. Mühim olan Şeyhten
yazılan hadislerin şeyhin asıl nüshasiyla karşılaştırılmasıdır. Şeyh kitapta
yazılı hadislerin rivayeti için icazet vermiş bile olsa, mukabele etmeden
rivayetleri caiz olmaz.
Bazı usul kaynaklarında
mukabeleye muâraza denildiği dikkati çekmektedir. Gerek fazla kullanılan
şekliyle mukabele denilsin, gerekse mu'araza, talibin kendi yazdıklarını şeyhin
kitabı ile karşılaştırması varsa hatalarını düzeltmesi şeklinde yapıldığı gibi
arz yani kendisi veya bir başkası tarafından şeyhe okunması şeklinde de
yapılabilir. Şeyhin kitabı bir başkası tarafından şeyhe okunurken talibin kendi
nüshasını takip ederek mukabelenin yapılması da mümkündür.
Hadis talibinin
nüshasını şeyhin nüshası ile bizzat kendisinin mukabele etmesi şart değildir.
Bunun gibi talibin nüshasını şeyhin asıl nüshasıyle karşılaştırması da şart
değildir. Şeyhin asıl nüshası yerine onunla mukabele edilmiş güvenilir birine ait
nüsha ile mukabele de yeterlidir.