5- Cehennemliklerin
yiyecekleri nasıldır?
حدثنا عبد
الله بن عبد
الرحمن
أخبرنا عاصم
بن يوسف حدثنا
قطبة بن عبد
العزيز عن
الأعمش عن شمر
بن عطية عن شهر
بن حوشب عن أم
الدرداء عن
أبي الدرداء
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يلقى على أهل
النار الجوع
فيعدل ما هم
فيه من العذاب
فيستغيثون
فيغاثون
بطعام من ضريع
لا يسمن ولا
يغني من جوع
فيستغيثون
بالطعام
فيغاثون
بطعام ذي غصة
فيذكرون أنهم
كانوا يجيزون
الغصص في
الدنيا
بالشراب
فيستغيثون
بالشراب
فيرفع إليهم
الحميم
بكلاليب
الحديد فإذا
دنت من وجوههم
شوت وجوههم
فإذا دخلت
بطونهم قطعت
ما في بطونهم
فيقولون
ادعوا خزنة
جهنم فيقولون
ألم { تك
تأتيكم رسلكم
بالبينات
قالوا بلى
قالوا فادعوا
وما دعاء
الكافرين إلا
في ضلال }
قال فيقولون
ادعوا مالكا
فيقولون { يا
مالك ليقض علينا
ربك }
قال فيجيبهم
إنكم ماكثون قال
الأعمش نبئت
أن بين دعائهم
وبين إجابة
مالك إياهم
ألف عام قال
فيقولون
ادعوا ربكم
فلا أحد خير
من ربكم
فيقولون {
ربنا غلبت
علينا شقوتنا
وكنا قوما
ضالين ربنا
أخرجنا منها
فإن عدنا فإنا
ظالمون قال }
فيجيبهم {
اخسئوا فيها
ولا تكلمون }
قال فعند ذلك
يئسوا من كل
خير وعند ذلك
يأخذون في
الزفير
والحسرة
والويل
قال عبد الله
بن عبد الرحمن
والناس لا
يرفعون هذا
الحديث قال
أبو عيسى إنما
نعرف هذا
الحديث عن
الأعمش عن شمر
بن عطية عن
شهر بن حوشب
عن أم الدرداء
عن أبي
الدرداء قوله
وليس بمرفوع
وقطبة بن عبد
العزيز هو ثقة
عند أهل الحديث
Ebû’d Derdâ (r.a.)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Cehennemlik olanlara
azâblarına eşit biçimde açlık verilir de doyurulmaları için yardım isterler,
kendilerine “Dari`” denilen acı ve kuru dikenler ikram edilecektir o dikenler
ne besler ne de açlığı giderir.
(88 Ğaşiye sûresi 6-7)
sonra yine doyurulmalarını isterler de kendilerine boğazdan geçmeyen dikenli
yemekler ikram edilir
(73 Müzzemmil: 13)
Dünyada boğaza duran yiyecekleri içecekle geçirdiklerini hatırlayarak
kendilerine içecek yardımı yapılmasını isterlerde kendilerine demir çengelli
kaynar sular ikram edilir onlar yüzlerine yaklaştığında yüzlerini yakar ve
kavurur. Karınlarına girdiği zaman karınlarında bulunan her şeyi parçalar bu
arada Cehennem bekçilerini çağırın derler. Cehennem bekçileri şöyle derler:
Elçilerimiz size apaçık
delillerle gelmiş değiller miydi? Onlar da evet diyecekler ve Cehennem
bekçileri: Yalvarın bakalım! Allah’tan gelen gerçekleri inkar edenlerin
yalvarması boşunadır.” (40 Mü’min 50)
Sonra kafirler Mâlik’i
çağırın deyip, “Ey Mâlik, Rabbin hükmünü verip işimizi bitiriversin böyle
yapmaktansa ölüp kül ve kömür olmak iyidir” diyecekler. Mâlik te cevap verip
şöyle diyecek: “Hayır siz burada ölmeden bu şekilde ebedi kalacaksınız.” (43
Zuhruf: 77)
A’meş diyor ki: Bize
bildirdiğine göre kafirlerin çağırması ile Mâlik’in onlara cevap vermesi
arasında bin yıl geçecektir.
Rasûlullah (s.a.v.)
sözünü şöyle sürdürdü: Sonra kafirler, Rabbinize dua edin çünkü Rabbinizden
başka rahmeti bol bir kimse yoktur derler ve şu duayı yaparlar: “Ey Rabbimiz
bize kötülüklerimiz üstün geldi de bu yüzden yoldan çıkan kimseler olduk Ey
Rabbimiz bizi bu Cehennem’den çıkar eğer tekrar işlediğimiz günahlara dönersek
o zaman gerçekten zâlimlerden olmuş oluruz.” (23 Müminûn 106-109)
“Allah ta onlara
Alçaldıkça alçalın yıkılıp kalın orada susun konuşmayın benimle” (23/108)
diyecektir.
Rasûlullah (s.a.v.)
şöyle devam etti: Her kurtuluş çaresinden ümidlerini kesecekler işte o zaman
bağrışıp çağrışmaya pişmanlığa ve yazıklar olsun bize demeye başlayacaklardır.”
Tirmizî rivâyet
etmiştir.
Abdullah b.
Abdurrahman diyor ki: Hadisçiler bu hadisi merfu olarak rivâyet etmiyorlar.
Tirmizî: Bu hadis
A’meş’den, Şimr b. Atıyye’den, Şehr b. Havşeb’den, Ümmü Derdâ’dan ve Ebû’d
Derdâ’dan kendi sözü olarak rivâyet edildiğini bilmekteyiz dolayısıyla merfu
değildir.
Kutbe b. Abdulaziz
hadisçiler yanında güvenilir bir kişidir.