AHADİS

HADİS-İ NEBEVİ – NEBEVİ HADİS

HADİS:

 

Sözlükte birinci babtan çekimi yapılan ''Hadese'' kök fiilinden türemiş bir kelimedir. Eskinin zıddı olarak yeni, önceleri yokken sonradan olan, yeniden meydana gelen manalarına gelir. Nitekim ''Sevbu'n-Hadisun'', ''Sevbu'n-Cedidun'', demektir. Aynı kelime çağdaş arapçada modern karşılığı olarak kullanılmaktadır. Çoğulu kıyas dışı olarak Ahadis şeklinde gelir.

 

  Kur'an-ı Kerim de Hadis kelime söz ve haber anlamında varid olmuştur. Şu ayetlerde bu ma'naya olup Kur'an-ı Kerim kasdedilmiştir: Fel ye'tu bi hadisin mislihi in kanu sadikin

 

''(Kur'an-ı Kerim'i Muhammed kendisi uydurdu diyenler) eğer bu sözlerinde doğru iseler o'na benzer bir söz getirsinler'' . (Tur,34)

 

Fe bi eyyi hadisin ba'dihi yu'minune

 

''(Kur'an-ı Kerim'i inkar edenler) artık ondan sonra hangi söz'e inanacaklar'' (Mürselat,50).

 

  Şu iki ayette de Hadis kelimesi söz :

 

Fe iza taimtum fenteşeru ve la muste'nesine el Hadisu

 

''(Nebi'nin evine yemeğe çağrıldığınızda girin). Yemeği yiyince, söz'e dalmadan hemen dağılın''. (Ahzab,53).

 

Ve hel ataka hadisu Musa

 

  ''Sana Musa'nın haberi gelmedimi'' (Ta Ha, 9).

 

  Hadis kelimesi Hadislerdede umumiyetle söz karşılığı olarak kullanılmıştır. Nitekim Ebu Hureyre'nin sorduğu bir soruya Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in verdiği cevapta bu kelime söz manasına kullanılkdığı görülür.

 

  ''Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre: ''Ya Resulallah diye sordum; kıyamet günü şefaatinle en çok kim mutlu olacak'' Şu cevabı verdiler: ''Hadis'e karşı sendeki iştiyakı bildiğim için bu sözü senden önce kimsenin sormayacağını biliyordum. Kıyamet günü şefaatimle en mes'ud olacak kişi gönlünün derinliklerinden gelerek ''La ilahe illa'llah'' diyendir. (Buhari,7/204;Müsned,2/373).

 

  Kur'an-ı Kerim ve Hadislerde söz ve haber manasında kullanılmış olan Hadis bu manasıyla Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in sözlerine denilmiş ve terim haline gelmiştir. Tarifi: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e nisbet edilen söz, fiil ve takrirler'e Hadis denir. (Teysir,14).

Bazı Alimlere göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in fizyonomik özellikleri ile Hira mağarasında ibadete çekilmesi gibi Nebilik öncesi davranışları da Hadis'in tarifine girer. Aynı tarife Nebi sallallahu aleyhi ve sellem mübarek ağızlarından çıkan sözleri ve fiillerinin yanı sıra huzurunda işlenip gördüğü veya gıyabında işlenipte kendisine haber verildiğinde bir şey demediği sahabilere ait fiiller (Takrirler) de dahildir.

 

  Bazı Alimler ise Hadis'i sünnetle eş ma'nalı olarak görürler. Onlara göre Hadis Sünnet ile birdir ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem in sözleri, fiilleri ve takrirleridir.

 

Bu tariflerin hepsi Muhaddislerin tarifidir. Gerek söz, gerek fiil, gerekse takrir şeklinde gelen veya vasıf bildiren Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile ilgili bütün rivayetlere şamildir.

 

  Fıkıh Usulü Alimlerine göre ise Hadis, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in sözleri ve fiilleridir. Takrirleri de fiillerine dahildir.

 

Son iki tarifin karşılaştırılması halinde görülürki Muhaddislerin tarifi daha şumulludur Fıkıh Usulü Alimlerinin tarifinde ise Hadis'in şer'i delil olabilme özelliği ön plana alınmıştır. Onlar, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in vasıfları ile Nebiliğimden öncesine ait bir halini Hadis'in tarifinde dikkate almamakla esas itibariyle bu özelliğini esas almışlardır.

 

  Hadisler genel olarak iki kısma ayrılırlar. Birncisi, Nebevi Hadisler; ikincisi Kutsi Hadislerdir. Hadis denince kasdedilen birincisidir ve sened, yahud rivayet, yahudda ravilerinin durumlarına göre kısımlarına ayrılır.

