SÜNEN-İ TİRMİZİ

Bablar Konular Numaralar  

VİTR BAHSİ

<< 460 >>

7- (338). VİTR NAMAZI ÜÇ REK’AT OLARAKTA KILINABİLİR

 

حدثنا هناد حدثنا أبو بكر بن عياش عن أبي إسحاق عن الحارث عن علي قال كان النبي صلى الله عليه وسلم يوتر بثلاث يقرأ فيهن بتسع سور من المفصل يقرأ في كل ركعة بثلاث سور آخرهن قل هو الله أحد

 

قال وفي الباب عن عمران بن حصين وعائشة وابن عباس وأبي أيوب وعبد الرحمن بن أبزى عن أبي بن كعب ويروى أيضا عن عبد الرحمن بن أبزى عن النبي صلى الله عليه وسلم هكذا روى بعضهم فلم يذكروا فيه عن أبي وذكر بعضهم عن عبد الرحمن بن أبزى عن أبي قال أبو عيسى وقد ذهب قوم من أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم وغيرهم إلى هذا ورأوا أن يوتر الرجل بثلاث قال سفيان إن شئت أوترت بخمس وإن شئت أوترت بثلاث وإن شئت أوترت بركعة قال سفيان والذي أستحب أن أوتر بثلاث ركعات وهو قول بن المبارك وأهل الكوفة حدثنا سعيد بن يعقوب الطالقاني حدثنا حماد بن زيد عن هشام عن محمد بن سيرين قال كانوا يوترون بخمس وبثلاث وبركعة ويرون كل ذلك حسنا

 

Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:

 

“Rasûlullah (s.a.v.), vitiri üç rek’at olarak kılar bu rek’atlarda dokuz kısa sûre okur, her rek’atta üç sûre okurdu ki son okuduğu sûre “İhlas” sûresi olurdu.”

 

 

Diğer tahric: Müsned: 640

 

Tirmîzî: Bu konuda Imrân b. Husayn, Âişe, İbn Abbâs, Ebû Eyyûb’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Abdurrahman b. Ebza yoluyla Übey b. Ka’b’den hadis rivâyet edilmiştir. Aynı şekilde Abdurrahman b. Ebza’nın kendisinden de hadis rivâyet edilmiştir. Bazı hadisçiler Abdurrahman’ın kendisinden rivâyet etmekte Übey b. Ka’b’ı zikretmemektedirler. Kimisi de Abdurrahman b. Ebza ve Übey b. Ka’b diyerek rivâyet etmektedirler.

 

Tirmîzî: Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki dönemlerden bir kısım ilim adamları vitr namazının üç rek’at kılınması görüşündedirler.

 

Sûfyân es Sevrî diyor ki: Dilersen beş, dilersen üç, istersen bir rek’at kılabilirsin, ben üç rek’at kılmayı seviyorum. İbn’ül Mübarek ve Küfelilerin görüşleri de böyledir.

 

Saîd b. Yakup et Talekanî, Hammad b. Zeyd’den, Hişâm’dan, Muhammed b. Sirin’den naklederek demişlerdir ki: Yani sahabe ve tabiin ileri gelenleri beş, üç ve tek rek’at olarak kılarlar, hepsini de iyi görürlerdi.