HAYRUN
HİYARUN
Şer karşılığı olarak
Hayır, iyilik, halkın meyil ve rağbet ettiği nesne mal anlamındaki Hayr'ın
çoğuludur. Malın güzide ve kaliteli olanına denir. (kamus, 1/849,50).
Hiyaru'ş-Şey' Bir şeyin efdal
ve tercih edileni manasındadır.
Aynı kelime şahıs için
kullanıldığı zaman; Hayrı çok bazı meziyetleri ve hasletleriyle üstün hale
gelmiş
kimse kasdedilir.
Hadis İlminde
El-Irak-i'nin İbn-i Ebi Hatim tarafından ilk defa tasnif edilen Ta'dil lafızlarının
ikinci mertebesine eklediği lafızdır.
(Feth, 1/335,38).
Es-Sahavi'ye göre Hayr
lafzı da aynı mertebede yer alır.
Bu lafzın Ta'dil
lafızları arasında yer alması, faziletli bir Müslüman olan Seyf bin Ubeydullah
el-Cermi'ye Hayru'l-Halk denmesi nedeniyledir. (Feth, 1/338)
Kaide olarak bu lafızla
Ta'dil edilmiş Ravinin Hadisleri yazılır gözden geçirilir. Zira İbnu's-Sallah
ve o'na tabi olan Alimlere göre bu mertebede olan lafızlar; Ravinin zabt
vasfını bildirmezler. Öyle olunca o gurupta bulunan lafızlardan biriyle Ta'dil
edilmiş Ravi'nin Hadisleri, zabtının anlaşılabilmesi için gözden geçirilir.
Eğer bu gözden geçirme O Ravi'nin gerçekten zabıt olduğuna hükmetmeye kafi
gelmezse Hadislerini itibara tabi tutmaya ihtiyaç hasıl olur. (ulum, 110,1).
Hali ile zabt hükmü
itibardan sonra verilir.
Diğer taraftan Hiyarun
lafzını Hadis İmamlarından Abdurrahman b. Mehdi'nin Şeyhinin Ta'dilinde
kullandığı meşhurdur. Rivayete göre bir gün Hadis rivayet ederken ''Haddesena
Abu Halde'' demiştir. ''Sika'mıdır?'' diye sorunca ''Saduktur, me'mundur,
hiyardır. Sika olan Şu'be ile Sufyan'dır'' cevabını vermiştir. (ulum,111).
Sonuç olarak
denilebilirki, Hiyarun lafzı bazı Muhaddisler tarafından Ta'dil'in ikinci
mertebesinde yer alan diğer lafızlarla aynı derecede Ta'dil'e delalet etmek
üzere kullanılmıştır. Ancak onlar kadar fazla kullanılmamıştır.