 

  İbnu'l-Cevzi, mevzular dahil bütün Hadisleri altı kısma ayırmıştır.

Birincisi Buhari ile Müslimin sıhhati üzerine ittifak ettikleri; İkinci Buhari yada Müslim'den birinin sıhhatine hükmettiği; Üçüncüsü Buhari ve Müslim'den birine göre senedi sahih olanlar;

Dördümcüsü muhtemel bir zayıflığı bulunan Hasen Hadisler;

Beşincisi şiddetli zayıflık taşıyanlardır. Alimlere göre bunlar değişik mertebededirler. Kimi Alimler bunları şiddetli bir zayıflık bulunmadığını zannedereek Hasen'e dahil etmiştir. Kimi de aşırı zayıf olduklarına hükmederek mevzu Hadislere katmıştır.

Altınkcısına gelince Mevzu Hadislerdir. (mevduat ,1/32-35)

 

  Bilindiği gibi Nebi sallallahu aleyhi ve sellem İslam dininin esaslarını , emir ve yasaklarını, dini, ictimai ve ahlaki prensiplerini ALLAH'U TEALA'DAN vahiy yoluyla almış ve insanlara ulaştırmıştır. O, Nebi lik vazifesi icabı ALLAH'DAN aldıklarını noksansız bir şekilde tebliğ ettiği gibi her birinin uygulamasınıda yapmıştır. Hadisler islam esaslarının tebliğ ve uygulaması sonucu oluşmuştur. Her biri islam dininin temel taşlarını teşkil eder. Kaldıki, dini konularda Kur'an-ı Kerim'den sonra ikinci delil kaynağı sünnet, dolayısıyla Hadislerdir. Bu itibarla Hadislerin islam dininde büyük önemi vardır. Özetleyecek olursak,

 

 a) Hadisler Kur'an-ı Kerim'i açıklar. Kur'an-ı Kerim, bilindiği gibi Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e zaman zaman inmiştir. Sure ve ayetler her indiğinde O, bunları Sahabiler'e tebliğ etmiş, ezberlenmelerini sağlamıştır. Ayrıca vahi Katiplerine yazdırmıştır. Bazen Sahabilerin sormaları üzerine, bazende kendiliğinden inen ayetleri açıklamış, hükümlerini nasıl uygukayacaklarını kendisi uygulamak suretiyle göstermiştir. O'nun Kur'an-ı Kerim'i açıklamak üzre söylediği sözlerle hükümlerini uygulamasından fiilleri tefsir ilminde en önemli yeri alırlar. Buna misal olarak aşağıdaki rivayetler üzerinde durulabilir.

 

  Oruç tutarken sahurda yeme içme müddetini belirleyen:

 

''... fecirde beyaz iplik size siyah iplikten seçilinceye kadar yiyin için...''(Bakara, 187)

 

ayetindeki '' beyaz iplik'' ten maksadın gündüz aydınlığı,  ''siyah iplik'' den ise gece karanlığı olduğunu Hadislerden öğreniyoruz. (Buhari, 5/156).

 

Aynı şekilde her namazda okunan Fatiha suresindeki,

 

''İhdine's-sirate'l-mustakime's-sirate'l-lezine enamte aleyhim ğayri'l-mağdubi aleyhim veleddaaaalliin''

 

''(Ya Rabbi) Bizleri doğru yola kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna ilet. Gazab (ın) 'a uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil; ''

 

ayetlerin sonundaki ''Gazaba uğrayanlar'' ın Yahudiler ''Sapıklar'' 'ın Hristiyanlar olduğunu Hadisler açıklamıştır.

 

''İman edenler, bununla birlikte imamlarını zulme bulaştırmayanlar... işte onlar (korkudan) emin olma hakkına sahip olanlardır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır''

 

ayetindeki (En-Am 82) ''Zulm'' ün şirk ma'nasına olduğunu Hadisler'den anlaşılmıştır. (Buhari, 5/193).

 

  Aynı şekilde:

 

'' O tevbe edenler, ibadette bulunanlar, hamd edenler, seyehat edenler, (ALLAH HUZURUNDA) eğilenler secde edenler, iyiliği emredenler, kötülüğe karşı çıkanlar ve ALLAH'IN hududunu koruyanlar (yokmu işte onlar cennet ehlidirler. Habibim) Sen o mu'minleri (cennetle) nüjdele.'' ayetindeki (Tevbe,112) ''Es-Saihune'' nazmına  ''oruç tutanlar'' manası yine Hadis'e dayanılarak verilmiştir.

