DEVAM: 23- ZEKAT
ALAMAYACAK KİMSELER
حدثنا علي بن
سعيد الكندي
حدثنا عبد
الرحيم بن
سليمان عن
مجالد عن عامر
الشعبي عن
حبشي بن جنادة
السلولي قال
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول في حجة
الوداع وهو
واقف بعرفة
أتاه أعرابي
فأخذ بطرف
ردائه فسأله
إياه فأعطاه
وذهب فعند ذلك
حرمت المسألة
فقال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم إن
المسألة لا
تحل لغني ولا
لذي مرة سوي
إلا لذي فقر
مدقع أو غرم
مفظع ومن سأل
الناس ليثري
به ماله كان
خموشا في وجهه
يوم القيامة
ورضفا يأكله
من جهنم ومن
شاء فليقل ومن
شاء فليكثر
Hubşî b. Cünade es
Selulî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.)’den
işittim veda Haccında Arafat’ta, vakfede iken yanına bir bedevi geldi ve
Peygamber (s.a.v.)’in ridasının bir ucundan tutarak onu Peygamberden istedi.
Peygamber (s.a.v.) ridasını o adama verdi, o da alıp gitti işte o zamandan
itibaren dilenmek haram kılındı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurdu:
“Zengin, güçlü, kuvvetli
kimseye dilenmek helal değildir. Ancak aşırı derecede fakirlik veya aşırı
borçlu olana caizdir. Kim malını artırmak için insanlardan dilenirse kıyamet
günü dilenmesinin bir işareti olarak yüzünde tırnak izi yara ve bere olarak ve
Cehennem’den alıp yiyeceği kızgın bir taş olacaktır. Dileyen bu işaretlerini ve
yiyeceğini azaltsın veya çoğaltsın.”
Diğer tahric: Nesâî,
Zekat; Ebû Dâvûd, Zekat)