MUFREDAT
Ferd, yalnız, tek
manasına mufredin çoğuludur. Hadis usulünde müfredat, rical ilmiyle ilgili
olarak tek isim, tek künye veya tek lakabla bilinen başta sahabe ve tabiiler olmak
üzere hadis ravileri ve hadis ilminin çeşitli dallarıyla meşgul olmuş alimlere
denir.
Hadis ilminin en faydalı
bölümlerinden biri olan Tarihu'r-Ruvât veya Rical ilmi, kısaca, hangi mertebede
olursa olsun, hadis ravilerini konu olarak alır ve onların rivayetlerine
güvenilir kimseler olup olmadıklarını açığa çıkarır. Hadis ricalinden bahseden
kaynak eserlerden umûmiyetle önce ismi müşterek denilen ve Ahmed, Muhammed,
Abdullah gibi çok kullanılan isimlerden biri olan raviler zikredilir. Bundan
sonra müfredat denilen ayrı bir bölümde isim, künye ve lakabı tek veya ender
rastlanan bir kelime olan raviler sıralanır.
Müfredat, verilen
bilgiden de anlaşılacağı gibi, isimlerde, künyelerde ve lakablarda olur.
1. İsimlerde müfredata
şu misaller verilmiştir:
a) Sahabeden: Ecmed b.
Ucyân: Babasının ismi Uceyyân olarak da zikredilmiştir.
Cubeyb İbnu'l-Hâris:
Bazıları noktalı ha ile Hubeyb, bazıları da Cubeyr olarak zikretmişlerdir.
Şekel b. Humeyd:
Abslıdir. Benû Huzeyfe heyetiyle Nebi (s.a.s)'in huzuruna gelmiştir. Kufe'de
yerleşmiştir. Sünen sahipleri hadisini rivayet etmişlerdir.
Sudeyyu'bnu Aclân, Ebu
Umâme el-Bahili; Sender; Sunâbih İbnu'l-A'ser; Kelede b. Hanbel; Vâbisatu'bnu
Ma'bed; Nubeyşetu'l-Hayr; Ebu Reyhâne Şemğun; Hubeyb b. Muğfil, Lubey b. Lebâ.
b) Sahabeden başka
kimselerden: Evsât b. Amr (tabii); Tedûm (veya Yedüm); Cilan b. Ferve;
Ebu'l-Celed; Duceyn; Zirr b. Hubeys; Su'ayr İbnu'l-Hıms, Vurdân; Mustemir b.
er-Reyyân; Azvân b. Yezid er-Razi; Nevf el-Bikâli, Durayb b. Nukayr b. Sumeyr.
2. Künyelerde müfredata
da usul kaynaklarında şu isimlerin verildiği görülür.
Ebu'l-Ubeydeyn. İsmi
Muaviye b. Sebre’dir.
Ebu'l-Mudille. İsmi
belli değildir. Sadece Ebu Nuaym, isminin Ubeydullah b. Abdillah olduğunu
söylemiştir.
Ebu Murâye: İsmi
Abdullah b. Amrdir. Ebu Mu'ayd: İsmi Hafs b. Gaylandır.
3. Lakablarda müfredata
ise şu lakablar örnek gösterilmiştir:
Sefine: Nebi (s.a.s)'in
azadlı kölesidir. İsminin Mihrân olduğu söylenmişse de başka isimler ileri
sürenler olmuştur. Bu lakabla anılmasına gazalardan arkadaşları için fazlaca
eşya taşıdığından Nebiin “Sen bir sefine (gemi) sin” demesi sebep olmuştur.
Allah Resulünün bu iltifatı üzerine lakabı meşhur olmuş, adı unutulmuştur.
Mindel: (Mendel) olarak da kaydedilmiştir. İsmi Amr'dır.
Suhnûn (veya Sahnûn):
İsmi Abdus-selâm b. Saiddir. Mutayyen: Ebu Ca'feri'l-Hadrami'nin meşhur
lakabıdır. Muşkdane: Bu da Abdullah b. Amr b. Ebân'ın lakabıdır.
İbnu's-Salah’ın kaydettiğine göre Ebu Ca'fer'e Mutayyen (çamura bulanmış);
Abdullah'a muşkdane (misk damlası veya misk kabı) lakablannı veren Buhâri şeyhi
Ebu Nu'aym el-Fadl b. Dukeyn dir. 802es-Suyüti de telkib sebeplerini şöyle
nakleder: Ebu Cafer çocukken arkadaşlarıyla çamurlar içinde oynar üstü başı
çamur içinde kalırmış. Hatta arkadaşları yüzüne gözüne çamur sürerlermiş. Bir
gün Ebu Nu'aym onu çamurlara bölenmiş durumda görünce “Ya Mutayyen demiş; hadis
meclisine niçin gelmiyorsun (da böyle çamur içinde oynuyorsun)?”
Abdullah b. Amr ise
hadis meclisine gelirken giyinir kuşanır ağır kokular sürünürmüş. Anlaşılan Ebu
Nu'aym onu parfüm kabına benzeterek iltifatta bulunmuş olmalıdır.
es-Suyûti bu üç
müfredata bir de tek nisbetle (veya nesebinden bir kişi) bilinenlerin eklenmesi
gerektiğini söylerse de misal vermez.
Tek isim, tek künye veya
lakabla bilinen raviler konusunda Ahmed b. Hârûn el-Berdici'nin
el-Esmâ'ul-Mufrede isimli önemli bir eseri vardır. Ancak el-Berdici'nin bu
eserine bir çok alim i'tirazlarda bulunmuş, ilaveler yapmıştır. Bu itirazlardan
biri, onun müfredattan saydığı pek çok isim, künye veya lakapla iki hatta üç
kişinin hatta daha fazla şahsın bilindiği noktasındandır. İsimde müfred olarak
zikrettiklerinin bir kısmının lakaba müfred olduğu da aynı şekilde
el-Berdici'ye yapılan itirazlardandır. Söz gelişi onun verdiği müfredattan
el-Eclanu'l-Kindi isimde müfred değil, lakabda müfreddir. İsmi Yahya'dır. Yahya
isimli ravi ise pek çoktur. Suğdi b. Sinan da Berdici'nin eserinde isim
müfredatı arasında zikredilmiştir. Oysa suğdi lakabdır. İsmi Ömer'dir.805