CENNET الجنة
[Beyhaki D.Nübüvve] ‘‘..........Sonra
öyle bir vadiye geldiler ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orada
temiz ve soğuk bir rüzgar hissetti. Misk kokusu aldı ve bir ses işitti.
"Ey Cibril! Bu temiz ve soğuk rüzgar ile güzel koku nedir?'' diye sorunca,
Cibril şöyle dedi:
''Bu Cennetin sesidir.
O: ‘‘Ey Rabbim! Bana vaad ettiklerini ver. Odalarım, ipek atlasım, ipeğim, ince
ipekli kumaşım, kalın ipekli kumaşım, harikulade şeylerim, incim, mercanım,
gümüşüm, altınım, kupalarım, sergilerim, İbriklerim, bineklerim, balım, suyum,
sütüm şarabım çoğaldı. Bana vaad ettiklerini ver’‘ demektedir. Yüce Allah:
‘‘Müslüman her kadın ve her erkek, mümin her kadın ve her erkek, bana ve
peygamberlerime iman eden, salih amel işleyen ve hiçbir şeyi bana ortak
koşmayan her kişi senindir. Benden korkanı emniyette kılarım. Benden isteyene
istediğini veririm. Benim için infakta bulunana mükafat veririm. Bana tevekkül
edene Ben yeterim. Ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur. Ben vaad ettiğim
şeyleri yerine getirenim. Müminler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki,
namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş
sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekatı öderler. Onlar ki, ırzlarını
korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun
dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek
isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri
sözlere riayet ederler. Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler. işte
bunlar varis olanların ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetlerine varis
olurlar. Onlar orada ebedi kalacaklardır. Andolsun, biz insanı, çamurdan
(süzülmüş) bir özden yarattık. Sonra onu az bir su (meni) halinde sağlam bir
karargaha (ana rahmine) yerleştirdik. Sonra bu az suyu "alaka" haline
getirdik. Alakayı da "mudğa" yaptık. Bu "mudğa"yı da
kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir
yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne
yücedir!''(Muminun 1-14) buyurunca, Cennet: ‘‘Razı oldum’‘ dedi."
Saffat, 50-61: 50.
Birbirlerine yönelip karşılıklı soru sorarlar. 51. Aralarından birisi diyecek
ki: "Gerçekten benim bir dostum vardı; 52. "O diyordu ki: 'Gerçekten
sen inananlardan mısın? 53. "Biz ölüp toprak ve kemikler olduğumuz zaman(dan
sonra) gerçekten biz mi hesaba çekilip cezalandırılacağız?"
54. Diyecek ki:
"Siz de bakar mısınız?" 55. Baktı ve onu cehennemin ortasında gördü.
56. Dedi ki: "Vallahi az kalsın beni de helak edecektin. 57. "Eğer
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de hazır edilenlerden olurdum. 58. "Gördün
mü? İşte biz ölümü tatmayacağız; 59. "İlk ölümümüzden sonra. Hem bize azab
edilmiyor da, 60. "Şüphesiz ki, bu büyük kurtuluşun ta kendisidir."
61. İşte çalışanlar böylesi için çalışsınlar. [Tefsiri]
Metalibu’l-Aliye 4694 ..... Huru'l İyn: "Ben senin için saklanmış
hurilerdenim" der. Adam kırk yıl boyunca ona bakar ve doyamaz. Gözünü
ondan asla ayırmaz. Sonra gözünü üstündeki odalara diker. Bir de bakar ki ondan
daha güzel bir diğeri... Huruliyn ona: "Senden nasibimizi alma vakti daha
gelmedi mi?" der ve adam onunla uzanır. Kırk sene daha ona bakar ve yüzünü
ondan çevirmez.
Cennetin ve Cennetliklerin Vasfı (Metalibu’l-Aliye)
Cennete Son Girecek Kimse (Metalibu’l-Aliye)
Cennet ile Cehennemin Yaratılmış ve Sahipleri için
Hazırlanmış Olması (Beyhaki)
Müminlerin Ebedi Yerlerinin Cennet Olması (Beyhaki)
HZ. ADEM (A.s.)'İN CENNETE GİRMESİ ve BURADAN
ÇIKARILMASİ (İbnü’l-Esir)