DEVAM: 1- ALLAH, bazı
örneklemelerle bir şeyLER anlatır mı?.
حدثنا محمد
بن بشار حدثنا
بن أبي عدي عن
جعفر بن ميمون
عن أبي تميمة
الهجيمي عن
أبي عثمان عن
بن مسعود قال
صلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم العشاء
ثم انصرف فأخذ
بيد عبد الله
بن مسعود حتى
خرج به إلى
بطحاء مكة
فأجلسه ثم خط
عليه خطا ثم
قال لا تبرحن
خطك فإنه
سينتهي إليك
رجال فلا
تكلمهم فإنهم
لا يكلمونك
قال ثم مضى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حيث أراد
فبينا أنا
جالس في خطي
إذ أتاني رجال
كأنهم الزط
أشعارهم
وأجسامهم لا
أرى عورة ولا
أرى قشرا
وينتهون إلي
لا يجاوزون
الخط ثم
يصدرون إلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حتى
إذا كان من آخر
الليل لكن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قد جاءني
وأنا جالس
فقال لقد
أراني منذ
الليلة ثم دخل
علي في خطي
فتوسد فخذي
فرقد وكان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا رقد
نفخ فبينا أنا
قاعد ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم متوسد
فخذي إذا أنا
برجال عليهم
ثياب بيض الله
أعلم ما بهم
من الجمال
فانتهوا إلي
فجلس طائفة
منهم عند رأس
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وطائفة
منهم عند
رجليه ثم
قالوا بينهم
ما رأينا عبدا
قط أوتي مثل
ما أوتي هذا
النبي إن
عينيه تنامان
وقلبه يقظان
اضربوا له
مثلا مثل سيد
بنى قصرا ثم
جعل مأدبة
فدعا الناس
إلى طعامه
وشرابه فمن
أجابه أكل من
طعامه وشرب من
شرابه ومن لم
يجبه عاقبه أو
قال عذبه ثم
ارتفعوا
واستيقظ رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عند
ذلك فقال سمعت
ما قال هؤلاء
وهل تدري من
هؤلاء قلت
الله ورسوله
أعلم قال هم
الملائكة
فتدري ما
المثل الذي
ضربوا قلت
الله ورسوله
أعلم قال
المثل الذي
ضربوا الرحمن
تبارك وتعالى
بنى الجنة
ودعا إليها
عباده فمن
أجابه دخل
الجنة ومن لم
يجبه عاقبه أو
عذبه
İbn Mes’ûd (r.a.)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), akşam namazını
kıldırdıktan sonra kalktı Abdullah b. Mes’ûd’un elinden tuttu, onu Mekke’nin
Batha denilen yerine kadar çıkardı. Sonra onu oturttu ve çevresine bir çizgi
çizerek şöyle buyurdu: Bu çizgiden dışarıya asla çıkma! Sana bazı kimseler
gelecekler onlarla konuşma! Çünkü onlar seninle konuşmayacaklardır.
Sonra Rasûlullah
(s.a.v.) istediği yere çekip gitti. Ben çizginin içersinde oturmakta iken
cisimleri ve saçları sudanlılara benzeyen bazı kişiler yanıma geldiler ne
avretlerini görüyor nede üzerlerinde bir elbise... Bana kadar geliyorlar fakat
çizgiyi geçemiyorlardı. Sonra Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına doğru
yöneliyorlardı. Gecenin son kısmı olunca onlar gelmediler fakat Rasûlullah
(s.a.v.) geldi. Ben oturmaya devam ediyordum, şöyle buyurdu: Gece boyu
ayaktayım sonra benim çizgimin içersine girdi uyluğumu yastık yapıp uyudu.
Rasûlullah (s.a.v.) uyuduğunda hafif horultu ile uyurdu. Ben oturuyor,
Rasûlullah (s.a.v.)’de dizimi yastık yapıp uyurken üzerlerinde beyaz elbiseler
olan bazı kimseler gözüme ilişti. Onlardaki güzelliği ancak Allah bilir. Bana
kadar geldiler bir kısmı Rasûlullah (s.a.v.)’in başucunda bir kısmı da ayak
ucunda oturdular ve aralarında şöyle konuştular: “Hiçbir kul görmedik ki bu
Nebi'ye verilen şeyler o'na da verilmiş olsun, onun gözleri uyuyor fakat kalbi
uyanıktır. O’na dair bir örnekleme yapınız.
O bir büyük lider
durumunda olup bir saray yaptırmıştır ve bir sofra kurarak insanları yemeye ve
içmeye çağırmıştır. Kim onun davetine uyarsa yemeğinden yer ve içeceğinden
içer. Kim de icabet etmezse o'na ceza vardır -veya azab vardır- sonra onlar
dağılıp gittiler bu sırada Rasûlullah (s.a.v.) uyandı.
Bunların söylediklerini
işittin mi? Kimdir onlar bilir misin? Ben de: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir
dedim. Rasûlullah (s.a.v.): Onlar meleklerdir, buyurdu. Getirdikleri örnekleme
nedir biliyor musun? Ben de: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedim. Bunun
üzerine buyurdular ki: Rahman olan Allah Cenneti yaptı kullarını Cennet'e
da'vet etti. Kim bu çağrıya icabet ederse Cennet'e girer, kim de çağrıya kulak
asmazsa Rahman onlara azâb eder ve cezalandırır.”
Diğer tahric: Dârimî,
Mukaddime
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
صحيح غريب من
هذا الوجه
وأبو تميمة هو
الهجيمي
واسمه طريف بن
مجالد وأبو
عثمان النهدي
اسمه عبد
الرحمن بن مل
وسليمان
التيمي قد روى
هذا الحديث
عنه معتمر وهو
سليمان بن
طرخان ولم يكن
تيميا وإنما كان
ينزل بني تيم
فنسب إليهم
قال علي قال
يحيى بن سعيد
ما رأيت أخوف
لله تعالى من
سليمان التيمي
Tirmizî: Bu hadis bu
şekliyle hasen sahih garibtir. Ebû Temime, Huceymî’li olup adı Tarîf b.
Mûcâlid’tir. Ebû Osman en Nehdî’nin ismi Abdurrahman b. Müll’dür. Mu’temir’den
bu hadisi rivâyet eden Süleyman et Teymî ise Süleyman b. Tarhan’dır. Teym
oğullarına indiği için ona nispet edilmiştir. Ali, Yahya b. Saîd’den naklederek
şöyle dedi: Süleyman et Teymî’den daha çok Allah’tan korkan birini görmedim.