6- NİKAHLANMAYAN KADIN
BOŞANMAZ
حدثنا أحمد
بن منيع حدثنا
هشيم حدثنا
عامر الأحول
عن عمرو بن
شعيب عن أبيه
عن جده قال
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم لا نذر
لابن آدم فيما
لا يملك ولا
عتق له فيما لا
يملك ولا طلاق
له فيما لا
يملك
Amr b. Şuayb (r.a.)’ın
babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu: “Adem oğlunun elinde bulunmayan bir şeyi nezretme (adak), yine
elinde olmayan bir köleyi hürriyetine kavuşturmak (azâd) ve nikahlısı olmadığı
bir kadını boşama hakkı yoktur.”
Diğer tahric: Ebû
Dâvûd, Talak; İbn Mâce, Talak
قال وفي
الباب عن علي
ومعاذ بن جبل
وجابر وابن
عباس وعائشة
قال أبو عيسى
حديث عبد الله
بن عمرو حديث
حسن صحيح وهو
أحسن شيء روي
في هذا الباب
وهو قول أكثر
أهل العلم من
أصحاب النبي
صلى الله عليه
وسلم وغيرهم
روي ذلك عن
علي بن أبي طالب
وابن عباس
وجابر بن عبد
الله وسعيد بن
المسيب
والحسن وسعيد
بن جبير وعلي
بن الحسين وشريح
وجابر بن زيد
وغير واحد من
فقهاء
التابعين وبه
يقول الشافعي
وروي عن بن
مسعود أنه قال
في المنصوبة
أنها تطلق وقد
روي عن
إبراهيم النخعي
والشعبي
وغيرهما من
أهل العلم
أنهم قالوا
إذا وقت نزل
وهو قول سفيان
الثوري ومالك
بن أنس أنه
إذا سمى امرأة
بعينها أو وقت
وقتا أو قال
إن تزوجت من
كورة كذا فإنه
أن تزوج فإنها
تطلق وأما بن
المبارك فشدد
في هذا الباب
وقال إن فعل
لا أقول هي
حرام وقال
أحمد إن تزوج لا
آمره أن يفارق
امرأته وقال
إسحاق أنا
أجيز في
المنصوبة
لحديث بن
مسعود وإن تزوجها
لا أقول تحرم
عليه امرأته
ووسع إسحاق في
غير المنصوبة
وذكر عن عبد
الله بن
المبارك أنه سئل
عن رجل حلف
بالطلاق أنه
لا يتزوج ثم
بدا له أن
يتزوج هل له
رخصة بأن يأخذ
بقول الفقهاء الذي
رخصوا في هذا
فقال عبد الله
بن المبارك إن
كان يرى هذا
القول حقا من
قبل أن يبتلي
بهذه المسألة
فله أن يأخذ
بقولهم فأما
من لم يرض
بهذا فلما
ابتلى أحب أن
يأخذ بقولهم
فلا أرى له
ذلك
Tirmîzî: Bu konuda
Ali, Muâz b. Cebel, Câbir, İbn Abbâs ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Abdullah b.
Ömer hadisi hasen sahihtir. Bu konuda rivâyet edilen en güzel hadis budur.
Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından pek çok ilim adamının görüşü
bu hadise göredir.
Aynı şekilde Ali b.
ebî Tâlib, İbn Abbâs, Câbir b. Abdullah, Saîd b. Müseyyeb, Hasen, Saîd b.
Cübeyr, Ali b. Husayn, Şüreyh, Câbir b. Zeyd ve tabiin döneminden pek çok
fukahadan da aynı şekilde rivâyet edilmiştir. Şâfii de aynı görüştedir.
İbn Mes’ûd’tan rivâyet
edildiğine göre ülke veya ırkı bildirerek boşanan kadının boşanmış olacağını
söylemiştir. İbrahim Nehâî, Şa’bî ve başka ilim adamlarından rivâyet edildiğine
göre, şöyle demişlerdir: Boşayan kimse bir müddet belirterek boşarsa o müddet
dolunca kadın boşanmış olur. Sûfyân es Sevrî ve Mâlik b. Enes aynı kanaatte
olup; “Bir kimse bir kadını ismiyle belirtir veya bir zaman tayin eder veya
filan bölgeden evlenirsem diyerek şart koşarsa ve oradan da evlenirse kadın
boşanmış olur” derler.
İbn’ül Mübarek bu
konuda daha şiddetli davranarak; “Şarta bağlayarak yapacağı işleri yaparsa, o
kadın ona haram olur diyemem” demektedir.
Ahmed der ki: Eğer o
erkek o şart koştuğu kadınla evlenirse önceki karısından ayrılmasını emretmem.”
İshâk der ki: İbn
Mes’ûd’un hadisinden dolayı ülke veya ırkı belirtilerek boşamayı caiz kabul
ederim ama onunla evlenirse önceki kadın kendisine haram olur diyemem. İshâk
ülke veya ırkı belirtilerek boşama dışında kolaylık tanımıştır.
Abdullah b.
Mübarek’den anlatıldığına göre, kendisine şöyle soruldu: Evlenmeyeceğim
evlenirsem bu kadın boş olsun diye yemin eden sonra da evlenme arzusu ortaya
çıkan bir kimse için fıkıhçıların verdiği ruhsat (izin) den istifade etme
imkanı var mıdır? İbn’ül Mübarek dedi ki: Böyle bir durum başına gelmezden önce
fıkıhçıların bu görüşünü doğru ve gerçek olarak kabul ediyorsa; uygulamalarını
onların sözleriyle yapabilir.
Ama önceden böyle bir
görüşten razı olmaz, hoşlanmaz, başına böyle bir durum gelince onların
sözleriyle uygulama yapmaya kalkışırsa bu yaptığı işi ben hoş kabul etmem.