SÜNEN-İ TİRMİZİ

Bablar Konular Numaralar  

KİTABU’T-TEFSİIR BAHSİ

<< 3252 >>

DEVAM: 44- Şura suresinden tefsir edilen ayetler.

 

حدثنا عبد بن حميد حدثنا عمرو بن عاصم حدثنا عبيد الله بن الوازع حدثني شيخ من بني مرة قال قدمت الكوفة فأخبرت عن بلال بن أبي بردة فقلت إن فيه لمعتبرا فأتيته وهو محبوس في داره التي قد كان بني قال وإذا كل شيء منه قد تغير من العذاب والضرب وإذا هو في قشاش فقلت الحمد لله يا بلال لقد رأيتك وأنت تمر بنا تمسك بأنفك من غير غبار وأنت في حالك هذا اليوم فقال ممن أنت فقلت من بني مرة بن عباد فقال ألا أحدثك حديثا عسى الله أن ينفعك به قلت هات قال حدثني أبي أبو بردة عن أبيه أبي موسى أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا يصيب عبدا نكبة فما فوقها أو دونها إلا بذنب وما يعفو الله عنه أكثر قال وقرأ { وما أصابكم من مصيبة فبما كسبت أيديكم ويعفو عن كثير }  قال أبو عيسى هذا حديث غريب لا نعرفه إلا من هذا الوجه

 

Mürreoğullarından bir ihtiyardan aktarıldığına göre, şöyle demiştir:

 

Küfe’ye geldim. Bilâl b. ebî Bürde’nin kadılık yaparken zâlim olduğu durumu bana haber verildi. Ben de bu adamdan ibret alınmalıdır dedim ve yanına gittim, kendisi için yaptırdığı evinde tek başına oturdu. Kendisini işkence ve dövülmekten dolayı her şeyi değişmiş birden bir kemik durumunda gördüm ve şöyle dedim:

 

Elhamdülillah Ey Bilâl! Senin toz duman olmaksızın burnunu tutarak yanımızdan geçtiğini görmüştüm. İşte sen bu günkü durumdasın. Bunun üzerine dedi ki:

 

Sen kimlerdensin? Ben de:

 

“Mürre b. Abbâd oğullarındanım” dedim. Sana bir hadis anlatayım mı belki Allah bu hadisten seni faydalandıracaktır dedi. Ben de haydi anlat dedim. Dedi ki:

 

Babam, Ebû Bürde babası Ebû Musa’dan Nebi (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu anlattı:

 

Kulun başına gelen küçük veya büyük herhangi bir sıkıntı ancak işlediği bir günahı sebebiyledir. Allah’ın bağışladıkları ise daha çoktur. Ebû Musa dedi ki:

 

Rasûlullah (s.a.v.), Şu’ra sûresi 30. ayetini okudu:

 

“Başınıza gelen her musibet, sizin ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affeder.”

 

 

İzah:

(Tirmizî rivâyet etmiştir.)

 

Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz.