DEVAM: 37- Ya sin
süresinden tefsir edilen ayetler.
حدثنا هناد
حدثنا أبو
معاوية عن
الأعمش عن إبراهيم
التيمي عن
أبيه عن أبي
ذر قال قال
دخلت المسجد
حين غابت
الشمس والنبي
صلى الله عليه
وسلم جالس
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم أتدري يا
أبا ذر أين
تذهب هذه قال
قلت الله ورسوله
أعلم قال
فإنها تذهب
فتستأذن في
السجود فيؤذن
لها وكأنها قد
قيل لها اطلعي
من حيث جئت
فتطلع من
مغربها قال ثم
قرأ ذلك مستقر
لها قال وذلك
قراءة عبد
الله قال أبو
عيسى هذا حديث
حسن صحيح
Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete
göre, şöyle demiştir:
Güneş battığı sırada
mescide girmiştim. Nebi (s.a.v), oturmakta idi ve bana:
“Ey Ebû Zerr! Şu güneşin
nereye gittiğini biliyor musun?” buyurdu. Ben de Allah ve Rasûlü daha iyi bilir
dedim. Şöyle buyurdular:
O gidiyor secde etmek
için izin istiyor ve kendisine izin veriliyor. Sanki ona günün birinde geldiğin
yerden doğ denilecek oda battığı yerden doğacaktır. Rasûlullah (s.a.v.), sonra
Yasin sûresi 38. ayetini okudu:
“Ve güneşde de onlar
için bir alamet ve işaret vardır. O da kendine ait bir yörüngede akıp gider. Bu
kudret sahibi ve herşeyi bilen Allah’ın iradesinin bir sonucudur.” İşte bu
güneşin istikrar bulmasıdır. Ebû Zerr dedi ki:
Abdullah b. Mes’ûd’un
okuyuş şekli böyledir.
İzah:
(Buhârî, Bed-il Halk;
Müslim, İman)
Tirmizî: Bu hadis
hasen sahihtir.