5- İSLAMİ KESME ŞEKLİ
BOĞAZ VE BOYUNDAKİ DAMARLARDANDIR
حدثنا هناد
ومحمد بن
العلاء قال
حدثنا وكيع عن
حماد بن سلمة
وقال أحمد بن
منيع حدثنا
يزيد بن هارون
أنبأنا حماد
بن سلمة عن
أبي العشراء عن
أبيه قال قلت
يا رسول الله
أما تكون
الذكاة إلا في
الحلق واللبة
قال لو طعنت
في فخذها
لأجزأ عنك قال
أحمد بن منيع
قال يزيد بن
هارون هذا في
الضرورة
Ebû’l Uşerâ (r.a.)’in
babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! İslâmî şekilde
kesmek sadece boğaz ve boyun bölgesini kesmekle mi olur? Diye sordum.
Buyurdular ki: “Uyluğundan yaralasan bile boğazlamak yerine geçer.”
Ahmed b. Menî’, Yezîd b.
Harun’dan naklederek diyor ki: “Bu uyluğundan yaralayıp kesme işi kuyu ve
benzeri dar bir yere düşüp boğazından kesmek mümkün olmayan zaruret
halindedir.”
Diğer tahric edenler:
Ebu Davud, Dehaya; Nesaî, dahaya; İbn Mâce, zebaih; Dârimî, edahi; Ahmed b.
Hanbel, IV-334.
قال وفي
الباب عن رافع
بن خديج قال
أبو عيسى هذا
حديث غريب لا
نعرفه إلا من
حديث حماد بن
سلمة ولا نعرف
لأبي العشراء
عن أبيه غير
هذا الحديث
واختلفوا في
اسم أبي
العشراء فقال
بعضهم اسمه
أسامة بن قهطم
ويقال اسمه
يسار بن برز
ويقال بن بلز
ويقال اسمه
عطارد نسب إلى
جده
Tirmizî: Bu konuda
Rafi’ b. Hadîc’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis
garibtir ve sadece Hammad b. Seleme’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû’l
Uşerâ’nın babasından bundan başka rivâyetini bilmiyoruz. Ebû’l Uşerâ’nın ismi
üzerinde değişik görüşler vardır. Bir kısım âlimler onun Üsâme b. Kıhtım
olduğunu söylüyorlar. Yesâr b. Belz olduğu da söylenir. İbn Belz olduğu da
söylenmiştir. Kimileri de onun isminin dedesine nispetle Utârid olduğunu
söylemişlerdir.