DEVAM: 56- BELA VE
SIKINTILARA KARŞI SABRETMEK GEREKİR
حدثنا قتيبة
حماد بن زيد
عن عاصم بن
بهدلة عن مصعب
بن سعد عن
أبيه قال قلت
يا رسول الله
أي الناس أشد
بلاء قال
الأنبياء ثم
الأمثل فالأمثل
فيبتلى الرجل
على حسب دينه
فإن كان دينه
صلبا اشتد
بلاؤه وإن كان
في دينه رقة
ابتلى على حسب
دينه فما يبرح
البلاء
بالعبد حتى
يتركه يمشى
على الأرض ما
عليه خطيئة
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
صحيح وفي
الباب عن أبي
هريرة وأخت
حذيفة بن
اليمان أن
النبي صلى الله
عليه وسلم سئل
أي الناس أشد
بلاء قال الأنبياء
ثم الأمثل
فالأمثل
Sa’d (r.a.)’den rivâyete
göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’e sordum insanların hangisinin
belasının ağır olduğunu, buyurdular ki: “Peygamberler, onların peşinden yaşantı
olarak Peygambere yakın olanlar sonra onlara yakın olanlar. Kişi dindarlığı
oranında belayı uğratılır. Dininde sağlam ise belası ağırlaştırılır. Dininde
gevşek ise dindarlığı oranında belaya uğratılır. Bela, kulun peşini bırakmaz,
sonunda kul uğradığı belalarla üzerinde günah kalmayıncaya kadar günahlarından
temizlenmiş olur.”
Diğer tahric: İbn
Mâce, Fiten
Tirmizî: Bu hadis
hasen sahihtir. Bu konuda Ebû Hüreyre ve Huzeyfe b. Yemân’ın kız kardeşi
tarafından da şu şekilde bir rivâyet vardır: “Peygamber (s.a.v.)’e hangi
insanların belası daha ağırdır diye soruldu. Buyurdular ki: Peygamber (s.a.v.),
sonra yaşantı ve inançla ona yakın olanlar sonra onlara yakın olanlar.”