32- ALTIN VE
MÜCEVHERAT BULUNAN SÜS EŞYALARI AYRI AYRI DEĞERLENDİRİLMELİDİR
حدثنا قتيبة
حدثنا الليث
عن أبي شجاع
سعيد بن يزيد
عن خالد بن
أبي عمران عن
حنش الصنعاني
عن فضالة بن
عبيد قال
اشتريت يوم
خيبر قلادة
باثني عشر
دينارا فيها
ذهب وخرز
ففصلتها فوجدت
فيها أكثر من
اثني عشر
دينارا فذكرت
ذلك للنبي صلى
الله عليه
وسلم فقال لا
تباع حتى تفصل
حدثنا قتيبة
حدثنا بن
المبارك عن
أبي شجاع سعيد
بن يزيد بهذا
الإسناد نحوه
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
صحيح والعمل
على هذا عند
بعض أهل العلم
من أصحاب
النبي صلى
الله عليه
وسلم وغيرهم
لم يروا أن
يباع السيف
محلى أو منطقة
مفضضة أو مثل
هذا بدراهم
حتى يميز ويفصل
وهو قول بن
المبارك
والشافعي
وأحمد وإسحاق وقد
رخص بعض أهل
العلم في ذلك
من أصحاب
النبي صلى
الله عليه
وسلم وغيرهم
Fedâle b. Ubeyd
(r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Hayber günü on iki
dinara altın ve mücevherattan oluşan bir kolye satın aldım altınını ve
mücevheratını ayrıştırıp tarttığımda on iki dinardan fazla altın olduğunu
tespit ettim. Durumu Peygamber (s.a.v.)’e aktardım buyurdular ki: “Altınla
mücevherat ayrılmadıkça satılmaz.”
Diğer tahric: Müslim,
Müsakat; Ebû Dâvûd, buyu
Kuteybe İbn’ül Mübarek
vasıtasıyla Ebû Şuca’dan, Saîd b. Yezîd’den aynı sened ile bu hadisin benzerini
bize rivâyet etmiştir.
Tirmîzî: Bu hadis
hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim
adamlarının uygulamaları bu hadisledir. Taşlarla veya gümüşle süslenmiş
kılıcın, gümüşle süslenmiş bir kemerin veya benzeri şeylerin ayrıştırılmadan
satılmaması görüşündedirler. İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk
bunlardandır. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve daha başkalarından bazı ilim
adamları ise böyle malzemelerin alım satımına izin vermişlerdir.