ZEKAT’IN FARZİYETİNİN DELİLLERİ:

 

Zekatın farziyyeti Kitab, Sünnet ve icma' ile sabittir. Binaenaleyh onu inkar etmek,  küfürdür.

 

KUR'AN'DAN DELİLİ: “zekat veriniz.”[Bakara 110.]  "onların mallarından kendilerini temizleyip tezkiye edeceğin bir zekat al"[Tevbe 103] gibi ayetlerdir.

 

Kur'an-ı Kerim'de zekat seksen iki yerde namazla beraber zikredilmiştir.

 

 

SÜNNET'TEN DELİLİ Bu bölümde göreceğimiz hadislerdir:

 

Zekatın farz kılınmasının hikmetlerinden bazısı: (kalanını ALLAH AZZE VE CELLE BİLİR)

 

a. Zekat fakirin, zenginin malındaki bir hakkıdır. Nitekim "onların mallarında dilenci ile mahrumun hakkı vardır."[Mearic 24-25] ayetinde, zekatın fakirin hakkı olduğu bildirilmiştir.

 

b. Zekat mal nimetini veren Allah'a şükür için farz kılınmıştır.

 

c. Zekat Allah'a inanma hususunda kulun samimi olup olmadığını denemek için farz kılınmıştır. Zekatını veren zengin, Allah'ın emrini yerine getirmiş imtihanı kazanmış olur.

 

d. Zekat, insanlık kadar eski olan fakirlik problemine İslamın çare olarak getirdiği müesseselerden biridir. Zekat sayesinde fakirlerin sayısı azalır, dolayısıyla fakirlik sebebiyle meydana gelen birçok olayın önü alınmış olur.

 

e. Zekat zenginleri cimrilik hastalığından korur, dolayısıyla onların feraha ermelerine sebeb olur.

 

f. Zekat fakirleri rahatlatır, onlara toplumda normal yaşama imkanı sağlar.

 

g. Zekat zenginlerle fakirler arasında sevgi ve saygı duygularını artırmaya bir vesiledir.

 

h. Zekatın İslamî devlet tarafından toplatılıp müstahaklarına verilmesi, onu vermeyenlere müeyyideler uygulaması onun aynı zamanda siyasî bir nizam olduğunu ortaya koyar.

 

Zekat Kur'an ve hadislerde bazan "sadaka" diye geçer. İsim ayrıdır, fakat mana birdir. el-Maverdi, el-Ahkamu's-Sultaniyye adlı eserinde şöyle demiştir: "Kur'anMa geçen sadaka kelimesi zekat manasınadır. Demek ki o devirde sadaka ile zekat kelimeleri aynı anlamda kullanılıyordu. Sonraları sadaka kelimesi farz değil de tatavvu1 olarak yapılan hayırlar için kullanılmaya başlandı."