 

b) İbadetlerin yapılış şekillerini açıklar. Kur'an-ı Kerim, Müslümanlara namazın farz olduğunu bildirmiş isede nasıl, hangi vakitlerde ve kaçar rekat kılınacağını etraflı bir şekilde açıkça bildirmemiştir. Farz namazların günde beş vakit; öğle, ikindi ve yatsı'nın dörder; akşam'ın üç, sabah'ın iki rekat olarak kılınacağını Hadisler bildirmiştir. Namaz'ın nasıl kılınacağını ayakta duruşun, rüku ve secdelerin nasıl yapılacaklarını, namaz esnasında neler okunacağını Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bizzat kendsi yaparak Müslümanlara göstermiş ve ''Namazı benim kıldığım gibi kılınız'' buyurmuştur. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in namaz kılış şeklini yine Hadislerdfen öğreniyoruz. Aynı şekilde abdest alış şekline, abdest organlarının yıkanış biçimine ve sırasına ait bilgileri de Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in abderst alış şeklini bildiren Hadislerden alıyoruz. Farz olan Cum'a namazının kaç rekat kılınacağı, hutbe okunması, Hacc'ın yapılışı, Zekatın hangi mallardan ne miktarda verileceği gibi ibadetlerin yapılışına dair pek çok hususlarda Hadislerden alınan bilgilere dayanmaktadır.

 

c)Hadisker Fıkıh İlmi'nin Kur'an-ı Kerim den sonra ikinci kayneğıdır. Hakkında Kur'an-ı Kerim de hüküm bulunmayan konularda Nebi sallallahu aleyhi ve sellem in sünnetine başvurulur. Hadisler, sünneti aksettirdikleri için Kur'an-ı Kerim den sonra ikinci hüküm kaynağı olmuş olur. Mesela abdest elırken mestler üzerine mesh etme sünnette; dolayısıyla Hadisler'e dayanır. Denizden çıkan ölü balığın yenilebileceği; katır, ehli eşek, aslan, kaplan, fil, kurt, maymun, köpek gibi hayvanlarla; doğan şahin, atmaca, karga gibi yırtıcı ve tırnaklı kuşların etlerini yemenin haram olduğu hükmü de Hadislerden çıkarılmıştır.

 

d)Sünnetin koyduğu Kur'an-ı Kerim de olmayan dini hükümler Hadislerden öğrenilir. Mesela, hırsıza verilecek el kesme cezasının, sağ elin bilekten kesilmesi şeklinde uygulanması hükmü ile normal bir şekilde kesilmiş hayvanın karnından ölü olarak çıkan yavrusunun boğazlanmış sayılacağının hükmünü sünnet koymuştur.

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in sünneti ile koymuş olduğu hükümler, dinimizin hükümleri sayılır; çünkü O'na itaat farzdır. O'na itaat eden ALLAH'A itaat etmiş olur. Bu konudaki bir ayette:

 

''Kim ALLAH Resulüne itaat ederse ALLAH'A itaat etmiş olur.'' (Nisa,80) buyurulmuştur. O'nun getirdiklerine uymak, yaptıklarını yapmak, men ettiklerinden sakınmak, da ALLAH'IN emridir. Bu konudaki bir ayette ise:

 

''ALLAH Resulünün size getirdiklerini alınız; men ettiklerinden de sakınınız'' (Haşr,7) buyrulmıştur.

 

e)Nebimiz tüm insanlara örnektir. O'nun dünya ve ahiret mutluluğu için güzel bir örnek olduğunu şu ayet açıkça belirtmektedir:

 

''And olsunki sizin için ALLAH'I ve ahiret gününü umanlar ve ALLAH'I çokça ananlar için ALLAH Resulü nde uyulacak güzel bir örnek vardır'' (Ahzab,21). Güzel bir ahlak'a sahip olmak, böylece dünya ve ahiret saadetine ulaşmak isteyenler O'nu kendilerine örnek almalıdırlar. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in güzel ahlakınıda yine Hadisler yansıtır. (Hadis dersleri, 1/17,8).

 

İslam dininde bu derece mühim bir yeri olan Hadisler'e Sahabe'den itibaren misli görülmemiş büyük bir  ilgi duyulmuş her asır da yüzlerce Hadis Alim'i yetişmiştir. Bunların yılmak bilmez yoğun gayretleri sonucu Hadislerin isnad, metin ve Ravilerini çeşitli yönlerden ele alan eserler te'lif ve tasnif edilmiştir.  İster dini ister sosyal, isterse ahlaki konularda Müslümanlar'a yakışır şekilde yaşamak isteyen herkes için Hadisler, günümüzde de eşsiz bir hazine olma vasfından bir şey kaybetmemiştir.