SÜNEN-İ TİRMİZİ

Bablar Konular Numaralar  

KİTABU’T-TEFSİIR BAHSİ

<< 3140 >>

DEVAM: 18- Ben-i israil (İsra) suresinden tefsir edilen ayetler.

 

حدثنا قتيبة حدثنا يحيى بن زكريا بن أبي زائدة عن داود بن أبي هند عن عكرمة عن بن عباس قال قالت قريش ليهود أعطونا شيئا نسأل هذا الرجل فقال سلوه عن الروح قال فسألوه عن الروح فأنزل الله { ويسألونك عن الروح قل الروح من أمر ربي وما أوتيتم من العلم إلا قليلا }  قالوا أوتينا علما كثيرا التوراة ومن أوتي التوراة فقد أوتي خيرا كثيرا فأنزلت { قل لو كان البحر مدادا لكلمات ربي لنفد البحر }  إلى آخر الآية

 

قال هذا حديث حسن صحيح غريب من هذا الوجه

 

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kureyşliler Yahudilere bize bazı şeyler söyleyin ki şu adama (Muhammed’e) soralım dediler. Yahudiler de: O'na ruh'tan sorun dediler. Bunun üzerine Mekkeli müşrik Kureyşliler, Nebiye ruh’dan sordular. Bunun üzerine Allah İsra sûresi 85. ayetini indirdi; “Sana ruhtan yani insanın ruh'u, Cebrâil, vahyin gelişi ve Kur’ân’ın Allah’tan gelişi hakkında soruyorlar, de ki: “Ruh, Rabbimin emrindedir. Bu konuda size pek az bilgi verilmiştir.”

 

Yahudiler dediler ki: Bize çok büyük bilgi kaynağı olan Tevrat verilmiştir. Kime Tevrat verilmişse ona büyük hayır verilmiş demektir, dediler. Bunun üzerine Kehf sûresi 109. ayet nazil oldu: “De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa, ayrıca deniz üzerine deniz katsak, yine Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi.”

 

 

Diğer tahric: Müsned: 2195

 

Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahihtir.